Fazla tuz tüketimi mide kanserine yol açıyor

Mide kanseri tüm dünyada kanser ölümlerinde ikinci sırada yer alıyor. Mide kanseri en sık Japonya’da görülüyor. Yapılan araştırmalara göre dünyada erkeklerde yüzde 77, kadınlarda yüzde 33. Coğrafi bölgelerin büyük insidans (ölçü) farkları vardır. Bu durum beslenme, gıdaların saklanma koşulları ve bakteri pozitifliği ile açıklanıyor. Mide şikayetleri olan kişilerin mutlaka endoskopi yaptırmaları gerekiyor.

 

Mide kanserine yol açan etkenler arasında başta tuz olmak üzere yanlış beslenme, ızgara, ve katkı maddeleri içeren besinler. Katkı maddeleri içeren hazır gıdalar, (salamura et, sucuk, salam, sosis) gibi nitrat alımına neden olan bütün gıdalar. Çünkü bu gıdalar mide üzerinde metaplazi yani (bir hücre tipinin yerini, başka bir hücre tipinin aldığı geri dönüşlü bir değişim) yapıyor. Bu tür ürünleri tüketenler mide kanserine daha kolay yakalanıyor.

 

Bayat gıdalar tehlike saçıyor

 

Gıdaların saklanma ve soğutma olanaklarının eksik ve yanlış olması nedeniyle bayatlayan gıdalar kansere yol açıyor. Kalitesiz içme suyu ve meyve suları, özellikle arseniğin yüksek olması sebebiyle adeta kansere davetiye çıkarıyor. Doğal kaynak suları ve doğal mineralli sularda kalsiyum, magnezyum, bikarbonat, demir gibi elementler bulunmasından dolayı hayatımızın olmazsa olmazlarından olan su yaşamımızı sağlıklı bir şekilde idame ettirebilmemiz için çok önemli.

 

A ve C vitamini eksikliği mide kanserine yol açıyor

 

A ve C vitaminin düşük olması mide kanserinin riskini artırıyor. Mide kanserine karşı A ve C vitamini yönünden zengin besinler tüketmek ve stresten oldukça uzak durmak gerekiyor. Tür olarak hızlı yayılan mide kanseri genellikle ülser şeklinde başlayarak, organları ve lenf bezlerini etkilemektedir. Mide içinde büyüyerek pankreas, yemek borusu ve bağırsak, yumurtalıklar, idrar torbası, erkekte prostat üstü gibi çevre organlara yayılır. Kanserli hücreler kan yoluyla karaciğer, akciğerler ve diğer organlara yayılıyor.

 

Erken teşhis hayat kurtarır

 

Her kanser türünde olduğu gibi mide kanserinde de erken teşhis çok önemli. Evresini geçirmeyen mide kanserlerinde tek çözüm cerrahi uygulanıyor. Cerrahi işlemde amaç kanserli dokunun komşu dokulara yayılmadan temizlenmesi. Ameliyat öncesi değerlendirmelerde lenf nodu saptanan olgularda kemoterapi uygulanıyor. Cerrahi sonrasında kalan kanserli dokunun temizlenmesi için ise kemoradyoterapi uygulanması gerekiyor. 7-8 santimetre uzunluğunda olan tümörlerin komşu dokulara yayılma ihtimali oldukça fazla. 3. ve 4. evrelerde lenf nodu tutulumu saptanan olgularda kemoradyoterapi gelen sağ kalımda anlamlı artış sağlıyor. Aşırı kilo kaybı, mide kanaması, mide bölgesinde ağrı ve hazımsızlık, mide asidinin yükselmesi ve geğirme, yemek yerken normalden daha erken doymuş hissetmek, bulantı ve yutmada güçlülük gibi şikayetleri olan kişilerin mutlaka endoskopi yaptırmaları gerekiyor.