24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Yunus Aleyhisselam

Musul yakınlarındaki Nineve (Ninova) ahalisine gönderilen Peygamber. Babası Metâ adında bir zat olup salih kimselerdendi. Yunus aleyhisselam kendisini balık yuttuğu için Zinnûn ve Sâhib-i Hût adlarıyla da anılmıştır.

6 Haziran 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Yunus Aleyhisselam

Yunus aleyhisselam, Asur Devleti’nin başşehri ve önemli bir ticaret merkezi olan Nineve şehrinde doğdu. Babası Metâ ve annesi, Allah-ü tealâya dua edip, kendilerine bir erkek evlat ihsan etmesini dilediler. Cenâb-ı Hak onlara Yunus’u ihsan etti. Ancak Yunus aleyhisselam ana rahmindeyken babası vefat etti. Annesi onun doğum ve çocukluğu sırasında birçok harikulâde, olağanüstü haller gördü. Yunus aleyhisselam Nineve’de büyüdü. Kavmi içinde emin, yalan söylemeyen, yardım seven bir kişi olarak meşhur oldu.  Otuz yaşına gelince Nineve ahalisine Peygamber olarak gönderildi. Putlara tapan Nineve halkını senelerce Allah-ü teâlâya iman ve ibadet etmeye davet etti. Kavmi ona iman etmedikleri gibi birçok eza ve cefada bulundular. Onunla alay ettiler. 

HAK DİNİNE DAVET ETTİ

Fakat Yunus aleyhisselam yılmadan ve ümitsizliğe kapılmadan onları hak dine davet etti. Allah-ü teâlânın azabıyla korkuttu. Fakat Nineve halkı, “Tek bir kişinin hatırı için azap inip herkesi yok edecekse müsade et bu azap gelsin.” deyip alay ettiler. Yunus aleyhisselam kavminin küfürde ısrar etmesine üzülüp onların arasından ayrıldı. Allah-ü teâlâ ona vahyedip; “Kullarımın arasından ayrılmakta acele ettin. Geri dön, kırk gün daha onları imana çağır.” buyurdu. Yunus aleyhisselam bu ilâhi emir üzerine kavmine döndü ve onları hak dine davete devam etti. Otuz yedi gün aralarında kaldı. Kavmi yine inanmadı. Bunun üzerine Yunus aleyhisselam “O halde üç güne kadar başınıza gelecek azabı bekleyin. Bunun alâmeti önce benizleriniz sararacaktır.” buyurdu ve ilâhî bir emir gelmeden üzüntüyle aralarından ayrıldı. Yunus aleyhisselamın haber verdiği gün gelince Ninevelilerin benizleri sarardı. Gökyüzü karardı. Şehri simsiyah bir duman kapladı. Herkesi korku ve telâş sardı. Feryat ve figana başladılar. “

DUA ETMELERİ TAVSİYE EDİLDİ

Yunus aleyhisselam aramızda ise korkmayın, eğer gitmişse azap bizi helak edecektir.” diye söyleştiler. O zaman Allah-ü teâlâ kalplerine pişmanlık hissini verdi. Onlar tövbe etmek arzusu ile yaşlı salih bir zata geldiler ve ne yapmaları gerektiğini sordular. O zat da henüz azabın gelmesine iki gün olduğunu ve tövbe etmelerini ve azabı kaldırması için dua etmelerini tavsiye etti. Bunun üzerine Nineve halkı şehrin yakınındaki bir yüksek tepeye çıkıp Allah-ü teâlâya ve O’nun Peygamberi Yunus aleyhisselama iman ettiler. Allah-ü teâlâya dua edip azabı kaldırmasını niyaz ettiler. O zamana kadar yaptıkları her türlü kötülük ve haksızlığa da tövbe ettiler. Bunun üzerine Allah-ü teâlâ tövbelerini kabul edip, azabı üzerlerinden kaldırdı. Yunus aleyhisselam da ayrılışından bir müddet sonra kavminin hallerini öğrenmek için Nineve’ye yakın bir yere geldiğinde azabın rahmete tebdil olduğunu gördü. Fakat şehre girmedi. “Eğer şehre girersem beni yalancılıkla itham ederler.” diyerek sahra (çöl) tarafına yöneldi ve oradan uzaklaştı ve Dicle Nehri kenarına vardı. 

GEMİDEN DENİZE ATTILAR

Fakat buraya Allah-ü teâlâdan emir almadan gelmişti. Dicle Nehri kenarındayken yolcularla dolu olan bir gemiye bindi. Gemi hareket edip kıyıdan uzaklaştı. Gemi bir müddet seyrettikten sonra durdu ve kımıldamaz oldu. Gemidekiler şaşırıp kaldılar. Ne kadar çalıştılarsa da gemiyi bir türlü yürütemediler. Sonra da; “Aramızda bulunan bir suçlu yüzünden gemi yürümüyor.” diye aralarında söylendiler. Geminin batacağından endişe edip paniğe kapıldılar. Durumu uğursuzluk kabul edip: “Burada efendisinden kaçan bir kul vardır. Kur’a atalım o meydana çıkar!” diye söyleştiler. O zamana kadar âdetleri kur’a kime isabet ederse onu ceza olarak denize atmaktı. Âdetleri gereği kur’a çektiler. Kur’a Yunus aleyhisselama çıktı. O zaman Yunus aleyhisselam bunun kendisi hakkında ilâhi bir imtihan olduğunu kabul edip tevekkülle; “O asi kul benim!” dedi. Gemidekiler Yunus aleyhisselama bakıp salih bir kimse olduğunu anlayıp; “Bu zat köleye benzemiyor!” diyerek yeniden kur’a çektiler. Kur’a yine hazret-i Yunus’a isabet etti. Üçüncü defa çekilen kur’a da Yunus aleyhisselama isabet etti. Bazıları; “Şüphesiz bu kişinin suçu olmalı!” dediler. Yunus aleyhisselam yolcuları Allah-ü teâlâya iman etmeye davet etti. Fakat gemidekiler Yunus aleyhisselamı denize attılar.

Yunus Peygamberin mucizeleri

1. Yunus aleyhisselam, Kur’ân-ı kerimde bildirildiği üzere balığın karnında üç, yedi veya kırk gün yaşamıştır.

2. Yunus aleyhisselamın duası bereketiyle bulutlardan ateş çıkardı. Bir gün Nineve ahâlisi kendisinden bulutlardan ateş çıkarılmasını istediklerinde dua etti ve bulutlardan ateş düşüp memleketin bir bölgesindeki ağaçları yaktı.

3. Yunus aleyhisselamın duası bereketiyle dağdan su çıkmıştır.

4. Yunus aleyhisselamın peygamberliğine bir keler şehâdet etmişti. Nineveliler Yunus aleyhisselamdan mucize isteyince, Allahü teâlânın emriyle dağa işâret etti. Dağdan çıkan bir keler dile gelerek; “Ey insanlar! Biliniz ki, Yunus hak peygamberdir. Sizi Cennet’e, Rabbinizin mağfiretine dâvet ediyor.” dedi.

5. Yunus aleyhisselam Nineve hâkimini îmâna dâvet etti. O zaman Hâkim; “Kapımda bulunan şu demir halka altın olursa îmân ederim.” dedi. Yunus aleyhisselam Allahü teâlânın emriyle elini kapının halkasına koydu. Demir halka altın hâline geldi.

6. Yunus aleyhisselam odun olmadığı halde su üstünde ateş yakmıştır.

7. Yunus aleyhisselam, Davud aleyhisselam gibi güzel sesli olduğundan, tatlı sesi vahşî ve yırtıcı hayvanlara da tesir eder, onu dinlemek için etrafında toplanırlardı.

BALIĞIN KARNINDA ZiKRE DEVAM ETTi

Denize atıldığında gece vaktiydi. Yunus aleyhisselamı bir balık yuttu. O zaman cenâb-ı Hâk balığa emredip onu yaralamamasını, kemiklerini kırmamasını bildirdi. Balık bu hal üzere hazret-i Yunus’u alıp denizin derinliklerinde kayboldu. Yunus aleyhisselam balığın karnında dahi her zaman zikre devam ediyordu. Melekler onun sesini işitip Allah-ü teâlâya arz ettiler. Allahü teâlâ; “Bu kulum Yunus’un sesidir. Bir hâli sebebiyle onu denizde bir balığın karnında hapsettim.” buyurdu. Yunus aleyhisselam, “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke inni küntü minezzâlimîn (Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben haksızlık edenlerden oldum.” duasına devam etti. Bu duası ve tesbihi onun kurtuluşuna sebep oldu. Balığın karnında üç, yedi veya kırk gün kaldıktan sonra kurtuluşa erdi. Yunus aleyhisselam balığın karnından Muharrem ayının onuncu (Aşûre) günü çıktı. Yunus aleyhisselam seksen üç yaşında ibâdet hâlindeyken Nineve’de vefat etti.