18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Dünya ve ahiret mutluluğunun yolu: Amel-i Salih

Biz insanoğlu bu dünyada kendimiz, ailemiz, milletimiz ve tüm insanlık adına zorlu bir sınav vermekteyiz. Bir yandan zaman bizleri günbe gün tüketirken diğer yandan dünyanın bin bir türlü meşakkati bizlere her gün acı-tatlı yepyeni tecrübeler yaşatmakta.

26 Mayıs 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Dünya ve ahiret  mutluluğunun yolu: Amel-i Salih

Bu dünya hayatının bütün zorluk ve meşakkatlerine sabırla katlanmamızın yegâne gayesi Rabbimizin rızasını kazanmak suretiyle önce dünya ardından da ahiret mutluluğunu kazanabilmektir: Acaba bizleri önce bu dünya hayatında ardından da ebedî ahiret yurdunda başarılı ve mutlu kılacak olan en önemli şey nedir? Bu hayati sorunun cevabını bulabilmek için Kur’an ayetlerini gözden geçirmemiz yeterli olacaktır. Gözümüze çarpacak olan en önemli kavram “Amel-i Salih” olacaktır.

ALLAH’IN RIZASINA UYGUN

Peki, o hâlde nedir bu amel-i salih? Acaba sadece namaz mı, oruç mu, zekât mı? Hayır, Amel-i Salih birebir bunlardan hiçbiri değildir. Çünkü Allah Teala Kur’an’da bu ibadetleri  Amel-i Salihin yanı sıra zaten ayrıca zikretmektedir. Amel-i Salih, ilk kelimesinden anlaşılacağı üzere öncelikle bir düşünce veya tutum değil bilakis bir iş veya eylemdir; fakat sıradan değil ‘salih’ yani Allah’ın rızasına uygun bir iş veya eylemdir. Zira amel-i salih, içinde geçtiği hemen her ayette ‘iman’ kavramından hemen sonra zikredilir. Buna göre sıradan bir iş, eylem veya tutumun Amel-i Salih’e dönüşebilmesi için öncelikle sahibinin Allah’a ve ahirete iman etmiş olması şarttır.

REKLAM YAPMAK İÇİN DEĞİL

Amel-i Salih, herhangi bir şekilde haksız çıkar sağlamak, reklam yapmak veya kendini tatmin etmek için değil yalnız ve yalnız Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan iş ve eylemlerin bütününü ifade etmektedir. Zira Kur’an’a göre bir kimse, ihtiyaç sahibi bir başkasına dinin emri olan sadaka veya zekât verse fakat buna riya veya eziyet karıştırsa bu durumda yapmış olduğu apaçık bir ibadet bile olsa Amel-i Salih hükmü kazanamamaktadır. Allah rızası gözetilmek şartıyla ağızdan çıkan güzel bir söz veya bir kimsenin hatasını affetmek gibi basit şeyler dahi amel-i salih kapsamına girer. Genel anlamda Allah rızası gözetilerek yapılan küçük büyük her iyi ve güzel şey gibi, Müslüman birey olarak üzerimize düşen insanlık görevlerimiz de Amel-i Salih kapsamına girer. Nitekim bir anne babanın en büyük Amel-i Salihi, maddi ve manevi anlamda Allah’ın rızasına uygun salih evlat yetiştirmektir. 

Mesleğimizi Allahı’ın rızasına uygun icra etmek

Çocukların en önemli Amel-i Salih’i ise anne babasına itaat edip onlara karşı evlatlık görevlerini eksiksiz yerine getirmektir. Bunun ötesinde bir kimsenin sahip olduğu işi Allah’ın rızasına uygun olarak yapması onu (işi) yine uhrevi sevap kazandıran bir Amel-i Salih kapsamına dâhil eder. Buna göre herkesin en önemli Amel-i Salih’i, kendi rızkını helalinden kazanmak için Allah’ın rızasına uygun bir şekilde icra ettiği mesleğidir. Buna göre bir öğretmenin Amel-i Salihi vermiş olduğu eğitim, öğrencilerin Amel-i Salih’i ise almış oldukları eğitimdir. Bir hâkim, savcı veya avukatın Amel-i Salih’i yürütmüş olduğu davalardır. 

Zira Allah Teala’nın Kur’an’da bizlerden adalet talebi vardır ki bunun öncelikli gerçekleşme yeri mahkemelerdir. Bir güvenlik görevlisinin en önemli Amel-i Salih’i sorumlu olduğu bölgede halkın can güvenliğini korumaktır. Zira Kur’an’a göre en büyük günah, haksız yere bir kimsenin canına kıymaktır.  Bir doktorun Amel-i Salih’i de hastalarına uygulamış olduğu tedavidir. Zira yine Kur’an’da Cenabı Allah’ın bizlere yönelik insanları yaşatma talebi vardır.