20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

İdlib'te insanlığın gaz sancısı

Dünyanın İdlib ve Doğu Akdeniz’de kilitlenen dengesinin ana eksenini hidrokarbon potansiyeli ve enerji nakil hatlarının kesişim noktasında bulunması oluşturuyor. Uzmanlar, onlarca ülkenin karşı karşıya geldiği bölgede yaşananları ‘enerji oyunu’ olarak niteliyor.

SELİM EFE ERDEM12 Eylül 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
İdlib'te insanlığın gaz sancısı

Türkiye, Suriye’de 3.5 milyon sivilin yaşadığı İdlib’e bir yandan Esad rejiminin diğer yandan Rusya ve ABD’nin yapacağı olası askeri harekatı insani kaygılarla önlemeye çalışıyor ama arka planda bambaşka oyun sahleniyor. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ve enerji uzmanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ‘Terörle mücadelede maskesi altındaki müdahalenin arkasında İdlib’in neredeyse tüm enerji yol ve planlarının kesişme noktasında olmasından kaynaklandığını’ söyledi. Bu kış Doğu Akdeniz sularının yaşanacak gerginlik nedeniyle çok ısınacağını kaydeden  Prof. Kumbaroğlu, “Mesele insani değil, olsaydı zaten bu savaş olmazdı. Bu bir enerji oyunu. Önce Kuzey Irak’ta, sonra Suriye’de yaşandı. Şimdi İdlib, Deyrizor ve Doğu Akdeniz’e kayıyor ve işin arka planında tamamen en büyük tüketici Avrupa’ya on yıllarca yetecek petrol, doğalgaz var. Bunu görmek ve anlamak lazım” dedi.

Suriye’deki savaşın ve İdlib’teki krizin perde arkasının, enerji koridorlarıyla bağlantılı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Suriye’nin çok büyük enerji rezervine sahip olmasa da en büyük tüketici olan Avrupa Birliği’ne geçiş yolları üzerinde olduğu için çok stratejik noktada olduğunu söyledi. Prof. Kumbaroğlu, ABD, AB, Rusya, İran, Mısır ve İsrail hattındaki enerji savaşlarını şöyle anlattı:

DÖRT ENERJİ PROJESİ İDLİB’TE KESİŞİYOR

“Suriye’deki krizden önce, İran’ın Irak ve Suriye üzerinden Akdeniz’e açılan bir doğalgaz ve petrol boru hattı projesi vardı. Katar’ın da Suriye ve Türkiye üzerinden AB’deki tüketiciye ulaşan bir boru hattı projesi vardı. Katar’ın projesi Avrupa için çok daha ekonomik ve uygulanabilirdi çünkü İran üzerinden Akdeniz’e ulaşacak olan doğalgazın sıvılaştırma maliyeti yüksekti. Nedeni bilmediğim şekilde Esad buna karşı çıkıyordu. Dünyanın üç büyük doğalgaz rezervi Rusya, İran ve Katar’da ve bu projeler direkt Rusya’ya rakip oluyordu. Esad’ın Katar projesine karşı çıkmasının nedeni de bu olabilir. Bir de ABD’nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye üzerinden Akdeniz’e ulaştırmak istediği bir enerji hattı var ve bunun yolu da İdlib’ten geçiyor. Hepsi için Akdeniz’e açılan enerji kapısındaki son durak İdlib. Herkes bir taraftan Akdeniz’e çıkmak bir taraftan Türkiye’ye çıkacak İdlib yolunu kesmeye çalışıyor"

AKDENİZ’DE KİM HANGİ KONUMDA?

Prof. Kumbaroğlu, İdlib’le eş zamanlı Doğu Akdeniz ve Deyrizor’deki petrol ve doğal gaz rezervlerinin yeni gerginlik konusu olduğuna dikkat çekti: “ İsrail ve Mısır açıklarında büyük bir doğalgaz havzası bulundu. Kıbrıs’ın yanı sıra, Lübnan ve Suriye açıklarında da denizde büyük doğalgaz rezervi olduğu tahmin ediliyor ancak bu ülkelerdeki iç karışıklıklar nedeniyle değerlendirilemiyor. Biz sondaj gemilerimizi gönderiyoruz Türkiye açıkları için ama KKTC’nin stratejik önemi artmış durumda. Kıbrıs’ta siyasi çözüm bulunmazsa, işler sarpa saracak çünkü çok büyük bir doğalgaz rezervi söz konusu. Kıbrıs açıklarında, Türkiye ve KKTC’nin ekonomik münhasır alanıyla Rum kesiminin ekonomik münhasır alanları kesişiyor. Rum kesimi, arama iznini uluslararası şirketlere vermiş durumda. Aynı şekilde Suriye’de Doğu Akdeniz’deki rezerv alanı Ruslara vermiş durumda. ABD’nin ya da Rusya’nın bu bölgedeki donanmaları ve tatbikatlarının nedeni de böyle açıklanabilir. Burada Avrupa Birliği de tüketici konumunda. AB için kimin ne kadar ucuz petrol çıkacağı ve çıkarılan bu kaynaktaki ortaklığı önemli. Çin de var ama petrol ve doğalgazın asıl pazarı ve güvenli müşterisi AB ve talebi giderek artıyor.”

İTTİFAKA İHTİYACIMIZ VAR

Doğu  Akdeniz’de etrafı gazla kaynarken Türkiye’de çıkmamasının garipliğine dikkat çeken Kumbaroğlu,şunları söyledi:  “Biz Güneydoğu Anadolu da kaya gazı rezervi olduğunu biliyorduk çünkü ABD’nin kendi toprakları dışındaki 41 önemli saha olduğuna dair rapor vardı. Ancak Türkiye’nin güney sahillerine ilişkin yayınlanmış bir veri yok. Bizim daha önce yaptığımız bir araştırma da yok, yeni başlıyoruz. Ama Suriye ve Kıbrıs açıklarında doğalgaz reverzi olduğuna göre bizim denizlerimizde de olması yüksek olasılık. Doğu Akdeniz’de Katar gibi hareket edebiliriz. ABD ile sorunları var ama Katar şirketleri Doğu Akdeniz’de ABD’li şirketlerle birlikte arama yapıyor. Bizim de Akdeniz’de Katar ve ABD’li şirketlerle işbirliği yapmamız lehimize olabilir. Suriye-Lübnan-İsrail açıklarındaki sahada ve Kıbrıs açıklarında çatışma riskleri var. Soğuk kış ayları gelirken Doğu Akdeniz çok ısınacağa benziyor. Biz de sondaj çalışmalarına başladık ve bulursak bize yar etmemek için ellerinden geleni yapacak gibiler. İşin duygusallığı yok, olay tamamen enerji savaşı”

İDLİB HİKAYESİNİN SON BÖLÜMÜ HENÜZ YAZILMADI 

Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: Bütün küresel ve bölgesel aktörler, İdlib'te sıkıştı. Rusya 2015'ten itibaren Suriye'deki varlığını güçlendirdi ve Doğu Akdeniz'deki yer altı kaynakları için 'Ben de varım' diyerek ABD ve Batılıların buradaki tasarruflarını zorladı. Aslında Esad'ın hiç bir önemi yok ama Suriye rejimi İdlib'i ele geçirirse, Cenevre görüşmelerinde Rusya'nın eli güçlü olacak. ABD'in yeni Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in 'İdlib hikayesinin son bölümü henüz yazılmadı' sözü çok önemli. Körfez ve Irak'taki enerji kaynaklarının Suriye üzerinden Akdeniz'e çıkışı ve Doğu Akdeniz'deki doğalgaz kaynaklarının geleceğiyle ilgili bir mücadele söz konusu. ABD'nin küre siyasetine karşı Rusya'nın alternatif ittifakları var. ABD ve Rusya'nın bugüne kadar vekaletlerle sürdürdüğü savaşı, İdlib ve Doğu Akdeniz'de askeri tatbikatlar ve savaş gemileriyle sahaya inerek gösterdiğini görüyoruz. Bölgede 44 ülkenin donanma gücü var. İdlib'te ise sahada sıkışmış olan sivil halk var. Bir yandan da terörist diye muallak ifadeyle muhaliflerin İran ve Rusya ile birlikte rejim tarafından bertaraf edilmesi var.

TÜRKİYE MEDENİYET ONLAR RANT SAVAŞINDA 

Ekonomist, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin:Suriye, İdlib ve Doğu Akdeniz'deki savaşın nedeni, buradaki ekonomik rant. Başka ne olabilir ki? İşte bu nedenle Türkiye'nin bu ekonomik savaşı başarıyla yürütmesi IMF'siz bu sürecin içinden çıkması dünya içinde çok önemli. Türkiye, gelişmekte olan ülkelere yürüttüğü bu medeniyet diplomasisiyle örnek oldu, şimdi ekonomik saldırıları da yenmesi açısından da örnek ülke haline gelecek. Türkiye'nin medeniyet diplomasisi mücadelesini ve ekonomik savaşı da bertaraf ederek yoluna devam etmesi, Orta Doğu'daki ve Doğu Akdeniz'deki zenginliklerin tüm dünya için tüm insanlık adına kullanılabilmesine olanak vermesi açısından, sadece bazı ülkelerin çıkarlarıyla sınırlı kalmaması açısından dünya için de çok önemli. Türkiye, son 10 yıldır Başkan Erdoğan liderliğinde çok dirayetli sahada çok etkili bir medeniyet diplomasisi yürütüyor. Türkiye bu medeniyet diplomasisini, günü geldiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin başarılı operasyonlarıyla günü geldiğinde dünyanın bütün coğrafyalarında TİKA, AFAD, Kızılay, Marif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarıyla yürütüyor. Asimetrik düzenin arkasındaki küresel güçler, ne Cumhurbaşkanımızın 'Dünya 5'ten büyüktür mesajından ne de medeniyet diplomasisinden memnun değil. Bu nedenle Türkiye'nin bu alandaki becerisini kırabilecekleri umuduyla Türkiye'ye yönelik ağır bir ekonomik savaş başlattılar. Umut ediyorlar ki Türkiye'yi IMF'ye mahkum ederlerse, yürüttüğümüz medeniyet diplomasisi ile ilgili becerilerimizi tümüyle.