25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Bayram Coşkusu

14 Haziran 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Bayram Coşkusu

Hicret öncesi Medinelilerin iki bayramı vardı. Medineliler bu bayramlarda neşelenir, oyun oynar ve eğlenirlerdi. Medinelilerin iki bayramı olduğunu ve bu bayramlarda onların sevinçle eğlendiklerini gören Hz. Peygamber: “Allah size bu iki bayramınıza bedel olarak daha hayırlısını; ramazan ve kurban bayramını lütfetmiştir” buyurdu. Böylece Müslümanlar o günden bu güne; on beş asırdan beri Ramazan ve Kurban bayramlarını ibadet neşesi, sevinç ve huzurla kutlamaktadırlar.

Ramazan bayramı, kulluk ve ibadet yoğun bir mevsimden sonra Rabbimizin ikramı olan topluca kulluk sevincini paylaştığımız mübarek günlerdir. Bu bayramda ramazanda otuz günlük oruç ve ibadetle dolu huzurlu günlerin sonunda sevinçle kucaklaşıyoruz. 

Bayramda Neler Yapabiliriz?

1. Bayram, paylaşılan bir sevinç demek olduğuna göre, bugünlerde sevinçleri paylaşmalı; acıları ve yaraları birlikte sarmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) zaman zaman ashabına “Bugün içinizden bir hasta ziyaret edeniniz, bir cenaze teşyiine katılanınız ve bir yetim başı okşayanınız var mı?” diye sorarak yaralara merhem olmayı öğütlerdi. Belki her gün yapılması gereken bu görevi hiç olmazsa bayram vesilesiyle hatırlamalıyız. 

Umumun sevinci demek olan bayramda vatanı, din ve namusu uğrunda zulme uğrayan, şehit edilen, tecavüz gören ve yurtlarından sürülen kardeşlerimiz için ne yapıyoruz? Onlar televizyonlarda ve gazetelerde boynu bükük ve yıkık halleriyle arz-ı endam ederken acaba bizim bayram yapmaya hakkımız var mı? 

Yardımına koşamadığımız bu kardeşlerimizin hiç olmazsa acılarını paylaşmaya çalışmalıyız. Çünkü acılar paylaşıldıkça küçülür, sevinçler paylaşıldıkça büyür. 

2. Bayram günleri şehrin gürültüsünden tatil ve turistik yerlere kaçış vesilesi değildir. Son zamanlarda yaygınlık emaresi gösteren bu anlayışın İslâmî ve insanî olduğunu söylemek zordur. Aksine bayramlar eş, dost ve akraba ziyareti, fakir-fukaranın aranılıp sorulma fırsatlarıdır. 

3. Bayramlar akraba, dost ve yakınların ziyaret edildiği mutlu günlerdir. Bu günlerde ebeveyn başta olmak üzere bütün akrabaları ziyâret etmek, bayram sevincini birlikte soluklamaktır. Fizikî olarak ziyaretine gidemediğimiz yakınlarımıza hiç olmazsa çeşitli yollarla tebrik mesajları göndererek bayramlaşma halkasını genişletmektir. 

4. Toplumda fakir, yaşlı ve yetim gibi sokakların insafına, milletin vicdanına terk edilmiş yıkık gönüllü insanları aramak ve onları da bayram sevincinden haberdar ederek yaşama mutluluğuna erdirmek içtimai bir görevimizdir.

5. Bayram vesilesiyle ölülerimiz için sadaka vermeli; kabir ziyaretinde bulunmalı, ruhlarına Kur’an okumalı ve dua etmeliyiz. Böylece dua ve Fatiha’dan mahrum ölülerimizin kalmamasına çalışmalıyız. Çünkü biz yerin üstündekiler kadar altındakilerle birlikte bir milletiz.

6. Müminlerle hediyeleşmek, özellikle çocukları hediyelerle sevindirmek bayramı anlamlı kılan ve onların şuur altlarında bayram imajı bırakan en önemli amillerden birisidir. Çocuklar bayramları, bayramlıklar ve hediyelerle tanır, sever ve sahiplenir.

7. Bayramlar, gönül imarına en güzel vesilelerdir. Kırılan kalpleri tamire, bozulan araları düzeltmeye en uygun zemin ve zamanlardır. Nitekim Allah Teâlâ buyurur: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” Aslında İslâm’da kardeşler arasını düzeltmek ve gönül imarı son derece önemli bir ibadet sayılmıştır. 

Gönül imarına vesile olması niyazıyla Ramazan bayramımız mübarek olsun.