26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

En güzel sosyal yardımlaşma: Zekat

Sözlükte artma, çoğalma, temizlik, bereket, iyi hal ve övgü anlamlarına gelen zekat; dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine vermesi gereken belli miktarı ifade eder.

23 Mayıs 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
En güzel sosyal yardımlaşma: Zekat

Zekât ibadeti her şeyden önce dini bir vecibe, Allah Te‘âlâ’ya kurbiyete uzanan manevi bir yol ve O’nun rızasına erişmenin önemli vesilelerinden biridir. İslâm’ın beş temel şartından biri olan zekât ibadetinin münferit birtakım hususiyetlerinin yanı sıra, yerine getiren mükellefin günahlarının bağışlanmasına ve malına karışmış olma ihtimali bulunan endişe ve şüphelerin bertaraf edilmesine vesile olmak gibi diğer bazı mühim yönleri de bulunmaktadır.

ALLAH’A YAKINLAŞMA

Kur’ân-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde zekât, Allah Te‘âlâ’ya yaklaşma vesilelerinden ve O’nun dostlarının başta gelen özelliklerinden biri olarak zikredilmiştir. Zekât, rûhu Allah Te‘âlâ’ya manevî anlamda yakınlaştırmaya vesile olduğu gibi, Allah Te‘âlâ’yı razı etme konusunda da en sevimli ibadetlerden biridir.

İslâm’a göre malın ve mülkün yegâne sahibi Allah Te‘âlâ’dır. İnsanların bu dünyada sahip oldukları mal, mülk ve daha saltanat, hepsi geçici şeylerdir. Zekât bu açıdan, bir Müslüman’ın ‘maddiyat’ ile olan zihnî ve fikrî münasebetini belirleyen ve dengeleyen bir özelliğe sahiptir. Müslümanlar bu şuura; zekât ve sadaka gibi ibadetlerin özüne vâkıf olarak erişebilirler.

CİMRİLİĞİ ÖNLER

Cimrilik, Kur’ân-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerle muhtelif vesilelerle yerilmiş, uzak durulması gereken kötü bir haslet olarak nitelendirilmiştir. Nitekim konuyla ilgili bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Ganimet malları bir de o kimseler içindir ki; o (muhacir) olanların hicret yapmasından önce, o Medine yurduna ve imana yerleşmişlerdir ki onlar, kendilerine hicret etmiş olan kimseleri can-ı gönülden sevmektedirler, onlara verilmiş olan ganimet malı gibi şeylerden dolayı göğüslerinde en ufak bir ihtiyaç isteği/kıskançlık/ bulmamaktadırlar ve kendilerinde ihtiyaç/fakirlik/ bulunsa da yemeyip yedirerek, giymeyip giydirerek onları kendi nefislerine karşı tercih etmektedirler. Zaten her kim nefsinin cimrilik hırsından korunur da, Allah yolunda infaka muvaffak kılınırsa, işte ancak onlar, felâh ve kurtuluşa erenlerin ta kendileridir! Peygamber Efendimiz (SAV) bizler için en güzel örnektir. Bizlere ebedî kurtuluş yollarını gösterdiği, tıbbî bazı rahatsızlıklardan kurtulma yolunda şifa vesilelerini öğrettiği gibi, cimrilikten kurtulma yolunu da göstermiş ve şöyle buyurmuştur: “Zekâtı veren, misafire ikram eden ve sıkıntı zamanında yardım eden kimse, nefsinin cimriliğinden kurtulmuştur.”

SOSYAL VE EKONOMİK YÖNÜ

Zekât, sosyal yardımlaşma yönüyle de hayatî bir ibadettir. Uzaktaki ve yakındaki muhtaçlar, yakın ve uzak akraba, öksüzler, yetimler ve bilumum ihtiyaç sahipleri zekât ile desteklenir. Bu açıdan zekat, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın aslî bir unsurudur. Sosyoekonomik kalkınma, fakirin incinmeden desteklenmesi ve sermayenin kuru bir birikim yerine yatırıma yönelmesi, zekâtın sosyal ve ekonomik açıdan önemini ortaya koyan pratik tecrübelerdir.