20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Kudüs Filistin'in işgal altındaki başkentidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde İstanbul’da buluşan 48 İslam ülkesi ilk kez ortak tavır sergileyerek işgale tepki verdi. Tarihi zirvede Doğu Kudüs Filistin’in başkenti ilan edildi, uluslararası topluma ‘tanıyın’ çağrısı yapıldı.

14 Aralık 2017 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Kudüs Filistin'in işgal altındaki başkentidir

Kudüs’ün kalbi dün İstanbul’da attı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine İslam dünyasının liderleri, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi’nde buluştu. Zirvenin açılışında konuşma yapan Erdoğan, şu mesajları verdi…

- HUKUKSUZ KARAR: Trump hukuku hiçe sayan tutumla Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı. ABD’nin veto yetkisine sahip olduğu BMGK’nın 1980’de aldığı 478 sayılı karara göre, hiçbir ülke, Kudüs’te büyükelçilik bulunduramaz. Amerika’nın bu hukuksuz kararına, sadece İsrail destek vermiştir. Bu karar, barış isteyen Filistinlilerin cezalandırılmaları anlamına geliyor.

- KURT-KUZU MÜCADELESİ: 1947’den bu yana Filistin’de neler oldu, bunu görmenizde büyük faydalar var. 1947, Filistin ne durumda ve İsrail ne durumda... Sene 1947, BM Paylaşım Planı. Bu paylaşım planında Filistin ciddi manada küçülme yaşıyor, İsrail ise büyüyor. Sene 1949-67 arasına bakıyoruz, Filistin ciddi manada küçülüyor, İsrail ise büyümeye devam ediyor. Ve geliyoruz bugüne 1947’de İsrail ne ise şimdi de Filistin ne yazık ki aynı duruma getirildi. Böyle bir taksimi inanın kurt-kuzu mücadelesinde, kurt bile yapmaz.  

- TERÖRİST DEVLET: Bu şunu gösteriyor: İsrail, bir işgal devletidir. Bunun yanında İsrail, bir terör devletidir. ‘Erdoğan niye böyle söylüyorsun?’ Nasıl söylemeyeyim. 10 yaşında çocukları, o terörist askerler alıyor, gözaltına ve demir kafeslerin içine bunları yığıyorlar. 14 yaşında çocuklar, 20 kadar asker, polis neyse tarafından gözleri bağlanıyor ve 14 yaşında çocuk dipçikleniyor.  Yani bu işgalci değil de bu terörist değil de nedir bunun izahı var mı? 

- ÖDÜLLENDİRİLDİ: ABD, Kudüs kararıyla, İsrail yaptığı terör eylemleri için ödüllendirildi. Bu ödülü veren tek başına da olsa şu anda Trump’tır.  

- FİTİL ATEŞLENDİ: Kudüs kararıyla ateşlenen fitil, Amerika ve İsrail ile birlikte tüm insanlığa yönelik tehditlerin kapısını açtı. Hukuku çiğneyen, vicdanları yaralayan bu tür adımlar, uluslararası sisteme ve BM’ye yönelik güveni de dinamitliyor.  

- PAPA’YA TEŞEKKÜR: Kudüs’ün tüm inançlar için taşıdığı öneme saygı duyan Papa’ya, adil bir barış için gayret eden aklıselim sahibi Musevilere, Kıbtilere, tahkir edilseler de muhkem duruşlarından taviz vermeyen herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Filistinli kardeşlerime de şükranlarımı sunuyorum.

- KUDÜS FİLİSTİN’İN BAŞKENTİ: Buradan hakkaniyete sahip çıkan tüm ülkeleri Kudüs’ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyorum. İslam ülkeleri olarak başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden asla vazgeçmeyeceğiz.

- KIRMIZI ÇİZGİMİZ: Kudüs kırmızı çizgimizdir. Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla ebediyete kadar Müslümanlara ait kalacaktır. Harem-i Şerif’i hedef alan ve giderek artan adeta ırkçı bir kampanyaya dönüşen yerleşimci saldırılarına karşı buranın hamiliğini üstlenen Ürdün Kralı 2. Abdullah kardeşimizle iş birliği içinde dik duruşumuzu da sürdüreceğiz.

- TANIMAYAN TANISIN: Filistin devletini tanımamış olan ülkelerin artık bu önemli adımı atmaları, bölgede aklıselimi ve adaleti ayakta tutacak bir dengenin sağlanabilmesi açısından şarttır. İşgal eden ile işgal edilen arasında tarafsız kalmak zulme destek vermektir. İslam ülkeleri olarak Filistin devletinin diplomatik sahada tam temsili konusunda daha güçlü bir irade ortaya koymalıyız. Vicdan sahibi herkesin tüm imkanlarını Kudüs için seferber etmesini istiyoruz. 

- ARABULUCU DEĞİL: ABD bu yanlış ve hukuk dışı adımdan bir an önce geri dönmeli. Bu adımla kendini barış sürecinde diskalifiye eden, arabuluculuk vasfını tamamen yitiren Amerika’nın yerine uluslararası toplumun tamamından dünya barışı ve istikrarı için sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz. 

YOĞUN GÜVENLiK

ÖNLEMLERİİstanbul Kongre Merkezi çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Kongre Merkezi’ne çıkan yollar sabah saatlerinden itibaren araç ve yaya trafiğine kapatıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri ve çevrede çalışanlar arama yapılarak içeri alındı. Ambulanslar dahil olmak üzere çevrede görevli bulunan araçlar detaylı aramadan geçirildi.  

KUDÜS’ÜN SAHİPSİZ OLMADIĞINI DÜNYAYA GÖSTERDİK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin ardından basın toplantısı düzenledi. “Bu tarihi zirveyle bir kez daha Kudüs’ün sahipsiz olmadığını tüm dünyaya gösterdiğimize inanıyorum” diyen Erdoğan şunları söyledi: “Bundan böyle taraf olan bir Amerika’nın artık İsrail-Filistin arasından arabuluculuk yapması diye bir şey olamaz. Şu anda Trump efendi Filistin’in tamamının İsrail’e verilmesinin gayretinde.  İİT’nin bugünkü zirvesi tarihi bir mesajtır. Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur. Amerikan makamlarının bu karardan derhal dönmesini bekliyoruz. Zirvenin Kudüs’le dayanışma için birlikte hareket temasıyla yapılması bir kararlılık göstergesidir. Burdan bir ittifak doğmuştur. Özellikle 1980 yılının 4870 sayılı kararı hatırlattık. Güvenlik Konseyi üyelerinin itibarsız hale getirildiği bir sisteme kimsenin güvenmesi beklenmemelidir. ABD Başkanı, altında ABD’nin de imzası olan bir kararı nasıl yok sayar? Sen tek başına böyle bir kararı nasıl alıyorsun?”

ZİRVEDEN TARİHİ KARAR

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi’nden tarihi karar çıktı. Zirvenin ardından yayınlanan sonuç bildirisinde, Doğu Kudüs Filistin’in başkenti ilan edildi. İşte, ABD’nin kınandığı bildirideki maddeler…

- ABD Başkanı’nın Kudüs’ü İsrail’in sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararını en güçlü şekilde reddediyor ve kınıyor;  hukuken hükümsüz ilan ediyor, bu beyanı Filistin halkının haklarına bir saldırı,   uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görüyoruz.

- İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’ne dayanan adil ve kapsamlı bir barışa bağlılığın teyit edildi ve uluslararası topluma sorunun çözümü için harekete geçme çağrısı yapıldı.

- Kapsamlı ve adil barış ancak işgalin sona erdirilmesi ve Kudüs-ü Şerif üzerinde ebedi başkenti olarak tam egemenliğe sahip bulunan bir Filistin Devleti’nin kurulması ile sağlanabilir.

- Kudüs-ü Şerif’in yasal statüsünü değiştirmeyi amaçlayan bu tehlikeli beyanın hükümsüz ve meşruiyetten uzak olduğunu; uluslararası kararların, bilhassa da BM Güvenlik Konseyi’nin 478 (1980) ve 2334 (2016) sayılı kararlarının, barış sürecinin Kudüs-ü Şerif’i nihai statü konusu olarak tespit eden temellerinin ciddi bir ihlalini teşkil ettiğini, ABD’nin bu bağlamda imzalamış olduğu anlaşmalar ve verdiği taahhütlerin bu beyanın hemen geri çekilmesini gerektirdiğini değerlendiriyoruz.    

- ABD yönetimini bu yasa dışı beyanın geri çekilmemesinden doğacak tüm sonuçlardan bütünüyle sorumlu tutuyor ve söz konusu beyanı ABD yönetiminin barış destekçisi rolünden çekilmesinin ve bunun paydaşlarca da anlaşılmasının ilanı ve işgalci güç İsrail’in etnik temizlik siyasetinin teşvik edilmesi olarak görüyoruz.

- Doğu Kudüs’ü Filistin Devleti’nin başkenti olarak ilan ediyor ve bütün devletleri Filistin Devleti’ni ve Doğu Kudüs’ün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet ediyoruz. 

- İsrail işgalinin ve bu işgali, sömürgeci ve ırkçı politikaları destekleyen tüm tarafların gerçekleştirdiği ihlalleri sonlandırmak için gereken tüm önlemleri alma konusundaki süregiden taahhüdümüzü ortaya koyuyor; bu bağlamda ABD Kongresi’nin işgalci güç İsrail’in emperyal ve ırkçı politikaları ve uygulamaları lehindeki tam ve haksız önyargısını kınıyoruz.

- Kudüs-ü Şerif şehrinin tarihi ve yasal statüsünün muhafazasına katkıda bulunan tüm adımları destekliyor ve Filistin Devleti’ni, Kudüs-ü Şerif ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki egemenliğini güçlendirmeye yönelik uluslararası forumlardaki gayretlerinde destekliyoruz. 

- Bütün devletleri BMGK’nın 1980 tarihli ve 478 sayılı kararını tam olarak uygulamaya çağırıyor ve bu doğrultuda bütün devletleri, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in sözde başkenti olarak tanıyan kararını desteklemekten imtina etmeye ve diplomatik misyonlarını Kudüs-ü Şerif’e taşımamaya davet ediyoruz.      

- BM Güvenlik Konseyi’ne, derhal sorumluluklarını üstlenmesi, Kudüs-ü Şerif şehrinin yasal statüsünü teyit etmesi, Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgaline son vermesi, Filistin halkının uluslar arası korunma altına alınmasını sağlaması, Filistin Davası’na ilişkin aldığı tüm kararları uygulaması ve bu kararlara uyması çağrısında bulunuyoruz. 

- BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçememesi halinde, bu ağır ihlali BM Genel Kurulu’nun 377A sayılı “Barış için Birleşme kararı” çerçevesinde BM Genel Kurulu’na götürmeye hazır olduğumuzu teyit ediyoruz.

İRAN CUMHURBAŞKANI UYARDI

Bazı ülkeler ABD’yle işbirliği yapıyor

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “İran Müslüman ülkelerin her biriyle işbirliğine hazırdır. Böylece Kudüs’ü korumaya hazırız” dedi. Zirvede söz alan Ruhani, siyonist rejimin tehditleri karşısında bölgede de bazı ülkelerin ABD ile işbirliği halinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Filistin’in kaderini belirleme çabası içindeler. Eğer bu çabalar ses getirirse Siyonistler Filistin’i daimi olarak işgal eder. Siyonistler, terörizm ve şiddet tohumlarını Ortadoğu’ya ekenlerdir. BM Güvenlik Konseyi gerekli tedbirleri almadı. ABD Siyonist rejime silahı temin etti.” ABD yönelik eleştirilerini sürdüren Ruhani, şöyle devam etti: “ABD yıllarca müzakerelerde bir hakem olarak tayin edildi ve arabuluculuk için hep ABD’ye dönüldü. ABD hiçbir zaman dürüst aracı olmamıştır, olmayacaktır da. ABD Filistinlilerin meşru taleplerini gözetmiyor.” 

AMERİKA ARTIK ARABULUCU DEĞİL

Filistin lideri Abbas, “ABD tarafından tek taraflı alınmış bu karar geçersiz ve gayri meşrudur. ABD artık barış sürecinde ara bulucu olma vasfını yitirmiştir” dedi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, zirvede konuşma yaptı. ABD’nin hukuk dışı kararına tepki gösteren Abbas, şunları söyledi: “Bütün gücümüzle artık işgal altındaki Filistin’in devlet olarak tanınması için çalışmalıyız.  Kudüs olmadan barış ve istikrardan söz etmek mümkün olmaz. Türkiye ve Türk halkına verdikleri destek için teşekkürler. Bizler Filistin devletimizin başkenti olan Kudüs’ü savunmayı sürdüreceğiz ve gerçek anlamda özgürlük ve bağımsızlığımızı elde edinceye kadar bu mücadelemizde geri adım atmayacağız.  ABD tarafından tek taraflı alınmış bu karar geçersiz ve gayri meşrudur. ABD artık barış sürecinde ara bulucu olma vasfını yitirmiştir ve asla ilerde siyasi barış sürecinde ABD’nin de yer almasına müsaade etmeyeceğiz.” Uluslar arası ülkelerin İsrail devletini tanımalarını geri çekmesi çağrısında bulunan Abbas, şöyle devam etti: 

TRUMP’TAN HEDİYE

“Trump Kudüs’ü İsrail’e hediye olarak takdim ediyor. İsrail’e buradan meydan okuyorum. Sınırları olmayan bir ülke uluslararası hukuk bağlamında tanınamaz. İsrail, hiçbir uluslararası karara uymuş değil. İsrail, BM 164 sayılı karar ve diğer kararlarını uygulama taahhüdünde bulunması rağmen bunu uygulamadı. Hepimizle dalga geçti. ABD de artık arabuluculuk konusunda vasfını yitirmiştir. Biz uluslararası bir mekanizma istiyoruz arabuluculuk konusunda. İki devletli bir çözümün hayata geçirilmesinin zamanı gelmiştir. Bizler imanımızla, mücadelemizle ve zafere olan inancımızla durmadık ve durmayacağız. İslam ülkeleri bütün gücüyle artık Filistin’in devlet olarak tanınması için çalışması gerekmektedir.

KARAR TEHLİKELİ

Abbas’ın ardından Ürdün Kralı 2. Abdullah konuşma yaptı. “ABD’nin kararının çok tehlikeli olduğunu ve barışı etkileyeceğinden eminiz” diyen Ürdün Kralı, şunları söyledi: “Bölgede iki devletli çözüm şart. Filistin’i hakkı olan doğu Kudüs’ün başkenti olan bağımsız bir devlet kurma konusunda bir araya gelip, desteklememiz lazım. Kudus’ün Arap Müslüman ve Hristiyan kimliğini değiştirmeye çalışmanın, terörizmi, ekstremizmi destekleyeceğinden eminiz.”

YILDIRIM’DAN ZİRVE İÇİNDE ZİRVE

Başbakan Binali Yıldırım, İslam İşbirliği Zirvesi (İİT) Olağanüstü Zirvesi kapsamında İstanbul’da bulunan Cibuti Başbakanı Abdulkadir Kamil Muhammed ile görüştü. Zirvenin gerçekleştirildiği Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda basına kapalı yapılan görüşme, yarım saat sürdü.      

ZİRVE ÖNCESİ AİLE FOTOĞRAFI

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla Kudüs için toplandı. Sabah saatlerinde Dışişleri Bakanları toplantısıyla başlayan zirvede daha sonra aile fotoğrafı çekimine geçildi. Çekime Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve 48 ülkeden temsilciler katıldı. 

BASIN ORDUSU

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen zirve kapsamında Hilton Convention Center’da medya merkezi oluşturuldu. Basın mensuplarının medya merkezinde kurulan ekranlardan takip ettiği zirveye, 650 civarında yerli ve yabancı basın mensubu akreditasyon yaptırdı. Zirveyi, Türkiye dışında 37 ülkeden yayın kuruluşu temsilcisi takip ediyor.      

EMİNE ERDOĞAN’DAN LİDER EŞLERİNE YEMEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi’ne katılan liderlerin eşlerine yemek verdi.  

MADURO DA KATILDI

İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi’ne “Soydaşlarım Filistinliler için içim yanıyor’ diyen Venezüela Devlet Başkanı Nicolas Maduro da katıldı. Maduro’yu karşılayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la da selamlaştı.