20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

"Arap Baharı ve Gelecek Senaryoları" semineri

"Arap Baharı ve Gelecek Senaryoları" semineri - Prof.

20.02.2018 - 22:59
Dr. Oktav: - "Arap dünyasında birlik ve beraberlik içinde olabilecek potansiyeli son derece yüksek bir Arap halkı var. Bu, tam bağımsızlığı sağlayacak genç ve dinamik bir halk. Bu halkın kenetlenmesini engelleyen güçler bulunuyor. Bunlar terör örgütleri, uluslararası güçler olabilir. Bütün bunlar vücuttaki kanserli hücreler gibi toplumun bünyesine girmiş vaziyette, umarım bir an önce bu tümörler çıkacak ve o donanımlı pırıl pırıl Arap gençliği, bahar olarak tekrar Arap dünyasına dönecek"

İSTANBUL (AA) - Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Kıdemli Üyesi Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, Arap dünyasında birlik ve beraberlik içinde olabilecek potansiyeli son derece yüksek bir Arap halkı olduğunu belirterek, "Bu, tam bağımsızlığı sağlayacak genç ve dinamik bir halk. Bu halkın kenetlenmesini engelleyen güçler bulunuyor. Bunlar terör örgütleri, uluslararası güçler olabilir. Bütün bunlar vücuttaki kanserli hücreler gibi toplumun bünyesine girmiş vaziyette, umarım bir an önce bu tümörler çıkacak ve o donanımlı pırıl pırıl Arap gençliği, bahar olarak tekrar Arap dünyasına dönecek." dedi.

TASAM ve Al Jazeera Center iş birliğiyle Hilton İstanbul Bosphorus Otel'de gerçekleştirilen "Arap Baharı ve Gelecek Senaryoları" seminerinde konuşan Prof. Dr. Oktav, bölgedeki kaosa rağmen Arap dünyasında çok eğitimli bir gençlik olduğunu söyledi.

Arap Baharı'nın da bu gençliğin desteklediği bir hareket olarak görüldüğünü aktaran Oktav, Arap dünyası adına mutlu olunduğunu vurguladı.

Oktav, ancak daha sonra Arap Baharı'nın seyrini değiştirdiğini ve bir hayal kırıklığı yarattığını dile getirerek, "Suriyeli bir akademisyenin Arap Baharı ile ilgili 'Devrimimiz çalındı' sözünü burada hatırlatmak isterim. Bugün Suriye'de artık Suriyelilerin savaşı yok, büyük güçler Suriye'nin kaynaklarını tüketmek için birbirleriyle mücadele ediyorlar. Arap dünyasında bugüne kadar hiçbir zaman diyalog olmadı ama bugün bırakın diyalogdan bir Arap dünyasından bile bahsedemiyoruz. Mısır'da ABD, İsrail ve AB'nin kontrolünde askeri darbe yapan bir yönetim var. Onun dışında Suriye'de Beşar Esad, Putin'in idaresinde. Rus komutanın Esad'ın, Putun'in yanında yürümesine izin bile vermediği görüntüleri özellikle üniversitede öğrencilerime gösteriyorum. 'Eğer bir ülkede birlik yoksa ülke bu hale gelir' diyorum." şeklinde konuştu.


- "Arap dünyasındaki gençlik demokrasi talep ediyor"

Türkiye'nin İstiklal mücadelesini 1. Dünya Savaşında verdiğini ve hala mücadele ettiğini dile getiren Oktav, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arap dünyasında birlik ve beraberlik içinde olabilecek potansiyeli son derece yüksek bir Arap halkı var. Bu, tam bağımsızlığı sağlayacak genç ve dinamik bir halk. Bu halkın kenetlenmesini engelleyen güçler bulunuyor. Bunlar terör örgütleri, uluslararası güçler olabilir. Bütün bunlar vücuttaki kanserli hücreler gibi toplumun bünyesine girmiş vaziyette, umarım bir an önce bu tümörler çıkacak ve o donanımlı pırıl pırıl Arap gençliği, bahar olarak tekrar Arap dünyasına dönecek. Artık Arap coğrafyasında Amerika ve Rusya gibi iki global güç var. Bu güçler aslında Arap topraklarının varlıklarını sömürmek için birbirleriyle olan ilişkilerini düzenliyorlar. Zaten Katar krizi de Arap halkının enerji yüzünden nasıl tarumar edildiğini gösteriyor. Acı bir tablo bu aslında. Arap dünyasındaki gençlik demokrasi talep ediyor, daha iyi yaşam şartları ve barış istiyor ama o kadar dış güç devrede ki kendi kaderlerini belirleyemiyorlar, bu büyük güçlerden kurtulacak bir istiklal savaşı veremiyorlar. "

Prof. Dr. Oktav, uluslararası güçlerin Arap dünyasındaki potansiyeli yüksek genç nüfusu bastırmak istediğinin altını çizerek, Arap dünyasında birçok alt kimlik bulunduğunu ve uluslararası güçlerin sürekli mikro milliyetçilik üzerinden hareket ettiğini söyledi.

Türkiye ile Arap dünyası arasında kalpten kalbe bir bağ olduğunu dile getiren Oktav, Türkiye'nin bu güçler gibi bölgeye yönelik bir hedefinin bulunmadığını, Arap dünyasında istikrar ve barış istediğini kaydetti.


- "Geleceğe yönelik umudumuz var"

Eski Mısır Cumhurbaşkanı adayı Ayman Nour da Arap Baharı'nın özgürlük isteğiyle başladığını ve bu amacı gerçekleştirmek için hala mücadele edildiğini ancak bazı sıkıntılara maruz kaldıklarını vurgulayarak, "Dünya devrimlerine baktığınızda bu sıkıntılardan geçtiğini görüyorsunuz. Geleceğe yönelik umudumuz var ve umudumuzu kaybetmiş değiliz. Türk halkının 15 Temmuz'da özgürlüğü için gösterdiği kahramanlıktan çok etkilendik. Mısır'ın da Türkiye gibi doğru yolda ilerlemesini istiyoruz." dedi.

Zeytin Dalı Harekatı'na da değinen Nour, Türkiye'nin yaptığı harekatı desteklediklerini, endişelerini anladıklarını ve Türkiye'nin güvenliğine karşı bir tehdidin söz konusu olduğunu ifade etti.

Omran Stratejik Çalışmalar Merkezi Direktörü Ammar Kafh ise Arap Baharı'nın sadece ekonomik nedenlerden değil, demokrasi, insan hakları, hak, adalet gibi kavramlar nedeniyle başladığını hatırlatarak, bu sebeplerin hala geçerli olduğunu ve bu nedenle bölgede yeni bir Arap Baharı'nın yaşanabileceğini söyledi.