19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

''S-400’ler barışı korumak içindir''

Başkan Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barışı korumaya çalıştığını vurguladı, “S-400’leri alarak savaşa hazırlanmıyor, barışı ve milli güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz” dedi.

NUH ALBAYRAK - HALİME KÖKCE15 Temmuz 2019 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
''S-400’ler barışı korumak içindir''

Başkan Erdoğan, gazete ve televizyon kanallarının genel yayın yönetmenleri, bazı yazar ve akademisyenlerle Vahdettin Köşkü’nde bir araya geldi. S-400 tanıtım filminin gösterilmesinin ardından konuşan Erdoğan, basın mensuplarına, Türkiye’nin milli güvenliği ve egemenlik hakları bakımından önemli bir tartışma olan S-400 tedariki konusunda gösterdikleri onurlu duruş için şükranlarını sundu. Son dönemde, Türkiye’nin güvenlik hassasiyetini tetikleyen gelişmelere dikkat çeken Erdoğan, Türkiye’nin, savunma sistemlerini satın almak için ABD’ye başvurduğunu hatırlattı. 

PATRİOTLAR SATILMADI

Erdoğan, “Dönemin başkanı Sayın Obama başta olmak üzere Amerikalı yetkililerle bu meseleyi defalarca konuştuk. Talebimizi ifade ettik. Hatta epeyce de ısrarcı olduk. Maalesef, kongrenin izin vermediği gerekçesiyle bize o zaman Patriotlar satılmadı. O günden bu güne zaman zaman bu ısrarlarımız devam etti ama yine satılmadı” diye konuştu. Türkiye’ye geçici olarak konuşlandırılan hava sistemlerinin bir kısımının sökülüp geri gönderildiğini dile getiren Erdoğan, “Uzun ve çetrefilli görüşmeler neticesinde Rusya ile S-400 alım satım konusunda mutabık kaldık. Tabii bu mutabakatımızın içerisinde kredi sözleşmesinden tutun ortak üretime varıncaya kadar her türlü müzakerede ele alınması gereken başlıklar, alt başlıklar içerisinde yer aldı” ifadelerini kullandı. Amerika’dan patriotlar konusunda sonuç alamayınca önce Çin’le bir takım görüşmeler yaptıklarını anlatan Başkan Erdoğan, daha sonra Rusya’ya yöneldiklerini ifade etti. Bölgedeki kritik gelişmelere değinen Erdoğan, “Ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi tedarikinin tamamen kendi toprakları içinde ve bölgesinde barışı koruma amaçlı olduğunu göstermektedir. Biz, S-400’leri alarak savaşa hazırlanmıyoruz. Barışı ve kendi milli güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz. Savunma sanayimizi  geliştirmeye yönelik diğer tüm atılımlarımızın da amacı budur. Bizim tüm hazırlıklarımızın gayesi şu anda barışı korumaktır” dedi.

BU BİR ZORUNLULUK 

Türkiye için siyasette ve ekonomide, özellikle de savunma sanayinde güçlü olmanın bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu belirten Erdoğan, “Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Şöyle, çeyrek asır önce Bosna Hersek ve Kuveyt, daha yakın tarihte Irak, Suriye, Ukrayna, Yemen, Katar meseleleri, İsrail’in bölgedeki yayılmacılığının yol açtığı sorunlar, güçlü olunmadığında nasıl bir sonuçla karşılaşılacağına işaret ediyor. Üstelik iş sadece bu bölgenin değil. Tüm dünyanın göz bebeği bir coğrafyanın tam kalbinde bulunuyoruz. Kıyıdaki, köşedeki ülkelere yapılanlar şayet siyasi, ekonomik, askeri olarak yeteri kadar güçlü olmazsak, unutmayın, bizim başımıza geleceklerin küçük bir örneğidir. Elbette bu sözlerimle hiç kimseyi itham etmiyorum. Sadece tarihi bir hakikati güncel örneklerle dile getirmeye çalışıyorum” diye konuştu.

ABD TEMSİLCİLERİ GİBİ      

Siyasette  S-400 konusunda Amerika’nın temsilcileri gibi gayret edenlerin olduğunu ifade eden Erdoğan,” Onları savunanlar var. Bu şekilde parlamentomuzun içerisinde hangi düşünceler nasıl tezahür ediyor, hepsi ortada. Bu keyfi değildir, az önce de söylediğim gibi bir zorunluluktur ve bu zorunluluğun bir gereği olarak devam ediyor. İnşallah yıl sonuna kadar belli bir bölümü ve 2020’nin nisan ayına kadar tamamıyla bu işi bitirmiş olacağız” dedi.  S-400 ‘lerle birlikte Türkiye’nin düşmana korku vereceğini belirten Erdoğan, sistemin NATO’ya da güç katacağına vurgu yaptı: NATO mutlu olmalı. 

KANDiL TEHDiT OLAMAYACAK

Kuzey Irak’ta 1984 yılında Türkiye’ye yönelik terör saldırılarını kaynağından kesmek için başlatılan operasyonların devam ettiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: “ Terörle mücadele konusundaki faaliyetlerimiz, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecek. Kuzey Irak’taki bütün inleri temizleyeceğiz. Pençe ve Pençe-2 Harekatları şu anda başarıyla devam ediyor. Bu sürecin sonunda artık Kandil diye bir tehdit kaynağı kalmayacağına da inanıyorum. Kandil’e alternatif Sincar’ı inşa etmeye çalıştılar. Orası da şu anda temizlenmiş durumda. Ve bunu da başaramadılar. Temennimiz o dur ki başaramayacaklar. Böylece Fırat’ın doğusunda kökleştirmeye çalıştıkları terör koridorunun doğu ucunu da kapatmış olacağız.” 

DOĞU AKDENiZ’DEKi HAKLARIMIZI KiMSE YOK SAYAMAZ

Son dönemde, Türkiye’nin güvenlik hassasiyetini tetikleyen bir diğer gelişmenin de Doğu Akdeniz’de yaşandığını belirten Erdoğan, “Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin, Doğu Akdeniz’deki haklarını, hukuklarını, çıkarlarını yok sayan anlayışın bölgeye çöreklenme çabalarına karşın somut adımlar atıyoruz. Halen Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimiz, bunun yanında da Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemimiz, bölgede faaliyetlerini tüm tehditlere aldırmadan sürdürüyor. Bu gemilerin güvenliğini sağlamak amacıyla tabii yanlarında Deniz ve Hava Kuvvetlerimizin unsurları da bulunuyor. İsrail, Mısır, Libya, Cezayir ve Tunus başta olmak üzere, bölge ülkelerindeki tüm gelişmeleri dikkatle takip etmek mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı. Aynı şekilde Güney Asya’da Afganistan, Pakistan, Hindistan merkezli her gelişmenin Türkiye’nin takip alanı içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, “Amerika’nın İran yaptırımları, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Körfez Ülkeleri’ndeki her tasarrufunu da yakından izliyoruz” dedi. Balkanlar’ı, Doğu Avrupa’yı, Kafkasya’yı, Orta Asya’yı da aynı çerçevenin içinde düşünmek gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Çünkü buralarda yaşanacak her meselenin ucu, eninde sonunda gelip mutlaka ülkemize dayanacaktır. Bu sebeple en küçük bir boşluğa meydan vermeden, rehavete kapılmadan, altımızın oyulmasına fırsat tanımadan gereken her durumda inisiyatifi kullanmakta tarafız” diye konuştu. Toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı. 

BU OYUNU TRUMP BOZMALI

Başkan Erdoğan, “Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne uygulanan silah ambargosunu kaldırmayı öngören yasa, temsilciler meclisinde onaylandı. Bu öneriyi getiren de Türkiye’ye yönelik F-35’lerle ilgili kısıtlama getirilmesi gerektiğini söyleyen senatördü. (Demokrat Partili Senatör Bob Menendez) Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu şöyle cevapladı: Bu zat, Türkiye düşmanı olan bir zattır. Böyle bir zatın, senatoya getirmiş olduğu bu tehdit, Türkiye ile ABD ilişkilerini adeta bozmaya yönelik hesapsız bir tehdittir. Ben inanıyorum ki Sayın Trump bu oyuna gelmeyecektir. Bu oyunu da bozması gereken Sayın Trump’ın buradaki taktikleri olacaktır. Bozması gerekir diye düşünüyorum. Bir senatörün bu noktadaki yaklaşımları Türkiye-ABD ilişkilerini asla bozmamalı.

CAATSA’NIN iÇiNDE TÜRKiYE YOK    

Erdoğan, F-35’lerle ilgili ise, “S-400 bir hava savunma sistemidir. Ama F-35’e geldiğimiz zaman o bir taarruz silahıdır. Fakat biz tabii buradaki 9 ortak ülkeden bir tanesiyiz. Hatta hatta biz burada, ortak olmanın ötesinde üretimine katılan ülkeyiz. Fakat bütün bunlara rağmen, bu yapılan hem dostluğa, hem böyle ortaklığa da yakışmıyor. S-400 farklı bir şey F-35 farklı bir şey. Ve biz burada ödeme planında da, ödemelerini en sağlıklı şekilde yapan bir ülkeyiz. Temenni ederim ki F-35 konusunda farklı bir istikamette gelişme olmaz. Şimdi ikide bir bazı yaptırımlardan bahsediliyor. CAATSA’nın kapsamı içinde Türkiye yok, F35 ile ilgili de herhangi bir şey söz konusu değil. Onun için bu oyunlara gelmeden, yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz” diye konuştu. 

FETÖ KANSER MiKROBU

FETÖ’ye karşı mücadelenin kesintiye uğramadan devam ettiğini anlatan Erdoğan,  “Tabii, 15 Temmuz konusunda hala bizi anlamak istemeyenler var” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:  Çok yakın bazı dostlar bile bakıyorsunuz, ‘İşte bunların üzerine bu şekilde gitmek doğru mudur, değil midir?’ diyenler oluyor. Benim 251 şehidim ve 2 bin 193 gazim var. Onlara hesabı nasıl veririz? Yargı kararlarını veriyor ma FETÖ ile mücadelede biz bu işin bittiği kanaatinde değiliz. Zaten olmadık. Çünkü adeta metastaz yapmış bir kanser mikrobu gibi. Dolayısıyla da bunun tamamen temizlenmesi lazım. Bunun kesinlikle kesilip alınması lazım.

TAKDiR YERiNE CEZA

Suriye başta olmak üzere bölgedeki çatışmalar ve krizlerden kaçan 4,5 milyona yakın insanın Türkiye’de sükunetle barındırılıyor olmasının dahi başlı başına bir başarı olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye’nin takdir edilmek yerine cezalandırıldığına dikkat çekti. Erdoğan, “Aslında Türkiye’ye tamamen kendi fedakarlığı ile yürüttüğü bu sığınmacı politikası sebebiyle Nobel Barış Ödülü verilmesi gerekir. Biz bu gayretleri, herhangi bir karşılık beklediğimiz için değil sadece insanlığımız ve kültürümüz gereği ortaya koyduk, aynı şekilde devam edeceğiz. Bu 4,5 milyon, 5 milyonu buluyor. Dünyada bunun bir başka örneği yok. ‘Nobel’ dediğiniz zaman ‘adalet’ diyorlar. Türkiye’den başka bunu dünyada yapan bir başka ülke var mı? Yok. Peki niçin bu konu ele alınmıyor veya niçin değerlendirmeye tabi tutulmuyor. Bu gayretleri herhangi bir karşılık beklediğimiz için değil sadece kültürümüzün de gereği bu adımları atıyoruz” ifadelerini kullandı.    

SURiYE iÇiN ÜÇLÜ VE DÖRTLÜ ZiRVE

İdlib’deki gelişmelere de değinen Erdoğan 1-2 Ağustos’ta Astana’da teknik bir toplantının gerçekleştirileceğini ve burada Suriye meselesinin ele alınacağını dile getirerek, şöyle devam etti:      

“Ağustos sonunda, Üçlü Zirve’yi İnşallah Türkiye’de yapacağız. Ardından da bir Dörtlü Zirve olayımız var. Dörtlü Zirve’yi de yine Türkiye’de yapacağız. Ama yer noktasında şurası, burası demiyorum. Belirleyeceğiz ve sonra açıklayacağız. Tabii, bu ağustos başı ve sonu çalışmasında hedef, özelikle Anayasa Komisyonunu artık kurma noktasına geldiğimizi söyleyebiliriz. Böyle bir durumdayız ve Anayasa Komisyonunun kurulmasıyla çok ciddi bir mesafe alınmış olur. Dörtlü Zirve, burada büyük bir önem arz ediyor. Bu Dörtlü Zirve ile de işi daha da hızlandırmış olacağız.”

BÖLGE SAVAŞTAN YORULDU

Amerika’nın İran’a yaklaşımını doğru bulmadıklarını ifade eden Başkan Erdoğan, “Bunu bizzat Amerikalılara da söylediğimiz için söylüyorum. Bölge artık savaştan çok yoruldu. Biz bu uygulamaları, bu yaptırımları doğru bulmuyoruz. Çünkü, bölgenin artık yeniden ayağa kalması lazım. Bölge halkının artık gece rahat yatıp, sabah huzurla kalkmaya ihtiyacı var. Biz de şu anda bunun yanındayız. Dünyayı barışa taşıyacaksak, böyle taşıyacağız’ diyoruz ve noktayı koyuyoruz” dedi.