19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Kirli oyun bu kez İran’da

İran’da olayların 5. gününde devlet daireleri ve askeri tesisler hedef alındı, ölü sayısı 12’ye yükseldi. ABD ve İsrail’in açık desteği İran’da sahnelenen kirli tezgahı deşifre etti.

SELİM EFE ERDEM2 Ocak 2018 Salı 07:00 - Güncelleme:
Kirli oyun bu kez İran’da

İran’da ekonomik gerekçelerle başlayan protestolar Fars, Arap, Azeri, Kürt gibi etnik ve Şii-Sünni arasındaki mezhepsel fayların tetiklendiği ülke genelinde rejim karşıtı kanlı protestolara dönüştü.  Uzmanlara göre, protestoların çıkış noktasında bu ülkede ‘birikmiş olan stresin demokratik yollarla atılamaması’nın yanı sıra ‘dış istihbarat’ ile körüklenmesi de var. 

Protestolarda tıpkı Gezi provokasyonunda olduğu gibi başı açık duran kadın figürü dikkat çekmişti. 

CIA, MOSSAD, DEAŞ

Eski Özel Kuvvetler subayı ve güvenlik uzmanı Abdullar Ağar: İran’da bir gerekçe üretildi. Gerekçe de yoksulluk, fakirlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik. Bununla birlikte eylemlerin sistematiğiyle ilgili bir planlama var. Eylemler protestoyla kalmadı, rejim karşıtı etnik ve mezhepsel fay hatlarının zorlandığı bir resim ortaya çıktı. İnternet üzerinden protestoculara yapılan desteğin yurtdışı kaynaklı olduğu görüldü. Arap ve Batı dünyası menşeli. İran devleti bir takım tedbirlerle uygulamaya çalışıyor sosyal medya erişimi gibi ancak bu da öngörülmüş olmalı ki uydu erişimli ‘valiz internet’ şeklinde teknolojik desteğin olduğu görülüyor. İran’ın bir iddiası var: Yaşanan ölümlerde kullanılan mermilerin balistik incelemesinde, silahların İran’da kayıtlı olmadığı. Afganistan’dan gelen ABD’nin CIA, İsrail’in MOSSAD istihbarat servislerinin desteklediği DEAŞ hücrelerinin işi olduğu görüşü var. Sünni ve Kürt tabanlıların yaşadığı bölgelerde boru hatlarına yapılan saldılar, bir manipülasyon olduğunu gösteriyor. İran’da yaşanacak her olay sadece İran’ı değil Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu’daki bütün dini-mezhebi-etnik ve siyasi dengeleri etkileyecek önemde. İran’dan sonra sıranın tekrar Türkiye’ye geleceğini dahi konuşuluyor. İran’ı cephe ülkesine çevirmek istediğini Suudi Arabistan, İsrail ve ABD açıkça ilan etti. Bununla ilgili fotoğraf kendini gösterdi. İran’ın karıştırılması ya da bölünmesi gibi niyetlerin olduğu ortada. 

SENARYO YABANCI DEĞİL

Emekli diplomat Akın Özçer: İran’daki olaylara dair elimde bir istihbarat yok ama şöyle bir olay var: Temel maddelere yüzde 40 zam gelmiş ama yaptıkları protestolar, daha önce başka ülkelerde yapılanla (pembe devrimler, Arap baharları) benzerlik taşıyor. İran demokratik bir ülke olmaya bilir ama sokak olaylarıyla sarsılacak bir yanı yok. ABD hemen destek verdi protestoculara, şüpheli bir durum var. Türkiye’de Gezi olayları ve Brezilya’da devlet başkanının düşürülmesi eş zamanlı protestolar şeklinde olmuştu. İran’daki olayların yöntemi, bu olaylara benziyor.  İran’daki olaylarda, dışarıdan bir müdahale izlenimi var. Dışarıdan bir müdahale izlenimi var ama İran’da bunun başarılı olacağını sanmıyorum. Sarsmak istiyor olabilirler. 

BATI KAYNAKLI ‘KOPYA’ DARBE DENEMESİ

Türkiye’de Gezi olaylarında başarısız olan ama Ukrayna, Brezilya ve Arap ülkelerinde başarılı olan Batı kaynaklı ‘Pembe devrimler’ ve ‘Baharlar’ ile hü kümetlerin devrilmesi modelinin adeta fotokopisinin bugün İran’da uygulanmaya çalışıldığı görüldü. İşte o benzerliklerin bir kaçı.

GEREKÇE ZAMLAR AMA...

- Gezi provokasyonunda, İstanbul Taksim’de ağaç kesimine karşı çevre duyarlılığı istismar edilerek olay Türkiye genelinde hükümet karşıtı eylemlere dönüştürüldü. İran’da da temel ihtiyaç maddelerine yüzde 40 zam, ülkenin temel dış politikası olan Suriye operasyonları ve rejime yönelik eylemlere dönüştü. 

ÜSLERE YÖNELDİLER

- Taksim’deki olaylar sırasında görüşülen STK temsilcileri olayla hiç ilgisi olmayan ‘3.köprü ve 3.havalimanı yapımı durdurulsun’ gibi taleplerde bulunmuş sonrasında bu talepleri yapan grupların 3.havalimanı devreye girdiğinde bundan transit ülke olarak ekonomik zarar görecek Alman vakıflarınca fonlandığı ortaya çıkmıştı. İran’da da zam gerekçesiyle yola çıkan protestocuların, kendilerini desteklediklerini açıklayan ABD ve İsrail’in hedefleri doğrultusunda Suriye’ye operasyonda da öne çıkan askeri üslere yöneldiği görüldü. 

KARA PROPAGANDA

- İstanbul merkezli olaylarda, yabancı istihbarat servislerinin taşeronu gibi çalışan yabancı haber ajansları, sosyal medya ve tv’lerin canlı yayınlarla süreci körüklediği görülmüştü. İran’da da rejimin internet ve sosyal medyaya sınırlama getirmeye çalışmasına rağmen, istihbarat servislerinin uydu desteğiyle ‘valiz internet’ denilen yöntemle göstericilerin örgütlendiği görüldü. 

DURAN ADAM FİGÜRÜ

- Gezi olaylarında da ‘kırmızı fularlı kız’ veya ‘duran adam’ gibi sembollerle protestocuları güdüleme yöntemlerinin İran’da aynen uygulandığı görüldü. Duran kız, fularlı kız figürleri, İran’daki protestolarda ön saflardaydı. 

ZEMİN HAZIRLANDI

- Yine Gezi öncesinde, Türkiye Batı basınının hedefi yapılarak hükümet içerde ve dışarıda tartışma konusu yapılmaya çalışıldı. İran’da da protesto gösterileri öncesinde Batı basınında aynı karapropaganda yöntemlerinin kullanılarak sokak eylemlerine zemin hazırlandığı görülü.