19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Hülya Koçyiğit'in hastalığı nedir son sağlık durumu nasıl

Yeşilçam sinemasında unutulmazlardan biri olan Hülya Koçyiğit, günümüzde de oldukça sevilen bir sanatçı.Koçyiğit’in bir süredir rahatsız olduğu biliniyordu. Hülya Koçyiğit hastalığı nedir? Yeni yapılan açıklamada sanatçının akciğer kanseri olduğu belirtildi. ABD'de bulunan sanatçıya, teşhisinin hemen ardından ameliyat kararı alındı.

23 Mayıs 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Hülya Koçyiğit'in hastalığı nedir son sağlık durumu nasıl

Hülya Koçyiğit hastalığı nedir, sosyal medya hesabı nasıldır? Yeşilçam'daki filmleri ile unutulmaz olan usta oyuncu Hülya Koçyiğit'ten sevenlerine üzüntülü haber geldi. Bir süredir akciğerlerinden rahatsız olan Koçyiğit'e akciğer kanseri teşhisi konuldu. Teşhisin konulmasının ardından, ABD'de bulunan sanatçı ameliyata alındı. Peki, Hülya Koçyiğit en son sağlık durumu nasıl? 

HÜLYA KOÇYİĞİT SON SAĞLIK DURUMU NEDİR?

Hülya Koçyiğit hakkında son bilgiyi İclal Aydın verdi. Hesabından Hülya Koçyiğit ile çekilmiş bir fotoğrafını paylaşan Aydın şu satırları yazdı: “Biz yayına girmeden Seyhan Erdağ’a iyi haber geldi. Ameliyatı çok iyi geçmiş. Bir süredir bildiği bu kötü hastalığı yener benim güzel Hülya ablam. Onlar nice zorlukları bütün aile kenetlenerek birlikte aştılar. Hep büyük bir aşkla sevdiği Selim abim, biricik kızı Gülşah, göz bebekleri Neslişah, Aslışah, oğullarım dediği damatları asla bırakmaz onun elini… Mesleğimde bana tevazunun önemini hep onun zerafeti öğretmiştir. Kulağıma küpe en güzel öğütleri beni ilk kötü günümde yalnız bırakmayan biri olarak o vermiştir. Dualarım sizinle”  Koçyiğit’in ameliyat sonrasında yoğun bakıma alındığı da gelen bilgiler arasında…

hülya koçyiğit iclal aydın ile ilgili görsel sonucu

HÜLYA KOÇYİĞİT SOSYAL MEDYA HESABI

Sanatçı sosyal medya hesabından şu açıklamaları yaptı: 'Bugün benim için zor bir gün. Sizlere güzel haberler vermeyi umut ederek yazıyorum. Hala New York'tayım. Akciğerimin sağ üst lobundaki kanserli bölge için Presbyterian Hospital'da Dr. Nasser Altorki ve ekibi tarafından gerçekleştirilecek ameliyata gireceğim birazdan. Sizlerden, benim için dualarınızı esirgememenizi umut ediyorum. Her zaman güzel dileklerinizle yanımda olduğunuzu hissettirdiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Var olun''  

 

HÜLYA KOÇYİĞİT KİMDİR?

Hülya Koçyiğit, sinemamızın en önemli oyuncularından biridir. Berlin Altın Ayı ödüllü Susuz Yaz filmiyle oyunculuk kariyeri başlayan Koçyiğit, 200’ün üstünde filmde ve 10 TV dizinde rol almıştır. Konservatuar kökenli oyuncu, farklı rollerin altından başarıyla kalkmış, zarifliği ve hanımefendiliğiyle Türk halkının sevgilisi olmuştur.

Kültür Bakanlığı’nca yurt dışında düzenlenen “Türk Film Haftaları”‘nda ülkemizi en çok temsil etmiş sinema sanatçısı olan Koçyiğit, birçok ödülün de sahibi olmuştur. Kurbağalar, Gelin, Düğün, Diyet üçlemesi ve Derman, Koçyiğit’in önemli filmlerinden birkaçıdır. 12 Aralık 1947 yılında İstanbul’da Yenikapı’da dünyaya geldi.Feryal ve Nilüfer adlarında iki kız kardeşi vardır. İlkokul eğitimini İstanbul ve daha sonra taşındıkları Ankara’da tamamlayan Koçyiğit, Atatürk Kız Lisesi’ne devam etti. Ayrıca Ankara Devlet Konservatuarı Bale Bölümü’nde de eğitim gören Koçyiğit, Bulgaristan göçmeni Sedat Koçyiğit ile Melek Koçyiğit’in üç kızının en büyüğüydü. Mutlu bir çocukluk geçiren Koçyiğit’in annesi oldukça dominanttı. Kızının bale ve piyano dersleri almasında büyük etkisi olan Melek Koçyiğit, evde büyük bir disiplin kurmuştu. Birbirlerine aşık bir anne-babanın kızı olan Koçyiğit, babasına da oldukça düşkündü.

 

Hepimizin öğretmeni dediği, Muhsin Ertuğrul’un tavsiyesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarı’nda tiyatro eğitimi almaya başladı. İki kızkardeşi de İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyuncu olan Hülya Koçyiğit, kardeşi Nilüfer’in rol aldığı “Bir Yetim’in Hasreti” filminin setinde Muhterem Nur’un da aralarında olduğu dönemin ünlü oyuncularıyla tanışma fırsatı buldu. Daha sonra Metin Erksan’ın Çocuk Hırsızları filminde oynaması için kardeşini seçmesi sayesinde ünlü yönetmenle tanışma fırsatı bulan Koçyiğit için bu tanışıklık hayatının dönüm noktası olacaktı. Koçyiğit, Metin Erksan ve David E. Durston’ın yönetmenliğini yaptığı 1963 tarihli Susuz Yaz filmiyle ilk kez izleyici karşısına çıkmasına rağmen başarılı olmuştu. Erksan’a Berlin Altın Ayı ödülünü kazandıran film, başarısıyla uzun süre konuşuldu. Çünkü bu ödül Türk sinemasına o güne kadar verilen ilk büyük ödüldü.

 

Bu filmin hemen ardından Meksika Film Festivali’ne davet edilen Susuz Yaz ekibi çok ilgi gördü. Hülya Koçyiğit orada Metro Golden Mayer’den “6 yıllık sözleşme” önerisi aldı. Orada kalıp hem sinema eğitimi alması hem de sonrasında film çevirme önerisini reddetti.

 

Henüz öğrenciyken bu denli başarılı bir filmde oynama fırsatı bulan Koçyiğit, eğitim hayatı ve oyunculuk arasında kalmıştı. Sınıf arkadaşlarından Salih Güney’in de onun okula geri dönmesi konusundaki ikna çabaları başarılı olmadı ve bir setten diğerine koşturan Koçyiğit, Yeşilçam’ı seçmeye karar verdi. Çünkü okulla yoğun set trafiğini bir arada yürütememişti.

 

Susuz Yaz’ın ardından basının yoğun ilgisiyle karşılaşan Koçyiğit için “Yeni bir yıldız doğuyor” ifadesi kullanılıyordu. Prensiplerine sadık olması ve saygın kişiliği nedeniyle Ayhan Işık’ı örnek alan Koçyiğit, daha önce hayranlıkla izlediği oyuncularla aynı sette olduğu için kendisini şanslı hissediyordu. Ayhan Işık, o dönemin Yeşilçam’ında çalışma standartlarının oluşmasını sağlamak için “Ayhan Işık Kuralları” olarak anılan bir takım kurallar koymuştu. Koçyiğit de Işık’ın ardından gidiyor ve işini saygın biçimde yapmak için bu kurallar doğrultusunda hareket ediyordu.

Fikret Hakan’ın ve Sadri Alışık’ın oyuncu olarak gelişmesinde büyük etkisi olan Koçyiğit, Vurun Kahpeye, Yıldızların Altında, Yalancı, Hıçkırık ve Dudaktan Kalbe gibi filmlerle sinema izleyicisinin gönlüne taht kurdu. Filmlerinde kendi sesinin kullanılmasını isteyen Koçyiğit, o dönemde bunu uygulayan Sadri Alışık ve Çolpan İlhan’dan etkileniyordu.

Sinemanın açmaza girdiği günlerde sahneye çıkma önerisini kabul eder ve tam 10 yıl as solist olarak sahneye çıktı. Halk konserleri verdi.

8 ağustos 1968 tarihinde o dönem Fenerbahçe’de futbol oynayan Selim Soydan’la dünya evine giren Koçyiğit’in Gülşah Soydan (d.15 Eylül 1969) adında bir kız çocuğu dünyaya geldi.

Yerli romanların sinemaya uyarlanması için büyük çaba sarfeden Koçyiğit’e konular daha gerçekçi, karakterler daha sağlam geliyordu. Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkant, Esat Mahmut Karakurt, Halide Edip Adıvar, Peride Celal’in eserlerinin sinemaya aktarılmasında büyük katkısı olan oyuncu, uzun süre roman kahramanlarını canlandırdı. Bunlardan Orhan Aksoy’un romanından beyaz perdeye aktarılan Kezban karakteri, Koçyiğit’e çok yakıştırılmıştı. Zira, Anadolu’dan gelen, taşralı olduğu için horlanan, ancak kendi kendini eğitip zengin olan, o gücü elde ettikten sonra da değişmeyen ve insani değerlerini koruyan bir karakter olan Kezban rolünün kendisine yapıştırıldığını düşünen oyuncu, bundan sıyrılmak için farklı karakterler canlandırmak istiyordu. Kırmızı Fener Sokağı isimli filmde sokak kızı İrma’yı canlandıran Koçyiğit, seyirciden büyük tepki almıştı.

Ediz Hun’un annesi ve Cüneyt Arkın’ın metresi rollerinde izleyici karşısına çıkan Koçyiğit, farklı türdeki filmlerde, farklı rollerle oyunculuğunu geliştirme fırsatı bulmuştu. Hep iyi rollere yakıştırılan ve izleyiciyle kurduğu samimi ilişkiyle adından bahsettiren oyuncu, sinema kariyerinde daha üstün, daha sofistike ve zorlu bir noktada olmak istiyordu. Genellikle Orhan Aksoy’la çalışan oyuncu, Ömer Lütfü Akad’ı da yönetmen olarak çok beğeniyordu.Ünlü rejisörün Gelin, Düğün, Diyet üçlemesinde ve Gökçe Çiçek filmlerinde oynayan Koçyiğit, Akad’dan sinema arayışları konusunda büyük destek aldı. Daha sonra ağırlıklı olarak Şerif Gören’in yönetimindeki filmlerde oynayan Koçyiğit, Almanya Acı Vatan, Firar, Derman, Kurbağalar, Evlidir Ne Yapsa Yeridir gibi önemli filmlerde başrolü üstlendi.

Filmleri Yunanistan, İran, Mısır, Lübnan, Cezayir gibi değişik ülkelerde gösterilmiştir. 1965-1974 arasında tüm filmleri Yunanistan’da sinemalarda oynatılmıştır. 1983 yılı yapımı “Derman” filmi 5 Kıtada oynatılan, 1985 yılında yapılan “Kurbağalar” filmi ise yabancı televizyon kurumlarına satılan ilk Türk filmidir.

1987’de de Anavatan Partisi’nden İzmir’den milletvekili adayı oldu ama 115 oyla seçimi kaybetti. 1998 yılında “Son Çare” adlı 1,5 yıl süren bir TV haber programı yaptı.

1991’de devlet sanatçısı seçilen Koçyiğit, 1991-1992’de kurucusu olduğu SO-DER’in başkanı oldu. Dört yıl boyunca sürdürdüğü başkanlık görevinden sonra yönetim kurulunda çalışmaya başlayan Koçyiğit, bir dönem siyasi çalışmalar içinde de bulundu.

Hülya Koçyiğit, 3 Nisan 2013 tarihinde Ak Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil insanlar listesine Marmara Bölgesi Temsilcisi olarak girmiştir.

Ödülleri :

1964 Yılın Kadın Oyuncusu (Turizm Bakanlığı)

1964 Yılın Kadını (Türk Kadınlar Birliği)

1969 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Cemile

1972 Altın Koza (Zehra filmi ile)

1973 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Tanrı Misafiri

1975 Altın Portakal (Diyet filmi ile)

1984 Altın Portakal (Derman filmi ile)

1990 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Karılar Koğuşu

Altın Portakal Yaşam Boyu Başarı Ödülü

Altın Koza Yaşam Boyu Başarı Ödülü

Çasot Yaşam Boyu Başarı Ödülü

İstanbul Film Festivali Onur Ödülü

Ankara Film Festivali Onur Ödülü

Uçan Süpürge Film Festivali Onur Ödülü

Siyad Onur Ödülü

1987 Nantes Film Festivali (Fransa) En Başarılı Kadın Oyuncu – “Kurbağalar” Filmi İle

1988 Amiens Film Festivali (FRANSA) En İyi Kadın Oyuncu – “Bez Bebek” Filmi İle

Filmleri :

1963 – Susuz Yaz

1963 – Genç Kızlar

1964 – Adalardan Bir Yar Gelir

1964 – Affetmeyen Kadın

1964 – Ahtapotun Kolları

1964 – Aslan Marka Nihat

1964 – Ayşecik Çıtı Pıtı Kız

1964 – Bir İçim Su

1964 – Döner ayna

1964 – Hepimiz kardeşiz

1964 – Katilin Kızı

1964 – Kavga Var

1964 – Keşanlı

1964 – Plajda Sevişelim

1964 – Son Tren

1964 – Taşralı Kız

1964 – Vurun Kahpeye

1965 – Aşk ve İntikam

1965 – Dudaktan Kalbe

1965 – Hıçkırık

1965 – Hülya

1965 – İki Yavrucak

1965 – Kadın İsterse

1965 – Lafını Balla Kestim

1965 – Nazar Değmez İnşallah

1965 – Posta Güvercini

1965 – Serseri Aşık

1965 – Sevgili Öğretmenim

1965 – Sevgim ve Gururum

1965 – Tehlikeli Adımlar

1965 – Uzakta Kal Sevgilim

1965 – Yalancı

1965 – Yıldızların Altında

1966 – Aşk Mücadelesi

1966 – Damgalı Kadın

1966 – Denizciler Geliyor

1966 – Dertli Gönüller

1966 – Dişi Düşman

1966 – İntikam Ateşi

1966 – Karanlıklar Meleği

1966 – Kaderde Birleşenler

1966 – Kıskanç Kadın

1966 – Kumarbazın İntikamı

1966 – O Kadın

1966 – Ölmek mi yaşamak mı br> 1966 – Seni Seviyorum

1966 – Siyahlı Kadın

1966 – Vahşi Sevda

1966 – Yiğit Yaralı Olur

1967 – Çıldırtan Dudaklar

1967 – Deli Fişek

1967 – Hırçın Kadın

1967 – Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

1967 – Gül Ağacı

1967 – Kardeş Kavgası

1967 – Ringo Gestapoya Karşı

1967 – Parmaklıkların Arkasından

1967 – Samanyolu

1967 – Seni Affedemem

1967 – Söyleyin Genç Kızlara

1967 – Utanç Kapıları

1967 – Yağmur Çiselerken

1967 – Üvey Ana

1967 – Yanık Kalpler

1967 – Yaralı Kuş

1968 – Cemile

1968 – Kadın Asla Unutmaz

1968 – Hicran Gecesi

1968 – Funda

1968 – Dağları Bekleyen Kız

1968 – Kırmızı Fener Sokağı

1968 – Kara Sevda

1968 – Sevemez Kimse Seni

1968 – Kezban

1968 – Sarmaşık Gülleri

1968 – Sus Kimseler Duymasın

1968 – Vahşi bir erkek sevdim (film)

1968 – Yalan Yıllar

1968 – Yasemin’in Tatlı Aşkı

1969 – Boş Çerçeve

1969 – Ölmüş Bir Kadının Mektupları

1969 – Kınalı Yapıncak

1969 – Kızıl Vazo

1969 – Kızım ve Ben

1969 – Sen Bir Meleksin

1969 – Uykusuz Geceler

1969 – Yarın Başka Bir Gündür

1970 – Güller ve Dikenler

1970 – Kezban Roma’da

1970 – Kalbimin Efendisi

1970 – Saadet Güneşi

1970 – Seven Ne Yapmaz

1970 – Söz Müdafaanın

1970 – Sürtük

1970 – Yaralı Ceylan

1970 – Zeyno

1971 – Adını Anmayacağım

1971 – Bebek Gibi Maşallah

1971 – Beklenen Şarkı

1971 – Beyoğlu Güzeli

1971 – Bütün Anneler Melektir

1971 – Kezban Paris’te

1971 – Hayatım Senindir

1971 – Senede Bir Gün

1971 – Severek Ayrılalım

1971 – Sezercik Yavrum Benim

1971 – Son Hıçkırık

1971 – Üç Arkadaş

1971 – Yağmur

1971 – Yarın Ağlayacağım

1972 – Azat Kuşu

1972 – Gökçe Çiçek

1972 – Kaderimin Oyunu

1972 – Sev Kardeşim

1972 – Sezercik Aslan Parçası

1972 – Tanrı Misafiri

1972 – Zehra

1973 – Düğün

1973 – Hayat Bayram Olsa

1973 – Gelin

1973 – İki Bin Yılın Sevgisi

1973 – Rabia

1973 – Siyah Gelinlik

1973 – Yeryüzünde Bir Melek

1974 – Çirkin Dünya

1974 – Diriliş

1974 – Diyet

1974 – El Kapısı

1975 – Bir Araya Gelemeyiz

1975 – Gülşah

1975 – Çirkef

1975 – İşte Hayat

1976 – Gülşah Küçük Anne

1976 – Şoför

1977 – Sensiz Yaşayamam

1977 – İstasyon

1978 – Evlidir Ne Yapsa Yeridir

1979 – Almanya Acı Vatan

1981 – Herhangi Bir Kadın

1982 – Gazap Rüzgarı

1983 – Derman

1984 – Firar

1985 – Kurbağalar

1986 – Dikenli Yol

1987 – Bez Bebek

1988 – Gece Dansı Tutsakları

1988 – Pononte Fener

1989 – Hiçbir Gece

1989 – Karılar Koğuşu

1991 – Bir Kadın

2001 – Şellale

2003 – Hababam Sınıfı Merhaba

2007 – Hicran Sokağı

Dizileri :

2009 – Altın Kızlar

2007 – Aşk Eski Bir Yalan

2006 – Kabuslar Evi

2005 – Asla Unutma

2004 – Sular Durulmuyor

2003 – Yeşilçam Denizi

2002 – Mihriban

2001 – Nisan Yağmuru

1991 – Anadolu’nun Kadın Erenleri

1988 – Macide Öğretmen

KANSER NEDİR? AKCİĞER KANSERİ NASIL OLUŞUR?

“Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre gerektiği yerde ve gerektiği kadar bölüneceğini bilir.Buna karşın kanser hücreleri (akciger kanseri), bu bilinci kaybeder, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar.

Kanser hücreleri birikerek tümörleri oluşturur. Kanserler normal dokuları sıkıştırabilir, içine sızabilir yada tahrip edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları kanserden ayrılırsa, kan yada lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilir. Gittikleri yerlerde kanser kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması sıçraması olayına metastaz adı verilir.

AKCİĞER KANSERİ KİMLERDE DAHA ÇOK GÖRÜLÜR?

Geçirilmiş tüberküloz (verem), veremden kalan yara dokusu üzerinde “akciğer kanseri” gelişebilir. Ailede “akciğer kanseri” olması akciğer kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır.

Bir kere akciğer kanseri olan kişinin tekrar ikinci akciğer kanseri olma riski, hiç kanser olmamış kişiye oranla daha fazladır. Bunların dışında hastanın `riskli meslekler`den gelmesi, yine akciğer kanseri riski açısından önemlidir; Riskli meslekler; madenciler, tekstil, izolasyon ve tersane işçileri, petro-kimya, baca temizleyiciler, plastik sanayi işçileri, maden ve kaynak işçileri, çamaşır suyu üreticileri, cam seramik, muşamba ve batarya işçileri, boya, dökümhaneler, çelik işçileri gibi akciger kanseri açısından dikkat edilmesi gereken mesleklerdir.