17 Nisan 2024 Çarşamba / 9 Sevval 1445

AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik: (2)

AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik: (2) - "Biz birçok defa sandığa gittik ama ilk defa bu sandığa gidişte gördüğümüz şeyler, ilk defa başımıza gelen şeyler.

19.03.2017 - 18:43
.. Neredeyse Türkiye'nin dışında bazı ülkeler, odaklar adeta ana muhalefet partisi gibi bir 'hayır' kampanyasının parçası olmuş durumdalar" - "Ben CHP'nin herhangi bir düzenlemeye rejim değişikliği demediğini hatırlamıyorum. Çocukluğumdan beri duyarım ne olursa CHP rejim değişikliği der. CHP bunu şunun için söyler her zaman. Milletin faydasına olacak bir iş varsa o işi engellemek için, kriz çıkarmak için CHP rejim değişikliği der"

OSMANİYE (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Biz birçok defa sandığa gittik ama ilk defa bu sandığa gidişte gördüğümüz şeyler, ilk defa başımıza gelen şeyler... Neredeyse Türkiye'nin dışında bazı ülkeler, odaklar adeta ana muhalefet partisi gibi bir 'hayır' kampanyasının parçası olmuş durumdalar." dedi.

Çelik, AK Parti Kadirli İlçe Seçim Bürosu önünde vatandaşlara yaptığı konuşmada, Avrupa ve dünyanın farklı yerlerinde Türkiye'de sandıktan olumsuz bir sonuç, "hayır" çıksın diye nelerin yapıldığının görüldüğünü belirtti.

İster Türkiye'nin içinde, ister dışında "hayır" kampanyası yapanların yaptıkları işin boş olduğunu ve sandıklardan çıkacak "evet"in altında nasıl kalacaklarını en önce Kadirli'de ve Osmaniye'de göreceklerini ifade eden Çelik, "Biz birçok defa sandığa gittik ama ilk defa bu sandığa gidişte gördüğümüz şeyler, ilk defa başımıza gelen şeyler... Neredeyse Türkiye'nin dışında bazı ülkeler, odaklar adeta ana muhalefet partisi gibi bir 'hayır' kampanyasının parçası olmuş durumdalar." diye konuştu.

Aynı zamanda bir işgal girişimi olan 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminin öncelikle vatandaşların fedakarlıklarıyla önlendiğini vurgulayan Çelik, bunun yanı sıra devletin yetkili organlarının eşgüdümünün büyük önem taşıdığının altını çizdi.

Çelik, bu süreçte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümet üyelerinin hepsinin tek vücut olduğuna dikkati çekerek, koalisyon hükümeti olmuş olsa darbeye karşı böyle bir başarı kazanılamayacağını kaydetti.

Çelik, 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunanların kendilerini yargılayacağını söylediğini, o dönemde televizyona bağlanıp "Hodri meydan buyursunlar gelsinler kim kimi yargılıyor görelim" dediğini hatırlatarak, "Şimdi de diyorlar ki 'Suikast yapacağız, hükümet üyelerini öldüreceğiz.' Bundan sonra yeniden iş başına geleceğiz. Bak halkımızın arasındayız. Önümüzde demir zırhlar yok kurşun geçirmez camlar yok. Üstümüzde kurşun geçirmez yelek yok. Suikast yapacaksan buyur gel Kadirli'de bekliyoruz seni." dedi.

- Rejim değişikliği

CHP'nin halk oylaması sonucu rejim değişikliği olacağını söylediğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"Ben CHP'nin herhangi bir düzenlemeye rejim değişikliği demediğini hatırlamıyorum. Çocukluğumdan beri duyarım ne olursa CHP rejim değişikliği der. CHP bunu şunun için söyler her zaman. Milletin faydasına olacak bir iş varsa o işi engellemek için kriz çıkarmak için CHP rejim değişikliği der. Şimdiye kadar hep böyle oldu. Ekmek sıkıntısıdır, su sıkıntısıdır geçim sıkıntısıdır ve onların bildiği tek şey rejim sıkıntısıdır."

Çelik, asıl rejim değişikliğinin cumhuriyetten cumhurun çalınması olduğunu belirtti.

Yeni düzenlemeyle cumhura daha fazla yetki verildiğini ifade eden Çelik, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat'ın ve FETÖ darbe girişiminin bir rejim değişikliği olduğunu belirtti.

Çelik, "27 Mayıs darbesini destekleyen parti kimdi? 12 Eylülü destekleyen parti kimdi? 28 Şubatı en çok destekleyen parti kimdi? Peki neden rejim değişikliğinden bahsediyorlar. Bütün rejim değişikliğini onlar desteklemişler. Rejim değişikliği diyerek aslında dikkatleri başka yere kaydırmak istiyorlar." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ahlaksız şekilde "diktatör" denildiğini aktaran Çelik, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz gecesi tankların, savaş uçaklarının önüne çıkmıştır. Dolayısıyla 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de saklananlar asıl diktatördür. Onları destekleyenler diktatördür. Tanka, savaş uçağına karşı çıkan, ölüme karşı 'Ankara'ya, İstanbul'a uçacağım' diyen Erdoğan'a diktatör demek onu söyleyenlerin diktatörlüğünü işaret etmekten başka bir şey değildir."

(Bitti)