EVLADA ADANAN ÖMÜRLER - Hasta oğlunun hem annesi hem babası oldu

Allah'a olan inancını, ümidini ve moralini kaybetmemesi lazım. Özel bir hastalık, maddi ve manevi açıdan güçlü olmanız gerekiyor" - "Allah devletimize zeval vermesin, eski sistemde olsaydı çocuğuma bu şekilde bakamazdım. Çocuğum bu kadar bakımlı olamazdı, ilaçlarını alamazdık. Son yıllarda sağlıkta yapılan yeniliklerle çocuğumuz daha iyi standartlarda tedavi oluyor"

AMASYA (AA) - CİHAN OKUR - Amasya'da yaşayan 38 yaşındaki Hamide Şahin, kesin tedavisi bulunmayan genetik bir hastalık olan "kistik fibrozis" (pek çok organı etkileyerek işlev bozukluğuna yol açan bir hastalık) tanısı konulan 13 yaşındaki oğlunun bakımını yıllardır büyük şefkat ve özenle gerçekleştiriyor.

Şahin'in ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Necip Fazıl Özey'e henüz 3 aylıkken "kistik fibrozis" hastalığı teşhisi konuldu.

Hastalıkla mücadele etmeye çalışan Şahin, Necip Fazıl 4 yaşındayken eşinden ayrılmasının ardından evinin de tüm yükünü omuzladı.

Necip Fazıl'ın hastalığının günlük tedavi gerektirmesi nedeniyle sürekli çalışamayan Şahin, gündelik işler yaparak ve hayırseverlerin yardımlarıyla evini geçindirme mücadelesi veriyor.

Oğlunun tedavisini aksatmayan Şahin, aynı zamanda 18 yaşındaki üniversite öğrencisi kızının eğitim giderlerini karşılamaya çalışıyor.

- "Ben ömrümü çocuğuma adadım"

Anne Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun hastalığının kesin tedavisinin henüz olmadığını, yaşam süresini uzatmak için ellerinden gelen mücadeleyi verdiklerini söyledi.

"Kistik fibrozis" tanısı konulduktan sonra doktorların "oğlunun en fazla 25 yaşına kadar yaşayacağını" söylediğini aktaran Şahin, "Yaşamı boyunca tedavi olması gerektiği, bunun maddi manevi zorlukları olacağı, ağır bir yükün altına girdiğimiz söylendi. İlk başta çok üzüldüm ancak yılmadım, mücadele ettim tek başına. Çocuğumu nasıl yaşatabilirim, onun mücadelesini verdim. Tabii çeşitli zorluklarla karşılaştım. En büyük zorluk babası oldu. Hastalığı kabullenemedi. Boşanma sebeplerimizden biri buydu." dedi.

Çektiği sıkıntılara rağmen Allah'ın sabrını da verdiğini dile getiren Şahin, şöyle devam etti:

"Bir yandan çocuklarıma baktım, bir yandan evin geçimini sağlamaya çalıştım. Bir taraftan Necip Fazıl'ın hastalığıyla mücadele ettim, araştırmalar yaptım. Ankara'da bu hastalıkla ilgilenen doktorları buldum, orada tedavisini yaptırdım. Bu hastalıkla ilgilenen kişinin kendini çocuğuna adaması lazım. Allah'a olan inancını, ümidini ve moralini kaybetmemesi lazım. Özel bir hastalık, maddi ve manevi açıdan güçlü olmanız gerekiyor. Günlük tedavi süreci var. Beslenmesine, temizliğine, ilaçlarına çok dikkat edilmesi gerekiyor. Ben ömrümü çocuğuma adadım. Bütün gün onun tedavisi ve bakımıyla ilgileniyorum."

Sağlıklı olduğu sürece oğluna en iyi şekilde bakacağını vurgulayan Şahin, şunları kaydetti:

"Kendi sağlığıma da dikkat ediyorum ki ömür boyu çocuğuma bakayım. Beni tek zorlayacak şey, maddi konular. Allah devletimize zeval vermesin, eski sistemde olsaydı çocuğuma bu şekilde bakamazdım. Çocuğum bu kadar bakımlı olamazdı, ilaçlarını alamazdık. Son yıllarda sağlıkta yapılan yeniliklerle çocuğumuz daha iyi standartlarda tedavi oluyor. Gücümüzün yetmediği ilaçları devletimiz bize ücretsiz veriyor. Çok şükür, engelli maaşı alıyoruz ancak çocuğun bakımına ancak yetiyor. Sürekli çocukla ilgilendiğim için çalışamıyorum. Evim kira olduğu için sıkıntı yaşıyorum. Tek derdim bu, yoksa beni kimse yıkamaz."

- "Onun gibi anne dünyada bulunmaz"

Necip Fazıl Özey de annesinin yaptığı fedakarlıklara değinerek, "Annem çok cesaretli ve merhametli. Bana hiç yılmadan baktı. Onun gibi anne dünyada bulunmaz. Ben baba nedir bilmedim ama anne nedir çok iyi bildim. Aslında baba nedir de bildim. Çünkü annem bana babalık da yaptı." ifadelerini kullandı.