29 Mart 2024 Cuma / 20 Ramazan 1445

"Türkiye'nin Çatısı"nın erozyonu "ebucehil" ile son buldu

"Türkiye'nin Çatısı"nın erozyonu "ebucehil" ile son buldu - Yurdun en kurak alanları arasında yer alan Ağrı Dağı'nın etekleri, bölgede koruma altına alınan ebucehil çalısı sayesinde erozyondan kurtulup adeta yeniden canlandı - Iğdır Orman İşletme Müdürü Tazegün: - "Türkiye'nin en kurak ili Iğdır'dır.

22.06.2017 - 11:53
Bu alanda yıllık yağış miktarı 244 ile 250 milimetre arasında. Bu bitki kök sistemini çok derinlere saldığı için burada rahatlıkla yetişiyor ve bu bitki bulunduğu yerde kumun hareketini engelliyor" - Vatandaşlardan Arslan: - "Ebucehil çalısının sayısı artıp büyüdükçe tozlar kesildi. Bazı günler nefes alamaz hale geliyorduk"

IĞDIR (AA) - HÜSEYİN YILDIZ - Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın volkanik patlamaları sonucu eteğinde oluşan devasa kurak alan, erozyonu önleyen ve koruma altına alınan ebucehil çalısı sayesinde adeta yeniden hayat buldu.

Sahip olduğu rakımı itibarıyla "Türkiye'nin Çatısı" olarak anılan Ağrı Dağı eteklerinde yer alan ve yurdun en kurak alanlarından biri olan bölge, Iğdır İl Özel İdaresi ve Orman İşletme Müdürlüğünün gerçekleştirdiği çalışmalarla yeşerdi.

Ülkenin en fazla rüzgar erozyonuna maruz kalan bölgeleri arasında ilk sıralarda bulunan alan, kendiliğinden yetişen ebucehil çalısının koruma altına alınmasıyla erozyondan kurtuldu.

Kökleri metrelerce derine inen ebucehil çalısı, ilk çıkmaya başladığı günden bu güne, Iğdır, İran, Nahçıvan ve Ermenistan sınırında 13 bin 542 hektar araziyi sararak erozyonu büyük oranda durdurdu.

Yaşanan kum fırtınalarının şehir merkezi, köy ve uluslararası yollarda yaşamı durma noktasına getirdiği bölgede ebucehil çalısı sayesinde artık kum fırtınası da yaşanmıyor.

Iğdır Orman İşletme Müdürü Taner Tazegün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "ebucehil çalısı" olarak bilinen bitkinin bölgede doğal yollarla yetişen Ephedra distachya isimli bitki olduğunu söyledi.

Bu bitki türünün aşırı kuraklığa dahi dayanıklı olduğunu belirten Tazegün, "Türkiye'nin en kurak ili Iğdır'dır. Bu alanda yıllık yağış miktarı 244 ile 250 milimetre arasında. Bu bitki kök sistemini çok derinlere saldığı için burada rahatlıkla yetişiyor ve bu bitki bulunduğu yerde kumun hareketini engelliyor." dedi.

Tazegün, Ağrı Dağı eteğindeki kurak alanda sürdürülen çalışmanın bölge için çok önemli olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burası üç ülkeye sınırımız olan bir alan. Nahçıvan, İran, Ermenistan ve Türkiye noktası ve uluslararası yol. Bu bitki koruma altına alınmadan önce rüzgarlarla gelen kum fırtınası yolu kapatırdı. Kum fırtınası, buradaki vatandaşların tarım alanlarını da ister istemez bozuyordu. İnsanların sağlığı da bozuyordu. Bu çalışmalar yapıldıktan sonra bu durumlar azaldı, vatandaşlar bağına bahçesine kavuştu."

- "Kumun hareketi tamamen durdu"

Tazegün, tamamen doğal olarak yetişen çalıların hayvanlara yedirilmesi ve vatandaşların yakacak olarak kullanmasının önüne geçmek için bazı bölgelerin koruma altına alındığını belirterek, şunları aktardı:

"Bölgeyi tel örgülerle çevirdikten sonra rüzgar erozyonu ve kumun hareketi tamamen durdu. Koruma yapılan alanla koruma altında olmayan alanları karşılaştırdığımız zaman aradaki fark da net bir şekilde gözlemleniyor. Doğa her yerde her bitkiyi kabul etmiyor. Bu bitkiyi başka bir alana götürseniz yetişmez. Bu tamamen bu coğrafyaya uygun ve bu toprak yapısında yetişen bir tür. Burası aşırı kurak olduğu ve bu bitkinin de kökleri derine indiği için bu buraya doğal olarak gelmiş. Iğdır'da yağış az olduğu için çölleşmeye müsait bir il ve bu bitkinin doğal yetişme yeri de sadece Iğdır'dır."

Bölgede çiftçilik yapan vatandaşlardan Tufan Arslan, bu çalıların her geçen gün artmasıyla bölgedeki kum fırtınasının durduğunu söyledi.

Geçmişte etkili olan en küçük rüzgarda dahi etrafta toz bulutlarının oluştuğunu anlatan Arslan, "Ebucehil çalısının sayısı artıp büyüdükçe tozlar kesildi. Bazı günler nefes alamaz hale geliyorduk. Tarlalarımızdaki mahsullerimizin üzeri tozlarla kaplanıyordu, almamız gereken verimi tam manada alamıyorduk. Ama bu bitkiler sayesinde artık bu toz bulutları oluşmuyor, rüzgar çıksa dahi kum fırtınası yaşanmıyor." dedi.