18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Gaz kaçağına el koyduk

Ortadoğu’daki enerji savaşlarına Akdeniz’in Kıbrıs havzası da dahil oldu. Rum yönetimince dünya enerji devlerine tek taraflı verilen sondaj iznine Türkiye itiraz etti, bölgeye 2 araştırma gemisi göndererek ‘oyunda ben de varım’ dedi.

SELİM EFE ERDEM 18 Temmuz 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Gaz kaçağına el koyduk

Türkiye’de yıllardır “Irak, İran, Azerbaycan’dan fışkıran petrol bizim sınırda mı bitiyor” diye tartışılır ama benzer durumla bu defa denizde, Akdeniz sınırlarımızda karşı karşıyayız. Denizin Kıbrıs, Lübnan, İsrail, Mısır bölümünden doğalgaz fışkırıyor ama ne hikmetse Türkiye’nin karasularına gelince gaz birden bitiyor… Üstelik, Rum yönetiminin uluslararası sularda tek taraflı ilan ettiği 13 parsellik ‘Münhasır Ekonomik Bölge’nın (MEB) ikisi dışındakileri KKTC ve Türkiye’nin MEB alanlarıyla çakışıyor ve burada 8 büyük petrol şirketi Türkiye’den izinsiz faaliyet yürütüyor. “Akdenizde suların bu yaz çok ısınacağına” dikkat çeken Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve emekli Tuğgeneral Fahri Erenel, enerji kaynaklarının bizim sınırlarımızda bitişinin nedenini ve Akdeniz’deki uluslararası satrancı harita üzerinde anlattı. 

AB’YE YETECEK KADAR

28 AB ülkesinin tüm doğalgaz ihtiyacını tek başına yıllarca karşılayabilecek rezervler, bölgedeki uluslararası dengeleri değiştirecek yeni gelişmelere gebe. Akdeniz’deki ABD, Rus ve İsrail donanmaları arasında bölgedeki güç savaşına Türk ve Fransız savaş gemileri de dahil oldu.  

‘YOK EFSANESİ’

“Petrol ve doğalgaz yatakları, ülke sınırlarına gore değişmez” diyen Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Akdeniz’de de tüm ülkeler gaz çıkarırken bu yatakların Türk karasuları veya MEB’ine girdiğinde bitmeyeceğini belirterek şunları söyledi: “ABD Enerji Bilgi İdaresi’nin (EIA) açıkladığı haritaya gore, önemli petrol ve gaz rezervlerinin bulunduğu havza maalesef bizim karasularımıza ulaşmıyor, jeolojik bulgular bu şekilde açıklandı. Şirketler ve ülkeler, için EIA’nın haritası yönlendirici oldu. Biz bölgede yeni sismik araştırmalara başlıyoruz.”

ETRAFI GAZ KAYNIYOR 

Doğu Akdeniz’in Güney Kıbrıs Yönetimi, Mısır, İsrail arasındaki anlaşmalarla parsel parsel bölündüğünü kaydeden Prof. Kumbaroğlu, gözlerin Rum yönetimine ayrılan 11.parsele neden çevrildiğini de anlattı: “Mısır’a ait parsellerdeki Zohr doğalgaz sahası (850 milyar m3), Rum yönetimine ayrılan 11. parsele dayanıyor. Hemen yanındaki 10. parselde ABD ve Katar (Exxon Mobile & Qatar Petroleum) var. 11. parselde de bu doğalgazın olduğu açık.”

RUMLARIN 5 PARSELİ, TÜRKİYE’NİN 4 PARSELİ İLE ÇAKIŞIYOR

Türkiye’nin Akdeniz’deki MEB’de yer alan 4 parselde ise, Rum yönetiminin ilan ettiği 5 parsel yer alıyor. Rumların 1,4,5,6,7 nolu parselleri, Türk MEB’inde yer alıyor. Rumların 1 nolu parselinin batı ucu Türk MEB’i, doğu ucuysa KKTC MEB’yle çakışıyor. Rumların 13 parsellik MEB alanından sadece 10 ve 11 nolu parseller de bir çakışma yaşanmıyor.

RUMLARIN 7 PARSELİ, KKTC’NİN 2 PARSELİ İLE ÇAKIŞIYOR 

Türkiye’de Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetlerine başladı. Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi ve Oruç Reis gemilerinin sismik çalışmalarının ardından, Güzelyurt açıklarında sondaj çalışması başlayacak. KKTC Enerji Bakanlığının MEB ilan ettiği yedi parselden F ve G, Rum yönetiminin ilan ettiği 13 parselden 7’si olan 1,2,3,8,9,10,12 ve 13’ncü parsellerle çakışıyor. 

MESAFE 6 KM KRİTİK TARİH EKİM

11. Parselde, Rum yönetimi adına Fransız Total ve İtalyan ENİ’nin Panama bandıralı West Capella gemisiyle Onesiphoros 1 kuyusundaki ilk sondajın, ekim ayında sonuçlanması bekleniyor. Onesiphoros 1 kuyusu, Mısır’ın devasa doğalgaz alanı Zohr’dan sadece 6 km uzakta. Rum yönetimi, yayımladığı Navtex ile 11. parselin etrafındaki 5 mille birlikte komşu iki parseli etrafındaki beş mil mesafeyi değil, komşu iki parseli de üç aylığına tümüyle deniz trafiğine kapattı. 

TÜRK MEB’LERİNDEKİ 8 PETROL ŞİRKETİ

Kıbrıs Rum Kesimi’nin çoğunluğu Türkiye ve KKTC’nin MEB’leriyle çakışan parsellerinde şu anda dünyanın enerji devleri sondaj çalışması yapıyor. İtalyan Eni parsel 2, 3, 6, 8, 9 ve 11’de, Güney Koreli Kogas parsel 2, 3 ve 9’da, Fransız Total parsel 6 ve 11’de, ABD’li Exxon Mobil ve Katar Petroleum parsel 10’da, ABD’li Noble, İsrailli Delek ve İngiliz Şhell parsel 12’de sondaj ve doğalgaz çıkarma hakkına sahip. Bu şirketlerin bulunduğu parsellerden sadece 10 ve 11, Türkiye ve KKTC’nin MEB’leriyle çakışmıyor. 

BU BİR GÜÇ GÖSTERİSİ

Yaşanan gelişmeleri askeri olarak değerlendiren güvenlik uzmanı emekli Tuğgeneral Fahri Erenel, çatışma beklemese de bölgenin yakında donanmalarla kaynayabileceğine dikkat çekti:  “Bölgede zaden ABD, Rus ve İsrail donanmaları vardı. 11.parseli izlemek için Türkiye’nin gönderdiği TGC Gökçeada fırkateynine, Fransa’nın iki fırkateyn ile yanıt vermesi bir güç gösterisi. Bu uluslararası anlaşmalara aykırı bir tutum. Türkiye, Kıbrıs’ın garantör ülkesi ve iki toplum arasındaki anlaşmazlıklarda taraf olma hakkı var. Fransa bir garantör ülke değil ve bölgede AB sınırları değil, uluslararası sular. Bu güç gösterisinde Türk ve Fransız donanmaları, hatta Fransız uçak gemisi de bölgeye gelebilir. Ancak Türkiye’nin de KKTC ve Anadolu gibi iki büyük uçak gemisi ve hava üssü var ve ikmal sorunu da yok, dolayısıyla askeri güç gösteri Türkiye’ye baskı oluşturmaz. Bir sıcak çatışma olasılığı görmüyorum ancak bölgede sular ısınacak ve asıl amaç enerji koridorları ve Kıbrıs’ta Türkiye’yi saf dışı bırakmaya çabası. Türk askeri adadan çıkarılmak isteniyor. Ancak güçlü donanma ve hava kuvvetleri, mesafeler ve uluslararası hukuk nedeniyle tüm şartlar Türkiye’den yana. Kıbrıs’ta, zaten angajman kuralları vardı ancak bir sonraki adım olarak Türkiye yakında Akdeniz’de angajman ilan edebilir. Bunlara hiç gerek yok, barış içinde çözülebilir. Ayrıca diyelim ki bıraktık çıkardılar. Nereden nasıl tüketiciye ulaştıracaklar? Kıbrıs’ın batısından boru hattı Akdeniz’in oradaki yapısıyla ile ne mümkün ne işletilebilir. Bunu hepsi de biliyor.”