16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Maliye Bakanı Ağbal: (1)

Maliye Bakanı Ağbal: (1) - "2010-2017 arasında Türkiye yüzde 6'nın üzerinde büyüdü.

22.10.2017 - 16:46
2010 yılı, 2009 yılında Türkiye'nin bütçesinin milli gelire açığının oranı yüzde 5,5'ti, biz şimdi onu yüzde 1, yüzde 2'lere kadar indirdik" - "Ekonomi kendi ayakları üzerinde duruyor. Ekonomimiz hiç olmadığı kadar sağlam ve bütün bunların içerisinde de artık bütçenin yarısını değil, bütçenin sadece 10’da 1’ini faize ayırıyoruz" - "Bütçeden en fazla kaynağı eğitime ayırıyoruz. Yaklaşık 130 milyar lira bu ülkenin eğitimi için, yarınları için kaynak ayırdık" - "Ülkenin kuzeyiyle güneyini, doğusuyla batısını, tüm ulaşım koridorlarını tamamlayacağız" - "Türkiye 21. yüzyılda kalkınma hamlesi içerisinde altyapıya çok para harcadı ama bunun faydasını ekonomide de görüyoruz. Türkiye'nin büyüme oranları yukarıya gidiyorsa hep bu yapılan yatırımlar sayesindedir" - "Ekonomimiz sağlam, güçlü bir bankacılık sistemimiz, güçlü bir kamu maliyemiz var. 2019'a giden süreçte inşallah önümüzdeki yıllarda da Türkiye yüzde 5'in üzerinde büyüyecek" - "Türkiye'de sağduyu kenetleniyor. Türkiye'de birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inanan partiler kendi aralarında daha fazla birlik ve beraberlik gösteriyor"

BAYBURT (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "2010-2017 arasında Türkiye yüzde 6'nın üzerinde büyüdü. 2010 yılı, 2009 yılında Türkiye'nin bütçesinin milli gelire açığının oranı yüzde 5,5'ti, biz şimdi onu yüzde 1, yüzde 2'lere kadar indirdik." dedi.

Ağbal, AK Parti Merkez İlçe Başkanlığının, Şair Zihni Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 6. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bugünlerde bütçe hazırladıklarını belirterek, "Maliye bakanlarının en zor zamanı. Bir sürü zorluk olabilir ama yine 2018 yılında da milletimize hizmet edecek bir bütçe yapıyoruz." diye konuştu.

Zaman zaman Parlamentodaki tartışmalarda da faiz bütçelerinden hizmet bütçelerine geçtiklerini ifade ettiğini anımsatan Ağbal, şöyle devam etti:

"1990'lı yıllarda bu ülkede bütçeler yapılırdı ama bütçeden yapılan harcamaların yarısını faize öderdik. Neden? Çünkü o dönemde ülkede siyasi, ekonomik istikrar yoktu. Türkiye bir borç batağının içerisine batırılmıştı. Türkiye 70 cente muhtaç bir ülke haline getirilmişti. Ekonomide sürekli bir şekilde kargaşa, milletten toplanan paralar millete hizmet olarak dönmüyor, birtakım başka yerlere gidiyordu. Türkiye ekonomisi bu sürdürülememezlik içerisinde 3-4 yılda bir tökezliyordu. Her tökezlediğimizde de bankalar batıyor, Türkiye'nin bütçesi adeta tarumar ediliyordu. 1990'lı yıllarda, 1994'te, 1997'de, 2001 yılında… Ortalama 3-4 yılda bir bu ülkede ekonomik krizler yaşanıyordu ve böyle bir ekonomide ne oluyordu? Ben o dönemdeki Maliye bakanlarına acıyorum, yani nasıl bütçe yapıyorlardı? Kaynak bulmak isteseniz kaynak bulamıyorsunuz."

- "Son 15 yılda AK Parti'nin yaptığı tünel uzunluğu 350 kilometre"

Ağbal, o dönemde IMF programlarının altında idare edilen bir Türkiye olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"IMF'de program yapılıyor, 2 yıl sonra o program sürdürülemiyor, o program iptal edilip bir başka program yapılıyordu. Böyle bir ortamda nasıl bütçe yapılıyordu? 100 liralık bütçe yapıyorsunuz, yarısını faize harcıyorsunuz, geri kalan yarısıyla da ne yapıyordunuz? Hiçbir şey yapamıyorsunuz. Bütün Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan tünel uzunluğu 50 kilometre. Son 15 yılda AK Parti'nin yaptığı tünel uzunluğu 350 kilometre. Bütün Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan bölünmüş yol uzunluğu 6 bin kilometre, biz geldik şimdi 25 bin kilometre."

Dolayısıyla o dönemki bütçelerle vatandaşa hizmet götürmenin mümkün olmadığına dikkati çeken Ağbal, şu değerlendirmede bulundu:

"Sağlık mı vardı o zaman? SSK hastanelerinde ben kendim de yaşadım. SSK hastanelerinde hastanızı tedavi ettiremezsiniz, yatıracak yatak bulamazsınız, alacak ilaç bulamazsınız. Okullar, nerede? Üniversiteye erişmek bir hayal. Sık sık elektrik kesintilerinin olduğu dönemleri hatırlıyoruz. Gaz lambalarıyla az mı geceleri oturduk? Şimdi gençler bilmiyorlar, bunları hep beraber yaşadık. Belediyeler o zaman hizmet mi yapıyordu? İstanbul'da çöp dağları vardı. Şimdi Allah'a şükürler olsun bütçe yapıyoruz. Ben 2006 yılından bu yana yani yaklaşık 12 yıldır bütçe yapıyorum. Allah'a şükürler olsun nereden nerelere geldiğimizi çok iyi biliyorum. Bir kere 'IMF'siz bütçe yapılamaz.' diye bir şey vardı. IMF gelir, IMF ile bütçeler yapılırdı. Biz de 2009 yılına kadar öyle yaptık çünkü devraldığımız ekonomi, devraldığımız maliye böyle bir maliyeydi ama 2009'dan sonra Türkiye kendi ayakları üzerinde duran, bütçesini kendisi yapan bir ülke oldu."

- "Bütçeden yine en fazla kaynağı ayırdığımız yerlerden biri sağlık"

Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatırlıyorum 2009 yılında IMF ile programı sonlandırırken bize diyorlardı ki 'Sonlandırmayın, biz çok alıştık bu IMF'ye. IMF giderse kamu maliyesi tekrar eski günlerine döner, Türkiye ekonomisi IMF'siz bir şekilde sürdürülemez.' Ne oldu? 2009'da IMF gitti, Türkiye Cumhuriyeti olarak kendi bütçelerimizi kendimiz yaptık. 2010-2017 arasında Türkiye yüzde 6'nın üzerinde büyüdü. 2010 yılı, 2009 yılında Türkiye'nin bütçesinin milli gelire açığının oranı yüzde 5,5'ti, biz şimdi onu yüzde 1, yüzde 2'lere kadar indirdik. Ekonomi kendi ayakları üzerinde duruyor. Bütçemizi kendimiz yapıyoruz. Ekonomimiz hiç olmadığı kadar sağlam ve bütün bunların içerisinde de artık bütçenin yarısını değil, bütçenin sadece 10'da 1'ini faize ayırıyoruz."

Bütçenin yüzde 90'ının eğitime, sağlığa, altyapıya, savunmaya, güvenliğe gittiğini belirten Ağbal, "Onun için şu anda 2018 yılı bütçe çalışmalarını yapıyoruz, AK Parti hükümetlerinin en önemli önceliklerinden birisi hep eğitim olmuştur. 2018'de de aynısını yapacağız, bütçeden en fazla kaynağı eğitime ayırıyoruz. Yaklaşık 130 milyar lira bu ülkenin eğitimi için yarınları için kaynak ayırdık." dedi.

Ağbal, bütçeden en büyük ikinci payın ise sağlığa ayrıldığına işaret ederek, "Bu kadar şehir hastaneleri, devlet hastaneleri yapıyoruz. Sağlıkta erişimi olağanüstü bir şekilde artırdık. Bütçeden yine en fazla kaynağı ayırdığımız yerlerden biri sağlık." diye konuştu.

- "3 milyon 200 bin insana ilave istihdam sağlayacağız"

Yatırıma devam ettiklerini vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:

"Bölünmüş yolları, otoyolları daha da artıracağız. Hızlı tren yatırımlarına daha fazla ağırlık vereceğiz. Ülkenin kuzeyiyle güneyini, doğusuyla batısını tüm ulaşım koridorlarını tamamlayacağız. Türkiye 21. yüzyılda kalkınma hamlesi içerisinde altyapıya çok para harcadı ama bunun faydasını ekonomide de görüyoruz. Türkiye'nin büyüme oranları yukarıya gidiyorsa hep bu yapılan yatırımlar sayesindedir. Sonra bütçeden sağlığa, eğitime, sosyal yardımlara ve sosyal hizmetlere olağanüstü kaynaklar ayırıyoruz. Eskiden sosyal harcamalar dediğimiz zaman yani engelliye kaynak ayırmak anlamında, fakir fukaranın ihtiyaçlarına kaynak ayırma anlamında bütçe çok kısıtlıydı. 2018 yılında sosyal harcamalar için bütçeden 50 milyar lira kaynak ayırıyoruz engelli kardeşlerimizin bakım ve eğitim hizmetleri için. Yine dezavantajlı grupların ihtiyaç duyduğu her türlü nakit gereksinimleri için onların sağlığı, eğitimi için daha fazla kaynak ayırıyoruz."

Ağbal, vatandaştan topladıkları kaynağı, vatandaşa hizmet olarak sunduklarını dile getirerek, "Bu açıdan Allah'a şükürler olsun ekonomimiz sağlam, güçlü bir bankacılık sistemimiz, güçlü bir kamu maliyemiz var. 2019'a giden süreçte inşallah önümüzdeki yıllarda da Türkiye yüzde 5'in üzerinde büyüyecek. 3 milyon 200 bin insana önümüzdeki süreçte ilave istihdam sağlayacağız. Türkiye yüksek büyüme oranlarına devam edecek. Bütçe açıklarımız daha da azalacak dolayısıyla yaptığımız bütçeler faiz bütçesi olmaktan çıktı artık refah bütçesine dönmeye başladı. İnşallah bunu daha da arttıracağız." ifadelerini kullandı.

Türkiye'yi kalkındıracaklarını kaydeden Ağbal, "Bizim bu millete borcumuz var. Bu millet bize güveniyor, bu teşkilatlara güveniyor, biz de bu miletten aldığımız yetkiyle miletten aldığımız görevle sizlere hizmet ediyoruz." dedi.

- "Bugün Türk siyasi tarihinde yepyeni gelişmeler yaşanıyor"

Ağbal, 2019'daki seçimlere giden süreçte ülkenin birliği, beraberliği, güvenliği için şu son yıllarda yaşanan hadiselerden çıkardıkları derslerden sonra hep beraber daha fazla kenetleneceklerini, daha fazla birlik ve beraberlik içerisinde olacaklarını söyledi.

Türk siyasi tarihinde yeni gelişmeler olduğunu vurgulayan Ağbal, "Türkiye'de sağduyu kenetleniyor. Türkiye'de birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inanan partiler kendi aralarında daha fazla birlik ve beraberlik gösteriyor. Bu anlamda gerek Bayburt'ta gerekse Türkiye'de AK Parti ve MHP'nin liderlerinin ve teşkilatlarının göstermiş olduğu bu birlik ve beraberlikten dolayı ben son derece memnunum ve inşallah bu birlik ve beraberlik Türkiye'nin içerideki ve dışarıdaki düşmanlarına karşı da çok ciddi anlamda bu milleti kenetleyecektir." diye konuştu.

Ağbal, son hadiselerin, çok daha fazla birbirlerine kenetlenmeleri gerektiğini gösterdiğini belirterek, şöyle dedi:

"2019 yılında sandıklar kurulduğunda şu andaki oluşturduğumuz birlik ve beraberliği orada da göstermemiz lazım. Gerek içerideki terör örgütleri gerekse dışarıda Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden bütün unsurlara karşı siyasi olarak başta Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın, MHP'nin Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin ortaya koyduğu kararlılık ve vizyon hepimiz için memnunuyet vericidir. Bu vizyon çerçevesinde kenetleneceğiz, bütünleşeceğiz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacak, hep beraber Türkiye olacağız."

(Sürecek)