19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Kanal İstanbul gerçekleri

Türkiye’yi geleceğe taşıyacak tüm projelere karşı çıkan CHP’nin başını çektiği muhalif çevreler şimdi de asılsız iddialarla ‘Kanal İstanbul’u hedef aldı. İşte Türkiye’nin ‘çılgın projesi’ ile ilgili söylenen yalanlar ve gerçekler.

14 Aralık 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Kanal İstanbul gerçekleri

Kanal İstanbul Projesi ile Türkiye, uğraksız geçiş ilkelerinin ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin lafzına zarar vermeden egemen devlet olarak geçişleri dilediği gibi düzenleyebilecek. Muhalefetin iddialarının aksine, Terkos Gölü’nün suyunun İstanbul Kanalı’nı akışı engelleyecek ‘sızdırmazlık duvarı’ sistemi kurulacak. Aynı şekilde, Kanal İstanbul projesi kapsamında ada yapılması söz konusu değil. Proje alanına ilişkin doğal afet, sıvılaşma riski, deprem ve tsunami olaylarının detaylı incelenmesi ve araştırılmasına yönelik çalışmalar yapıldı ve konuyla ilgili ÇED raporları alındı. 

Günlük 160 geminin geçişine evsahipliği yapması beklenen ve 1 milyon 500 bin kişiye istihdam sağlayacak Kanal İstanbul Projesi ile ilgili spekülasyonlar devam ediyor. CHP, TMMOB gibi kuruluşlar projeyle Terkos Gölü’nün suyunun çekileceği, yeni ada oluşturacağı, Montrö Denizler Sözleşmesi’ni değiştirilmek istendiği gibi iddialarda bulunuluyor. Uzmanlar ve projeye ilişkin belgelerden yapılan derlemede iddiaların yersiz olduğu belirlendi. Bazı detaylar özetle şöyle:

KANAL GEÇİŞLERİNDE TÜRK MEVZUATI 

Uluslararası boğazlardan genel geçiş rejimi, geçiş özgürlüğü üzerine inşa edilmiştir. Türk Boğazları, Danimarka Boğazları ve Cebelitarık Boğazı gibi hukuki statüleri özel sözleşmelerle belirlenmiş boğazlardan geçiş kendi özel statülerine tabidir.Türkiye’nin egemenliği altında bulunan bir kesimde inşa edilecek olan Kanal İstanbul üzerinde Türkiye’nin yasama, yürütme ve yargı yetkileri uygulanacak. 

GEÇİŞLERİ DİLEDİĞİ GİBİ DÜZENLEYEBİLİR

Türkiye, uğraksız geçiş ilkelerinin ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin lafzına ve ruhuna zarar vermeden egemen devlet olarak Kanal İstanbul geçişlerini dilediği gibi düzenleyebilir. Türkiye, kıyı ve liman devleti olarak Boğazlardan uğraksız geçiş yapan gemiler lehine olmak üzere de düzenleme yapma yetkisine sahip.

KANAL İSTANBUL GEÇİŞLERDE DAHA CAZİP

Görüş uzaklığı ve akıntı gibi seyri olumsuz etkileyen faktörlerin yanında; mücbir sebeplerle, çatma, karaya oturma, yangın, kamu güvenliği, çevre kirlenmesi gibi tehlike durumlarında deniz trafiğinde yoğunluklar yaşanıyor. Son 13 yılın ortalamasına göre her bir geminin payına düşen demir yerlerindeki bekleme süreleri ortalama 13.7 saat olarak tespit edildi. Kanal İstanbul, bu durumda geçişleri cazip hale getirecek. 

SUYUN KİMYASAL YAPISI BOZULMAYACAK

Kanal İstanbul’un teşkil edilmesi durumunda yaklaşık yüzde 12 seviyesinde, fazla suyun Karadeniz’den Marmara Denizi’ne girişi olacak. Kanal’ın yapılmasıyla suyun kimyasal bozulmasına yönelik bir durumun oluşması beklenmiyor. 

GÖZLEM İÇİN 17 KUYU KURULDU

Yeraltı Suyu Modeli Nihai Raporu hazırlandı. Terkos Gölü’nde olabilecek değişimlerin olumsuz etkilerini incelemek üzere; kanal güzergahı boyunca muhtelif lokasyonlarda açılan 8 pompaj ve 17 gözlem kuyusu kullanılarak saha testleri yapıldı. 

Kanal inşası öncesinde yeraltı suyu durumunu belirlemek, kanal kazıldıktan sonra yeraltı suyu akımının hareketini simüle edebilmek ve tuzlu su girişimi gibi problemleri ortaya koyabilmek adına nümerik model oluşturuldu. 

TERKOS SUYU İÇİN SIZDIRMAZLIK DUVARI

Terkos Gölü’nden kanala olacak akışı engellemek amacıyla, kanal kesitinin geçirimsizliğini sağlamaya olanak tanıyan bir sızdırmazlık duvarı ya da enjeksiyon kesişen kazık gibi eş değer bir sistem uygulanacak. Kanal inşası sonrasında da Terkos Gölü kullanılmaya devam edilecek. İşletme aşamasında; Küçükçekmece Gölü kuzey sınırı ile Sazlıdere Barajı gövdesi arasında kalan ve karstik kireçtaşlarının yer aldığı kesimde kanaldan sızacak tuzlu su ile Stratejik Rezerv olarak adlandırılan Küçükçekmece-Bakırköy-Zeytinburnu Yeraltı Suyu Havzasının olumsuz etkilenmemesi için de tedbirler alınacak. 

DOĞAL AFETLER ÇALIŞMASI YAPILDI

Kanal İstanbul projesi kapsamında ada yapılması söz konusu değil. Proje alanına ilişkin doğal afet, sıvılaşma riski, deprem ve tsunami olaylarının detaylı incelenmesi ve araştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülerek konuyla ilgili ÇED raporları alındı.