25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Ramazan ve oruç

Ramazan Kur’an’ın nazil olmaya başladığı, İslam’ın beş temel esasından orucun farz kılındığı ibadet-yoğun bir iklimdir.

Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz20 Mayıs 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Ramazan ve oruç

Ramazan’ın Ramazan olmasını sağlayan Kur’an ve oruç ayı oluşudur. Oruç, Allah Teala’nın: “Benim içindir, ecrini ancak Ben veririm.” buyurarak yücelttiği bir ibadettir. Hadis-i kudsideki bu ifade, iki anlam taşır:

Orucun diğer ibadetler arasında özel bir yeri vardır. Çünkü bütün ibadetler dışarıdan bakanların görebileceği organlara ait bir takım hareketlerden ibarettir. Oruç ise görünen organların hareketi olmaksızın gerçekleşir. Oruç ihsan duygusuna/Allah’ ı görüyormuşçasına kulluğa en yakın olan ibadettir.

Oruçta Samed sıfatının mazharı vardır. Samed, herkes ve her şey kendisine muhtaç olduğu halde Allah’ın hiçbir şeye ve hiç kimseye muhtaç olmamasıdır. Oruç sayesinde insan yemek ve içmek gibi maddi ve dünyevi ihtiyaçlardan uzaklaşarak, sınırlı bir süre de olsa, Allah’ın Samed sıfatının tecellisini yaşamaktadır. Bu açıdan Allah Teala kendi sıfatıyla sıfatlanan, ahlâkı ile ahlaklanan kimselere özel bir konum vererek: “Oruç tutanın mükafatını ben veririm” buyurmuştur.

Allah iyi amel işleyenlere birden ona, ondan yedi yüze kadar karşılık vereceğini vaad buyurur. Ancak sabredenler için bu mükâfat hesapsız olacaktır. “Oruç sabrın yarısıdır” hadisine göre, oruç aynı zamanda bir sabır eylemi olduğundan mükafatı sınırsız olacaktır.

Oruç sadece yeme içmeyi terk etmekten ibaret, fiziki bir eylem değildir. Orucun insan iradesini eğiten, nefsi frenleyen, düşünceyi ibadet merkezli güncelleyen bir ibadet olabilmesi için şu altı organla tutulması gerekir:

Gözü haram, şüpheli ve anlamsız şeylere bakmaktan koruyarak,

Kulağı haram, günah ve batıl şeyleri dinlemekten sakınarak,

Dili kendini ilgilendirmeyen boş, anlamsız, dedikodu ve iftira gibi şeylerden uzak tutarak,

 Kalbi Allah sevgisi ve takvayla doldurup yasak düşünce ve boş temennilerden arındırarak,

Eli haram, şüpheli ve çirkin işlere uzanmaktan men ederek,

Ayağı emredilmeyen ve istenmeyen bir gaye uğrunda yürütmeyerek,  oruç tutturulur.

Bu altı organa hâkimiyetin oruç tutan insanın faziletini arttırdığı anlaşılmaktadır. Çünkü oruç aç ve susuz kalmaktan ibaret bir ibadet değildir. Bu yüzden gündüz oruç tutup haram ile oruç açanlar ile helal yiyeceklere dokunmazken gıybetle ölü eti yiyen ve gözünü, sözünü, özünü haramdan sakınmayanların oruçları aç ve susuz kalmaktan ibarettir. Allah dostları arasında gıybetin orucu bozduğunu; en azından manevi ecrini bitirdiğini söyleyenler vardır. Oysaki oruçtan murad aç ve susuz değil, günahlardan uzak kalmaktır. Nitekim namazdan murad da çirkin söz ve davranışlardan uzaklaşmaktır. Çünkü kul yalan sözü ve onunla ameli terk etmedikçe Allah’ın onun yemek ve içmekten uzak durmasına ihtiyacı yoktur.