25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

BAE'nin Sırbistan'daki karanlık ismi Dahlan ve silah ticareti

Arap Baharı’nın birçok ülkede iç savaşa dönüşmesinin ardından dünya üzerinde silah ticaretinde gözle görülür bir hareketlilik yaşandı. ABD ve İsrail’in vekili olarak Ortadoğu ve Balkanlarda çalışmalar yürüten BAE’nin silah ticareti ile yakından ilişkili olduğunu gösteren haber ve iddiaların ortaya çıkması, bölgede tırmanan krizin neden bir türlü düşüşe geçmediğini bir nebze de olsa açıklar nitelikte.

star.com.tr/ Yaser Emre4 Temmuz 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
BAE'nin Sırbistan'daki karanlık ismi Dahlan ve silah ticareti
Körfez Krizi'nde aktif rol alması, Yemen'deki gizli hapishanelerinin ortaya çıkması ve Suudi Arabistan'daki yumuşak saray darbesinde yer almasıyla son dönemde adı çokça anılan Birleşik Arap Emirlikleri'nin, Orta ve Doğu Avrupa'da yürüttüğü silah ticareti ve kritik isim Muhammet Dahlan'ın bölgede aktif rol alması BAE'nin karanlık
yüzünü ortaya koyuyor.
 
Sırbistan'ı kendisine askeri üs edinen BAE'nin gerçekleştirdiği silah sevkıyatlarının boyutları korkunç rakamlara ulaşmış durumda.
 
BAE son iki yıl içerisinde Sırbistan'a milyarlarca dolar yatırım yaptı. BAE, Sırp silah endüstrisini geliştirmek amacıyla kazançlı anlaşmalar yapmasının yanı sıra, Sırbistan Ulusal havayolunda da önemli bir pay aldı.
 
BAE'nin Sırbistan'a yaptığı yatırımların nedenleri sır olarak saklansada, Sırp kaynaklarının Middle East Eye (MEE) internet sitesine yaptıkları açıklamada Sırbistan'ın potansiyel mali karın çok çok ötesine ulaştığı ifade edildi.
 
Abu Dabi'nin kraliyet prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan, Doğu Avrupa'da ABD ve İsrail'in vekili olarak hareket ettiği ve aynı zamanda Sırbistan'ın silah pazarını düzenleyerek Ortadoğu'ya silah dağıttı iddia ediliyor.
 

  ( Muhammed Dahlan (ortada) ve Sırbistan Başbakanı Vuciç (solda) )
 
BAE'nin Sırbistan'a olan bu devasa yatırımının arkasında ise sürgünde bulunan Filistinli karanlık isim Muhammed Dahlan bulunuyor. BAE, İsrail ve ABD istihbarat örgütlerinin merkez ismi olan Muhammed Dahlan'ın, BAE'nin Sırbistan'daki yatırımlarına yardımcı olurken aynı zamanda Sırbistan siyasi liderlerinin ceplerini de gayri meşru yollarla doldurduğu söyleniyor.
 
BAE'NİN SIRBİSTAN'DAKİ YATIRIMLARI
 
Geçtiğimiz yıl Abu Dabi'de gerçekleştirilen Uluslararası Savunma Fuar'ında BAE'nin Emirates Advanced Research and Technology Holding (EARTH) şirketi ile Sırp silah satış şirketi Yugoimport SDPR arasında 200 milyon dolar tutarında bir anlaşma imzalandı.
 
Sırbistan'daki bir kaynak MEE'ye yaptığı açıklamada yapılan anlaşmanın 60 km'ye kadar etkili çok amaçlı zırh silahı olan Sırp füze sistemi (ALAS) ile ilgili olduğunu söyledi. Kaynak, BAE'nin bu sistemle ilgilenmesinin nedenini, sistemin dünyadaki tüm tankları yok edebilme kapasitesine sahip olmasıyla açıkladı.
 
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne göre ise dünyanın en büyük dördüncü silah ithalatcısı  Birleşik Arap Emirlikleri. BAE, resmi rakamlara göre 2012 yılında askeri teçhizat konusunda 190 milyar dolar harcadı. Kişi başına düşen silah olarak bakıldığında bir milyondan az bir nufusa sahip olan BAE, dünya üzerindeki en ağır silahlanmış ulus olarak görülüyor.
 
Sırp kaynaklarına göre, BAE-Sırp savunma ilişkisi gittikçe daha da yakınlaşıyor. Şuana kadar iki ülke arasında siber savunma, askeri güvenlik birimleri, asker, polis ve özel birlikler düzeyinde ve bilgi-iletişim teknolojisi alanında iş birlikleri kuruldu.
 

 
 
BAE'nin Sırbistan'ın hız kazanan savunma sanayiine yatırımlarının yanı sıra Emiratis birçok alanda Sırp endüstrisine yatırım yaptı. En göze çarpanı ise Abu Dabi'nin Etihad Havayolları, 2013 Ağustos ayında Sırbistan'ın zarar eden JAT Airways'den %49 hisse satın almasıydı. Etihad'ın hisse satın almasının ardından Avrupa'ya ulaştırma sağlanması amacıyla Air Serbia şirketi kuruldu.
 
Ancak Jat Airways'in satın alınması tam olarak bir yatırım görülmedi. 2013-2014 yılları arasında Sırbistan Ekonomi Bakanı danışmanı olarak çalışan Dusan Pavloviç MEE'ye verdiği demeçte, "JAT Airways anlaşması tam bir yatırım değildi. BAE anlaşmayı kredi notu olarak sundu. Sırbistan Cumhuriyeti yapılan anlaşmanın garantörü olarak sunuldu ve anlaşmanın suya düşmesi durumunda Sırp halkının 40 milyon avro ödemesine karar verildi" dedi.
 
Pavloviç'e göre Sırbistan'da BAE ile ilgili yatırımların yer aldığı anlaşmaların, Mart 2013'te iki hükümet arasında imzalanan bir anlaşma maddesi nedeniyle kamuoyundan gizlendi. Pavloviç anlaşma maddelerinin ise
Sırbistan'daki bazı iç hukuk maddelerinin yürürlükten kaldırılması yönünde olduğunu belirtti. Buna göre BAE'den gelen her yatırıma Sırbistan tarafından öncelik verilecekti. 
 
Belgrad'daki lüks daireler ve yolsuzluk iddiaları
 
 BAE  ve Sırbistan arasında imzalanan 3 milyar dolarlık lüks villa projesi aynı zamanda birçok soruyu da ortaya çıkardı. 
 
2016 yılında binlerce kişinin sokağa döküldüğü ve "Hırsızlar! Bunu yapmanıza izin vermeyeceğiz" sloganları atan göstericiler Belgrad Kıyı Projesi'ni protesto etti.
 

 
 
 
 
2014 yılında iki ülke arasında imzalanan projeye 3 milyar dolar yatırım yapılacağı açıklandı. Ancak Sırp makamlara göre projenin bitiminden sonra elde edilecek kar beklentinin çok altındaydı. Uzmanlara göre fakir bir ülke olan
Sırbistan'da lüks daireleri alacak kimse yoktu ve projenin kar etmesi imkansızdı. 
 
İki ülke arasındaki bu anlaşmanın başka nedenlerden dolayı imzalandığını iddia eden Sırbistan muhalefeti söz konusu projede gerçekleştirilecek para akışının aslında bir para aklama olduğunu iddia etti.
 
Projenin sürdürülebilirliği noktasında da ciddi şüpheler bulunduran Sırbistan Mimarlar Akademisi başkanı Kocaceviç MEE'ye yaptığı açıklamada söz konusu projede hiçbir Srıp mimarla görüşülmediğini ve bölgenin kamusal alan olduğunu iddia ederek yasaların ihlal edildiğini belirtti.
 
Ülkesi Sırbistan'ın yaptığı anlaşmaları gizlemesini eleştiren Sırbistan Ekonomi Bakanı danışmanı olarak çalışan Dusan Pavloviç ise, Sırp hükümetini yalancılıkla itham etti. Belgrad'daki Emiratis'in milyar dolarlık mülk yatırımını örnek gösteren danışman, "Sırbistan gibi fakir bir ülkede lüks dairelerin satışa sunulması tamamen saçmalıktır" ifadelerine yer verdi.
 
 
BAE'NİN SIRBİSTAN'DAKİ ROLÜNÜN ARKASINDAKİ NEDENLER
 
Sırp yetkililere göre BAE'nin Sırbistan'a olan bu ilgisinin nedeni, Sırbistan'ın bölgesel kilit bir oyuncu olması.  Sırbistan Başbakanı danışmanı ve Belgrad belediye başkanı Sinisa Mali Bloomberg'te verdiği demeçte Sırbistan ve BAE liderleri arasındaki ilişkinin dostluğa dayandığını iddia etmişti. Ancak MEE'nin Sırp kaynaklarına göre, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Sırbistan'a olan bu eğilimin tek nedeni; jeostratejik hedefler.
 
MEE'ye göre ise BAE'nin Sırbistan'daki yatırımları ve dayanaklarının nedeni stratejik rakibi olan Türkiye'yi engelleyerek, Balkanlarda etkin güç olmak. Balkanlarda etkin güç olma fikri ise ABD ve İsrail'e ait. 
Analistler, Sırbistan'ın Türkiye'ye açıkça düşman olduğunu ve geçtiğimiz yıl içerisinde Türkiye, Bosna ve Sırbistan üçlüsü arasındaki toplantıyı Sırbistan'ın iptal ettiğini belirtti.
 
Sırp bir gazeteci ve analist olan Vladimir Pekic MEE'ye verdiği demeçte, "Herkes şunu aklında tutmalıdır ki; Çoğunluğu Müslüman olan Bosna'nın aksine, Ortodoks Sırbistan Türkiye'nin Balkan'lardaki yenilenen nüfusuna asla izin vermeyecektir" ifadelerine  yer verdi.
 
Pekic, BAE'nin Balkanlar'daki Rus etkisine karşı koymak için Sırbistan'ın savunma sanayiine yatırım yapılacağının da altını çizdi.
 
Üst düzey bankacılara göre ise BAE'nin Sırbistan'a olan ilgisi sadece Balkanlardaki siyasi manevrası ile ilgili değil.İddiaya göre BAE Sırp Savunma sanayii yatırımları ile Ortadoğu'daki güçlerini genişletme hedefinde.
Standard Bank üst düzey yetkilisi Timoth Ash MEE'ye verdiği demeçte, "Belgrad'da geçtiğimiz yıllarda bir hükümet yetkilisi , BAE'nin bölgedeki "arkadaşlarına" silah temin etmek istediklerini söyledi. Sırbistan'ın büyük bir slah endüstrisi ve çok fazla askeri teçhizata sahip olması, Ortadoğu'daki yüksek kaliteli pazar için bir fırsattı. Sırbistan'ın silah ticareti kanunları çok esnek. ve BAE bunun avantajlarından yararlanıyor" ifadelerine yer verdi.
 
BAE'nin Sırbistan'a yönelmesinin bir diğer nedeni ise diğer ülkelerin almış oldukları kararlar. 2012 yılında İsviçre, Emiratis'e satılan İsviçre menşeli el bombalarının Suriye'deki silahlı grupların elinde bulunduğu yönünde çıkan
haberlere dayanarak Abu Dabi'ya tüm silah ihracatını durdurma kararı almıştı.
 
SIRBİSTAN-BAE YAKINLAŞMASININ KİLİT İSMİ: MUHAMMET DAHLAN
 
Aleksandar Vuciç 2014 yılında Sırbistan'ın başbakanlığına seçildi. Daha önce 1995 yılında Müslümanlara karşı duyduğu nefret söylemleriyle bilinen Vuciç en son, "iç savaş sırasında ölen her sırp için 100 Müslüman öldüreceğim" demişti.
 
Başkan Vuciç ile Abu Dabi prensinin yakın dostlukları ise meselenin kilit noktasını oluşturuyor.  
 
Filistin Gazze istihbarat şube başkanı Muhammet Dahlan 2011 yılında sürgüne çıkarıldığından beri Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşıyor. Filistin Cumhurbaşkanı Mahmut Abbas, zimmete para geçirmek ve eski lider Yaser Arafat'ı öldürmek suçlarından Dahlan'ı suçlu bulmuştu. Dahlan ise şuan Abu Dabi prensine güvenlik danışmanı olarak hizmet veriyor.
 

 
BAE'nin Kosova'yı bağımsız ve meşru bir devlet olarak tanıyan ilk Arap ülkesi olması sonrası Sırbistan ve BAE arasındaki ilişkiler sekteye uğramıştı ancak 2012 yılında Dahlan iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde mesajlar yayınladı.
 
Dahlan'ın bu arabuluculuk rolü aynı zamanda Doğu Avrupa'daki menfaatleriyle alakalıydı. İki ülke arasında arabuluculuğu kabul gören Dahlan'a 2012 yılında Karadağ vatandaşlığı resmen verildi.
 
Karadağlı yetkililer henüz neden Dahlan'a vatandaşlık verdiklerini açıklayamazken, MEE'nin sırp kaynaklarıan göre Dahlan, zimmetine geçirdiği paraları aklamak için Karadağ'ı kullandı.
 
Aynı zamanda Dahlan'ın levant International Incorporated ve Manarah Holding gibi büyük şirketlerde kaydı bulunuyor. Kamu mal varlıklarını hesaplayan The Richest internet sitesine göre Dahlan'ın 120 milyon dolar civarında mal varlığı bulunuyor.
 
Sırbistan'daki diğer bir kilit isim ise Dahlan'ın en az dört şirketinde ismi görünen Muhammed Raşid. Iraklı bir Kürt olan Raşid vefatından önce Yaser Arafat'ın ekonomi danışmanı olarak vazife almıştı. Raşid'in Karadağ'da birkaç şirketi aktif olarak çalışmakta. Şirketlerinden biri olan Monte Mena Investments'ın ortağı ise bir sırp kaynağa göre Mısırlı milyarder Samih Sawiris. 2011 yılında Karadağ vatandaşlığı alan Mısırlı milyarderin Karadağ'da milyarlarca euro yatırım yaptığı biliniyor.
 
Kilit isim Dahlan'ın Sırp silahlarına yaptığı yatırımların yanı sıra, Doğu Avrupa'daki Amerikan ve İsrail çıkarlarına hizmet ettiği de iddialar arasında. Adının gizli kalmasını isteyen bir Sırp istihbarat kaynağı ise Dahlan'ın eski CIA direktörü George Tenet ile sıcak ilişki içerisinde olduğunu ve İsrail ordusundan Amnon Shaka'a ve Mossad'dan Yaakov Perry'ye bağlı olduğunu belirtti.
 
MEE'ye konuşan Sırp istihbarat kaynağı, Dahlan'ın Doğu Avrupa'daki İsrail acentelerine şuanda Bosna'nın başkenti Saraybosna'da yaşayan Filistinli Adnan Yasin aracılığıyla bağlantılar kurduğunu söyledi.  Adnan Yasin, Fransız güvenlik kurumlarınca "tehlikeli" olarak görülen ve 1993 yılında Tunus'ta tutuklanan eski Filistin Kurtuluş Örgütü çalışanı. Adnan Yasin aynı zamanda 1991 yılında Mossad için çalıştığını itiraf etmişti.
 
DAHLAN FETHULLAH GÜLEN İLE İLİŞKİLİ
 
Türkiye'nin Balkanlar'daki etkisini zayıflatmak için Sırbistan'ı üs olarak kullanan Dahlan hakkında en son, 15 Temmuz'da darbeye teşebbüs edenlere destek verdiği iddiası ortaya atıldı.
 
AKP Genel Sekreteri Ahmet Varol, Dahlan'ın darbe girişiminde bulunan askerlerin sözde lideri FETÖ ile yakın ilişki içerisinde olduğunu iddia etti.
 
BAE VE İSRAİL YAKINDAN İLİŞKİLİ
 
Intelligence Online web sitesine göre BAE ile İsrail doğrudan ilişki içerisinde. 2012 yılında yayınlanan bir rapora göre, iki ülke arasında özellikle güvenlik alanında yapılan ticaret 300 milyon dolar civarında.
 
DOĞU AVRUPA'DAN ORTADOĞU'YA GERÇEKLEŞEN MİLYON DOLARLIK SİLAH NAKLİYATI
 
Balkan Araştırmaları Rapor Ağı, BİRN, Suç ve Yolsuzlukla Mücadele Raporlama Projesi ve OCCRP'ye göre sadece 2015 yılı içerisinde Doğu Avrupa ülkelerinden Ortadoğu ülkelerine silah taşıyan 68 uçuş gerçekleşti. Arap
Baharı'nın bir kısım ülkelerde silahlı çatışmaya ve iç savaşa döüşmesinin ardından ise ülkeler arasındaki silah anlaşması 1,2 milyar euroyu aştı.
 

(Doğu Avrupa'dan Ortadoğu'ya silah taşıyan kargo uçaklarının varış noktaları)
 
İç savaştan kaçan 400 bin'den fazla mülteciye kapılarını kapatan Balkan ve Avrupa ülkeleri uçak ve gemilerle silah sevkiyat kapılarını açık bıraktı. 
 
BIRN VE OCCRP silah sevkiyatının korkunç boyutlara geldiğini açıkladığı raporunda ortaya koydu. BM raporları, uçuş kayıtlar ve silah sözleşmerini inceleyen kurumlar, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Karadağ, Romanya, Sırbistan ve Slovakya'dan binlerce tefek, roketatar, tanksavar ve ağır makineli tüfeğin Ortadoğu'ya uçak ve gemilerle nakl edildiğini belirtti.
 
2012 yılında Suriye iç savaşının patlak vermesiyle Suudi Arabistan, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin en az 1,2 milyar euroluk silah ve mühimmat sevkiyatı onayladığı ifade edildi.
 
Balkan Arms Trade internet sitesinin haberine göre ise bu rakam çok daha fazla.  
 
Kargo uçaklarının sıklığı ve sayısına göre ise Orta ve Doğu Avrupa havaalanlarından Ortadoğuda'ki askeri üslere en az 68 uçuş tespit edilebildi.
 
En yaygın kullanılan Ilyushin II-76 tipi uçak 50 tona kadar yük taşıyabiliyor. Bu ağırlık ise 16 bin AK-47 Kalaşnikof tüfeği ve 3 mliyon mermiye tekabül ediyor.
 
Aynı zamanda silah sevkıyatları sadece uçaklar üzerinden sağlanmıyor. ABD ordusunun 2015'ten bu yana Karadeniz limanlarından Kızıldeniz'e 4 bin 700 ton silah ve mühimmat gönderdiği tespit edildi.
 
2013 yılında New York Times gazetesinde yayınlanan bir habere göre üst düzey bir Hırvat yetkili 2012 yazında Washington'a gerçekleştirdiği bir ziyarette Suriye'ye yönelik eski silah stoklarını teklif etti. Suudilerin satın almasıyla gerçekleştirilen silah sevkıyatını ise CIA organize etti.
 
Hırvatistan hükümeti, Suriye'ye yönelik silah sevkıyatını reddetsende, eski ABD Şam Büyükelçisi Ford sevkıyatın gerçekleştiğini doğruladı.
 
2016 ve 2017 yılları arasında hükümet kaynaklarına göre  Suudi Arabistan'a en az 829 milyon avroluk silah ve mühimmat ihracatı gerçekleşirken, Birleşik Arap Emirlikleri'ne 135 milyon euroluk sevkıyat gerçekleşti.
 

  (Suudi Arabistan'ın gerçekleştirdiği 829 milyon dolarlık silah ve mühimmat ihracatı)
 
Jane's Defense Weekly gazetesinin Ortadoğu silah uzmanı Jeremy Binnie Doğu Avrupa'dan gelen silah ihracatının büyük kısmının Suriye, Yemen ve Libya'ya gittiğini açıkladı.
 
Orta ve Doğu Avrupa'daki silah ve mühimmatların kargo uçakları ve gemiler vasıtalarıyla Ortadoğu'ya gönderildiği tespit edilirken, en sık uçuşların Sırbistan'ın başkenti Belgrad'dan yapıldığı belirtildi.
 
Öte yandan eski ABD Şam büyükelçisi Ford'a göre Sırbistan, Bulgaristan ve Romanya'dan Suriye'ye tedarik edilen silahların görüşmelerinde CIA rol oynuyor.
 
Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuciç geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada ülkesinin şu anda gerçekleştirdiği sevkıyatın 5 katını gerçekleştirebileceğini övgüyle iddia etmişti.
 
BAE'nin üs olarak kullandığı Sırbistan'da ise silah ve mühimmat sağlama konusunda kritik rolü CPR Impex oynuyor.