Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç:

Başdenetçi Malkoç, Sarıyer Vilayet Evi'nde düzenlenen akşam yemeğinde, Türkiye'deki farklı inanç gruplarının liderleri ve vakıf temsilcileri ile bir araya geldi.

Yemeğin ardından azınlık ve dini temsilcilerle sohbet eden Başdenetçi Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) çalışmaları ve görevleri hakkında bilgiler veren bir konuşma yaptı.

Başdenetçi Malkoç, "KDK'nın kuruluşundaki temel ilke, idarenin hizmet kalitesinin artırılmasına yöneliktir. Ayrıca bu kurum 'iyi yönetim ilkeleri' denen ilkelerin kamuda yerleşmesine gayret gösterir. İnsan hakları konusunda çalışmalar yapar. İdareyi denetleyerek şeffaflığını temin etmeye çalışır. Kısacası hak arama kültürünü yaygınlaştırmak için gayret eder." diye konuştu.

2017 yılında KDK'ya yapılan toplam başvuru sayısının 17 bin 131 olduğunu ve bu başvuruların yüzde 80'den fazlasının sonuca bağlandığını söyleyen Malkoç, "Hızlı çalışmaktayız. Çalışmalarımızda temel hedef, insanımızın memnuniyetidir. Halkın avukatlığını yaparken idareyi ya dostane şekilde çözüme zorlarız ya da tavsiye kararlarımızla idareye yol gösteririz." ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin terör örgütleriyle yaptığı mücadeleyi anlatan Malkoç, şöyle konuştu:

"Türkiye’de özellikle son 10- 15 yılda önemli mesafeler aldı. Bu vakıflar alanında da önemli mesafeler aldı. Hak ve hürriyetlerin genişletilmesi anlamında da mesafeler alındı. Demokrasi ve insan hakları konusunda epey yol alındı. Ancak bunu zehirleyen olay hepimizin bildiği gibi terör olayıdır. Eğer Türkiye’de terör, PKK, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleri faaliyet göstermemiş olsaydı, eğer 15 Temmuz darbe girişimiyle karşılaşmamış olsaydık, Türkiye, hak ve özgürlükler açısından çok daha farklı bir noktada olabilirdi."

Konuşmasında Türkiye'nin Afrin'de terör örgütlerine karşı yürüttüğü Zeytin Dalı harekatına da değinen Şefef Malkoç, şunları söyledi:

"Afrin’e yapılan terörle mücadele harekatında Türkiye şehitler, gaziler vermektedir. Ancak Türkiye’nin hem içeride hem de dışarıda olan terörle mücadelesinde bunların yapılması zorunludur, zaruridir. Çünkü Türkiye’de 3 buçuk milyondan fazla Suriyeli muhacir var. Çok şükür başka ülkelerde olduğu gibi ezilmiyorlar. Umut ediyorum ki inşallah Suriye’de, Irak’ta asayiş temin edilir, savaşlar biter, huzur bulur. Hem bölgemiz, hem ülkemiz hem de dünyamız daha adaletli olur. Türkiye’nin terörle mücadelesi de teröristler ya bu işten vazgeçer veya ortadan kaldırılıncaya devam edecektir. Terörle mücadele bir taraftan devam ederken, PKK, FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele devam ederken diğer taraftan da Türkiye 2023 hedeflerine doğru yürümektedir."

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’un konuşmasının ardından dini grupların liderleri söz alarak istek ve sıkıntılarını dile getirdi.

Fener Rum Patriği Bartholomeos, "Eskisinin aksine son senelerde biz azınlık mensupları olarak devletin, hükümetin temsilcileri ile çok rahat konuşabiliyoruz. Dertlerimizi ve problemlerimizi arz edebiliyoruz. Eskiden bu yoktu. Azınlık mensupları çekiniyorlardı, korkuyorlardı. Devletin ve hükümetin temsilcileri önünde son senelerde çok rahat konuşabiliyoruz." dedi.

Türkiye Ermenileri Patrikhanesi Patrik Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan da AK Parti hükümetlerine kadar azınlıkların birçok haktan mahrum olduklarını belirterek, "AK Parti gelinceye kadar yaşar yaşamaz bir topluluktuk. Çünkü hiçbir hakka sahip olmayan azınlık statüsüne tabi bir cemaattik. Olsun Ermeniler, Rumlar, Museviler ve diğer azınlıklar. 2002 yılında AK Parti'nin gelişinden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğindeki bu parti üzüntülü olan, asık olan suratlarımızı güldürdü. Çünkü elimizden gasp edilen malların bir bölümü iade edildi." ifadelerini kullandı.