16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

"Medya ve Güven" paneli

"Medya ve Güven" paneli - Prof.

24.11.2017 - 22:37
Dr. Vatandaş: - "Güvensizliğin çözümü de kendi öz güvenimizi yeniden inşa etmekten başlamamız gerekiyor. Ben bu güvensizlik durumunun bir iman meselesi olduğuna inanıyorum. Çünkü iman, kişinin öz güveniyle ilgili bir olaydır"

İSTANBUL (AA) - Genç Öncüler Derneğince düzenlenen, "Medya ve Güven" konulu panelde Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, "Türkiye'de Gençlik ve Güven Bunalımı" başlığıyla konuştu.

Vatandaş, Ali Emiri Kültür Merkezi Nikah Salonu'nda gerçekleştirilen panelde, toplumda güven duygusunun gün geçtikçe azaldığına işaret ederek, nedenleri ve sebeplerinin içsel bir sorgulamayla ortaya çıkarılabileceğini söyledi.

Yapılan araştırmaların, gençlerin genel itibariyle yaşadığı bir güven kaybına uğradığını belirten Vatandaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Babasına bile güvenmeyen, dolayısıyla siyasete ve topluma güvenmeyen bir gençlik kitlesiyle, nesliyle karşı karşıyayız. Peki genç olmayanlarda 'güven' problemi yok mu? Aslında onlarda da var, toplumun içerisinde tanık olduğum kadarıyla, genç adaylarının problemleri potansiyel olarak çok daha büyük. Rakamları yuvarlayarak söylüyorum, gençlerin yüzde 69'u insanlara, yaklaşık yüzde 35'i babaya bile, yüzde 50 civarında oranının ise ülkenin siyasi gidişatına ve siyasetçisine güvenmediğini görüyoruz. Bu ciddi bir problem, bu problemin özü ise insanın kendi varlığını, bilincini, iradesini sağlam bir temele oturtup oturmaması meselesidir. Yani aslında problem, kökeninde devlet, siyaset vesaire değil, insanın kendi öz benliğinde güven duygusuna sahip olup-olmamasıdır. İmanla ilişkilendirerek söylemek isterim ki insanda imani anlamda güvensizlik oluşursa, güvenilecek şeylere bile güvenmez hale gelir ve bugün insanlarımız, hiç kimseye ve hiç bir şeye en başta da kendisine bile güvenemez hale geldi. Bunun etkeni, faktörleri elbette farklı... Fakat güvensizliğin çözümü de kendi öz güvenimizi yeniden inşa etmekten başlamamız gerekiyor. Ben bu güvensizlik durumunun bir iman meselesi olduğuna inanıyorum çünkü iman, kişinin öz güveniyle ilgili bir olaydır."

- "Medyanın algıyı değiştirme meselesi yeni bir durum değil"

Senarist Uğur Uzunok da "Bakmak ve Görmek" konulu konuşmasında, "Medyanın bugün nasıl maniple ettiği ve nasıl güvenilmez hale geldiği konusu üzerinde durmak istiyorum." dedi.

'Payitaht Abdülhamid' dizisinin senaryosunu yazarken yaptığı araştırmalarda ve 100 yıl önceki gazete kupürlerinde de manipülasyon örnekleriyle karşılaştığını aktaran Uzunok, şunları kaydetti:

"Sultan Abdülhamid ile ilgili gazete haberlerinde, 'Sultan Abdülhamid Boğaz'da gençleri boğdurup, denize atıyor', 'Halkı sefalet çekerken kendisi lüks içinde yaşıyor', 'Rusya ile anlaştı, Rusya'ya kaçacak' hatta Müslümanlığına da vurgu yaparak, 'Abdülhamid aslında Müslüman değil' gibi haberler yapılmış. Bu haberler üzerinden toplum idare edilmiş ve yönetilmiş. Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilişine kadar sürede de yoğunlaşmış bu haberler."

Uzunok, günümüzde de buna benzer haberlerin yapılmaya devam ettiğini vurgulayarak, "Muhtemelen gazetelerin baskılarını tutmuşlar ellerinde, bugün tekrar basıyorlar. Arada hiç bir değişiklik de yok yani çok net bir benzerlik var. Satılık gazetecilerin Sultan Abdülhamid hakkında yazdıklarını Abdülhamid görüyor, o da aynı yönteme başvuruyor. İngiltere ve Avrupa'da çıkan çok büyük gazete yazarlarıyla temasa geçiyor, hediyeler gönderiyor ve diyor ki 'Osmanlı hakkında kötü bir şey yazmayın' ve bunun önüne geçmeye çalışıyor. Medyanın algıyı değiştirme ve çarpıtma meselesi yeni bir durum değil." dedi.

Panelin oturum başkanlığını üstlenen yazar Ayşe Şahinboy Doğan ise "Sanatçıya Güven" adlı bir konuşmasında, "Sanatçının duruşu, kimliği, bize sunduğu rol-model hali önemlidir. Biz genelde sanatçı dediğimizde oyuncuları toplum olarak değerli ve saygın görüyoruz ama bir ressamı çok fazla bilmiyoruz. Çok detaya girdiğimizde ancak bir ressamın, müzisyenin veya edebiyatçının sanatçı olduğunu görüyoruz. Çünkü gözümüzün önünde olanlar bizim için etkili oluyor. Onların da bize sundukları hayat tarzlarıyla birlikte yaptığı işler, güven ortamını sağlıyor. Bu sebeple onların yaşantısıyla doğru orantılı işleri sunması, toplumda saygınlık kazandırıyor." diye konuştu.