26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Metin Hara: Doğru enerji yollayarak aşık olabiliriz

Dünyaca ünlü Brezilyalı top model Adriana Lima, yazar Metin Hara ile Muğla'nın turizm cenneti ilçesi Bodrum'a geldi. İkili Milas-Bodrum Havalimanı'ndan elele çıktı.Metin Hara'nın geçtiğimiz aylarda Büşra Şahin'e verdiği özel röportajda ' Doğru enerji yollayarak aşık olabiliriz' diyerek ilişkinin ilk sinyallerini verdiği düşünülüyor. İşte o röportaj...

29 Mayıs 2017 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Metin Hara: Doğru enerji yollayarak aşık olabiliriz
Büşra Şahin / [email protected] 
 
1982 tarihinde kan pıhtılaşması hastalığı ve binin üzerinde alerji ile dünyaya gelen Metin Hara, ilk defa 12 yaşında elleriyle ağrılarını azaltabildiğini fark etti. Babasının trafik kazası geçirmesi ve yoğun bakım önünde geçirdiği günlerden sonra hayatındaki değişim süreci başladı. Dünyanın dört bir yanında aldığı eğitimlerle birçok enerji tekniğinin bilgisini modern tıp bilgisiyle sentezleyerek etkin bir tedavi benimseyen Metin Hara, sevginin ve düşünce gücünün neler yapabileceğini bilimsel ve uygulamalı olarak gösterdi. Metin Hara doğru enerji yollayarak aşık olabileceğimizi hatta park yeri bile bulabileceğimizi söylüyor.
 
Size neden ‘yeniçağın dervişi’ diyorlar? Bu lakap nereden geliyor?
Aslında bu benim kendime koymuş olduğum bir lakap değil. Derviş, kendini arayan demektir yani mertebeler arasında en düşüğü. En çırak versiyonu olan. Bazı insanlar kendine neden böyle bir lakap takmış diyorlar. Birincisi dervişlik en başlangıç noktası yola düşen kişi demek, ikincisi ben bir filmde oynadım. 2007’de Bu filmle bir ödül aldım orada da Derviş diye bahsediyorlardı. Benim yaşam tarzımın aslında dervişlerin etiğiyle paralelliği bulunduğunu söylüyorlardı. Ve bir grup insan, medyada bu çocuk, yeniçağın dervişi demeye başladı. Yeniçağda bir yandan modern bir kıyafet, modern bir sunum ve modern bir yapı. Bu benim içinde önemliydi çünkü ben kişisel gelişimci değilim. Ben bir bilim insanıyım Çapa Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon. Hiçbir zaman bir sıfatın altında büyümeyi istemedim. Şuanda bana sorulduğunda, nedir diye. İnsana Güven kurucusu veya yazar deniliyor. Yeniçağ dervişi beni rahatsız eden bir tanım değildi çünkü aslında iddiasızlığın haliydi.
 
Doğduğunda bir genetik hastalığın ve binin üzerinde alerjin varmış. Bunları kendin nasıl tedavi ettin?
Kan pıhtılaşma problemim vardı ve bini geçen alerjilerim vardı. Mesela güneşe çıkamazdım ama güneş kremine de alerjim vardı. Bunun gibi birçok şeye... Evet, bunları kendim tedavi ettim aslında her insan kendini tedavi eder, ben de kendimi tedavi etmek için adım attım.
 
Son zamanlarda kapını en çok hangi hastalıklar için çalıyorlar?
Kanser hastaları, panik ataklar, nörolojik hastalıklar çok geliyor. Zor bir dönemden geçen depresyon tedavisi görenler de keza öyle. Mutsuz olanlar var, spor yapmaya gelenler var, zor bir dönemden geçiyor olanlar var. Bir tek bir sorunu olanlar değil herkes geliyor. İnsanların sosyal hayatta kendileri olabilecekleri eğlenebilecekleri doğanın keyfini çıkarabilecekleri yelpazesi geniş bir yer bizim akademi.
 
Metin+Hara:+Benimle+tan%C4%B1%C5%9Fan+y%C3%BCz+bin+ki%C5%9Finin+hayat%C4%B1+de%C4%9Fi%C5%9Fmi%C5%9Ftir
 
Metin Hara ile tanışan kaç kişinin hayatı değişmiştir?
Abartısız yüz binin üzerinde kişinin hayatı değişmiştir. Herkes Hollywood filmlerini izliyor orada korkusuz Örümcek Adamlar, Süpermenler var. Fakat bunlar gerçek hayatta yok. Gerçek kahramanlar kanserini yenen anneler, bütün yokluğuna rağmen okuyan insanlar, insan için çalışanlar, sanat yapanlar, haber yapanlar bunlar kahraman…
 
Peki, sadece kitabınızı okuyan insanların hayatlarında nasıl değişikler olur?
Hayatınız komple değişir. Baktığında kitap merkezde olan insanı değiştiriyor. İçindeki çocukla buluşturuyor. Kalbini açıyor, bilimsel makalelerle beynine yemler veriyor. Kitap inanılması gereken bir kitap değil zaten farkımız bu. Ben bu eğitimi hastanelerde de veriyorum, uluslararası firmalarda da dünyanın dört bir yanında veriyorum. Burada bilimsel bir kurgu var. Yapanların hayatı öyle ya da böyle bir şekilde değişir.
 
ENERJİ VAMPİRLERİ ENERJİMİ ÇALIYOR
Sizin enerji vampiri dediğiniz bir kitle var. Kimdir bu enerji vampirleri?
 
Herkes gelip bana diyor ki aslında ben çok iyi bir insanım ama etrafım kötü ve benden enerjimi çalıyorlar. Bende diyorum ki kimse senden enerji çalmıyor aslında sende onlardan çalıyorsun. Dışarıdaki insanlar değiştiğinde değişirim diye bir şey olamaz belki de sen içerisini değiştirmelisin. Bir örnek vermek istiyorum. Ben 5 bin kişilik eğitim salonlarına giriyorum. Evet, dünya kötü bir yer ve bir sürü insan açlıktan ölüyor. Ben insanlara bunu söylemek yerine daha güzel bir dünya için bir iyilik hareketinden bahsediyorum. Onuncu dakikadan itibaren bütün salon sessiz bir biçimde teslim olmuş bekliyor. İşte anlatmaya çalıştım şey bu karanlığın bir mum ışığını hapsetme gibi bir gücü yok. Işık yandıkça karanlık geri adım atmak zorunda.
 
Beynimizdeki beyin dalgalarının alfaya geçtiğinde mutlu olacağımızı söylüyorsunuz. Nedir bu beta ve alfa? Nasıl beyin dalgalarımızı kontrol edebiliriz?
Son zamanlarda insanlar olumlama denilen bir furyaya girdi. Kişisel gelişimin hakikaten girdaplarından biri. Pek işe yaradığına dair de hiçbir bilimsel kanıtımız yok. Yani siz bir anneye oğlu yoğun bakımdayken hadi olumlama yaptırın, çocuğunun sağlığıyla ilgili hiçbir olumlu gelişme görmezsiniz. Demek ki farklı bir şey yapmak lazım. Birincisi insanlar önce zihinlerinde olumsuzlaşıyorlar. Onun üzerine olumlamalarla olumlu olmaya çalışıyorlar. Bu insan doğasını hiç anlamayanların yolu. Halbuki bedeninde olumsuzlaşma sürecini çözmüş olsa zihin zaten olumludur. Biz artık modern dünyada normalde olması gerektiğinden 10-15 kat fazla stres hormonu salgılıyoruz. Bu hormonlar algımızı değiştiriyor ve biz her şey çok kötü gibi hissedip bir süre sonra depresyona giriyoruz, bağışıklığımızı çökertiyoruz. Tamamen tıbbi olarak bunu anlatınca her yönden insanın buluşabileceği ortak bir süreç başladı. Ulaşılamayan bir tedavi ne kadar iyi olursa olsun hastayı iyileştiremiyordu. Bende herkesi ortak noktada nasıl birleştirebilirim ne olabilir diye düşündüm. Parasempatik sinir sistemini uyaran çok basit bir nefes egzersizini ortaya koydum. Bunu uçakta giderken yapabilirsin, sahilde bankta otururken yapabilirsin. Her an yapabileceğin zihinsel disiplin yöntemi ortaya çıkardım. Böylelikle beyinde beta beyin dalgasından alfaya geçiş sağlıyordu. Zaten bütün amaçta buydu.
 
HOLLYWOOD’DAKİ İNSANLARDA BİLE EGO TATMİNİ YOK
Bir okuyucun kitabın için ‘hayatımı değiştiren kitap’ demiş. Bir gün bu tepkileri alacağını biliyor muydun?
 
Biliyordum amaç buydu zaten. Telefonuma her gün binlerce böyle mesajlar geliyor. Beni birebir göremeyen ve kendi içindeki yolculukta adım atmak isteyen insanlara aslında bana ihtiyaçları olmadığını o kitapta kendimi değil onlara kendilerini sunduğumu görmeleriydi.
 
Sosyal medyayla aran nasıl? İnternetteki bu ego yarışına ne diyorsun?
Kendim hakkında alabileceğim yolun uzunluğunu idrak ettiğimde başkalarının ne yaptığıyla ilgili emek harcamayı bırakalı çok uzun zaman oldu. İnsanların egosal açlıklarını tatmin etmek üzere bir şeylere saldırmalarının sonu olmayan bir süreç olduğunu görüyorum. Dünyanın en tepesi olan Hollywood’daki insanlarda çalışıyorum. Evinde kaplan besleyen insanlardan bahsediyorum. Onlarda bile bu ego tatmini yok. Bu yüzden o yol nereye varıyor açıkçası bilmiyorum.