25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

TBMM raporu: FETÖ, futbol ile ciddi şekilde ilgilendi

TBMM FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporunda, FETÖ'nün ilk yıllarında futbola karşı önyargılı olduğu ancak futbolun kitleleri harekete geçirmedeki etkisini fark ettikten sonra bu alanla ciddi şekilde ilgilendiğine yer verildi.

29 Mayıs 2017 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
TBMM raporu: FETÖ, futbol ile ciddi şekilde ilgilendi
Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz Darbe Girişimi ile  Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması  Gereken Önlemleri?n Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun  taslak raporunda, "futbolda şike davasına" ilişkin tespitler yapıldı.
 
FETÖ'nün ilk yıllarında futbola karşı önyargılı olduğu ancak futbolun  kitleleri harekete geçirmedeki etkisini fark ettikten sonra bu alanla ciddi  şekilde ilgilendiğinin ifade edildiği raporda, Fetullah Gülen'in öncelikle bir  dönem Beşiktaş Spor Kulubünde yönetici olan İhsan Kalkavan ile futbol camiasına  girme ve orada da bir kitle oluşturmaya ve İhsan Kalkavan'ı Beşiktaş Spor Kulubü  başkanlığına seçtirmeye çalıştığının anlaşıldığı anlatıldı.
 
Raporda, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in, ABD'ye kaçmadan önceki zaman  diliminde kaydedildiği anlaşılan video görüntülerinde, Galatasaray Spor Kulubüne  mensup 10 kadar futbolcuyla olan sohbetinde, “Dua ile himmet ile Galatasaray’ı  ayağa kaldırmak lazım” şeklindeki ifadelerinin yer aldığı ve video kaydının  Gülen'in futbola olan yakın ilgisini ortaya koyan deliller arasında olduğuna  işaret edildi.
 
"Fenerbahçe'yi ve başkanını hedefe koydu"
 
Komisyon raporunda şu ifadelere yer verildi:
 
"FETÖ’nün, her türlü organizasyonda belirleyici ve hakim konumda  olmayı hedeflediği, kendisine muhalif veya temkinli davranan kurum, kuruluş,  dernek, vakıf yöneticilerini türlü kumpaslarla alaşağı ettikleri, etmeye  çalıştıkları, her kuruluşta hakim konumda olmayı hedefledikleri bilinmektedir.  2010-2011 yıllarına gelindiğinde FETÖ’nün ülkemiz adli, idari, askeri gibi  yapılanmasında en üst seviyeye ulaştığı, belki de bir güç sarhoşluğu ile yaklaşık  25 milyon taraftar kitlesine sahip olduğu tahmin edilen Türkiye’nin en büyük  sivil toplum kuruluşu olan Fenerbahçe Spor Kulübü'nü ve kulübün başkanını hedefe  koyduğu anlaşılmaktadır.
 
Örgüt kontrolündeki gazeteler ve televizyon kanalları aracılığıyla  operasyon için uygun ortamı yaratmak adına gerekli enformasyon ve  dezenformasyonun örgüt üyelerince yapıldığı anlaşılmaktadır."
 
FETÖ mensuplarınca yürütülen soruşturmada, “silahlı suç örgütü”  iddiası ile teknik takibin (telefon dinlemeleri) yapıldığı, tüm delillerin bu  suçtan dolayı toplandığı, yapılan operasyonlarda kişilerin ev ve iş yerlerinde  silah arandığı ancak bulunamadığı belirtilen raporda, sonrasında şahısların,  iletişimlerinin tespitinin devam ettiği dönemde 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe  giren 6222 sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun  kapsamında “şike” yapmaktan tutuklandıkları, ancak kovuşturma aşamasında  iddianameden farklı olarak “haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü” kurmak,  yönetmek, üye olmaktan yargılama yapıldığına işaret edildi.
 
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın, 3 Temmuz 2011  tarihinde başlayan "şike soruşturması" kapsamında, FETÖ/PDY’yi ima ederken  kullandığı, “Ne şikesi, memleket elden gidiyor” sözünün kurulan kumpası özlü bir  şekilde ifade ettiğinin kaydedildiği raporda, "futbolda şike" davasında FETÖ’nün  rolünün tüm boyutlarıyla ortaya çıkması için yargılama sürecinin devam ettiği  belirtildi.
 
AA