19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Türk Tipi Başkanlık’ta Kırmızı Çizgi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Malkoç, Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ne ilişkin detayları hazırladığı kitapçıkta açıkladı: Sistem; tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan ekseninde kurulacak ve üniter devlet biçimi olacak.

Tuğba Ceyhan28 Ocak 2016 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Türk Tipi Başkanlık’ta Kırmızı Çizgi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, “40 Soruda Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” isimli kitapçık hazırladı. İlk etapta 5 bin adet basılan kitapçık, sivil toplum kuruluşlarına ve üniversitelere gönderildi.

Bugün yürürlükte olan 1982 Anayasası’nın darbe ürünü olduğu belirtilen kitapçık, bu nedenle mevcut anayasanın, otoriter, vesayetçi ve devletçi anlayışı yansıttığı vurgulandı. Bu anayasanın 21 kez değişikliğe uğramasına rağmen özündeki “otoriter ve vesayetçi ruhu” koruduğuna dikkat çekilen kitapçıkta; “Bu yeni anayasa, ülkeyi 2023 ve 2071 hedeflerine hazırlayacak, demokrasiyi güçlendirecek olan Türkiye Modeli Başkanlık Sistemi’ni özümsemiş sivil bir anayasa olmalıdır. Ayrıca yargının bağımsızlığını sağlayacak, temel hak ve hürriyetleri çoğaltarak güvence altına alacak, istikrarı temin edecek bir anayasa olmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

SİSTEM SORUNLU

Parlamenter sistemde ortaya çıkan en önemli sorunun siyasi istikrarsızlık olduğuna vurgu yapılan kitapçıkta, 1960-1980 yılları arasında  21 hükümet kurulduğuna dikkat çekildi. Başkanlık sisteminin, Türkiye’nin sıkıntılarına  olumlu çözümler üretecek iyi bir model olduğu aktarılan kitapçıkta, “Başkanlık sisteminde yasama ve yürütme birbirinden tam anlamıyla ayrı ve bağımsızdır. Yasama ve yürütmenin birbirlerini denetleme noktasında parlamenter sisteme oranla çok daha fazla imkana sahiptir. Başkanlık sistemi, siyaset dışı güçlerin Meclis’i kullanarak, milletin iradesini yansıtan hükümetlere operasyon yapmasını engelleyen mekanizmalara sahiptir. Türkiye’de başkanlık sistemi olsaydı; 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan gibi darbe ve darbe teşebbüsleri yaşanmazdı” vurgusu yapıldı.

TÜRKİYE MODELİ

Başkanlık sistemi için AB ve Meksika modeli gibi tartışmaların anlamsız olduğunu belirtilen kitapçıkta, “Bütün dünyada yaşanmış tecrübelerden faydalanacağız, onları inceleyeceğiz ancak biz kendi siyasi kültürümüze, binlerce yıllık tecrübemize dayanan Türkiye modelini oluşturacağız. İlim, akıl ve tecrübe yoluyla en iyi hükümet modelini oluşturacak bilgi, beceri, feraset, dirayet ve cesaret milletimizde mevcuttur” ifadesi kullanıldı.

ÜNİTER MODEL

Başkanlık sistemi ile Türkiye’nin bölünmeyeceğinin dikkat çekildiği kitapçıkta, bu tür korkuların en önemli nedenin, başkanlık sisteminin sadece eyalet sistemini temel alan bir federal devlette mümkün olduğu yönündeki yanlış düşünce olduğu aktarıldı. “Türkiye Modeli Başkanlık Sistemi; tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan ekseni üzerine kurulacak, üniter devlet biçimi olacaktır” ifadelerine yer verildi. Başkanlık sisteminin diktatörlüğü getirip getirmeyeceği şeklindeki soruya ise kitapçıkta, “Başkan, kendisine verilmiş yetkileri anayasa çerçevesi içinde kullanmak durumundadır. Siyasi kültür ve geleneğimiz, diktatörlüğün önündeki en büyük engeldir” denildi.

Kişiler fani devlet baki

Başkanlık sisteminin Cumhurbaşkanı Erdoğan için istendiği yönündeki eleştirilere de cevap verilen kitapçıkta, şunlar kaydedildi; “Türkiye için aranan sistem ise şahıslar üstüdür.  Bizim inancımızda şahıslar fani, millet ve devlet bakidir.  Düşünülen sistem şahıslar üstü olmalı, mekanizma ona göre kurulmalıdır.  Ayrıca başkanlık sisteminde başkanlar genelde en fazla iki dönem için seçilirler ve dönemleri bitince yerlerine başkaları seçilir. Bu sistemin Cumhurbaşkanımız için istendiğini söylemek gerçekçi değildir.”

Başkanlık zorunluluk

Türkiye tarihinde ilk kez toplumun kendisi yeni bir anayasa hazırlama fırsatı yakaladığı vurgulanan kitapçıkta, “Yeni anayasa, darbelerle kurumsallaşan vesayetçi düzeni tasfiye edecek, meşruiyete dayalı  siyaseti inşa edecektir. Dünyada öncü bir ülke olmak için yeni anayasayı yapmak ve Türkiye Modeli Başkanlık Sistemi’ne geçmek zorundayız” denildi.