24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Edep ve haya insanı: Hz. Osman (r.a.)

Hazreti Osman İslam’a teslim olan ilk sahabelerdendir. Aynı zamanda Peygamber Efendimizin (s.a.v.) muhterem damadıdır. Önce Rukiyye annemizle vefatından sonra da, efendimizin bir başka kızı olan Ümmü Gülsüm ile evlenmiştir. 

27 Mayıs 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Edep ve haya insanı: Hz. Osman (r.a.)

Edep ve hâyâ timsali Hz. Osman (r.a.) hicretten 47 yıl önce Mekke’de dünyaya gelmiştir. Babası Affan Kureyşin zengin, önemli ve nüfuz sahibi kollarından Ümeyye Oğullarına mensuptu. Hz. Ebu Bekir’in (ra) vesilesi ile Müslüman olan Hz. Osman (r.a.), Hz. Peygamber’in (s.a.v) kızı Rukiyye ile evlendi. Rukiyye validemizden Abdullah adında bir oğlu oldu fakat bu çocuk 6 yaşında vefat etmiştir. Daha sonra hicretin 2. yılında Rukiyye’nin vefatı üzerine Efendimizin diğer kızı Ümmü Gülsüm ile evlenerek Efendimize ikinci kez damat olmuş ve “zinnûreyn” yani “iki nur sahibi” adıyla anılmıştır. Hicretin 9. senesinde ise Ümmü Gülsüm validemiz de vefat etmiştir. Mekke müşriklerinin baskı ve zulümlerini yoğunlaştırdıkları dönemde Hz. Osman (r.a.) eşiyle birlikte Habeşistan’a hicret etti. Bir müddet orada kaldıktan sonra Mekke’ye dönmüş bu sefer de Medine’ye ilk hicret edenlerden olmuştu.  Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve Hz. Ömer’in (r.a.) halifelikleri döneminde onlara danışmanlık yapan Hz. Osman (r.a.), Hz. Ömer’in (r.a.) şehit edilmesinden sonra halife olarak seçilmiştir. Hilafeti döneminde askerî faaliyetler tamamlanmış, ülkenin sınırları doğuda Horasan, batıda Kuzey Afrika’ya dayanmış, Kıbrıs Adası onun zamanında fethedilmiştir. Halifeliğinin ikinci döneminde büyük iç karışıklıklar yaşanmıştır.  

İSYANCILAR EVİNİ KUŞATTI

Kûfe, Basra ve Mısır’dan gelen isyancılar Medine’ye gelip Halife Hz. Osman’ın (r.a.) evini kuşattılar ve sonrada toplu bir saldırı sonucu Hz. Osman (r.a.) şehit edilmiştir. Edep ve hayâ insanı olan Hz. Osman (r.a.) aynı zamanda yumuşak huylu, halim-selim, merhametli ve iyi niyetli bir kişiliğe sahipti. Bugün kendisinden bahsederken “hayâ sahibi” olması daima ön plandadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) meleklerin dahi Hz. Osman’dan (r.a.) hayâ ettiğini belirtmiştir. Hz. Aişe (r.a.) annemiz anlatıyor: “Efendimiz (s.a.v.) bir defasında dizi açık bir şekilde oturuyordu. Hz. Ebu Bekir (r.a.) içeri girmek için izin istedi. Allah Resulü ona girmesi için izin verdi. Efendimiz (s.a.v.) halini değiştirmedi. Sonra Hz. Ömer (r.a.) izin istedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona da izin verdi. Yine halini değiştirmedi. Fakat daha sonra Hz. Osman (r.a) izin istedi. Bu defa Efendimiz (s.a.v.) dizinin üzerine elbisesini sarkıttı. Onlar kalktıklarında ben dedim ki: “Ya Resûlallah! Ebu Bekir ve Ömer senden izin istedi, sen aynı haldeyken o ikisine izin verdin. Osman izin istediğinde ise, elbiseni üzerine sarkıttın (dizini gizledin, örttün).” Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ya Aişe, Allah’a yemin ederim ki; meleklerin dahi kendisinden utandığı bir adamdan utanmayayım mı?”

CÖMERTLİĞİ DE TAKDİR EDİLDİ

Haya ve edebinin dışında, cömertliği de daima takdir edilmiştir. Müslümanların ihtiyaçları için en büyük maddi desteği verenler arasında onun da adı vardır. İslam ordusu Tebük Seferi’ne hazırlandığı sırada, öncesinde Şam’a göndermek için hazırlattığı 300 deveyi üzerlerindeki mallarıyla beraber Hz. Peygamber’e (s.a.v.) teslim etmişti. Ayrıca, bunlara elli at ve bin altın nakit daha ilâve ederek fedakârlığın zirve noktalarının mümtaz örneklerinden olmuştu. Başka bir örnek davranışta ise Hz. Osman (r.a.), hicret sonrası Medineli bir Yahudi’nin işlettiği “Rume” kuyusuna ortak olmuş, ardından bu kuyunun suyu bütün Müslümanların hizmetine tahsis edilmiştir. 146 hadis rivayet etmiş ve cennetle müjdelenen sahabiler arasında olan Hz. Osman (r.a.), Peygamberimizin vahiy kâtipleri arasında yer almıştır.