20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü: (2)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü: (2) - "Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamaları pazarının 2020 yılına kadar 5 kat büyümesi ve 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

1.04.2017 - 23:37
Dolayısıyla insanların makinelerle etkileşimi çok yakın bir gelecekte sadece bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz bir şey olmaktan çıkacak" - "Akıllı üretim sistemlerine yatırım yapmazsak ve yatırım yapmakta gecikirsek düşük katma değerli üretim yapmamız çok değişmeyecek, sonuç olarak da rekabet gücümüz daha da zayıflayacak" - "Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yakalayamayan ülkelerin rekabet güçleri kalmayacak adeta bir nevi taş devrinde kalınmış gibi bir durum ortaya çıkacak. Dolayısıyla Türkiye'nin de dördüncü sanayi devrimini öncelikle yakalayan ülkelerden birisi olması en büyük arzumuzdur" - "Çağın gerektirdiği yetkinliklere haiz kendi sistemlerini tasarlayabilen ve yönetebilen Türkiye'nin rekabet gücüne katkı sağlayacak nitelikli bir iş gücü altyapısı oluşturmamız hayati bir önem taşıyor"

BAYBURT (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamaları pazarının 2020 yılına kadar 5 kat büyümesi ve 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla insanların makinelerle etkileşimi çok yakın bir gelecekte sadece bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz bir şey olmaktan çıkacak." dedi.

Özlü, Bayburt Üniversitesi Baberti Külliyesi Eğitim Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "4. Sanayi Devrimi ve Teknoloji Odaklı Büyüme" konulu konferansta yaptığı konuşmada, "yüksek katma değerli ürünler" teriminin çok sık kullanıldığını söyledi.

Özlü, "Hepimiz diyoruz ki Türkiye, yüksek katma değerli ürünler üretsin, daha çok kazansın. Bu, esasen hükümetimizin, ekonomi yönetiminin ve bakanlığımızın da çok önem verdiği konuların başında geliyor. Ne ürettiğimiz kadar, nasıl ürettiğimiz de artık çok önemli." diye konuştu.

Sanayideki teknolojik gelişmelere de değinen Özlü, şöyle devam etti:

"Yapılan bir araştırmada, veri ve bilgi işleme kapasitesi ve bilgi ağları teknolojilerindeki ilerlemeler sonucunda 2013 yılında 10 milyar makine ve cihazın birbiriyle konuştuğunu, bu sayının 2025 yılında 5 kat artarak 50 milyara çıkacağı öngörülüyor. Küresel bir araştırma kuruluşu tarafından yapılan bir araştırmada ise 2013 ile 2020 yılları arasında küresel ölçekte üretilen veri miktarının 11 kat artarak 44 zettabayta ulaşacağı tespit ediliyor. Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamaları pazarının 2020 yılına kadar 5 kat büyümesi ve 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla insanların makinelerle etkileşimi çok yakın bir gelecekte sadece bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz bir şey olmaktan çıkacak. 2020 yılında sadece fabrikalarda 3 milyon endüstriyel robot çalışıyor olacak.

Teknolojilerin bu kadar hızlı bir şekilde ilerlemesinin ve yaygınlaşmasının tek nedeni sanayide kullanımı değil, örneğin 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre 2025 yılı itibarıyla nesnelerin internet teknolojilerinin yılda 11 trilyon dolar ekonomik etki meydana getirmesi, bu etkinin yüzde 40'ının imalat sanayi uygulamalarından kaynaklanması bekleniyor."

- "Makinelerin atıl kaldıkları süre yüzde 30 ile 50 arasında azaltılacak"

Özlü, nesnelerin interneti, büyük veri, bulut bilişim, yapay zeka ve otonom sistemlerinin yakın gelecekte hayatın en önemli parçaları olacağını söyledi.

"Şehirlerde nesnelerin interneti teknolojileri 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 1,7 trilyon dolarlık ekonomik etki meydana getirecek." diyen Özlü, şunları kaydetti:

"Sadece akıllı trafik yönetim sistemlerinin getireceği ekonomik faydanın yılda 500 ile 900 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor. Dijital teknolojiler farklı sektörlerde önemli etkiler meydana getirecek. Örneğin, tarımsal robotik pazarın payı 2020 yılında 20 milyar doları bulacak. Uygulamada olan akıllı üretim teknolojileri, imalat sanayi işletmelerinin verimliliklerini ortalama yüzde 3 ile yüzde 5 arasında artıracak.

Akıllı üretim teknolojileri sayesinde makinelerin atıl kaldıkları süre yüzde 30 ile 50 arasında azaltılacak."

Robotik teknolojilerdeki ilerleme sayesinde tehlikeli ve rutin işlerin robotlara yaptırılacağını anlatan Özlü, bu sayede iş gücü verimliliğinin yüzde 45 ile 55 arasında artacağını söyledi.

Özlü, dijital teknolojiler ve ileri üretim teknolojilerinin imalat sanayi işletmelerinin verimlilikleri ve rekabet güçlerini çok farklı şekilde artırmasının mümkün olduğunu belirterek, "Akıllı üretim sistemlerine yatırım yapmazsak ve yatırım yapmakta gecikirsek düşük katma değerli üretim yapmamız çok değişmeyecek, sonuç olarak da rekabet gücümüz daha da zayıflayacak. Küresel pazar payımızı hızlı bir şekilde eritmesi muhtemel olan dördüncü sanayi devrimi iç pazarda da imalatçılarımızı zorlayacak. Akıllı üretim sistemlerini üretmeye ve kullanmaya başlamamız ise yüksek katma değerli üretim yapısına geçişimizi kolaylaştıracağı gibi ülkemizin rekabet gücünün sürdürülebilir şekilde artmasına da yardımcı olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Dünyada dijitalleşme trendi olduğunu, dünyanın süratle dijitalleştiğine dikkati çeken Özlü, süratle yapay zeka, otonom sistemler, büyük veri ve bulut bilişimin önem kazandığını vurguladı.

- "Türkiye'nin dördüncü sanayi devrimini yakalaması yönünde çalışıyoruz"

Özlü, "Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yakalayamayan ülkelerin rekabet güçleri kalmayacak, adeta bir nevi taş devrinde kalınmış gibi bir durum ortaya çıkacak. Dolayısıyla Türkiye'nin de dördüncü sanayi devrimini öncelikle yakalayan ülkelerden birisi olması en büyük arzumuzdur." dedi.

Özlü, şunları dile getirdi:

"Bu yönde sanayimizle çalışıyoruz. TOBB, MÜSİAD, TÜSİAD, YASED ve TİM'den oluşan bir platform kurduk. Bu platform, Türkiye'nin dördüncü sanayi devrimine geçiş sürecini çalışacak olan bir platform. Burada alt çalışma gruplarımız var. Bu gruplarda üniversitelerimizden kişiler, sanayiden insanlar var. Bunlarla hep beraber Türkiye'nin dördüncü sanayi devrimini yakalaması yönünde çalışıyoruz.

Biz bunu şimdi yapmazsak birkaç sene sonra bu teknolojileri geliştiren ülkelerden, üretim imalat yöntemlerinde rekabet etmek için cihazlar alacağız, sadece geri kalmış olmakla değil, aynı zamanda pazar olma durumuna düşeceğiz. Çağın gerektirdiği yetkinliklere haiz kendi sistemlerini tasarlayabilen ve yönetebilen Türkiye'nin rekabet gücüne katkı sağlayacak nitelikli bir iş gücü altyapısı oluşturmamız hayati bir önem taşıyor."

Bu noktada üniversitelerin kilit rol üstlenmesi gerektiğine dikkati çeken Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bunun için de eğitime ciddi yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Gençlerimize yeni dönemin talep ettiği bilgi, beceri ve nitelikleri kazandırmak için yoğun gayret sarf etmeyi sürdüreceğiz. Güçlü ve köklü üniversitelerimiz var, teknolojiye çok çabuk adapte olabilen genç bir nüfusumuz var ve hızla gelişen yeni üniversitelerimiz var.

Sizlerle birlikte her alanda daha güçlü ve başarılı bir Türkiye inşa edeceğimize tüm kalbimle inanıyorum."

(Bitti)