29 Mart 2024 Cuma / 20 Ramazan 1445

FETÖ sanıkları birbirlerini iftiracılıkla suçladı

FETÖ sanıkları birbirlerini iftiracılıkla suçladı - Bayburt'ta aralarında FETÖ'nün sözde "il imamları"nın da bulunduğu 27'si tutuklu, 9'u firari 60 sanığın yargılanmasına devam edildi - Haklarında karşılıklı beyanları olan sanıklar, birbirlerini iftiracılıkla suçladıBAYBURT (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Bayburt'taki çatı yapılanması kapsamında dava açılan ve aralarında örgütün sözde "il imamları"nın da olduğu 27'si tutuklu, 9'u firari 60 sanığın yargılanmasına devam edildi.

18.10.2017 - 21:02

Bayburt Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "kamu kurumlarını zarara uğratma" suçlarından tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları, yakınları ile tanık sıfatıyla dinlenecek kişiler katıldı.

Mahkeme heyeti, dinlenen tanıkların ardından tutuklu ve tutuksuz sanıklardan son savunmaları ile taleplerini aldı.

Soruşturma kapsamında hakkında "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan dava açılan ve örgütle bağlantısı olduğu için kapatılan Bayburt Girişimci İşadamları Derneğinde (BAYGİAD) genel sekreterlik yapan tutuklu sanık Bedri Özdemir, hakkında beyanda bulunan kişilerin kendisine iftira attığını savunarak, emniyette verdiği bütün ifadeleri reddetti.

Sanık İbrahim Tahir S'nin kendisi ile ilgili beyanlarının iftiradan ibaret olduğunu savunan Bedri Özdemir, "Sanık İbrahim Tahir S, kendisini kurtarmak için bana iftira atıyor. İfadesinde boş bulduğu her yere benim ismimi yapıştırmış. Kendisini Zaman gazetesine abone ettiğimi söylüyor, yalan. Zaman gazetesinin ben baştan savma bir referans listesi oluşturduğunu düşünüyorum. O listedeki isimler doğru değildir." ifadelerini kullandı.

- FETÖ için "terör örgütü olduğu iddia edilen örgüt" savunması

Tutuklu sanık Bedri Özdemir, kendisiyle aynı davada sanık olan İbrahim Tahir S'nin kendisinin de içinde yer aldığı mütevelli grubuna sohbet verdiği yönündeki beyanlarının da iftiradan ibaret olduğunu ileri sürdüğü savunmasında şunları söyledi:

"Bahsettiği mütevelli gurubunda kendisinden başka hiç kimsenin benim bu gruba sohbet verdiğimi iddia eden bir beyanı yoktur. Kendisi derneğin yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısıdır. Bu beyanı BAYGİAD'da yapılan yönetim kurulu toplantısı veya dernek yönetiminin üyeleriyle yaptığı sektörel iş toplantılarını kastediyorsa, bu doğrudur. Terör örgütü olduğu iddia edilen örgütte benim sohbet hocası olduğumu sadece 4 ya da 5 esnaf söylüyor, bu doğru değil. Ben sohbet hocası ya da bölgeci değilim. Bu kişilere yeniden bu durum sorulursa, bu kişiler bu durumun benim söylediğim gibi olduğunu anlatacaktır."

Soruşturma kapsamında örgütün Bayburt Üniversitesi sorumlusu olduğu iddiası yer alan ve "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetme" suçundan dava açılan Cabir Kartal da hakkındaki iddiaları reddederek, böyle bir görevinin olmadığını savundu.

Sanık, örgütün Bayburt Üniversitesi sorumlusu olduğu yönünde beyan veren ve yine örgütün bölge üniversite sorumlusu Yusuf K. isimli kişiyi mesleği nedeniyle tesadüfen tanıdığını, ilişkisinin nezaket sınırları içinde resmi bir ilişki olduğunu ileri sürdü.

Hakkında beyanda bulunan Yusuf K'nin kendisini korumak ya da örgütün çözülmemesi için kendisine iftira attığını ileri süren tutuklu sanık Cabir Kartal, "Yusuf K, Bayburt'a geldiğinde beni arayıp Bayburt ketesi yemek istediğini söylerdi. Ben de kendisiyle Bayburt-Erzurum yol güzergahında, Bayburt Üniversitesinin karşısında buluşurdum ama hiçbir örgütsel görevim yoktur." şeklinde beyanda bulundu.

- Kendi evinde düzenlenen örgüt toplantılarına hiç katılmamış

Tutuklu sanık Semih Hacımüftüoğlu da FETÖ ile herhangi bir bağının bulunmadığını ve bu nedenle de tutuklu bulunmasına anlam veremediğini savunarak, tahliyesini talep etti.

Semih Hacımüftüoğlu, Bayburt kent merkezindeki yalnız yaşadığı bekar evinde bir öğretmen arkadaşının ricasıyla sohbet toplantıları düzenlendiğini ancak kendisinin bu toplantılara hiç katılmadığını ileri sürdüğü savunmasında şu ifadeleri kullandı:

"Evimde yapılan sohbetlere katılmadım, sohbetlerin içeriğini bilmiyorum. Ben suç işleme kastıyla hareket etmedim. Samimiyetle arkadaşımın evimi kullanmasına müsaade ettim. Arkadaşımın dini sohbet yapacağını beyan etmesiyle buna müsaade ettim. Ben bu meslektaşım Muhammet Hanefi Ö'yü örgütle bağlantısı olduğu için değil, meslektaşım olduğu için tanırım."