29 Mart 2024 Cuma / 20 Ramazan 1445

Başbakan Yıldırım medya temsilcileriyle bir araya geldi (4)

Başbakan Yıldırım medya temsilcileriyle bir araya geldi (4) - Yıldırım: - "(Afrin operasyonu) Bu harekat başlamadan önce diplomatik alanda, askeri temaslarda yapılması gereken her şey yapıldı, Rusya ile Amerika ile İran ile.

21.01.2018 - 16:58
.. Rejimle görüşülmedi, rejimle Rusya üzerinde görüşülmek suretiyle mutabakat sağlandı. Rusya'nın bu harekatla ilgili şu anda bize karşı herhangi olumsuz tutumu yok. Buna hava sahasının kullanılması da dahil. Hava sahasının kullanılması konusunda rejimin yönetilmesi, sevk ve idaresi görevini Rusya yerine getiriyor. Biz doğrudan Rusya'ya muhatabız" - "İlk safahatı bizim için çok önemli. Buradan 20-30 kilometrelik bir bandı güvenli alan haline getirdiğimiz zaman sonraki işlerin önemi biraz daha azalıyor. O bir temizlik harekatına dönüşüyor. Orada çok aceleci davranmamıza ihtiyaç yok"

İSTANBUL (AA) - Başbakan ve AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, "Bu harekat başlamadan önce diplomatik alanda, askeri temaslarda yapılması gereken her şey yapıldı, Rusya ile Amerika ile İran ile... Rejimle görüşülmedi, rejimle Rusya üzerinde görüşülmek suretiyle mutabakat sağlandı. Rusya'nın bu harekatla ilgili şu anda bize karşı herhangi olumsuz tutumu yok. Buna hava sahasının kullanılması da dahil. Hava sahasının kullanılması konusunda rejimin yönetilmesi, sevk ve idaresi görevini Rusya yerine getiriyor. Biz doğrudan Rusya'ya muhatabız." dedi.

Yıldırım, Başbakanlık Vahdettin Köşkü'nde medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, hiçbir Mehmetçiğin ve hiçbir insanın burnunun kanamasını istemediklerini ifade ederek, "Toplumumuzda bu hareketin yüzde 100 desteği var. Bu desteğin herhangi bir sekteye uğramasına, bir soru işareti oluşmasına, kendi içimizde enerjimizi tüketecek tarzda çalışmalara dönüşmemesi önemli." diye konuştu.

Yabancı basında yer alan operasyon aleyhindeki haber ve görüntülerin ulusal basına aynen taşınmaması gerektiğine işaret eden Yıldırım, yabancı basının büyük bir çoğunluğunun operasyonu olduğu gibi verdiğini ancak bazı kuruluşların alt satırlarda, daha küçük boyutlarda SDG'nin, YPG'nin açıklamalarını aldığını ve dezenformasyon yaptığını anlattı.

Yıldırım, şöyle devam etti:

"Amerika başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde ciddi anlamda bunların dezenformasyon kabiliyeti var. Buna karşı daha duyarlı olmamız icap ediyor. Türkiye'yi işgalci gösterme gayretleri var. Buna karşı da uzmanlarla, bu konudaki bilgisine tecrübesine güvenilen insanlarla bunun gerçeğini anlatmak gerek. Fırat Kalkanı'nı burada iyi bir örnek olarak alabiliriz. Fırat Kalkanı'nda burada tamamen terör hakimdi, şimdi barış hakim. 100 binden fazla insan oraya döndü. Okullar var, hastaneler var. Eğitim, sağlık, güvenlik hizmetleri var. Şimdi üniversite kurmayı planlıyorlar. İş hayatı, ticaret başladı. Hayat normale döndü. Buradaki hayatın normale dönmesi, bizim yükümüzü azaltıyor. Aynı zamanda Türkiye'nin üzerindeki göçmen baskısını kaldırıyor."

Yıldırım, karşı tarafın moralini yükseltmeye sebep olabilecek haberlerin yapılmamasına özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Konunun ülkenin ortak meselesi ve beka meselesi olduğunu dile getiren Yıldırım, "Bu ortak hedef doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Basın özgürlüğü kısıtlaması filan söz konusu değil. Önümüzde öyle bir manzara yok. Yapmaya çalıştığımız, ortak hassasiyetlerimizin göz önüne alınması ve milli şuurla Silahlı Kuvvetlerimizin başlattığı bu operasyonun en kısa sürede başarıyla tamamlanması. Vatandaşımız zaten destekliyor. Cumhurbaşkanımızın siyasi liderliği, hükümetimizin kararlılığı ortada. Toplumun aynası olarak yazılı ve görsel medyamız da burada büyük bir sorumluluk taşıyorsunuz." şeklinde konuştu.

Yıldırım, televizyon programlarında özellikle Zeytin Dalı Harekatı'nın iç siyasetin bir tartışma konusu haline getirilmemesi gerektiğini vurguladı. Bugün kendisine bir karikatür gösterildiğini ifade eden Yıldırım, "Karikatürde iki PKK'lı konuşuyor. Biri diyor ki 'Türkiye Zeytin Dalı Harekatı başlatmış'. Öbürü de 'Anlamadın mı evladım, zeytinler vatandaşlara, dallar da bize.' diyor. Esasında harekatın amacını çok güzel özetliyor." dedi.

- "Yaklaşık 8-10 bin civarında terör grubu olduğunu hesap ediyoruz"

Soruları da yanıtlayan Yıldırım, operasyonun süresine ilişkin bir soru üzerine, operasyonun 4 safhası olduğunu belirterek, şu bilgileri paylaştı:

"Birinci safha bir kere sınırlarımızdan içeri doğru güvenli bir alanın oluşturulması. Azez bölgesinden başlayarak, kuzey batıya doğru, oradan tekrar güney batıya doğru 130 kilometrelik Afrin bölgesinin bir güvenli şerit oluşturulması, derinliği 20-30 kilometre. İlk hedef orada güvenli bir alan oluşturacağız ki ondan sonra terör unsurlarını yok etmek için oraya ayağımızı sağlam basmamız lazım. Daha sonra gerek Afrin merkezinde gerekse diğer bölgelerinde yerleşik bu terör örgütlerinin yok edilmesi için çalışma yapılacak. Sahadaki durum netleştikçe süre de -belirlediğimiz süreler var ama- bu sürelerin tutması, erken olması biraz daha uzaması sahada karşılaşacağımız durumla netleşecek. Güneye kaçıp sivil halkın arasına karışacaklar, orada da belki sivil halkı kalkan olarak kullanacaklar. O bakımdan ikinci, üçüncü, dördüncü safhalar daha titiz çalışmayı gerektirecek. O bakımdan ilk safahatı bizim için çok önemli. Buradan 20-30 kilometrelik bir bandı güvenli alan haline getirdiğimiz zaman sonraki işlerin önemi biraz daha azalıyor. O bir temizlik harekatına dönüşüyor. Orada çok aceleci davranmamıza ihtiyaç yok."

Başbakan Yıldırım, operasyon öncesi bilgilendirme konusundaki bir soruya şu karşılığı verdi:

"Bu harekat başlamadan önce diplomatik alanda, askeri temaslarda yapılması gereken her şey yapıldı, Rusya ile Amerika ile İran ile... Rejimle görüşülmedi, rejimle Rusya üzerinde görüşülmek suretiyle mutabakat sağlandı. Rusya'nın bu harekatla ilgili şu anda bize karşı herhangi olumsuz tutumu yok. Buna hava sahasının kullanılması da dahil. Hava sahasının kullanılması konusunda rejimin yönetilmesi, sevk ve idaresi görevini Rusya yerine getiriyor. Biz doğrudan Rusya'ya muhatabız. Amerika'da bir kafa karışıklığı var, herkes ayrı telden çalıyor. Bir net duruş yok ama buraya karşı da 'Yapmayın, etmeyin' tarzında keskin bir şey de yok. Sadece onlar 'Bizim önceliğimiz DEAŞ'la mücadeledir. Dolayısıyla DEAŞ'a yoğunlaşmak lazım. Aynı zamanda bizim Afrin'le bir işimiz yok, unsurumuz yok dolayısıyla Afrin bizim ilgi alanımız içerisinde değildir.' mealinden açıklamalar da yapıyorlar. İran'la da görüşüldü. İran'ın herhangi karşı çıkma durumu yok ama bazı endişeleri var. Onu bizlerle paylaşıyor. Biz de bu endişeleri tabii ki dikkate alacağız. Hava sahasının kullanılmasıyla beraber bir teknik sorun yaşandı kısa süreli ama aşıldı. O, bize karşı bir cevap verme amaçlı değil, oradaki sistemler otomatik olarak devreye girdiği için onları tekrar gözden geçirdiler, düzelttiler."

Afrin'deki nüfus ve terör unsurlarına yönelik bir soru üzerine Yıldırım, "Yaklaşık 8-10 bin civarında terör grubu olduğunu hesap ediyoruz. Nüfus olarak da doğrusu 450 bin ile 750 bin arasında gidip geliyor. Tabii sağlıklı bilgi vermek mümkün değil, göçler oluyor, en az yarım milyon bir nüfustan bahsedebiliriz." dedi.

Yıldırım, "Münbiç operasyonu için Afrin'in tamamlanması mı bekleniyor?" sorusuna,"Tabii ki bizim baştan beri Münbiç'in Amerikalıların sözü doğrultusunda Fırat'ın doğusunda Münbiç'teki varlıklarını onların hem kendilerinin hem PKK'nın varlığını oradan çıkaracaklarının sözü var. Bu sözün tahakkuk etmesini biz hala bekliyoruz. Bunu istiyoruz. Şimdi önümüzde Afrin Harekatı var, yoğunlaşmamız burayadır, ama ülkemizin herhangi bir noktasından herhangi bir ülkeden bir tehdit gelecek olursa, nereden gelirse gelsin buna cevap verecek hazırlığımız mevcut." karşılığını verdi.

Harekatın Astana sürecini, Soçi'yi etkilemesinin söz konusu olmadığını belirten Yıldırım, "Zaten PKK/PYD/YPG'nin bu sürecin içinde olmadığını biz açıkça ifade ettik. İran da bunu kabul etti. Başka nasıl etkileyecek? Bizim buradaki hedefimiz DEAŞ, PKK, YPG. Bunlar İran'ın da mücadele ettiği, İran'ın da istemediği terör grupları. Rusya'nın da bu operasyona karşı herhangi kuvvetli bir itirazı yok. O bakımdan böyle bir sürecin etkilenmesi zarar görmesi söz konusu olamaz." diye konuştu.

(Son)