19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

"Mukaddes Emanetler depoda tutulmuyor"

"Mukaddes Emanetler depoda tutulmuyor" - Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof.

14.12.2017 - 20:51
Dr. Küçükaşçı: - "Mukaddes Emanetler Dairesi'nde kayıtlı 600 civarında eserimiz var. Bunların hepsi Hazreti Peygamber'e, ashabına ve Haremeyn'e ait eşyalar değil. Önemli bir kısmı o eserleri daha iyi muhafaza etmek için kullanılan mahfaza, bohça gibi şeylerdir. Bunlar da Mukaddes Emanetler arasında sayıldığı için sayı fazla görünüyor. Bazen ortaya atılan çok fazla eşya olduğu ve depoda tutulduğu şeklindeki iddialar doğru değildir"

İSTANBUL (AA) - Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı, Mukaddes Emanetler Dairesi'nde kayıtlı 600 civarında eserin bulunduğunu belirterek, "Bunların hepsi Hazreti Peygamber'e, ashabına ve Haremeyn'e ait eşyalar değil. Önemli bir kısmı o eserleri daha iyi muhafaza etmek için kullanılan mahfaza, bohça gibi şeylerdir. Bunlar da Mukaddes Emanetler arasında sayıldığı için sayı fazla görünüyor. Bazen ortaya atılan çok fazla eşya olduğu ve depoda tutulduğu şeklindeki iddialar doğru değildir." dedi.

Üsküdar Belediyesi ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün ortaklaşa düzenlediği "Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler: İstanbul'a naklinin 500. senesi" başlıklı panel, Topkapı Sarayı'nda gerçekleştirildi.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, panelde yaptığı konuşmada, kutsal olanın eşyalar olmadığını ifade ederek, "Kutsal olan o eşyalara, o mekanlara, o coğrafyalara anlam kazandıran değerlerdir. Eşyalar onun bir tecessüsü, bir şekli, bağlantı vesilesidir. Eğer siz Kudüs'ü, Mekke'yi, Medine'yi, İstanbul'u koruyamıyorsanız-sadece siyasi bir koruma değil, ruh olarak, kültür olarak, şehir dokusu olarak koruyamıyorsanız-sizin zaten mukaddesiniz ayaklar altına alınmış demektir. Bir hırkaya aşırı hürmet göstermek demek aslında Mukaddes Emanetlere saygısızlık demektir. Çünkü Peygamber Efendimizin vahiyle müjdelenişi, getirdiği değerler ve yürüdüğü yol, bize öncelikle tevhide ve tevhidin ortaya koyduğu değerlere saygı duymayı gerektiriyor." ifadelerini kullandı.

- "Osmanlı padişahları kutsal emanetlerle ilgili çok özel törenler yapmış"

Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Küçükaşçı da sarayda yer alan kutsal emanetleri ve Osmanlı Devleti'nin bunlara verdiği değeri anlattı.

Küçükaşçı, sarayda Hazreti Muhammed ile ilgili kasideler ve çok sayıda dua metinleri bulunduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Osmanlı padişahları kutsal emanetlerle ilgili çok özel törenler yapmış ancak bu törenleri de deyim yerindeyse ayağa da düşürmemişlerdir. Mukaddes Emanetler Dairesi, Cumhuriyet'in kurulmasından sonra 1967'ye kadar kullanılmamış ancak 1967'den sonra ziyarete açılmış. Daha sonra bugün Destimal Odası dediğimiz bölüm Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı zamanında açıldı. 2006 yılında günümüzdeki haline getirildi. Yıl boyu sergilenmesinde sakınca olan ya da sergilenemeyecek durumda olan emanetler dışındakilerin tamamı Mukaddes Emanetler Dairesi'nde sergileniyor. Mukaddes Emanetler Dairesi'nde kayıtlı 600 civarında eserimiz var. Bunların hepsi Hazreti Peygamber'e, ashabına ve Haremeyn'e ait eşyalar değil. Önemli bir kısmı o eserleri daha iyi muhafaza etmek için kullanılan mahfaza, bohça gibi şeylerdir. Bunlar da Mukaddes Emanetler arasında sayıldığı için sayı fazla görünüyor. Bazen ortaya atılan çok fazla eşya olduğu ve depoda tutulduğu şeklindeki iddialar doğru değildir."

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feridun Emecen, Yavuz Sultan Selim'in 8 yıllık çok kısa süreli saltanatında çok muazzam işler yaptığını ve onu anlamak için 24 yıllık idarecilik dönemini anlamak gerektiğini söyledi.

Yavuz Sultan Selim'in, Safevi tehlikesini şehzadelik döneminde fark edip mücadele ettiğini aktaran Emecen, şunları kaydetti:

"Yavuz Sultan Selim kısa saltanatı boyunca Safevileri yok etmeye yönelik politikaları devreye soktu. Benim görüşüme göre, Mısır seferi de tamamıyla Safevileri ortadan kaldırmaya yönelik planın yan ürünü olarak görülebilir. İki Sünni devletin birbiriyle çarpışması belli bir sebeple zuhur etmemişse dini açıdan son derece sakıncalıdır. Bu sebeple Yavuz Sultan Selim sefere çıkma gayesi Safeviler olduğuna göre, amacı dini sapmış bir grubun tasallutundan kurtulmaktı. Dini açıdan da aslolan İslam içerisindeki tefrikayı kaldırmaktır."

- "Kudüs bizim kutsal emanetimizdir"

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Mukaddes Emanetler'in çeşitli dönemlerde İstanbul'a nasıl getirildiği konusunda sunum gerçekleştirdi.

Padişahların Osmanlı topraklarında dağınık olan Kutsal Emanetler'i İstanbul'da toplamak için çaba sarfettiğini aktaran Afyoncu, padişahların kendilerine kutsal emanet getirenleri ciddi şekilde mükafatlandırdığını kaydetti.

Prof. Dr. İskender Pala da Mukaddes Emanetler ile ilgili edebi eserler ve şiirlere değinerek, "Bugün bizim bir Mukaddes Emanetimiz daha var. Bu emanet Topkapı Sarayı'nın sınırları içerisinde değil. Onun adı Kudüs'tür. Kudüs bizim kutsal emanetimizdir. Bunu bilmeden buradaki kutsal emanetleri sabah akşam ziyaret etsek de kar etmez." değerlendirmesinde bulundu.