20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

"Darbeci amiral dahil edilmediği kaçış planını deşifre etmiş"

"Darbeci amiral dahil edilmediği kaçış planını deşifre etmiş" - FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in, örgüt ile irtibatı, o gece yaşananlar ve teslim olma sürecine ilişkin ayrıntılı anlatımlarına yer verildi - İmren: - "Eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık 'Efendim, cuma gu¨nu¨ planlı bir harekatımız olacak.

24.06.2017 - 14:41
Sizi go¨rev vermek ic¸in buraya c¸agˆırdık.' dedi. Ben de 'Nasıl bir go¨rev?' diye sordum. Bana, 'Cuma gu¨nu¨, yani 15 Temmuz gu¨nu¨nu¨ 16 Temmuz'a bagˆlayan sabaha kars¸ı saat 03.30'da darbe yapılacagˆını, sıkıyo¨netim ilan edilecegˆini' so¨yledi" - "Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık beni arayarak, 'Efendim olay (darbe) des¸ifre oldu, s¸imdi hemen harekata bas¸lıyoruz.' dedi. Olayın ne s¸ekilde des¸ifre oldugˆunu sormadım, o da so¨ylemedi. Bu nedenle hemen daha o¨nce isimlerini so¨yledigˆi u¨c¸ amiralin alınarak Maltepe Askeri Cezaevi'ne go¨nderilmesini istedi" - "(Darbe girişimi başarısız olunca) Buradan tel o¨rgu¨lerin u¨zerinden atlayarak firar ettik. Ben u¨zerimde bulunan resmi giysileri bu botta degˆis¸tirdim ve sivil kıyafet giyindim" - "Beni kac¸ıs¸ planına dahil etmemis¸ler. Ben bunu son anda o¨gˆrendim. Sonra aramızda problem oldu. Onlar gidecek ben yalnız kalacaktım. Muhtemelen bana da 'Teslim ol.' diyeceklerdi. Bu kısır do¨ngu¨ ic¸inde haletiruhiyem bozuldu. Kendimizi polise yakalatmaya karar verdim ve sitenin gu¨venligˆine giderek 'Burada darbeciler kalıyor, ben de darbecilerden biriyim. Polise haber verin, gelip bizi alsınlar.' dedim"

KOCAELİ (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in ifadesinde, darbe girişimi başarısız olunca firar ettiklerini, kaldıkları evde yapılan kaçış planına dahil edilmeyince "Burada darbeciler kalıyor, ben de darbecilerden biriyim." diye ihbarda bulunduğunu anlattığı belirtildi.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylara ilişkin hazırlanan ve Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 857 sayfalık iddianamede, tutuklu sanık dönemin Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Hayrettin İmren'in emniyet ve savcılık ifadesinde darbeye ve FETÖ'ye ilişkin itiraf içeren beyanları dikkati çekti.

İddianamede, ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istenen İmren'in örgüt içerisinde darbe girişimini organize eden ve yönlendiren konumda olduğu ve Sıkıyönetim Darbe Planı'nda görevlendirilmesinin bulunduğu anlatılarak, "Seçkin" kod adını kullanan İmren'in 11 Temmuz 2016'da şüphelilerden "Mert" kod adlı "mahrem abi" Yakup Dalkılıç ile İstanbul Ümraniye'de örgüt üyelerinin katılımıyla düzenlenen ve eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'ın organize ettiği darbe toplantısına katıldığı kaydedildi.

Bu toplantıda darbeyle ilgili talimatlar alan İmren'in, Donanma Komutanlığı ve bağlı birliklerde darbe girişimini yöneten amirallerden olduğu bilgisine yer verilen iddianamede, darbe girişimi gecesi darbeyi yönlendiren üst tepe yönetimiyle sürekli irtibat halinde olan İmren'in, darbe girişiminin başarısız olması sonrasında diğer amiraller Ayhan Bay ve Nazmi Ekici ile kaçarak bir müddet Kocaeli'de, sonrasında da İstanbul'da saklandığı ifade edildi.

İddianamede, örgütle irtibatları ve darbe girişiminin ayrıntıları konusunda beyanlarda bulunan İmren'in, darbe girişimi gecesi amiraller Ahmet İskender Yıldırım ve Yalçın Payal'ın gözaltına alınarak cezaevi aracıyla İstanbul'a gönderilmeleri olayını yönlendirdiği, Donanma Komutanlığı'nda kendisine karşı gelen bazı askerleri gözaltına aldırarak nezarethaneye koydurduğu, Donanma Komutanlığı giriş kapısı önünde toplanan vatandaşların dağılması amacıyla himayesinde bulunan askeri personele emir verip ateş ettirdiği, kendisinin de ateş ettiği anlatıldı. İddianamede, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" tarafından sıkıyönetim direktifinde İmren'in Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı olarak devam etmesi yönünde görevlendirme yapıldığı belirtildi.

- "Örgüt içinde 'Seçkin' kod adını kullanıyorum"

İddianamede yer verilen emniyet ifadesinde İmren, örgüte ve darbeye ilişkin dikkati çekici itiraflarda bulundu. İmren, ifadesinde, örgüt içinde kod isimsiz kimsenin olmadığını, kendisinin de "Seçkin" kod adını kullandığını belirtti.

Kendisine bu ismi, kod adı "Ümit" olan kişinin 2006'da Bartın'da verdiğini anlatan İmren, "Kod isim verilmesinin nedeni o¨rgu¨tte var olan gizliliktendir. U¨c¸u¨ncu¨ bir s¸ahsın kim oldugˆumuzu bilmesinin istenmemesindendir. Bu hu¨cresel bir yapıdır." dedi.

Eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici'nin kod isminin "Muhsin", Kamil Altın'ın kod isminin "Sabri", firari Ayhan Bay'ın kod isminin ise "Abdurrahman" olduğunu anlatan İmren, "Yine o¨gˆretmen olan ve abilik yapan, benim de cemaat abim pozisyonunda olan kod adı 'Kamil', gerc¸ek ismini burada o¨gˆrendigˆim Oktay Aygün'dür. Nazmi Ekici'nin eskiden Go¨lcu¨k'teki cemaat abisi kod adı 'Mert' olan, gerc¸ek ismini burada o¨gˆrendigˆim Yakup Dalkılıç, kod adı 'İlhan' veya 'U¨mit' olarak tanıdıgˆım gerc¸ek ismini burada o¨gˆrendigˆim U¨mit Kol isimli s¸ahıstır. Klimacılık yapan 'Levent' kod isimli Emrah C¸oban'dır. Bu s¸ahıslar, firari oldugˆumuz do¨nemde bize yardımcı olan kişilerdir. Ayrıca 'Muhsin' ve 'Bekir' kod isimli iki kişi daha vardı." bilgisini verdi.

- "16 Temmuz 03.30'da darbe yapılacak"

İmren, 10 Temmuz 2016'da o¨gˆretmenlik yaptıgˆını bildigˆi "Mert" kod adlı kişinin kendisine Viber isimli haberleşme programından gönderdiği mesajda, c¸ok o¨nemli bir konu ic¸in 11 Temmuz'da I·stanbul'a gitmeleri gerektiğini yazdığını, bunun u¨zerine 11 Temmuz'da saat 19.00 sıralarında I·zmit Pers¸embe Pazarı'nda bulus¸tuklarını anlatarak, şöyle devam etti:

"Yolda giderken ben Mert'e ne ic¸in gittigˆimizi sordum. Kendisi c¸ok o¨nemli oldugˆunu ?fakat mahiyetini bilmedigˆini so¨yledi. Ben de konunun ne oldugˆunu tahmin edemedim. İstanbul U¨mraniye'de bir eve geldik. Evde kimse yoktu. Biz ic¸eriye girdikten sonra bir odaya oturduk ve beklemeye bas¸ladık. Yolda trafik de kalabalıktı. Bu nedenle saat 24.00 civarına yaklas¸ıyordu. İzmit'ten çıkarken telefonlarımızın pillerini Mert'in teklifi ile c¸ıkartmıs¸tık. Ben '10 dakika daha beklerim yoksa kimse gelmezse gidelim.' dedim. Telefonlarımız kapalı oldugˆu ic¸in amirimden gelecek bir habere kars¸ı cevap veremeyecektim ve bu nedenle tedirgindim. O sırada yanımıza eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık geldi. Kendisini daha o¨nceden tanıyorum. Ben bu s¸ahsın da cemaatc¸i oldugˆunu biliyordum. Kendisi benden devre olarak ku¨c¸u¨k oldugˆu ic¸in bana, 'Efendim, cuma gu¨nu¨ planlı bir harekatımız olacak. Sizi go¨rev vermek ic¸in buraya c¸agˆırdık.' dedi. Ben de 'Nasıl bir go¨rev?' diye sordum. Bana, cuma gu¨nu¨, yani 15 Temmuz gu¨nu¨nu¨ 16 Temmuz'a bagˆlayan sabaha kars¸ı saat 03.30'da darbe yapılacagˆını, sıkıyo¨netim ilan edilecegˆini so¨yledi. Ben de kendisine, 'Peki, Genelkurmay Bas¸kanı da dahil mi, emir komuta zinciri ic¸erisinde mi yapılacak?' diye sordum. O da bana 'Tabii ic¸inde olacak.' dedi. Bana 16 Temmuz Cumartesi günü Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin Fenerbahc¸e Orduevi'nde ogˆlunun du¨gˆu¨nu¨ olacagˆını, düğün için cuma akşamı Genelkurmay Bas¸kanı dahil olmak u¨zere bu¨tu¨n kuvvet komutanlarının Fenerbahc¸e Orduevi'nde olacaklarını, gece Genelkurmay Bas¸kanı ve kuvvet komutanlarının odasına, orduevi mu¨du¨ru¨nu¨n yardımı ile zorla girileceğini, kendilerinin ikna edileceğini söyledi. Bu arada ben kendisine 'Ya ikna olmazlarsa?' diye sordum. Bana, 'Merak etmeyin, olacaklar.' dedi. Ben yine kendisine 'Ama olmazlarsa?' dedigˆimde kinayeli bir s¸ekilde, 'Kendileri bilirler.' dedi. Sonra, 'Ben bir SAT subayını yanınıza verecegˆim. O go¨revinizi koordine edecek.' dedi ve kapıdan c¸ıktı. O c¸ıktıktan hemen sonra SAT komandosu geldi. O anda kapı ac¸ıldıgˆında 2 sivil s¸ahıs go¨rdu¨m. Evdeki digˆer odalardan da konus¸ma seslerinin geldigˆini duydum. Bu iki sivil s¸ahısla bir go¨z temasım oldu. Bu s¸ahısları daha o¨nce ve sonra hic¸ go¨rmedim. Daha sonra SAT subayı diye isim verilmeden tanıs¸tırılan s¸ahıs bana 15 Temmuz gu¨nu¨ 2-3 o¨zel arac¸la 6-9 kis¸inin gelecegˆini, tamamının SAT'c¸ı olacagˆını ve Gölcük Donanma Komutanlığı'nda bulunan 3 amirali, yani Harp Filosu Komutanı Tu¨mamiral Ahmet I·skender Yıldırım, Denizaltı Filo Komutanı Tugˆamiral Mithat Kemal Algül ve Donanma Komutanlıgˆı Kurmay Bas¸kanı Tugˆamiral Yalc¸ın Payal'ın alınarak, Maltepe Askeri Cezaevi'ne go¨tu¨ru¨lecegˆini so¨yledi. Bu konuyu o¨zet olarak O¨mer Faruk Harmancık da so¨ylemis¸ti."

Görevinin SAT'ların u¨sse gelis¸lerinde bir problem yas¸andıgˆında yardımcı olmak olduğunu aktaran İmren, bu konu kendisine so¨ylendigˆinde bunun "cemaatin" bir organizasyonu oldugˆunu, s¸u¨phe go¨tu¨rmeden emir komuta zinciri ic¸erisinde de oldugˆunu degˆerlendirdiğini kaydetti.

- "Darbe deşifre oldu, harekata başlıyoruz"

Darbe giris¸iminin yas¸andıgˆı tarihe kadar normal olarak go¨revine devam ettiğini, 4 gu¨n boyunca bu olaya kilitlenmis¸ durumda, kendi ic¸inden "Olacak mı, olmayacak mı?" s¸eklinde kurgulama yapmaya bas¸ladığını dile getiren İmren, şunları kaydetti:

"I·c¸imde bir korku da vardı. Hatta 4 gu¨nde 5 kilo kadar zayıfladım. Etrafımdaki arkadas¸lara da herhangi bir s¸ey sormadım c¸u¨nku¨ bu olayın gizli oldugˆu, kimseye so¨ylenmemesi gerektigˆi O¨mer Faruk Harmancık tarafından so¨ylenmis¸ti. Olayın yas¸andıgˆı 15 Temmuz gu¨nu¨ saat 20.00 civarında makam telefonuma kayıtlı olmayan bir numaradan telefon geldi. Donanmadaki lojmanımdaydım. Arayan O¨mer Faruk Harmancık'tı. Kendisi bana 'Efendim olay (darbe) des¸ifre oldu, s¸imdi hemen harekata bas¸lıyoruz.' dedi. Olayın ne s¸ekilde des¸ifre oldugˆunu sormadım, o da so¨ylemedi. Bu nedenle hemen daha o¨nce isimlerini so¨yledigˆim u¨c¸ amiralin alınarak Maltepe Askeri Cezaevi'ne go¨nderilmesini istedi. Ben de 'Benim mizacım degˆil, yapamam, bu SAT timlerinin go¨reviydi, neredeler, siz koordine etmis¸tiniz.' dedim ancak kendisi de 'Derhal alın.' diye tekrar bana do¨nu¨s¸ yaptı. Bunun u¨zerine ben de bu is¸i yapmaya karar verdim. Ben de emir astsubayım I·smet Coşkun'a SAT timlerinin gelip gelmediklerini ve u¨sse giris¸ yapıp yapmadıklarını o¨gˆrenmesi yo¨nu¨nde talimat verdim. Konutumun o¨nu¨ndeydim ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ile kars¸ılas¸tım. O da gemileri kaldırdıgˆını so¨yledi. Kendisi sivildi. Ben de u¨zerimde egˆitim kıyafetim olan resmi kıyafetliydim. Ben de 'Hayırdır neden kaldırdınız?' diye sordum. 'Deniz Kuvvetleri'nden haber geldi, ben de kaldırdım.' dedi. Sonra benim en yakınlarım olan Emir Astsubayı I·smet Coşkun ve I·stihbarat S¸ube Mu¨du¨ru¨ Kıdemli Albay Muharrem Aslan'ı c¸agˆırdım çu¨nku¨ ben go¨rev icabı her is¸imi bu arkadas¸larımla yapmaktayım. Ayrıca bu arkadas¸ların cemaat elemanları oldugˆunu bilmemden dolayı da bir gu¨venim vardı. Benimle irtibatlı olan 'Kamil' kod isimli s¸ahıs tarafından bunların da cemaatten oldukları so¨ylenmis¸ti. Daha sonra beni cep telefonumdan Kocaeli Valisi ve Donanma Komutanı aradı fakat ben bu duruma kilitlendigˆimden onların telefonlarına cevap veremedim. Daha sonra Yalc¸ın Payal'ın evine gittik. Yanımda yine I·smet Cos¸kun ve Muharrem Aslan vardı. Arkamızda da Aslan'ın temin ve komuta ettigˆi bir arac¸ vardı ama ic¸inde kac¸ asker oldugˆunu bilmiyorum. Yalc¸ın Payal'ı evinden kendi aracıma aldım, bana 'Nereye gidiyoruz?' diye sordu. Ben de 'Merkez Komutanlıgˆı'na gidiyoruz.' dedim. Merkez Komutanlıgˆı'na gittik, orada onu go¨zaltına aldım. Bu sırada silahım belimdeydi. Digˆer s¸ahısların da silahlarının yanlarında oldugˆunu tahmin ediyorum. Sonra tekrar O¨mer Faruk Harmancık telefon etti ve Tugˆamiral Nazmi Ekici'nin I·stanbul'dan yola c¸ıktıgˆını, s¸u anda Go¨lcu¨k'e yaklas¸tıgˆını ve tarafıma yardım etmek u¨zere go¨nderildigˆini so¨yledi. 15-20 dakika sonra Nazmi Ekici geldi. Bana, Go¨lcu¨k’teki olaylara yardım edecegˆini ve O¨mer Faruk Harmancık tarafından verilen talimatları bana iletecegˆini so¨yledi. Ekici ve Bay, sabaha kadar evden olaylara mu¨dahale etti."

- "Cumhurbaşkanı televizyonda konuşunca çelişkiye düştük"

TRT1'de sıkıyo¨netim bildirisinin okundugˆunu go¨rdu¨klerini, daha sonra Cumhurbas¸kanı'nın konus¸masının çıktığını anlatan İmren, yanında bulunan Harp Filosu Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'a "Ama bir de bo¨yle bir durum var bak. Cumhurbas¸kanı konus¸uyor." dediğini aktardı.

Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından sonra bir anda c¸elis¸kide kaldıklarını belirten İmren, şunları anlattı:

"Ben hala sıkıyo¨netim ilan edildigˆi kanaatindeydim. I·skender Amiral, o kanaatte olmadıgˆını so¨yledi. O sıralarda da emir astsubayına Ayhan Bay'ın tutuklanması ic¸in talimat veriyordu. Nazmi Ekici, bu arada telefonla arayarak 'Sıkıyo¨netim ilan edildi, vurma yetkimiz var. I·skender Yıldırım gelmezse vurun.' diye talimat verdi. Bu olay da beni hissiyaten u¨zdu¨. Daha tatlı dil kullanarak Merkez Komutanlıgˆı'na getirdim. Alınması gereken u¨c¸u¨ncu¨ amiral olan Denizaltı Filo Komutanı Mithat Kemal Algül ise senelik izinde oldugˆu için go¨zaltına alınamadı. Nazmi Ekici'den telefon geldi ve her iki amiralin bir arac¸la I·stanbul Maltepe Askeri Cezaevi'ne go¨nderilmesini so¨yledi. Ben de bu iki amiralin arac¸ hazırlatarak Maltepe Askeri Cezaevi'ne go¨tu¨ru¨lmesi ic¸in Harun Yu¨zbas¸ı'ya talimat verdim. Yanlarında 10 kadar askeri personel daha vardı. Go¨nderdigˆim arac¸ta bulunan Harun Yu¨zbas¸ı beni arayarak, yolda polislerin kendilerini durdurmak istedigˆini so¨yledi. Ben de go¨revli olduklarını so¨yleyip, durmamalarını, devam etmelerini söyledim. Sonra yakalandıklarını o¨gˆrendim ve bu durumu Nazmi'ye ilettim."

- "Vatandaşları durdurmak için 'ordu millet el ele' sloganları attık"

İmren, daha sonra Merkez Komutanlıgˆı'nın oradaki 2 No'lu kapının önüne vatandas¸ların toplanmaya bas¸ladığını, insanlarda cos¸ku ve gerginlik oldugˆundan, saldırgan bir tavır sezinlediğini anlatarak, şöyle devam etti:

"Vatandaşların daha o¨nce c¸ekilen kırmızı s¸eridi kopardıklarını, bir kısmının ise Merkez Komutanlıgˆı'nın duvarlarına c¸ıktıgˆını go¨rdu¨m. O anda uzman c¸avus¸lardan birkac¸ının tedirgin hallerinden dolayı havaya ates¸ ac¸tıklarını go¨rdu¨m. Bu sefer halk daha fazla galeyana geldi. Ben de bu durumdan korktum. Sonra personeli komple kapının arkasına geri c¸ektim. Amacım insanlardaki bu gerginligˆi azaltmaktı. Vatandas¸ da zaten geri c¸ekilince durdu. Buradaki olay bu s¸ekilde tırmanıs¸a gec¸meden sona erdi. Bu arada ben itfaiye arabasının gelmesi ic¸in yangın merkezine emir verdim. Vatandas¸ gelirse silahla degˆil, su ile pu¨sku¨rtme amacındaydım. Arac¸ geldi ama sadece bekledi. Bu arada halkın attıgˆı sloganların paralelinde bizler de gu¨venlik taburunun askerleri ile birlikte halkı memnun edici s¸ekilde 'Ordu millet el ele' ve 'Her Tu¨rk asker dogˆar' s¸eklinde sloganlar attık. Halk da bunu c¸ok olumlu kars¸ıladı ve alkıs¸ladı.

Karargaha giderek askerlere hitap ettim. Son zamanlarda u¨lkede yolsuzluk, c¸o¨zu¨m su¨reci u¨zerinden s¸ehitlerin gelmesi, bu nedenle yemek yerken bogˆazımdan dahi ekmegˆin gec¸medigˆini, aslında c¸ok rahat bir du¨zeninin olmasına rağmen bu is¸i go¨nu¨llu¨ olarak yaptıgˆıma dair bir konus¸ma yaptım. Daha sonra Donanma karargahındaki no¨betc¸i astsubayı da lakayıt davranıs¸ından dolayı go¨zaltına aldım. Bu arada Nazmi Ekici, Donanma Komutanı'nın bir deniz aracı vasıtasıyla Go¨lcu¨k'e gelecegˆini ve tarafımdan tutuklanması gerektigˆini so¨yledi. Sonra ben de birkac¸ kez Poyraz Limanı'na gelerek Donanma Komutanı'nın gelis¸ini bekledim. Daha sonra Sahil Gu¨venlik Komutanı Tu¨mamiral Hakan U¨stem beni aradı. Gelenlerin Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın sekreteri ve korumaları oldugˆunu, u¨sse giris¸ yapmalarına izin vermemi istedi. Ben de izin verdim. Daha sonra limana gittim. Bottan inenlerin hepsi beyaz go¨mlek ve gri takım elbiseliydi. Yaklas¸ık 6 kis¸iydiler. Bu s¸ahıslardan birini tanıyordum. Bu kişi Deniz Kuvvetleri Kuvvet Astsubayı Kadir Bükülmez'di. Onlara bir minibu¨s verdim. Dogˆruca Ayhan Bay'ın evine gittiler ve gece boyunca orada kaldılar."

- "Sıkıyo¨netim ilan edildi, kars¸ı c¸ıkanları vurun"

Hayrettin İmren, Merkez Komutan Vekili Ugˆur Albay'ın dıs¸arı ile telefonla go¨ru¨s¸meleri yaptıgˆını öğrendiğini belirterek, fitne fesat yaratacagˆını du¨s¸u¨nerek ve "Benden habersiz niye sagˆa sola haber veriyorsun?" diyerek, o anki durumun verdigˆi heyecanla kendisine kızdığını ve silahı kafasına dayayıp "Vururum seni" diyerek go¨zaltına aldığını söyledi.

Sabaha dogˆru Nazmi Ekici su¨rekli kendisine telefonla "Sıkıyo¨netim ilan edildi, vur emrimiz var, kars¸ı c¸ıkanları vurun." s¸eklinde talimat verdiğini, kendisinin de Poyraz Limanı'na izinsiz yaklas¸ılması durumunda ates¸ ac¸ılacağı yönünde anons yapılmasını istediğini belirten İmren, "Nazmi Ekici beni arayarak 'Efendim, Cumhurbas¸kanı Almanya'ya kac¸mıs¸.' dedi. Ben de tersanede go¨revli olanlara bu durumu aynen ilettim. Donanma Komutanı'nın vurulması yo¨nu¨nde herhangi bir talimat vermedim. 'Gelse de ben tutuklayacagˆım.' dedim ve uzman c¸avus¸ veya astsubaydan plastik kelepc¸e aldım. Vurma gibi bir niyetim olmadı. Ben, bana verilen talimat geregˆi gu¨venligˆi sagˆlamak go¨revini yerine getirdim ve personel u¨zerindeki hakimiyetimi kaybetmemek amacıyla emir ve talimatları verdim." diye konuştu.

- "Tel o¨rgu¨lerin u¨zerinden atlayarak firar ettik"

Hayrettin İmren, daha sonra Nazmi Ekici'den sabah saatlerinde telefon geldiğini, kendilerini buradan uzaklas¸tırmak u¨zere bir sahil gu¨venlik botunu tahsis edilmesini istediğini, bunun u¨zerine, 19 numaralı botla gidebileceklerini söylediğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Misafir ettigˆim 19 numaralı botun personelini bota go¨nderdim. Sonra Nazmi ve Ayhan amiralle birlikte takım elbiseli deniz kuvvetleri heyeti Poyraz Limanı'ndaki bota bindi. Ben bota binmedim, dıs¸arıdaydım. Teslim olacaktım ancak Nazmi Amiral burada durmamın bir faydası olmayacagˆını, kendileri ile gelmemin daha iyi olacagˆını u¨steleyerek beni bota aldı. Botla hareket ederek Marmara salonu yelkenli tarafındaki iskeleden 2 kis¸ilik deniz kuvvetleri heyetinden gelen takım elbiseli s¸ahısları aldık ve Bas¸iskele ilçesindeki Torpido Test ve Mühimmat Transit Depo Komutanlığı'nın bulundugˆu askeri birligˆe geldik. Burada bizi no¨betc¸i astsubay durdurdu ve nereye gittigˆimizi sordu. Burası bana bagˆlı bir birlik oldugˆu ic¸in fazla u¨stelemedi ve buradan tel o¨rgu¨lerin u¨zerinden atlayarak firar ettik. Ben u¨zerimde bulunan resmi giysileri bu botta degˆis¸tirdim ve sivil kıyafet giyindim. Bu elbiseleri gemi komutanından aldım. Bu olayların oldugˆu su¨re zarfında uzman c¸avus¸lar ve birkac¸ sivil astsubay vardı. Uzman c¸avus¸lar koruma olarak yanıma geldi. Kendileri gu¨venlik taburunda go¨revliydi. Ben bu s¸ahısları zorlamadım. Bana inandılar ve pes¸ime takıldılar. Astsubayları tanımıyorum. Yoldan gec¸en bir aracı el kaldırarak durdurdum. Yanımda Ayhan vardı. Kendisine 'Bizi en yakın otobu¨s duragˆına bırakır mısınız?' diye sordum. O da bizi aldı ve otobu¨s duragˆına bıraktı. Nazmi bizimle gelmedi. 'Ben ayrı gidecegˆim.' dedi. Sonra biz Ayhan'la birlikte 2 dakika sonra otobu¨s duragˆında indik, buradan minibu¨se binerek s¸ehir merkezine Leyla Atakan Caddesi'ne geldik. S¸ehir merkezinden kendimize iki s¸apka aldık. Sonra bir taksiye bindik, devlet hastanesinde indik. Devlet hastanesinin o¨nu¨nde tekrar bir taksiye bindik. Buradan daha evvel evini bildigˆim 'Kamil' kod isimli s¸ahsın I·zmit Kaymakamlıgˆı civarındaki evine gittik. Kendisi es¸i ile birlikte evdeydi. Kendisine 'Yardımınıza ihtiyacım var.' dedim. Evine girdik yaklas¸ık bir 5-10 dakika kadar kaldık. Bu s¸ahıs bizi kendi aracıyla c¸ars¸ıda bir home ofise go¨tu¨rdu¨."

- "Beni kac¸ıs¸ planına dahil etmemis¸ler"

Nazmi Ekici ile "Bekir" kod adlı kişinin evinde bir haftaya yakın kaldıktan sonra "Kamil"in kiraladıgˆı eve yerleştiklerini anlatan İmren, şöyle devam etti:

"Bu arada Nazmi, Bekir'den aldıgˆı telefonlarla cemaatin u¨st kademeleri ile Amerika ve Avrupa'yla go¨ru¨s¸meye devam ediyordu ve bizi yanına almıyordu. O¨zellikle de 'Lu¨tfen kapıyı vurmadan girmeyin.' diyordu. Saatlerce yazıs¸tıgˆını biliyorum. Son olarak da burada en az 6 ay kalacagˆımızı, bu arada da Avrupa'ya gec¸me du¨s¸u¨nceleri oldugˆunu Ayhan ile konus¸urlarken duydum. İsminin Fatih oldugˆunu so¨yledikleri ve Avrupa sorumlusu oldugˆunu Nazmi'den o¨gˆrendigˆim, kıvrak bir zekaya sahip s¸ahsın Nazmi ve Ayhan'ı, Sisam Adası u¨zerinden Avrupa'ya gec¸irecegˆini, bu s¸ekilde c¸alıs¸ma yaptıgˆını Nazmi so¨yledi. C¸u¨nku¨ Nazmi her s¸ekilde (pasaport, telefon vb.) bu kac¸ıs¸a hazırdı. Ayhan Bay'ın da kac¸ıs¸ esnasında ailesi ve c¸ocukları alınıp, 2 aile olarak kac¸ıs¸ yapılacaktı. Ayhan Bay'a ait pasaportlar es¸indeydi. Sadece Sisam Adası'na gec¸is¸ kalmıs¸tı. Bunu da Fatih isimli s¸ahıs ayarlayacaktı. Beni kac¸ıs¸ planına dahil etmemis¸ler. Ben bunu son anda o¨gˆrendim. Sonra aramızda problem oldu. Ben kendilerine Sisam Adası'na gec¸tigˆimizde yakalanırsak amiral seviyesinde yakalanmanın Tu¨rkiye'ye negatif etkileri olacagˆını so¨yledim. Nazmi de 'Bir s¸ey olmaz. Avrupa'da kimlik sorulmaz.' dedi. Yes¸il pasaportun Avrupa'da hu¨ku¨met iptal etse de gec¸tigˆini belirttiler."

- "Kendimi 'darbeciyim' diye polise ihbar ettim"

Daha sonra kendisinde u¨zu¨ntu¨, korku ve endis¸e dogˆmaya bas¸ladığını ve bunalıma girdiğini dile getiren İmren, şunları kaydetti:

"Onlar gidecek ben yalnız kalacaktım. Muhtemelen bana da 'Teslim ol.' diyeceklerdi. Bu kısır do¨ngu¨ ic¸inde haletiruhiyem bozuldu. I·kindi vakti herkes yatarken birdenbire bir hıs¸ımla yataktan kalktım. Televizyondan da izledigˆim olaylar, insanların o¨lmesi, Suriye harekatı da beni c¸ok etkilemis¸ti. Kac¸manın herhangi bir sonuc¸ dogˆurmayacagˆını, devletimize sıgˆınmaktan bas¸ka c¸aremiz olmayacagˆını fark etmis¸tim. Bu nedenle kendimizi polise yakalatmaya karar verdim ve sitenin gu¨venligˆine giderek haber verdim. Gu¨venlik personeline bulundugˆumuz katı tarif ederek 'Burada darbeciler kalıyor, ben de darbecilerden biriyim. Polise haber verin, gelip bizi alsınlar.' dedim. O¨nce gu¨venlik personeli kapıya geldi. Kapı ac¸ılmayınca gu¨venlikc¸iler gitti. Sonra hep beraber as¸agˆıya indik. O anda Nazmi Ekici telefonları banyonun u¨st kısmındaki bo¨lu¨me sakladı. Daha sonra bahc¸eye indik. Polis geldi, ben de polislere dogˆru gittim ve polislere kendimi tanıttım. Kendim ihbarı yaptıgˆımı so¨yledim. Polis Nazmi Ekici ve beni yakaladı. Ayhan Bay bu sırada bahc¸eden kac¸mıs¸tı."