29 Mart 2024 Cuma / 20 Ramazan 1445

"Kendi ayağına kurşun sıkan bir turizm anlayışı var"

"Kendi ayağına kurşun sıkan bir turizm anlayışı var" - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: - "Ekonomiye değer veren siyasal iktidarın turizm sektörünü gözardı etmesi mümkün değildir.

9.06.2018 - 19:49
Biz bu sektörün önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz" - "Turist geliyor doğru içki içecek. Sen içmeyebilirsin, otel sahibi, çalışanı da içmeyebilir ama turist geliyor, içki içecek" - "Türkiye'nin imajını değiştirme gibi bir görevimiz var. Bu görev hepimizin ortak görevidir. Hangi partiden olursak olalım, bu imajı değiştirmek için 24 Haziran önemli bir fırsat" - "Kendi ayağına kurşun sıkan bir turizm anlayışı var, Türkiye'nin bundan kurtulması gerekiyor"

ANTALYA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kendi ayağına kurşun sıkan bir turizm anlayışı var, Türkiye'nin bundan kurtulması gerekiyor." dedi.

Antalya'da temaslarını sürdüren Kılıçdaroğlu, kentteki bir otelde, turizm temsilcileri ve oda başkanlarıyla bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, ithalatın ihracattan fazla olduğunu belirterek, turizmin farklı olduğunu, içeride de katma değer yarattığını söyledi.

"İthalatı olmayan bacasız sanayi turizm" diyen Kılıçdaroğlu, "Turizmi geliştirmemiz gerekiyor. Altyapımız var, turizm sanayisine gönül verenler, mücadele edenler var. Uluslararası arenada büyük başarılar elde edenler var. Turizm sektörünün bu noktaya gelmesi, bu sektörün kazanacağı her doların Türkiye ekonomisine ciddi katkı yapacağını hepimizin bilmesi gerekiyor." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, turizm alanında sorunların çoğunun çözülemediğini, planlı ve tutarlı politika izlenmesi, siyaset kurumunun turizmin önemine inanması gerektiğini aktardı.

"Turizmi bir günah sektörü gibi görür ve o şekliyle yaklaşırsanız turizmi büyütemezseniz. Karşılaştığımız acı tablolardan birisi budur." diyen Kılıçdaroğlu, zengin uygarlıklara kaynaklık yapan coğrafyanın bütün dünyaya anlatılması gerektiğini vurguladı.

Kışın ve sonbaharda da turizm olması gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Turizmde başarılı olabildiğimizde, Türkiye'nin dışarıya gidip büyük ölçüde borçlanmasına gerek bile kalmayacak. Turizm tek başına Türkiye'nin döviz bağlantılı pek çok sorununa çözüm üretebilir. Cari açığımız giderek büyüyor ama turizmin kan kaybettiği süreçte bu açık daha da fazla büyüyor. Ekonomiye değer veren siyasal iktidarın turizm sektörünü gözardı etmesi mümkün değildir. Biz bu sektörün önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Bu sektörden beklediğimiz tek şey var, Türkiye'yi tanıtmak ve döviz kazandırmak. Tanıtma konusunda işbirliği yapılacak. Döviz getirme konusu bizim yeteneklerimize bağlı. Bunun için siyaset kurumunun yapması gereken önemli şey, Türkiye'nin imajını düzeltmektir."

Kılıçdaroğlu, turizmde en önemi sorunun Türkiye'nin olumsuz imajı olduğunu ileri sürerek, "İmaj çok kötüyse ne yaparsanız yapın turistler gelmeyecektir. Türkiye'nin imajını değiştirme gibi bir görevimiz var. Bu görev hepimizin ortak görevidir. Hangi partiden olursak olalım, bu imajı değiştirmek için 24 Haziran önemli bir fırsat. Türkiye'de niye OHAL var? Bu kadar gazetecinin neden hapiste olduğunu Avrupalıya anlatamıyoruz. İnsan yazı yazdı diye hapse atılır mı, atılıyor." ifadelerini kullandı.

- "Adalet çıtasını yükselteceğiz"

Adalet kavramının yara aldığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bastıran istediğini yaptırıyor. Türk kökenli bir Alman vatandaşı gazeteci Türkiye'deydi, hapse atıldı 'casus' diye. Uzun süre hapiste kaldı. İddianame düzenlenmiyor, neyle suçlandığı da belli değil. İddianame de yok. Sayın Merkel araya girdi, telefonlar edildi. Bu gazeteci arkadaşımız için gece savcı iddianameyi yazdı. Sabah hakim oturdu beraat kararı verdi. Arkasından serbest bırakılıp çıktığında eline bir mahkeme kararı tutuşturdular. Başka bir mahkeme de ona tutuklama kararı vermiş. Ama hiç tutuklanmıyor. Havalimanına gitti, Almanya'dan gönderilen özel uçağına bindi, ülkesine gitti. Siz, 'bizim ülkemizde adalet vardır' cümlesini Almanya'da anlatabilir misiniz? Bastırdın mı alıyorsun. Hangi adaleten söz ediyoruz. Adaletin olmadığı bir yere turist nasıl gelecek? Özellikle paralı turist nasıl gelecek?"

Kılıçdaroğlu, Kapadokya'daki otellerin bir kısmının kapandığını belirterek, demokrasi konusundaki söylemleri daha güçlü hale getirmek, demokrasi çıtasını yükseltmek için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.

- "Türkiye'yi turizm açısından cennete dönüştürebiliriz"

Demokrasiden beklentileri olan turizm sektörünün de sesini gür çıkarmasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Turizm konusu çok boyutlu bir alan. Oteli, işletmecisi, konaklama sahipleri, hükümetle ilişkiler var. Aralarında yaşanan çelişkiler var ama bütün bunların hepsi aşılabilir. Çok boyutlu sorunları çözebilir, Türkiye'yi turizm açısından cennete dönüştürebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sorunu aşmak için güç birliği yapmak zorundayız. Turist buraya geldiğinde gıdasını, içkisini alacaktır. Ama siz içki fiyatlarına olağanüstü, adeta intikam alır gibi zam yaparsanız, 'otellerde kokteyl nasıl yapılacak' diye, otelde çalışacak görevliye ya da işçiye bunu öğretemezseniz, eğitimini yasaklarsanız hangi turizmden söz ediyorsunuz siz. Turist geliyor doğru içki içecek. Sen içmeyebilirsin, otel sahibi, çalışanı da içmeyebilir ama turist geliyor, içki içecek. Sanki saraya giden birisi içki içmiyor mu, içiyor. Devlet başkanları bir araya gelirler, kadeh kaldırırlar. Sen içmezsin ama öbür kişi içiyor, kendi kültüründe var. Turistin kültürüne saygı duyacaksın."

Siyaset kurumunun bu konuda anlayışlı olması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Kendi ayağına kurşun sıkan bir turizm anlayışı var, Türkiye'nin bundan kurtulması gerekiyor." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, tarımda da sistemin ithalata dayanınca daha büyük sorunlar yaşandığını, onun için ülkenin kendi ürünlerini kendisinin üretmesi gerektiğini söyledi.

Toplantı basına kapalı devam etti.