"HDP milletvekili Özkan 'Hendek Olayları'nın kilometre taşlarını döşedi"

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Muş'taki eylemleri sebebiyle yargılandığı davada Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesince hakkında kurulan hükmün bozulmasıyla yeniden yargılanan Özkan hakkındaki kararını açıkladı.

Bölge Adliye Mahkemesinin 39 sayfalık kararında, Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinde "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan verilen mahkumiyet kararının Özkan'ın avukatlarınca, "örgüt propagandası yapmak"tan yerel mahkemece kurulan hükmün de Muş Cumhuriyet Savcılığınca temyiz edilmesiyle dosyanın kendi mahkemelerine gönderildiği hatırlatıldı.

Dosyanın incelenmesiyle, terör örgütü PKK/KCK ile hiyerarşik bağ kurduğuna dair kesin delil elde edilemeyen eylemlerinin "örgüt üyeliği" suçu için aranan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk unsurlarını taşımaması nedeniyle Özkan'ın "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan cezalandırılabilmesinin mümkün olmadığı anlatılan kararda, sanığın yaptırıma bağlanan "örgüte yardım" suçunu oluşturduğu kabul edilen fillerinin nitelikleri ve işleniş biçimleri nazara alındığında bu suçun oluşumu için gerekli koşulları taşımadığına işaret edildi.

- "Milletvekili Özkan, kendisini terör örgütü ile özdeşleştirdi"

İstinaf kararında, Özkan'ın 8 Haziran 2015'te Muş Belediye Meydanı'nda HDP organizesinde düzenlenen açık hava toplantısında gruba karşı bir konuşma yaptığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Özkan'ın konuşmasında, PKK/KCK'ya karşı yürütülen iç güvenlik harekatına güvenlik kuvvetlerimizin yanında kahramanca katılarak sayısız şehitler veren köy korucularını kastettiğine kuşku bulunmayacak şekilde sarf ettiği 'Bu memleketten defolup gideceksiniz, bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini iyi biliriz' biçimindeki sözlerinin köy korucusuna yönelik tehdit suçunu oluşturduğunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, söylenen sözler ile sanığın bunları ifade ediş tarzı değerlendirildiğinde kendisini açıkça silahlı terör örgütüyle özdeşleştirdiği ve bunun örgütün sürdürdüğü silahlı mücadeleyi her anlamda benimsediği anlaşılan sanığın kast ve iradesinin dışa vurumu olduğu, sanığın arkasına aldığından emin olduğu terör örgütünün silahlı ve korkutucu gücünden istifade ederek köy korucusunu tehdit fiili bakımından her ne kadar iddianamede sevk maddesi gösterilmemişse de bu suçtan da kamu davası açılmış olduğu kanaatine varılarak sanığa ek savunma hakkı tanınmak suretiyle yargılamanın sonuçlandırılması gerektiği kabul edilmiştir."

Özkan'ın, sözlerinin örgütsel amaç doğrultusunda söylendiğine kuşku bulunmadığının altı çizilen istinaf kararında, sıradan bir vatandaşın ve özellikle de devletin sağladığı demokratik ortamdan istifade etmek suretiyle ve halkın oyuyla seçilmiş milletvekilinin sadakatle yükümlü bulunduğu anayasada ifadesi bulunan PKK/KCK'ya karşı yürütülen iç güvenlik harekatında görev alan korucuları, sırf bireysel husumeti nedeniyle hedef almasının ve hedef göstermesinin yaşamın olağan akışına ve ülke gerçeklerine uygun düşmediği kaydedildi.

- "Tarihi fırsatı heba ettiler"

İstinaf kararında, Özkan'ın milletvekili olarak seçildiği seçim sonucunda gerek örgüte müzahir kitlenin gerekse seçilmiş bir kısım siyasi parti yetkililerinin, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin ve diğer kişilerin halkın gösterdiği teveccühü ve kendilerine tanınan tarihi fırsatı heba etme pahasına ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir dil kullanarak asıl niyetlerini ortaya koyduklarına işaret edilerek, şu ifadeler kullanıldı:

"Söz gelimi bir siyasi partinin en üst düzey yetkililerinden birinin 'sırtlarını terör örgütüne dayadıklarından' bahsetme cüretini gösterdiği, yaratılan bu ortamın ve söylemlerin sonucu olarak 7 Haziran 2015'ten sonra terör örgütünün özellikle güvenlik güçlerine yönelik eylemlerinin ivme kazandığı, hendek-barikat süreci olarak adlandırılan süreçte Cizre, Şırnak, Yüksekova başta olmak üzere örgüt ve onun mensuplarıyla yürütülen mücadelede çok sayıda güvenlik görevlisinin ve korucunun şehit olduğu ve yaralandığı, ancak devletimizin kararlı adımları ve tavizsiz mücadelesiyle terör örgütünün adına 'özyönetim' ya da 'özerklik' denilen sözde amacına ulaşmasının engellendiği, kuşkusuz bu sürece bir günde gelinmediği, sanığın da yargılama konusu olaydaki tutum ve söylemleriyle yaşanan olayların kilometre taşlarının döşenmesine katkıda bulunduğu kabul edilmiştir."

- "Özkan'ın bu sözleri PKK'nın iradesi dışında söylemesi mümkün değil"

Milletvekili Özkan'ın toplantıda sarf ettiği terör örgütünün amaç ve hedeflerine uygun şekilde sözleriyle, örgütü benimsediği, içselleştirdiği ve onunla özdeşim kurduğunu gösterdiği bildirilen istinaf kararında, sanığın bu sözlerini örgütün istek ve iradesi dışında ifade etmesinin olanaklı görülmediği vurgulandı.

İstinaf kararında, bu nedenlerle isnat edilen suçlarla cezalandırılan Özkan'ın, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanlarında özellikle koruculara yönelik sözlerinin yanlış ifade tarzı olması nedeniyle pişmanlık duyduğunu belirttiği, ancak olayın ve sarf edilen sözlerin gerek terörle mücadele eden güvenlik kuvvetleri, gerekse toplumun büyük çoğunluğu bakımından incitici ve yaralayıcı oluşunun yanı sıra sanığın milletvekili seçilmekle Anayasa'ya sadakatle yükümlü olmasına rağmen Türkiye devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ilişkin sorumluluklarına aykırı davranışlarda bulunması sebebiyle cezasında takdir indirimi uygulanmasına yer olmadığı vurgulandı.

- Özkan, 7 yıl 3 ay 10 gün hapse çarptırılmıştı

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi, milletvekili Burcu Çelik Özkan hakkında Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinde verilen "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 6 yıl hapis cezasını bozarak kaldırmıştı.

Bölge Adliye Mahkemesi, Özkan'ı "tehdit" suçundan 5 yıl, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçundan 1 yıl 10 gün ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan da 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırarak, tutukluluk halinin devamına karar vermişti.