19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

İçişleri Bakanı Soylu: Bu ülkede bize rahat yoktur, olmamalıdır

JANDARMA Genel Komutanlığı'nın devir teslim töreninde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'de görev yapmanın sorumluluğunun ağır olduğunu belirterek, 'Burası zor ülkedir. Burası, işi çok olan ülkedir. Bin yıldır bu topraklar üzerinde tutunan ecdadımız, bilesiniz ki bunu bilek gücüyle yapmışlardır. İşte bu yüzden, bu ülkede orgeneralin de astsubayın da bakanın da memurun da görev ve sorumluluğunun ağırlığı aynıdır. Bize rahat yoktur, olmamalıdır' dedi.

DHA21 Ağustos 2017 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
İçişleri Bakanı Soylu: Bu ülkede bize rahat yoktur, olmamalıdır
Devir teslim töreninde konuşan Bakan Soylu, Türkiye'de rahat bir görev olmadığını belirtti. Görev bilincinin önemine değinen Bakan Soylu, "Rahat bir görev yeri, rahat bir makam, tayin olunacak sorumluluğu az bir mevki veya memuriyet yoktur. Eğer verilen bir görev veya atama size rahat geliyorsa, 'iyi yer çıktı' diye seviniyorsanız, biliniz ki o görev algınızda, sorumluluğu değerlendirmenizde bir hata söz konusudur. Ya işin ciddiyetini anlamamışsınızdır, ya da Allah göstermesin, bu ülkeyi tanımamışsınızdır. Burası zor ülkedir. Burası, işi çok olan ülkedir. Bin yıldır bu topraklar üzerinde tutunan ecdadımız, bilesiniz ki bunu bilek gücüyle yapmışlardır" diye konuştu. 
 
 
"TARİH BOYUNCA NAMLULAR SOĞUMAMIŞTIR"
 
Tarih boyunca Türkiye'nin yaşadığı zorluklara değinen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
 
"Tarih gizli saklı değil, açıp okuduğunuzda, kılıçların elden düşmediğini biliyoruz. Kapıdan ordular eksik olmamıştır, namlular soğumamıştır. Dolayısıyla bu ülkede bir görev almak, bir sorumluluk almak, makam sahibi olmak demek, daha az uyumak, dünyevi hazları unutmak; aileden, çoluk çocuktan, yeri geldi mi candan feragat etmek demektir. Bunlar hamasi laflar değildir. Hala gerçekliğini sürdüren, hatta artarak sürdüren gerçeklerdir. Bunu anlamak zor değildir. Etrafımızda yaşananlara, özellikle 2009'dan bu yana, Türkiye'nin global ekonomik krizi başarıyla atlatmasından beri yaşadığımız hadiselere bakarsanız, mevcut durumu çok rahat bir şekilde okuyabilirsiniz.  Türkiye'yi stratejik bir çembere almaya çalışıyorlar. Türkiye'yi pasifize etmeye, etkisizleştirmeye, hareket kabiliyetini sınırlamaya, Ortadoğu'da bir güç olmasını engellemeye çalışıyorlar. Şurası çok açıktır, birileri Ortadoğu'daki paylaşımı beğenmiyor, kendi kafasına ve çıkarına göre yeni sınırlar çizmek istiyor ve  Türkiye onlar için bu planda ciddi bir sorun teşkil ediyor. İşte bu yüzden, bu ülkede Orgeneralin de, Astsubayın da,  Bakanın da. Memurun da görev ve sorumluluğunun ağırlığı aynıdır. Bize rahat yoktur, olmamalıdır"
 
 
"UŞAĞUM, HANİ YE SENİN AKLUN"
 
 
Bakan Soylu, yaşadığı bir olayla Türkiye'yi örnek verirken şöyle konuştu:
 
 
"Bizim Trabzon'da, Allah rahmet eylesin,  bir yaşlı büyüğümüz vardı. Kendisine bir konu hakkında dert yandığınızda veya uğradığınız bir haksızlığı anlattığınızda, önce sizi dinler ve sonra da 'e uşağum, hani ya senun aklun' derdi. Yani 'senin aklin neredeydi, bunlar sana yapılırken, sen ne yaptın ve ne çare ürettin', derdi. Evet, Türkiye'ye bunlar  yapılmaya çalışıldı ama açıkça görülmektedir ki ülkemiz, devletiyle milletiyle el ele, bütün kurumlarıyla birlikte, yapılmak istenen operasyonlara tek tek cevap vermiştir.  Bunları hukukun üstünlüğünden taviz vermeden bütün hadiselere doğru ve hukuk içerisinde tepki verdik. Ülkede iç karışıklığa, çıkarılmak istenen iç savaşlara ve kaoslara asla müsaade etmedik"
 
 
"ERTESİ GÜN HER ŞEY NORMAL SEYRİNDE DEVAM ETTİ"
 
 
Bakan soylu, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlattığı konuşmasında şunları kaydetti:
 
"15 Temmuz kalkışmasında millet sokağa çıkmış, darbeyi sabahına varmadan büyük bir kahramanlıkla bastırmıştır. Ama ertesi gün, ülkede her şey kendi normal seyrinde devam etti. En küçük bir zafiyet gösterilmemiştir. Bir yandan devletin içine sizmiş FETÖ uzantıları temizlenirken, bir yandan Doğu ve Güneydoğu'da PKK ile büyük bir mücadeleye girilişmiş; Fırat Kalkanı Operasyonuyla DEAŞ'ın deyim yerindeyse kolu kanadı kırılmış ve kalan süprüntüleri güneye sürülmüştür"