19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Kudüs Filistin’in başkenti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD bu kararla Kudüs’te dökülen kana ortak olmuştur” dedi ve ekledi: Trump’ın kararı Kudüs’ü de İslam dünyasını da bağlamaz. Sen çalarsın, sen oynarsın.

12 Aralık 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Kudüs Filistin’in başkenti

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı’nca düzenlenen “Dünya İnsan Hakları Günü” etkinliğinde yaptığı konuşmada ABD ve İsrail’e sert çıktı. İşte o mesajlar…

- FİLİSTİN’E SELAM: 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, dünyanın pek çok yerinde ve özellikle Kudüs’te insan haklarının ayaklar altına alındığı dönemde anıldı. Yaşadıkları topraklarda tüm hakları ellerinden alınan, her gün baskıyla, zulümle, tacizle kendilerine adeta dünyanın zindan edildiği Filistinli kardeşlerimize buradan selamlarımızı iletiyorum.

- İSRAİL’E TEPKİ: Atalarımız ‘Zulümle abad olanın ahiri berbad olur’ diyor. Kudüs’te sergilenen vandallığın, zulmün, hoyratlığın ilelebet devam etmesi mümkün değildir. O Kudüs ki her taşında, toprağının her zerresinde ayrı bir hikayeyi barındırır. O Kudüs ki uğruna her şeyini feda etmeye hazır kimlere yar olmamıştır. Bugün kendilerini Kudüs’ün sahibi sananlar yarın arkasına saklanacak ağaç dahi bulamayacaklarını bilmelidirler.

- BARBARLIK: Kudüs’ü aldığında kadın, çocuk, ihtiyar demeden 70 bin Müslüman’ı katledenlerin vahşeti ile aynı şehri fethederken tek bir kişinin burnu kanamasın hassasiyetiyle hareket eden Selahattin Eyyubi’yi iyi hatırlıyoruz. Tarih, kuşatma sırasında kutsal mekanlar tahrip olmasın diye Kudüs’ü savaşsız teslim eden Osmanlı’nın nezaketiyle, şehrin kadim sakinlerinin evlerini başlarına yıkanların barbarlığını aynı şekilde kaydedecektir.

- TANIMIYORUZ: Kudüs’ü Müslümanlara ve diğer dinlerin mensuplarına zindan edenler, ellerine bulaşan kanı asla temizleyemeyeceklerdir. ABD, Kudüs kararı ile dökülen kana ortak oluyor. Biz bu kararı asla tanımıyoruz, tanımayacağız. Başkan Trump’ın bu açıklaması bizi bağlamaz. Kudüs’ü de İslam dünyasını da bağlamaz. Sen çalarsın, sen oynarsın. Olay bu.

- FİLİSTİN’İN BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS: 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen ve bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar bu mücadele bitmeyecektir. Bugün yaşanan sorunların temelinde Amerika ve Avrupa’nın en başından beri İsrail’in önünü açan, işgalini ve yerleşimlerini destekleyen politikaları var. Bu ülkeler BM kararlarına sahip çıkmış olsaydı bölgede on yıllardır süren acı, haksızlık, zulüm ve katliamların önüne geçilebilirdi.

- LİME LİME BÖLÜNDÜ: 1947 yılında Filistin’de neredeyse İsrail diye bir yer yok idi ama ondan sonra başladı ve Filistin lime lime bölünerek Birleşmiş Milletler’in 67 kararı da buna dahil öyle bir noktaya gelindi ki şu anda Filistin şöyle noktacıklar halinde ve genelini tamamıyla İsrail’e vermiş durumdalar. Bunu kim yaptı? Batı. 

- NOTUNU VERECEĞİZ: ABD’nin Kudüs kararına karşı ortaya konan tepkilerin Batı ülkelerinin bu tutarsız İsrail politikasında bir kırılma noktası teşkil etmesini temenni ediyorum. Filistin ve Kudüs konusundaki ifadeleri yakından takip edecek, ona göre de herkese notunu vereceğiz.

- REFERANSIMIZ VAR: Bizim ölçülerimizde eksik, sıkıntı yok. Bunların BM ve AB gibi dünya çapında kriter koyan kuruluşların insan hakları anlayışlarından fazlası var, eksiği yok. Bizim tek sorunumuz kendi ölçülerimize kendimizin riayet etmiyor olmasıdır. Kur’an ve sünnet terbiyesi almamış kendini bilmezler asla İslam’ı temsil edemezler. Bu konuda bizim çok sağlam referanslarımız var.

- REFORMA İMZA ATTIK: Türkiye’de insan haklarının her alanında olduğu gibi, dini, kültürel, sosyal, siyasi, ekonomik alanlarda, insan hakları başlığı altında değerlendirilebilecek devrim niteliğinde pek çok reforma imza attık. Bizim bu çıkışımızı Batı, ‘sessiz devrim’ diye niteledi.

- HAKLI OLAN GÜÇLÜDÜR: Pazusu ne  kadar güçlü olursa olsun, istediği kadar silahları olanlar olsun, istediği kadar nükleer başlığı olanlar olsun, güçlü olan onlar değil, güçlü olan haklı olandır. Bu düzeni kabul etmiyoruz bunun için de ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek itirazımızı tüm dünyada dile getiriyoruz.

Mardin’deki Midyat Sığınmacı Kampında yaşayan Suriyeli Rim Curiye yaptığı resmi, Erdoğan’a takdim etti.  Cumhurbaşkanı da katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI EFSANESİ

- KUÇAK AÇTIK: Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta yaşanan insani dramlar karşısındaki duruşu başlı başına bir insan hakları efsanesidir. Suriye’de son 7 yıldır kesintisiz süren kriz döneminde Türkiye sınırlarına gelen herkese kucak açtı.

- BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR: Halen Suriyeli ve Iraklı bu 3,5 milyona yakın sığınmacı ülkemizde hayatını sürdürüyor. Var mı dünyada örneği? Yok. Ama Türkiye bunu yaptı. Diğer ülkelerden, bölgelerden gelenlerle bu rakam, 4 milyonu geçiyor. Bugün Türkiye, dünyada sınırları içinde en çok mülteci barındıran ülke durumundadır. Canını, namusunu, geleceğini kurtarmak için kapımıza gelen herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. 

Herkese kapımız da kalbimiz de açıktır

- KAPIMIZ AÇIK: Kimsenin mazlumları, mağdurları niçin ülkemizde barındırdığımızı sorgulamaya hakkı yoktur. 

Bu ülkeye, bu millete ihanet içerisinde girmemiş olması şartıyla bizim herkese kapımız da kalbimiz de açıktır, açık olmaya devam edecek.

- BARIŞTAN UZAK TİPLER: Eğer dünyada mültecilere sahip çıkma konusunda bir ödül verilecekse, bunu en fazla hak eden ülke Türkiye’dir. Bize böyle bir ödülün asla verilmeyeceğini gayet iyi biliyoruz. Çünkü dünyada her konu gibi insan hakları meselesi de tamamen politik konumla ilgilidir. Hatta her gün Filistinlileri katleden İsrail’e veya halkına zulmeden bir başka terör devletine böyle bir ödülün verilmesi bizi asla şaşırtmaz. Bunlar YPG’ye, PYD’ye ödül verecek kadar ödülsüzlükten nasibini almışlardır. Bunlar bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle yok etmek gafletine girecek kadar barıştan uzak tiplerdir.      

ANLAYIŞA BAK, MANTIĞA BAK!

- CHP’YE TEPKİ: Uluslararası platformlarda Suriyeliler için 30 milyar dolar harcama yaptığımızı inanın bana adeta utanarak ifade ediyoruz ama bu ülkenin ana muhalefetinin başındaki kişi sadece hükümete, sadece iktidara bir şeyler söyleyebilmek için ‘Bize bunu ispat edin’ diyor. Anlayışa bak, mantığa bak. Sen bu mültecilerle ilgili şu ana kadar ne yaptın?

Erdoğan, “Merhamet” ödülünü rahatsızlığı nedeniyle katılamayan Ramazan Taşdemir yerine babası Mehmet Taşdemir’e verdi.