19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sayın Bahçeli'ye ayıp olur diye gösteremedim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi'nde bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasının büyük bölümünde CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni karalamak için çok uğraştı. 'Klozetleri altın' dedi. Bir kere zar zor geldi, onda da yanımızda Sayın Bahçeli vardı, ona ayıp olur diye klozetleri gösteremedim.' ifadelerini kullandı.

31 Aralık 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi'nde bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasının büyük bölümünde Kılıçdaroğlu'na yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki tuvaletlerin klozetlerinin altın olduğunu söyledi. Bir kere zar zor geldi, klozetleri gösteremedim, zira sayın Bahçeli de yanımızdaydı ayıp olur diye. Bu kişi çamur at, tutmasa da izi kalır taktiği ile hareket ettiği için yüzünde kızarma emaresi göremedim." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

AK Parti teşkilatlarımızın kıymetli mensupları sizleri en kalbi duygularımla, hasretle muhabbetle selamlıyorum. Buradan tabiatı güzel, suyu güzel şehrin tüm ilçelerindeki vatandaşlarıma selamlarımı iletiyorum. Bir şeye özellikle teşekkür etmek istiyorum. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 74 ile şahsıma teveccüh gösterdiniz.

16 Nisan'da ile yüzde 71 ile 'evet' dediniz. Rabbim yol arkadaşlığımızı daim eylesin. Düzce teşkilatımızda görev alan tüm kardeşlerime emekleri, gayretleri için şükranlarımı sunuyorum.

DÜZCE'Yİ BAŞLI BAŞINA BİR MARKA HALİNE GETİRDİK

Düzce Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın izinden gidiyor. Yeni yapılan derslik sayısı 1810'a yükselmiş. 300 yataklı hastanemiz de hizmete girmiş. Deprem kuşağında bulunan Düzce için sağlıklı yapılaşma çok önemli. 15 yılda 9 milyar liralık, yani 9 katrilyonluk yatırımla Düzce'yi Bolu Dağı ile Sakarya Irmağı arasına sıkışmış şehir olmaktan çıkartıp başlı başına bir marka haline getirdik.

Önümüzde aşmamız gereken yeni bir imtihan daha bulunuyor. Bu, 2019 seçimleridir. Tam bir seferberlik ruhu ile 2019'a hazırlanmak zorundayız. Kongrelerimizi ben bu şahlanışın bir işaret fişeği olarak görüyorum. Bugün Düzce'de bunu görüyorum. Siyasi hayatımda ben bu tür kongreler yaşamadım ama şimdi yaşıyorum.

SEFERBERLİK RUHU İLE 2019'A HAZIRLANMAK ZORUNDAYIZ

16 Nisan'da ne oldu gördünüz. Birileri 'hayır' kampanyası sürdürdü. Beraber olduğumuz arkadaşların olması bizi üzdü. Hiç önemli değil. Kişi sevdikleri ile beraber haşrolacaktır. Siyaset boşluk kabul etmez. Birileri gider bizi binbir yalanla başka türlü anlatır. Birileri gider, Bolu Dağı Tüneli'ni patateslerle doldurmaya, doğalgazla doldurmaya çalışır. Fakat biz bu aklı evvellere işin doğrusunu anlattık. Bolu Dağı'nın nasıl geçileceğini gösterdik. Şimdiden çalmadık kapı, sıkmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak, bu şekilde çalışmalara başlayacağız.

BERABER OLDUĞUMUZ ARKADAŞLARIN OLMASI BİZİ ÜZDÜ

16 Nisan'da ne oldu gördünüz. Birileri 'hayır' kampanyası sürdürdü. Beraber olduğumuz arkadaşların olması bizi üzdü. Hiç önemli değil.

İŞİN DOĞRUSUNU ANLATTIK

Siyaset boşluk kabul etmez. Birileri gider bizi binbir yalanla başka türlü anlatır. Birileri gider, Bolu Dağı Tüneli'ni patateslerle doldurmaya, doğalgazla doldurmaya çalışır. Fakat biz bu aklı evvellere işin doğrusunu anlattık. Bolu Dağı'nın nasıl geçileceğini gösterdik. Şimdiden çalmadık kapı, sıkmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak, bu şekilde çalışmalara başlayacağız.

TÜM ŞEHİTLERİMİZE ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUM

15 Temmuz'da Gölbaşı Özel Harekat Merkezi'nde alçakça şehit edilen Düzce'li Emniyet Müdürümüz Ufuk Baysan'a ve tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum..

YAKIN TARİHİMİZİN PUSLU HADİSELERİNİ TARTIŞABİLECEĞİMİZE İNANIYORUM

Ülkemiz büyüdükçe yakın tarihimizin puslu hadiselerini tartışabileceğimize inanıyorum.

TÜRKİYE BÜYÜDÜKÇE MARUZ KALDIĞIMIZ TEHDİTLERİN ÇAPI DA BÜYÜYOR

Asırlardır olduğu gibi bugün de vatanımızı korumak için gözümüzü kırpmadan şehadete yürüyecek cesarete sahip olduğumuzu gösterdik gösteriyoruz. Şunu unutmayın; Türkiye büyüdükçe, maruz kaldığımız tehditlerin çapı da büyüyor. Eskilerin dediği gibi, büyük başın derdi büyük olurmuş. Biz zillete asla rıza göstermeyiz. Biz beşer planında hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Biz haksızlık karşısında sessiz kalamayız. Tehditler ne kadar büyük olursa olsun mücadeleden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.

BİZDEN BU DERECE ÇEKİNİYORLAR

En güçlü çıkış ve askeriyede de bunu hep öğretirler, savunma taarruzdur. Biz de bunu yapıyoruz. Ülkemize yönelik tehditlerin büyüklüğüne bakınca biz de diyoruz ki ne güzel, demek ki bizi böyle görüyorlar, bizden bu derece çekiniyorlar. İnançla, azimle çalışarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandık. Partimizi kurup ilk seçimde 16 ayda iktidara geldik. Aynı tarihlerde benzer şartlara sahip olduğumuz ülkelere bakmak lazım. Bizim 3 kat büyüdüğümüz dönemde onlar ancak yüzde 20-30 seviyesinde büyüme gösterdiler.

BEN BU MİLLETE AŞIK OLMAYAYIM DA KİME AŞIK OLAYIM

Şair ne diyor? "Yüyüyeceksin, millet yürüyecek arkandan" diyor ya. İşte biz de hiç durmadan yürüyoruz. Milletimiz de bizim yalnız bırakmadı, hep destekledi. İşte 15 Temmuz gecesi milletimize çağrıyı yaptık mı? Yaptık. Caddelere, meydanlara dedik mi? Dedik. Benim milletim çıktı mı, yürüdü mü? Birisi de vardı ki o adresi şaşırdı. Bir televizyon kanalında kendisine soruyorlar, siz niye yoktunuz diyor. Bana da haber verseydi Cumhurbaşkanı ben de gelirdim diyor. Biz çağrımızı millete yaptık, biz milletimize meydanlara, caddelere yürüyün dedik, milletin yürüdü. Demek ki bu beyefendi milletin bir ferdi değildi. O da havaalanına geldi, tanklar var on binler var. Ama o adamlarını FETÖ'cülere gönderdi. Beraber çalışıyorlar ya, görüşmeden sonra Bay Kemal'e yol açıldı. Yol açıldıktan sonra kendisine ayrılan araca bindi Bakırköy'e gitti. Oteller kapalıymış, Belediye Başkanı'nın evine gitti. Bunların hepsi kayıtlarda var mı? Var. Televizyon kanalında darbeyi takip ediyor. 1.5-2 civarı biz de Atatürk Havalimanı'na iniyoruz. F-16'lar, helikopterler uçuyor, hamdolsun milletimiz geldiler. Biz onların arasında terminale giriyoruz ve orada basın toplantımızı yapıyoruz. Bak ne diyor? O diyor zaten manevracı Kemal'dir diyor. İlginç olan şey şu. Biz basın toplantımızı yaptık, Valimiz, 1. Ordu Komutanımız geldiler ve oradan saatlerce, 16 saat bütün operasyonları yönettik. Ne diyor kendisi bir darbe olduğu zaman tankların karşısına ilk önce ben çıkarım. Tankların karşısına çıktı, hemen yanlarından sıyrışıp Bakırköy'e geçti. Ben bu millet aşık olmayayım da kime aşık olayım ya? Biz bu vatan için bu millet için fedai can etmeyeceğiz de neresi için fedai can edeceğiz. Bugün artık millete can borcumuz var. Bunun içim var gücümüzle çalışıyoruz.

HER İHANETİN ARKASINDAN ÇIKMASI TESADÜF DEĞİL

Ana muhalefetin başındaki zatın garip garip şeyleri oluyor. Oturduğu koltuğa gelişi dahi şaibeli olan bu zatın, ülkemiz aleyhine olan her ihanetin arkasından çıkması tesadüf olamaz. Sanıyorum kendisini birileri özel olarak görevlendirdi. Ana muhalefetin potansiyelini heba etme konusunda gösterdiği gayretlere baktığımızda başka bir izah bulamıyoruz. Bu zatın yüzü bir kez olsun kızarmadı ya. Foyasını ortaya çıkardığımz halde bir gün dahi utanmadı. Çok da pişkin. Biz bu iğrenç tavrı FETÖ'cülerden çok iyi tanıyoruz. Önlerine konan tüm delillere rağmen ısrarla yapmadık, etmedik, görmedik diyorlar. Bu zatın yüzsüzlüğü ile aynı.

İSPAT EDEMEZSEN ÇEKİLECEKSİN DEDİM, ÇEKİLMEDİ

CHP'nin başındaki zat o koltuğa oturduğundan beri aynı yalanları söylüyor ama her seferinde bu defa iktidar olacağız diyor. Aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar çıkmasını beklemenin ne anlama geldiğini bilenler bilir. Fakat, azim farklı şeydir, akıl tutulması başka şeydir. Bir ara çıktı, "Cumhurbaşkanı ve ailesi yurt dışındaki bir takım hesaplara milyonlarca dolar para gönderdi" dedi. Paçavraları sallayarak "Delilleri bu" dedi. Bir ara da şahsımın İsviçre'de hesapları olduğu yaygarasını koparttı. Görevden çekilmeyi karşı teklif olarak söyledim. İspat edemezsen sen çekileceksin dedim, çekilmedi. İspat etti mi? Etmedi. "Erdoğan'ın Baykal'ın kasetini izlediğini gördüm" dedi. "Böyle bir şey hatırlamıyorum" dedi. Şu anda Bakan olan bir belediye başkanımıza iftiraları yüzünden ödediği iftiraların haddi hesabı yok.

BİR KERE ZAR ZOR GELDİ, KLOZETLERİ GÖSTEREMEDİM

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki tuvaletlerin klozetlerinin altın olduğunu söyledi. Bir kere zar zor geldi, klozetleri gösteremedim, zira sayın Bahçeli de yanımızdaydı ayıp olur diye. Bu kişi çamur at, tutmasa da izi kalır taktiği ile hareket ettiği için yüzünde kızarma emaresi göremedim.

BUNDAN SONRA KOLAY AF YOK

İftiralarla ilgili davalar açıldı, yargıda bütün akrabam, hepsi yüzleşecekler. Bundan sonra kolay kolay af yok.

15 TEMMUZ'DA BAY KEMAL'IN TAKIMI BİZLERLE BERABER YÜRÜMEDİ

15 Temmuz mücadelesine şehitlerimize dil uzatmaya başladılar. Kurtuluş Savaşımız sırasında da birileri bu kutlu mücadeleye saldırıyorlardı. 15 Temmuz'a saldırmakla, Çanakkale Savaşımıza dil uzatmak arasında fark yoktur. Açık söylüyorum, 15 Temmuz gecesi Bay Kemal'in takımı, bizlerle beraber, MHP'li kardeşlerimizle beraber yürümediler. Bay Kemal'in takımı ortalıkta yoktu. Onlar tam aksine Bağdat Caddesi'nde tankları alkışlıyorlardı. Biz de bu mandacı kafayı, bu mankurtları çok iyi biliriz. Bu ana muhalefeti biz nasıl ciddiye alacağız.