19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Cumhurbaşkan Erdoğan: Ekmeden biçme dönemi, 16 Nisan'dan sonra bitiyor

Esenler'de toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkan Erdoğan, 'Ekmeden biçme dönemi, 16 Nisan'dan sonra bitiyor. Bütün mesele çalışmakta, gayret etmekte.' dedi.

AA26 Mart 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkan Erdoğan: Ekmeden biçme dönemi, 16 Nisan'dan sonra bitiyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenler'deki toplu açılış töreninde, toplam yatırım bedeli 271 milyon lirayı bulan eser ve hizmetlerin Esenler'e kazandırıldığını kaydetti.

Esenler'in İstanbul'un kadim yerleşim alanlarına ev sahipliği yaptığını, Osmanlı döneminde Avrupa'ya sefere çıkan ordunun, Esenler'deki Davutpaşa sahrasından uğurlandığını ve seferden dönen ordunun burada karşılandığını anlatan Erdoğan, bugünkü Davutpaşa Kışlası'nın da Osmanlı'nın Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından sonra kurduğu yeni ordu için inşa edildiğini söyledi.

Erdoğan, "Bugün de Esenler Türkiye'nin içeride ve dışarıda yürüttüğü mücadelelerin kalesidir, sembolüdür. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde yüzde 66 ile İstanbul'da ilk sıralarda yer alan Esenler'in 16 Nisan'da daha yüksek oranla değişime sahip çıkacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Esenler'in Türkiye'nin her yerinden gelenleri kardeşçe barındırdığını dile getiren Erdoğan, alanda bulunanlara "Esenler, istikrarın, güvenin önemini bilir mi?" diye sorarak, "Evet" yanıtını aldı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şair ne diyor? 'Seni boydan boya sevmişim/Ta Kars'a kadar Edirne'den/Toprağını, taşını, dağlarını/Fırsat buldukça övmüşüm/Sen vatanımsın, ekmeğimsin/Duyduğum, bildiğim zafersin yıllarca.' Bu topraklar, bu vatan böyle. Bizler ülkemizi işte böyle severiz, öyle değerli görürüz. Onun için 16 Nisan bir kırılma noktasıdır. Buna hazır mıyız? Unutmayın ağlamamız da gülmemiz de vatanımız içindir. Onun için de ülkemiz, milletimiz için en iyisi, en güzeli, en hayırlısı neyse onu yapmanın gayreti içinde olduk. İstanbul'da 4,5 yıl büyükşehir belediye başkanlığı yaptım. İstanbul'a, İstanbullara hizmet etmek dışında tek bir eylemim, tek bir işim, tek bir sözüm gösterilebilir mi? Susuzluktan aldık suya kavuşturduk. Çöp dağlarını kaldırdık, tertemiz bir İstanbul hazırladık. O sisli puslu kirli havaları, maskeli geçen yılları düşünün, tertemiz bir İstanbul meydana getirdik. 2,5 milyar dolar borçla devraldık, 1,2 milyar dolar borçla devrettik. Bir taraftan da yatırımları yaptık, alt yapı, üst yapı vesaire. Bedelini cezaevine düşerek ödemiş olsam da İstanbul'u sevmekten, İstanbul'a hizmet etmekten asla pişman olmadım, olmayacağım. Aynı şekilde bu ülkede 12 yıla yakın başbakanlık yaptım. Son 2,5 yıldır cumhurbaşkanı olarak hizmet veriyorum. Her türlü tehdide, tacize, bildiriye, açık, gizli saldırıya, hatta darbe, darbe teşebbüslerine maruz kalmamıza rağmen inanın bana, yürüdüğümüz yoldan dönmeyi bir an bile düşünmedik. Bu süre içinde yapamadıklarımız elbette vardır, ama yaptıklarımızla ülkemize Cumhuriyet tarihimizin tamamında yapılanların katbekat üzerinde hizmetler kazandırdık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, gıda tarımda, enerjide, toplu konutta, demiryollarında, havayollarında, tünellerde, barajlarda, sosyal yardımlarda Türkiye'ye yaptığımız hizmetleri en iyi halkım biliyor."

- "Batı niye çıldırıyor?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 270 bin yeni derslik yapıldığını, milli bütçenin yarısının milli eğitime ayrıldığını, 105 yeni üniversite kurulduğunu, 3 bin 500 yeni hastane ve 7 bin 500 yeni sağlık merkezi inşa edildiğini, buraların en modern cihazlarla donatıldığını, 500 bin sağlık çalışanı atandığını, 4 bin 200 yeni ambulans hizmete sokulduğunu anlattı.

Helikopter ve jet ambulanslarla hizmet verildiğini belirten Erdoğan, "Niye? Benim Ahmedime, Mehmedime, Ayşeme, Fatmama, bunlar yakışmaz mı? Onlar buna layık değil mi?" dedi.

Erdoğan, İstanbul'a iki dev şehir hastanesi yapılacağını söyledi.

Üçüncü havalimanının ilk etabının gelecek yılın ilk çeyreğinde açılacağını bildiren Erdoğan, "Yılda yolcu sayısı 90 milyon. 2023'te ikinci etabını da açacağız, kapasite 150 milyon olacak. Dünyanın bir numarası... Batı niye çıldırıyor? İşte bundan dolayı, 'Ya bu Türkiye nasıl böyle ayağa kalkıyor?' Şimdi bak ne diyor bunlar? 'Hayır', değil mi? Böyle bir havalimanına bunlar 'evet' diyemez. Ecdadımız ne dedi? 'Bizim atlarımızın nallarının uzandığı yere, bunların rüyaları, hayalleri bile ulaşamaz.' İşte buyurun, 'hayır' diyenlere bakalım. Bunlar, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, Osmangazi Köprüsü'ne, 3 yıl içinde 200 milyon yolcunun denizin altından boğazdan geçtiği Marmaray'a, Avrasya Tüneli'ne, Körfez Köprüsü'ne 'Hayır' dediler mi? Şimdi ben merak ettim acaba 18 Mart Çanakkale Köprüsü'ne ne derler diye, sesleri çıkmadı. Bunlar bu güzelim hizmetlere 'hayır' dediklerine göre demek ki biz isabetli bir yoldayız."

Erdoğan, 14 yılda 19 bin kilometre bölünmüş yol yapıldığını, 79 yılda Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre yol yapıldığını anlatarak, "Bunlar üretim değil mi? Gözü var görmüyor, kulağı var duymuyor, ağzı var konuşmuyor. Niye? Çünkü bunların kalpleri mühürlenmiştir." dedi.

Vatandaşların "Kıskananlar çatlasın" sloganları üzerine Erdoğan, "Çatlamasın. Onlar da öğrenecekler." dedi.

Toplu konutta, 760 bin konutu geride bıraktıklarını ifade eden Erdoğan, "Halep oradaysa, arşın Esenler'de. 25 hava alanımız vardı, şimdi 59. Biz buyuz. Biz bu millete aşığız, biz dertliyiz. Biz dağları dele dele geliyoruz. Biz Ferhatız, millet Şirin. İnşallah daha deleceğimiz çok dağlar var, yapacağımız çok bölünmüş yollar, otobanlar, havalimanları, köprüler var. Bütün bunlarla biz en doğuyu en batıya, en kuzeyi en güneye yaklaştırıp, milletimizi birbiriyle kucaklaştıracağız." diye konuştu.

Türkiye'yi istismar siyaseti yaparak değil, hizmet hassasiyetiyle ve aşkıyla geliştirdiklerini dile getiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Ne dedik? Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geliyoruz dedik. Şimdi diyorlar ki 'Neyiniz eksik de yönetim sistemini değiştirmeye çalışıyorsunuz?' Biz yönetim sistemini kendi keyfimiz için değiştirmenin peşinde değiliz. Neyimizin eksik olduğunu 7 Haziran seçimlerinde gördük, değil mi? Bir fırsat yakaladılar zannettiler ki artık biz iktidarız. Siz iktidar olamazsınız çünkü sizin derdiniz başka. Hemen Diyarbakır'da 53 kardeşimizi öldürdünüz. Ölen Kürt, öldüren de Kürt'tü, değil mi? Çünkü bunlarda insan sevgisi diye bir şey yoktur. Onlar benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi değil, bunlar terör örgütlerinin temsilcisidir.

Ne dedik? Biz bu vatanı size böldürtmeyeceğiz, milletimizi böldürtmeyeceğiz. Dün Hakkari'de İkiyaka Dağı'nda 19 terörist etkisiz hale getirildi. Bu sabah Erzincan'da 14 terörist etkisiz hale getirildi. Çünkü bu milletin evlatları mutluluğu, huzuru, refahı yakalayana kadar, onlarla silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, korucularımız beraber bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Onun için ben silahlı kuvvetlerimizin, polisimizin, korucularımızın hepsine teşekkür ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum."

Şayet milletin desteğiyle inisiyatif alıp, Türkiye'yi o belirsizlik döneminden çıkarmamış olsalardı bugün belki de yeniden 1990'ların o koalisyon dönemlerine dönüleceğini belirten Erdoğan, "Neyimizin eksik olduğunu 15 Temmuz'da gördük. Şayet yine milletimizle bir olup, darbecilerin karşısına dikilmemiş olsaydık, belki yeni bir 27 Mayıs faciasıyla karşı karşıyaydık. Demek ki bizim çalışmamız, gayret etmemiz, eser ortaya koymamız, geleceğimizi etkileyecek birtakım tehlikelerin, birtakım tehditlerin varlığını ortadan kaldırmıyor. Bunun için sürekli kriz üreten sistemin değişmesi lazım. Biz de işte bu tehditlerle, milletimizin ve onun temsilcisi olacak siyasi kadronun, daha kolay mücadele edebilmesini sağlamak için yönetim sistemini değiştirmek istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'ı anlamak için çok partili hayata geçilen 1950 yılından beri yaşananlara bakmanın yeterli olacağını ifade ederek, şunları kaydetti: "Demokrasinin, milli iradenin hakim olabilmesi için atılan her adımın darbeciler, vesayetçiler tarafından kesildiğini gördükten sonra nasıl aynı şekilde devam edilmesine rıza gösterebiliriz. Üstelik bu konu bir anda ortaya çıkmış da değildir. Geçmişte, ülkemizde sorumluluk üstlenmiş, milletimizin derdiyle dertlenmiş kim varsa, hepsi de dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmiştir. Gelinen yer, hep bizim 16 Nisan'daki anayasa değişikliği ile gerçekleştirmek istediğimiz yönetim sistemi olmuştur. Muhalefeti dinleyen sanır ki Tayyip Erdoğan bu sistemi kendisi için değiştirmek istiyor. Benim 16 Nisan'a çıkacağımın garantisi var mı? Yok. Öyleyse demek ki bu benim için değil, ülkem için. Sultan Süleyman'a kalmayan dünya bize mi kalacak."

- "Türkiye tarihi bir karar verecek"

Amaçlarının, Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaşabileceği, terörle mücadelesini daha etkin şekilde yürütebileceği, dünyadaki saygınlığını yükseltebileceği bir sisteme kavuşturmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, "İki kelime; istikrar ve güven. Biz bunun sistemle güçlü hale gelmesini istiyoruz. Gayretimiz bunun için." dedi.

Meclisin 339 milletvekilinin "evet" oyuyla bu konudaki görevini bitirdiğini, şimdi sıranın millette olduğunu ifade eden Erdoğan, 339 milletvekiline, Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür etti.

Sıranın millette olduğunu dile getiren Erdoğan, "Esenler'in kararı 'evet' mi? İstanbul'un kararı 'evet' mi? Türkiye'nin kararı 'evet' mi? Büyük Türkiye için 'evet' mi? Güçlü Türkiye için 'evet' mi? Müreffeh Türkiye için 'evet' mi? İstikrarlı Türkiye için 'evet' mi? Öyleyse, 'evet, evet, evet'..." diye seslendi.

Türkiye'nin, dünyanın ve bölgenin büyük bir dönüşüm içinde olduğu bu süreçte tarihi bir karar vereceğini, bu meseleyi komik benzetmeleriyle şahsi hale getirenlerin, yalanlarıyla sulandıranların, çarpıtmalarıyla başka tarafa çekmek isteyenlerin amacının başka olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Onlar, Türkiye bu dönüşüm sürecini güçlü bir şekilde karşılayamasın, eskiden olduğu gibi sırtı yerden kalkmasın, hep birilerine muhtaç olarak yaşasın istiyorlar. Hani bir zamanlar IMF'ye borçluyduk ya. Biz göreve geldiğimizde IMF'ye ne kadar borcumuz vardı? 23,5 milyar dolar. Ödedik, ödedik, ödedik, 2013 sıfırladık. Biz bitirdik, biz. Bizden öncekiler, parlamenter sistemden bahsedenler, parlamenter demokrasi diyenler, onlar borçlandı biz ödedik."

Erdoğan, göreve geldiklerinde kişi başına düşen milli gelirin 3 bin 500 dolar olduğunu, bunun iktidara gelmeleriyle yükseldiğini anlattı.

Erdoğan, "Diyorlar ki varsınız işte bak oluyor. Yok. Şu anda başbakan ve cumhurbaşkanı aynı ekolden olduğu için bu işi iyi bir noktaya getirdik. Ama biz şunu da biliyoruz, Sayın Sezer ile merhum Ecevit biliyorsunuz bir Milli Güvenlik Kurulunda takıştılar, anayasa kitapçığı fırlatıldı. Bir anda, ertesi gün piyasalar alt üst oldu. Halbuki aynı ekoldendi. Niye? Mesele insan değil her zaman, aynı zamanda da sistem. Kendi güçlerini Türkiye'nin zayıflığına bağlamış olanlar için 16 Nisan adeta bir kabus günüdür." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ülkeyi yönetecek olan cumhurbaşkanının en az yüzde 50 artı 1 oy almak zorunda olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Milletimizin çoğunluğunun desteğini almak, öyle gece-gündüz yalan söylemekle, sürekli palavra sıkmakla mümkün değildir. Bunun için çıkacaksınız halkın karşısına, ülke için, millet için ne hayaliniz varsa, ne projeniz, ne programınız varsa anlatacaksınız. Çalışacaksınız, ter dökeceksiniz. Eğer milletimiz size itibar ederse, teveccüh gösterirse, sandıkta oyunu verirse, sizi de ne yapar, ortaya çıkartır. Yoksa ekmeden biçme dönemi 16 Nisan'dan sonra bitiyor. Düşünün bu ülkede, geçmişte yüzde 15 oy almış bir kişi başbakanlık yaptı. Bunu biliyor musunuz? Böyle bir başbakanın yönettiği ülke ayakta kalır mı? Arkasında hiçbir desteği olmayan kişi, bu ülkede bir günlüğüne de olsa başbakan oldu. Bir gün. Ama güvenoyu alamadı. Niye? Partisi yoktu, desteği yoktu. Nitekim Türkiye tarihinin en ağır krizleri o dönemde yaşandı. Bütün mesele çalışmakta, gayret etmekte, gerisini Allah'a bırakacaksınız."

- "Türkiye'nin tökezlemesini bekliyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haçlı ordularına karşı çok büyük bir mücadele vermiş olan Nureddin Zengi'nin, "Allah'ım, Mahmud kulun zafere layık değildir. Sen Müslümanlara zafer nasip et." sözünü hatırlatarak, "Yine bir başka büyük komutan Selahaddin Eyyubi ki bir Kürttür ama Müslümandır. Ne diyor? 'Kudüs'ün fethine kadar bana tebessüm haramdır.' diyor. Ne büyüklerimiz var geçmişte ya. Onun Kürt olması, benim Türk olmam bizi birbirimizden ayırır mı? Bizi birbirimize bağlayan nedir? İslam. Biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Birbirimizi Allah için sevdik. Fatih Sultan Mehmet, surların önüne geldiği zaman ne demişti? 'Ya İstanbul beni alacak ya ben İstanbul'u alacağım." ifadelerini kullandı.

Merhum Başbakan Adnan Menderes'in de tek parti yönetimine karşı "Yeter, söz milletindir." dediğini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz ne dedik? 'Yeter, söz milletindir, karar da milletindir.' demiştik. Dikkat ederseniz bu mücadelelerin hepsinde de hem kararlılık hem tevekkül vardır. Bugün terör örgütleri ve arkalarındaki güçler bir olmuşlar, Türkiye'nin tökezlemesini bekliyorlar. Bize düşen, ülkemize dört elle sarılmaktır. Ülkemizi daha da güçlendirmektir. Hedeflerine çok daha süratli ulaştırmak için aldığımız kararın sebebi işte budur. Şahıslar için değil, milletimizin istikbali. Yönetim sistemini de bunun için değiştiriyoruz. Gelecek nesillere daha müreffeh bir ülke bırakmak için 16 Nisan'da sandığa gidiyoruz. Zaman kaldı mı? Yok. Artık çok az bir zamanımız var. Ne kadar? 22 gün. 22 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Bayanlar, kapıları çalacaksınız, bu 18 maddeyi anlatacaksınız. Bak durmak yok. Ben İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman benim hanım kardeşlerim, 40 gramlık kahveleri evlere tek tek dolaşarak dağıtıyorlardı. Ve onu niye 40 gram yapmıştık biliyor musunuz? Bir acı kahvenin 40 yıl hatırı vardır. İşte onun için. Bizi unutmasınlar diye ve unutmadınız bizi. Ve bugünlere böyle geldik. İnşallah bundan sonra da Rabbim sağlık, sıhhat verdikçe yolumuza halkımızın bir hizmetkarı olarak devam edeceğiz."

- "Asıl ses o gün sandıklardan yükselecek"

"16 Nisan'da tek millet için evet mi? Tek bayrak için evet mi? Tek vatan için evet mi? Tek devlet için evet mi?" diye soran Erdoğan, alandakilerin "evet" demesi üzerine, "Öyleyse devam ediyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Esenler'den, İstanbul'dan yükselen bu sesi duyup da hala yüreği titremeyenler varsa 16 Nisan'ı beklesin. Asıl ses o gün sandıklardan yükselecek." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eser ve hizmetlerin hayırlı olmasını dileyerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Emeği geçen tüm kardeşlerime şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Esenler'i o gece özellikle takip edeceğim. Bakalım sandıklardan ne çıkacak? Çünkü Başkan diyor ki 'İstanbul'un bir numarası olacağız.' Hadi bakalım. Bizim ilkemiz nedir? Hayrda yarışınız. Tamam."

- Notlar

Kırmızı-beyaz balonlarla süslenen tören alanında Türk bayrakları ve "evet" yazılı flamalar yer aldı. Tören alanında polis tarafından geniş güvenlik önlemleri uygulanırken, açılışa gelenler üstleri aranarak alana alındı.

Konuşmaların ardından Erdoğan ile protokol üyeleri, kurdele keserek eserlerin toplu açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sırada, "16 Nisan'a var mıyız? Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bütün projeler ve eserler Esenler'imize hayırlı olsun. İnşallah 16 Nisan bir dirilişin başlangıcı olacak. Bunu sizin emeğinizle başaracağız. Yoğun bir çabayla bunu da inşallah başaracağız." dedi.

Açılıştan sonra otobüsle alandan ayrılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. Erdoğan, vatandaşlara satranç takımı, kahve ve çiçek verdi.