16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Müdahale ederiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK/PYD kontrolündeki terör koridoruna asla müsaade etmeyeceklerini söyledi, “Afrin’de terör baskın çıkarsa gözümüzü karartırız” dedi.

HALİME KÖKCE23 Ağustos 2017 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Müdahale ederiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ürdün’e yaptığı günü birlik ziyaretin dönüşünde kendisine eşlik eden gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ABD Savunma Bakanı John Mattis’in Türkiye ziyareti öncesi uçakta gazetecilerin Afrin, terör koridoru ve İran ile ortak terörle mücadele operasyonuyla ilgili sorularına cevap verdi. Erdoğan, şunları kaydetti: 
 
- Terörle mücadele konusunda Türkiye’nin İran’la olası işbirliğine işaret ettiniz. Rusya’dan destek, yardım alınması söz konusu mu? 
 
Terörle ortak mücadele, İran Genelkurmay Başkanı Bakıri’nin ziyaretinde konuşuldu. Suriye’deki çatışmasızlık bölgelerini, ayrıca oralarda İran’ın pozisyonunun ne olacağını konuşma imkanımız oldu. Bizim için Suriye’de halihazırda bir Afrin konusu var. Afrin, aslında PYD’nin şu anda Akdeniz’e açılma projesidir. Türkiye olarak, Suriye’nin kuzeyinde Akdeniz’e açılacak bir terör koridoruna müsaade etmeyiz. Bedeli ne olursa olsun, gereken müdahaleyi yaparız. Fırat Kalkanı Harekatı bunun için yapılmıştır. Cerablus, Rai, o bölgede Bab’a indiğimiz zaman, iki bin km2’lik bir alan. Aslında orayı tamamen buradan ayırma projesidir. Fırat Kalkanı Harekatı’yla bu başarılmıştır. Bu bitti mi, bitmedi. Şimdi Afrin konusu. Afrin konusunda da kararlılığımız aynıdır. Şu anda planladığımız gibi yürüyor. Bitti mi o da bitmedi. Ne var şimdi? İdlib var. İdlib konusunda da görüşmelerimiz, müzakerelerimiz devam ediyor. Kararlılığımız da, planlarımız da belirlendiği şekilde yürüyor. Detayına, teferruatına girmeyeceğim. Bu olumlu gelişmelerle, olumsuz bazı hesaplar peşinde olanların oyunu da şu anda bozulmuş durumda.
 
- Afrin’de planladığımız şey nedir?
 
Bizim için önemli olan şey, oralarda teröre müsaade etmemektir. Afrin’de Türkiye’ye müzahir olan Kürtler var, PYD ile beraber olan Kürtler de var. Aslında Kürt ifadesini kullanırken üzülüyorum. Niye? Zira bizim Kürt kardeşlerimizle herhangi bir meselemiz yok. Nitekim ülkemde bizlerle hemhal olan Kürt kardeşlerim var. Kürtleri tamamen PKK safında gibi görmeyi nasıl doğru bulmuyorsak, aynı şey Afrin’deki durum için de geçerli. Orada terörle arasına mesafe koyan, bizimle beraber hareket eden Kürt kardeşlerimiz de var. Bizlerle beraber hareket edebilecek aşiretler var. Oralarda terörün baskın çıkma ihtimali olursa, gözümüzü karartırız. Bunun böyle bilinmesi lazım. Afrin o bakımdan çok önemli bir bölge. Bir taraftan Hatay Türkiye sınırları öbür taraftan İdlib’e geçiş. Bu bakımdan çok çok önemli. Bizim buralarda en ufak bir esnememiz söz konusu olamaz. Bunları birinci derecede Rusya ile görüştüğümüz gibi, İran’la da etraflıca görüştük. İran Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretinde, şahsımın yanı sıra, MİT ve Genelkurmay da görüştü. Önümüzdeki süreçte de, Dışişleri Bakanımız, hakeza istihbarat vb. kanallar aracılığıyla, karşılıklı gidiş gelişlerle bu konular üzerinde hassasiyetle durmaya devam edeceğiz.
 
- PYD’ye 70 uçaksavar verildiğinden, hatta namluların Türkiye’ye çevrildiğinden söz ediliyor. Önümüzdeki günlerde ABD Savunma Bakanı gelecek... Türkiye bu gelişmeler karşısında ne yapacak? Kandil ve Sincar’da İran’la ortak operasyon mu söz konusu?
 
ABD’nin Irak sınırından geçerek kuzey Suriye’ye silah sevkiyatı yaptığı biliniyor.  ABD’liler bize, ‘Bütün bu zırhlı araçların hepsinin seri numaraları bizde mevcut. Biz Rakka operasyonu bittikten sonra bunları geri alacağız’ diyorlar. Ama ben G-20’de Trump’a, o generallere, hepsine şunu söyledim: Bakın, sizin bu söylediğinizi bize Kuzey Irak için de söylemişlerdi. Kuzey Irak’ta da verdiğiniz zaman, ‘Bunların seri numaraları var, harekat bittikten sonra biz bunları geri alacağız’ demiştiniz. Ama PKK’dan bizim elimize geçen silahlarda biz ABD’yi görüyoruz, Rusya’yı görüyoruz. Yarın burada da aynı şey olacak. Bize bunları anlatmayın. ‘Siz bu tür şeyleri bizlere parasıyla vermiyorsunuz, ama bunlara bedava veriyorsunuz’ dedim. Maalesef şu anda tablo bu, bize düşen tabii ki bunları anlatmaya devam etmektir. Ama onların yaptıkları yanlışlıklar, bizim de artık belli yerlerde işimizi öğrenmeye başlamamıza vesile oldu. Neticede hakikaten bizi iş sahibi, bilgi sahibi yaptılar. Ürün noktasında da üretme kabiliyetine kavuşmamızı sağladılar.
 
İRAN İLE ORTAK OPERASON 
 
- Bir de ‘Operasyon ihtimali var mı’ diye sormuştuk; Kandil ve Sincar’da PKK’ya karşı İran’la ortak operasyon söz konusu olabilir mi?
 
Şu anda PJAK (PKK›nın İran kolu) olayı İran’ı rahatsız ediyor. Her ne kadar İran’la uyum noktasında bazı sıkıntılar olsa da, şu anda onlar da bir dayanışma içerisinde, ‹Teröre karşı mücadeleyi beraber verelim› diyorlar. Bu Kandil’de de olur, Sincar’da da olur. Sincar’da derken Haşdi Şabi’yi ima ediyorlar. Görüşmeler sürüyor. Dışişleri, istihbarat, yetkililerimiz görüşürler; gelişmeler doğrultusunda değerlendirmeleri yaparız. 
 
Bizim kaybedecek bir şeyimiz yok
 
- Türkiye bundan sonra mevcut haliyle Gümrük Birliği’ne devam mı edecek? Yoksa farklı arayışlara girecek mi? Bu bağlamda geri kabul anlaşmasını yeniden gözden geçirecek misiniz? 
 
Bunlar farklı şeyler. Gümrük Birliği noktasında, şu anda Almanya diğer Avrupa ülkeleri olsun yeniden bu sürecin devamı için adım atmadıkları takdirde, bizim kaybedeceğimiz bir şey yok. Biz yolumuza aynı şekilde devam ederiz. Geri kabul konusunda biz üzerimize düşeni yaptık, ama AB taahhütlerini yerine getirmedi. AB, vize serbestisi konusundaki sözünü hala tutmadı. Dolayısıyla şu anda onların adım atması lazım. Diğer yandan mülteciler konusunda vaat ettikleri ödemeyi de halen tamamlamış değiller. Ne yazık ki AB üyesi ülkelerin bazıları Türkiye konusunda düzgün davranmıyor. Ama önemli değil. Önemli olan, Türkiye’nin dimdik ayakta sağlam durmayı başarmasıdır. Biz iyi yoldayız, iyi gidiyoruz, her geçen gün daha iyi olacağız. Bunun için sağlam durmak lazım. Kılıçdaroğlu gibi durmamak lazım; onlar zaten Türkiye’nin aleyhine çalışıyor, onların kimlerle ortak hareket ettiği belli.  
 
ERKEN SEÇİM İSRAF OLUR
 
- “AK Parti erken seçim için start mı verdi?” diye konuşanlar da var. Ne dersiniz?
 
İşimize bakalım. Erken seçim yaparsak, bu israf olur. Erken seçim israf olur. İşimize bakmamız lazım.
 
Demek ki biz sırat-ı müstakim üzereyiz
 
- Başta Almanya olmak üzere Batı’da Türkiye’ye yönelik son derece ağır saldırılar var. Hedef de aslında sizsiniz. Ne oluyor, neden Batı bu şekilde Türkiye’ye yükleniyor?
 
Demek ki biz sırat-ı müstakim üzereyiz. Bu fakire bu kadar saldırıyorlarsa, demek ki iyi şeyler yapıyoruz. Bizler iyi şeyler yaparak inşallah iyi neticeler alacağız. Almanya’da seçime kadar bu şekilde giderler. Seçimden sonra ya Türkiye ile yine güzel işler yapmanın yolunu ararlar ya da 2019’u beklemeye koyulurlar...
 
70 BİN TEK TİP KIYAFET DİKİLİYOR
 
- Tek tip kıyafet konusunda son durum nedir?
 
Tek tip kıyafet konusunda, arkadaşlar çalışmaları hızlandırıyor. 70 bin civarında  kıyafet hazırlanacak. Cezaevleri falan da yapılıyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapiste hücre farklı, orada yanılmıyorsam, 5-6 metrekare hücre içinde kalıyorlar. Dolayısıyla değişik yerlerde, yeni cezaevlerinin yapımı da sürüyor. Hazırlanan kıyafetler yargılama sürecinde giyilecek.
 
Referandum yalnızlığa adım atmaktır 
 
- K.Irak’ta bağımsızlık referandumu... Türkiye ne yapacak?
 
Görüşmeler var. Ben, MİT Müsteşarımı gönderdim. Hem Bağdat’a, hem Erbil’e gitti, görüşmeler yaptı. Mevlüt bey (Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu) Çarşamba günü gidiyor, Bağdat’a, ardından Erbil’e geçecek.  Öyle bir referandum, Irak’ı bölmek demektir. Referandum yerine, yerel yönetim olarak o bölgeyi başarılı şekilde yönetmeye odaklanmaları daha isabetli olur. Nitekim o tür bir referandumu, dünyada bir çok gelişmiş ülke doğru bulmuyor. Türkiye olarak biz doğru bulmuyoruz, İslam ülkeleri doğru bulmuyor. Dolayısıyla o tür bir adım atılması, yalnızlığa adım atmak demektir. Kaldı ki onların aldığı referandum kararının, Irak merkezi yönetimi tarafından da onaylanması lazım. Merkezi yönetimin, onaylamadığı referandum, avara kasnak gibidir, başka bir şey değil.
 
- Sizce Barzani neyin pazarlığını yapıyor?
 
Eğer dediğiniz gibiyse, pazarlığın kiminle yapıldığı da önemli. Bunu Talabani ile yaptılarsa, o da ayrı bir sıkıntı. Mesela Goran ne diyor? ‘Ben kabul etmiyorum’ diyor. Şimdi Talabani ile ilgili de böyle bir şey ise, o da bu işi bitirmez. Merkezi yönetimin kabul etmediği bir adım sadece ciddi sıkıntılara yol açar. ‘Yaptım oldu’ denilebilecek bir şey değil bu.
 
Atatürk’ün değil Baykal’ın koltuğunda oturuyor 
 
- Kemal Kılıçdaroğlu Atatürk’ün partisi CHP’nin başında, Atatürk’ün koltuğunda oturuyor...
 
Doğru bir tanımlama değil. Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’dan aldığı koltukta oturuyor. Onun Atatürk’ün koltuğu ile ne alakası var? O Atatürk’ün oturduğu koltukları görmemiştir bile. Ama ben gördüm. Çankaya’da gördüm.
 
PEŞREV ÇEKİYORUZ 
 
- Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Genel Başkan şapkanızla da yoğun mesai içindesiniz. Partideki çalışma nasıl gidiyor?
 
Şu anda bütün belde kongrelerini bitirdik. Atamalarımızı yaptık. İlçelerde bazı yenilemeler, alıp vermeler bunların üzerinde çalışıyoruz... 2019 seçimlerinde göreceğiz. Şu anda ne söylenirse boş. An itibarıyla peşrev çekiyoruz. Hazırlık safhasındayız. Arkadaşlarıma hep söylüyorum: Yalan yanlışa, suistimallere, yolsuzluklara, şunlara bunlara karışmış kişiler asla olmayacak. Bunları ayıklayacaksınız. Parti içinde heyecan var. Denizli’de bu heyecanı gördüm. Antalya’da, gittiğim yerlerde bu heyecanı gördüm.