19 Mart 2024 Salı / 10 Ramazan 1445

"OHAL sonrası reformlar ile AB süreci öncelikli hedef olmalı"

"OHAL sonrası reformlar ile AB süreci öncelikli hedef olmalı" - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: - "OHAL sonrası dönemde siyasi ve ekonomik alanda reformlar ile AB sürecinin canlandırılması öncelikli hedef olmalıdır" - "Aday ülke bile olmayan Ukrayna ve Gürcistan’a vizesiz seyahat hakkı verilirken, 22 yılı aşkın bir süredir Gümrük Birliği’ne tabi olan ve 13 yıldır müzakere süreci devam eden bir ülkeye aynı hakkı tanımamak kolay anlaşılabilir bir durum değildir" İSTANBUL (AA) - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, "OHAL sonrası dönemde siyasi ve ekonomik alanda reformlar ile AB sürecinin canlandırılması öncelikli hedef olmalıdır.

19.07.2018 - 12:06
" dedi.

Zeytinoğlu, İKV tarafından düzenlenen "ABD'nin Küresel Rolü ve AB ile İlişkiler: Kriz mi, Yeniden Yapılanma mı?" başlıklı panelin açılışındaki konuşmasında, son yıllarda Türkiye'nin AB'ye katılım müzakereleri sürecinde bir durgunluk yaşandığını söyledi.

AB ile ilişkilerde dönemsel gerilimler ortaya çıksa da karşılıklı sağduyu ve ortak çıkarların ilişkileri devam ettirmenin önemini gözler önüne serdiğini dile getiren Zeytinoğlu, "İKV olarak, Türkiye-AB ilişkilerine dinamizmi ve ivmeyi yeniden katacak iki konunun özellikle üzerinde duruyoruz. Bunlardan ilki Gümrük Birliği'nin güncellenmesidir. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi her iki taraf için 'kazan-kazan' durumu yaratmanın yanı sıra ikili ilişkilerin güçlendirilmesine de katkıda bulunacaktır. 2017 verilerine göre, Türkiye, AB’nin ihracatta beşinci, ithalatta ise altıncı ticaret ortağıdır. Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1996'dan bu yana geçen sürede AB, Türkiye karşısında 291,1 milyar dolar ticaret fazlası elde etmiştir. Bu durum, Gümrük Birliği’nin sadece Türkiye'ye değil AB'ye de önemli faydalar sağladığının bir göstergesidir." diye konuştu.

Zeytinoğlu, Gümrük Birliği’nin geçerliliğini yitirmiş birtakım uygulamalarını düzeltmek ve güncel gelişmelerle uyumunu sağlamak gerektiğini belirterek, AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzaladığı ülkelerin Türkiye pazarına erişebilmesinin haksız rekabete yol açtığını savundu.

AB'nin imzaladığı STA'lara Türkiye'nin taraf olamadığının altını çizen Zeytinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye’nin AB'nin ortak ticaret politikasına uyum sağlama zorunluluğuna rağmen bu politikaların oluşturulmasında söz sahibi olmaması da sorun yaratan diğer konular arasında yer almaktadır. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan etki analizinde tarımın, hizmetlerin ve kamu alımlarının Gümrük Birliği’ne dahil edilmesinin her iki taraf için de ihracat, refah ve GSYH artışı sağlayacağı tespit edilmiştir. Ayrıca Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin Türkiye’nin AB müktesebatına uyumunu arttırmak ve tam üyelik müzakerelerini hızlandırmak yolunda önemli bir adım olacağını unutmamak gerekir."


- "Son altı yılda vize için 256 milyon avro ödedik"


Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye-AB ilişkilerinde altı çizilmesi gereken bir diğer konunun ise vize serbestliği süreci olduğunu belirterek, Türkiye'nin Vize Serbestliği Yol Haritası’ndaki 72 kriterden 65’ini tamamladığını bildirdi.

AB ile ikili ilişkilerde yaşanan birtakım siyasi anlaşmazlıkların, kalan kriterlerin tamamlanmasının önünde engel oluşturduğunu ifade eden Zeytinoğlu, "Vize psikolojik bir bariyer olmanın yanında maddi olarak da önemli bir külfettir. Türk vatandaşları son altı yıl içerisinde vize başvuruları için toplamda 256 milyon avro ödemiştir. Bildiğiniz gibi Gürcistan ve Ukrayna vatandaşları AB’ye vizesiz seyahat hakkı elde ettiler. AB toplam ticaretinin yüzde 1’ini Ukrayna ve yüzde 0,1’ini Gürcistan ile yaparken, Türkiye’nin toplam ticaretindeki payı yüzde 4,1’dir. Bu şartlar altında, aday ülke bile olmayan Ukrayna ve Gürcistan’a vizesiz seyahat hakkı verilirken, 22 yılı aşkın bir süredir Gümrük Birliği’ne tabi olan ve 13 yıldır müzakere süreci devam eden bir ülkeye aynı hakkı tanımamak kolay anlaşılabilir bir durum değildir." şeklinde konuştu.

Zeytinoğlu, Türkiye kalan kriterleri yerine getirmek için gerekli adımları atmaya hazır olduğunu belirterek, bu kriterlerin de yerine getirilmesini takiben AB’nin vizeleri kaldıracağını ümit ettiğini dile getirdi.


- "OHAL'in kaldırılması, AB ile ilişkilerine yeni bir ivme kazandıracak"


İKV Başkanı Zeytinoğlu, 24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini belirterek, AB Bakanlığı'nın Dışişleri Bakanlığı ile birleştirildiğini anımsattı.

Yeni dönemde öngörülen büyüme, istikrar ve daha hızlı karar alma sürecinin, katılım müzakerelerinin olumlu seyri için bir araç olarak kullanılması gerektiğini belirten Zeytinoğlu, "İki yıldır devam eden olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının kaldırılması, Türkiye’nin AB ile ilişkilerine yeni bir ivme kazandırmak için uygun ortamı bizlere sunmaktadır. OHAL sonrası dönemde siyasi ve ekonomik alanda reformlar ile AB sürecinin canlandırılması öncelikli hedef olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Zeytinoğlu, yaptıkları kamuoyu araştırmasında, Türk halkının AB üyeliğine desteğini artırdığını görüldüğünü belirterek, Türk kamuoyunun yüzde 78,9'unun Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediği kaydetti.

Küresel ekonomide de değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini bildiren Zeytinoğlu, şunları kaydetti:

"Küresel ekonomide liberalleşme yerine korumacılığı benimseyen Donald Trump’ın 20 Ocak 2017 tarihinde ABD Başkanı seçilmesinden bu yana estirdiği korumacılık rüzgarları dikkati çekicidir. Trump’ın çok ses getiren son hamlesi ise ithal çeliğe yüzde 25 ve ithal alüminyuma yüzde 10 ek gümrük vergisi getirmek olmuştur. Bu kararın ardından AB, Kanada, Meksika ve Çin’in de aralarında olduğu birçok ülke tarafından karşı tedbirlerin alınması, ticaret savaşlarının başlamasına ilişkin korkuları artırmıştır. Uluslararası ticaretin hacmi ve rotasını etkileyecek bu gelişmeler yeni tehditlere yol açtığı gibi fırsatlara da yol açabilir.

Özellikle Türkiye açısından ABD’nin, AB ve Çin gibi önemli ticari aktörler ile karşılıklı olarak ticareti kısıtlayıcı önlemler alması bu pazarlarda arz açığı ortaya çıkması durumunu doğurabilir. Türkiye gibi yükselen güçler açısından yeni ihracat fırsatları gündeme gelebilir. Uluslararası düzenin temel paradigmalarının yeniden tartışmaya açıldığı ve küresel sistemdeki ABD hegemonyasının ve kural koyuculuğunun zayıfladığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu dönemde ABD Başkanı Trump’ın pek çok kez ek vergilerle tehdit ettiği Çin’in 'Kuşak ve Yol' gibi projeleriyle atağa geçmesi, yeni dünya düzeninde bir nöbet değişimi olarak yorumlanmaktadır."

İKV Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu'nun moderatörlüğünü üstlendiği panele, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü Bozkurt Aran, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Pınar Artıran, TEPAV Bölge Çalışmaları Program Danışmanı Dr. Nihat Ali Özcan ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Ünver Noi katıldı.