29 Mart 2024 Cuma / 20 Ramazan 1445

"Alageyiklerin doğal yaşam alanı insan kullanımına kapatılsın"

"Alageyiklerin doğal yaşam alanı insan kullanımına kapatılsın" - Türk kültüründe efsanelere, destanlara, filmlere, şarkı ve türkülere konu olan alageyiklerin korunması ve popülasyonunun artırılması için çalışmalar devam ediyor - SDÜ'den Yrd.

26.03.2018 - 13:03
Doç. Dr. Yasin Ünal ve bir grup akademisyenin yürüttüğü projenin sonunda sunulan çözüm önerileri kapsamında, nesli tükenmekte olan alageyiklerin doğal yaşam alanı Antalya'nın Döşemealtı ilçesindeki Düzlerçamı bölgesinin insan kullanımına acilen kapatılması istendi - Yrd. Doç. Dr. Ünal: - "Projemiz sonunda alageyik sorunlarına çözüm olabilecek birkaç temel çözüm önerisi ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlisi, Düzlerçamı YHGS Alageyik 1. Derece Koruma Alanının 'Koruma ve Gen Merkezi' olarak insan kullanımına acilen kapatılması" - "Diğer önemli çözüm önerimiz ise alageyik türünün aktüel dağılım alanlarının dışında belirlenen potansiyel dağılım alanlarına yerleştirme çalışmalarına hız verilmesidir"

ISPARTA (AA) - MUSTAFA ÜNAL UYSAL - Türk kültüründe efsanelere, destanlara, filmlere, şarkı ve türkülere konu olan alageyiklerin doğal yaşam alanı Antalya'nın Döşemealtı ilçesindeki Düzlerçamı bölgesinin, insan kullanımına acilen kapatılması istendi.

Alageyiklerin korunması ve popülasyonunun artırılması için çalışmalar devam ediyor. Koruma altında bulunan alageyiklerin neslinin devamı için Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün çalışmaları sayesinde, 1966'da 7'ye kadar düşen alageyik sayısı 350'ye yükseldi.

Gen merkezi Türkiye olan alageyikler için ayrıca Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı ve Ekolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yasin Ünal ve bir grup akademisyen 30 aylık çalışma gerçekleştirdi.

TÜBİTAK destekli araştırma projesi kapsamında, alageyiklere ev sahipliği yapan Antalya Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda (YHGS) yapılan çalışmalardan çarpıcı sonuçlar çıktı.

Alageyiğin Türk kültüründeki önemine dikkati çeken Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi resim, kalıntı ve fosillere bakıldığında bu türün Türkiye'de birçok yörede yaşadığının tespit edildiğini söyledi.

Ünal, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde 19. yüzyılda doğal olarak yaşadığı bilinen alageyiğin özellikle usulsüz avlanma ve yaşama ortamlarının bozulması sonucunda günümüzde sadece Antalya Düzlerçamı yöresinde bulunduğunu belirtti.

- Anavatanları Akdeniz

Akdeniz Bölgesi'nin alageyiğin anavatanı olduğunu kaydeden Ünal, "Alageyikle ilgili inanışlar, arkaik dönemlerden şekillenerek günümüze kadar gelebilen ve toplumlar arasındaki kültürel devamlılığı yansıtan en önemli değerlerden biridir. Alageyik kültürümüzde kutsal bir canlı, yeryüzünün simgesi, motifi, dilimizde, edebiyatımızda, halımızda, kilimimizde ve sosyal hayatımızda birçok alanda farklı renk ve şekillerde yer almaktadır. Kırsal kesimde halk arasında yöreden yöreye değişiklik gösterirken, tasavvufi inanç dairesinde ise hem şehirli hem de kırsal kesimden insanlar tarafından benimsenmiş ve yazılı olarak nesilden nesile aktarılmıştır. Anadolu'da geyik ile ilgili inanışların çeşitli tasavvufi hikayelerde de varlığını sürdürmesi, geyik kültünün şehirde yaşayan eğitimli insanları da içine alan ortak bir değer olmasında etkili olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

- Alageyik üzerine akademik çalışma

Ünal, alageyiğin neslinin korunması ve geliştirilmesi amacıyla TÜBİTAK destekli "Alageyik Popülasyonlarını ve Habitatını Koruma Geliştirme Yöntem ve Stratejilerinin Araştırılması" çalışmasını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Çalışmayla alageyiğin önemine dikkati çekmek istediklerini dile getiren Ünal, şöyle devam etti:

"Proje alageyiğin dünyada son kalan doğal popülasyonuna ev sahipliği yapan Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda (YHGS) gerçekleştirildi. Çalışmanın ana amacı, bu alanda yayılış gösteren alageyik popülasyonlarının doğal habitatında korunması, geliştirilmesi, artarak devamının sağlanmasına yönelik optimal yöntemlerin araştırılması ve bu amaçla envanter ve izleme çalışmaları ile problemlerin tespiti, çözüm önerilerinin ortaya konulması olarak belirlenmiştir."

Ünal, çalışma bulgularında alageyik popülasyon büyüklüğünün, yoğunluğunun, saha dağılımının ve mobilitesine çözüm önerileri getirdiğini belirterek, bu amaca ulaşmak için proje alanında ve civarında bulunan yöre halkıyla anket yaptıklarını anlattı.

Çalışmayla alageyik hakkında vatandaşları bilinçlendirmeyi hedeflediklerini ifade eden Ünal, "Fotokapan yöntemi ile doğrudan sayım teknikleri içerisinde değerlendirilen spot ışıkla sayım yöntemi, noktada sayım yöntemi ve dışkı sayımları envanter yöntemlerinin esasına uygun arazi çalışmaları gerçekleştiridi." dedi.

- İki çarpıcı sonuç

Habitat paylaşımı ve tercihleri ile yetişme ortamı envanterinden elde edilen bulguların çok yönlü bir değerlendirilmeye tabi tutulduğuna işaret eden Ünal şu bilgileri verdi:

"Hedef tür alageyiğin habitat uygunluk modellemesi, potansiyel uygun habitatların haritalanması, nihai değerlendirme ve hedef tür alageyik için koruma değer haritası oluşturulmuştur. Projemiz sonunda alageyik sorunlarına çözüm olabilecek birkaç temel çözüm önerisi ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlisi, Düzlerçamı YHGS Alageyik 1. Derece Koruma Alanının 'Koruma ve Gen Merkezi' olarak insan kullanımına acilen kapatılması. Diğer önemli çözüm önerimiz ise alageyik türünün aktüel dağılım alanlarının dışında belirlenen potansiyel dağılım alanlarına yerleştirme çalışmalarına hız verilmesidir."