28 Mart 2024 Perşembe / 19 Ramazan 1445

Süryani kiliselerinin Diyanete devredildiği iddiası

Süryani kiliselerinin Diyanete devredildiği iddiası - Diyanet İşleri Başkanı Prof.

7.07.2017 - 01:01
Dr. Görmez: - "On gündür Avrupa'nın, Amerika'nın bütün gazetelerinde Türkiye'nin, Türkiye’de yaşayan Süryaniler'in bütün kiliselerinin, Mor Gabriel Kilisesi'nin ve ona ait olan kabristanını ve bütün topraklarını Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis ettiğine dair bir yalan haber üzerinden kara bir propaganda yapılıyor. Halbuki Türkiye bu coğrafyada hiçbir ülkenin yapmadığı bir şeyi yaptı. Bu topraklarda yaşayan ne kadar dini azınlık varsa onlara ait bütün vakıf mallarını iade etti" - "Bu ülkede yaşayan herhangi bir dini azınlığın mabedini, toprağını, mülkiyetini Diyanet olarak kabul etmeyiz. Başkasına ait olan bir mülkiyeti gasp etmek İslam’ın reddettiği bir husustur"

IĞDIR (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Avrupa ve Amerika'daki bazı gazete ile televizyonlarda Süryani kiliseleriyle ilgili çıkan asılsız iddialara ilişkin, "Bu ülkede yaşayan herhangi bir dini azınlığın mabedini, toprağını, mülkiyetini Diyanet olarak kabul etmeyiz. Başkasına ait mülkiyeti gasp etmek İslam’ın reddettiği bir husustur." dedi.

Görmez, Ulu Cami'nin açılışı ve çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Iğdır'da, polis evinde sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleriyle görüştü.

Bu yüzyılın başında büyük acılar yaşandığını belirten Görmez, "Biz de büyük acılar yaşadık. İslam dünyasına baktığımız zaman kan ve gözyaşı, son 10 yılda, son 5 yılda Şam-ı Şerif çöktü, selam şehri Bağdat çöktü, ilim merkezi Kahire çöktü, hikmetin şehri Sana, Yemen, Trablus, Libya. Coğrafyamızın her tarafında adeta ümmetin bütün çocukları ateşlere doğru hareket halinde, büyük acılar yaşanıyor." dedi.

Görmez, Türkiye'nin dünya mazlumlarının umudu olduğunu anlatarak, "Gezdiğimiz, gördüğümüz, konuştuğumuz bütün dünyalarda bir şeye daha şahit oluyoruz. O da hala o cihan imparatorluğunun bakiyesi olarak varlığını devam ettiren ülkemizin, milletimizin tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle yeryüzündeki bütün mazlumların umudu olmaya devam etmiş olmasıdır." ifadesini kullandı.

- FETÖ'nün darbe girişimi

Gelecek hafta sonunun 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü olduğunu anımsatan Görmez, o girişimin sadece bir darbe teşebbüsü değil, bu coğrafyada oynanan oyunun son halkası olduğunu dile getirdi.

Görmez, şu ifadeleri kullandı:

"O bütün mazlumların, mahrumların son umut kalesini yok etme teşebbüsüydü. Kim ne derse desin, o öyle bizim zaman zaman yaşadığımız bir darbe teşebbüsü değildi. Bir işgal, işgalin önünü açma teşebbüsüydü. O gece ben bir şeye daha şahit oldum, sadece siz ayakta değildiniz, sadece Türkiye'de yaşayan bütün kardeşlerimiz ayakta değildi, vallahi size kalben bağlı olan bütün mazlumlar ayaktaydı, yeryüzündeki tüm Müslümanlar ayaktaydı. Bunu unutmamamız lazım, biz bu topraklarda yaşarken bütün bu kendi hesaplarımızı bir tarafa bırakarak bütün bu kardeşlerimizin hesabını da dikkate almak zorundayız."

- "Süryani kiliseleriyle ilgili asılsız iddialar"

Avrupa ve Amerika'daki bazı gazete ile televizyonlarda Süryani kiliseleriyle ilgili çıkan iddiaları değerlendiren Görmez, bu yalan ve iftiralar üzerinden Türkiye'nin ve Diyanet İşleri Başkanlığının karalanmaya çalışıldığına dikkati çekti.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Türkiye'de herkesin özgürce kendi değerlerini ve inançlarını yaşamaya devam edeceğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"On gündür Avrupa'nın, Amerika'nın bütün gazetelerinde Türkiye'nin, Türkiye’de yaşayan Süryaniler'in bütün kiliselerinin, Mor Gabriel Kilisesi'nin ve ona ait olan kabristanını ve bütün topraklarını Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis ettiğine dair bir yalan haber üzerinden kara bir propaganda yapılıyor. Halbuki Türkiye bu coğrafyada hiçbir ülkenin yapmadığı bir şeyi yaptı. Bu topraklarda yaşayan ne kadar dini azınlık varsa onlara ait bütün vakıf mallarını iade etti. Hiçbir ülke iade etmezken Türkiye iade etti. Çünkü bu ülke büyük bir ülke. 4-5 asır önce bu ülkede farklı inançların mensupları bu topraklarda özgürce yaşadılar. İslam’ın emri gereği bunu yaptı ecdadımız. Şunu açıkça ifade edeyim, bu ülkede yaşayan herhangi bir dini azınlığın mabedini, toprağını, mülkiyetini Diyanet olarak kabul etmeyiz. Başkasına ait mülkiyeti gasp etmek İslam’ın reddettiği bir husustur."

Bütün mezheplerin ilahi mektebi anlamak için beşeri mektepler olduğunu belirten Görmez, "Bir kısmına Hanefi, bir kısmına Şafi, bir kısmına Caferi diyoruz. Hepsinin başında büyük bir insan var. Dolayısıyla biz dini, mümini, İslam'ı anlamak için, İslam'ın ilk asırlarında ortaya çıkan bu beşeri mektepleri ilahi mektebin önüne geçirirsek, mezhebe mensubiyetimizi İslam'a mensubiyetimizin önüne geçirirsek, bundan dolayı da birbirimizi tekfir eder, kavga eder, savaşmaya başlarsak Endülüs, Maveraünnehir, Afrika, Bağdat, Şam, Sana ve Trablus'un başına gelen bizim de başımıza gelir." görüşünü bildirdi.

Görmez, konuşmasının sonunda katılımcıları Ulu Cami'nin açılışına davet etti.

Programa Iğdır Valisi Enver Ünlü, Ankara Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri, din adamları ve çok sayıda davetli katıldı.