19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni - AK Parti Eskişehir Milletvekili Avcı: - "Yükseköğretim Kanunu kadar merkeziyetçi olmayan bir çerçeve yasaya ihtiyacımız var.

5.10.2017 - 15:56
Bu çerçeve yasa öylesine geniş ve esnek yapılanmalı ki, her üniversite bu çerçeve içerisinde kendi özel misyonunu gerçekleştirebileceği yapılanmalara gidebilmeli" - "Önümüzdeki yasama döneminde üniversite yöneticilerini, hocaları ve öğrencileri rahatlatacak bir ortak çözümde buluşacağımızı ümit ediyorum" - YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hacısalihoğlu: - "Değer üreten ve ürettiği değeri paylaşan bir üniversite olmak istiyoruz. Bir üniversite, yeniliklerin ve üretimin merkezidir. Bunun iki öznesi vardır. Hoca ve öğrenci. Önemli olan bu iki öznenin paylaşımı, alışverişidir. O alışverişin niteliği ve kalibresi son derece kıymetlidir"

İSTANBUL (AA) - AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Yükseköğretim Kanunu kadar merkeziyetçi olmayan geniş ve esnek yapılı çerçeve bir yasaya ihtiyaç olduğunu belirtti.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi (YYÜ) 2017-2018 akademik yılı açılış törenine katılan Avcı, yeni eğitim öğretim yılının sağlık, huzur ve esenlik içerisinde hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, ''Yeni yüzyılda yeni üniversite'' başlıklı ilk dersi verdi.

Türkiye'de üniversite düzeninin temelinde, 1982'de yürürlüğe giren Yükseköğretim Kanunu ile yapılan düzenlemelerin olduğunu ifade eden Avcı, kanunda yapılan değişikliklerle iç bütünlüğünü ve tutarlılığını yitiren bir dağınıklığın ortaya çıktığını söyledi.

Ülkede 1982'de var olan üniversite ile bugünkü arasındaki uçurum nedeniyle Yükseköğretim Kanunu'nda düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Avcı, şöyle devam etti:

''Bu düzenlemeler yapılırken Türkiye'de 27 üniversite vardı. Hem sayısal olarak hem de nitelik olarak bugünle mukayese edilemeyecek bir manzaradan söz ediyorum. Bunların biri hariç tamamı devlet üniversitesi. Bugün 200'e yaklaşan üniversitemiz, ayrıca o gün olmayan vakıf üniversitelerimiz var. Vakıf üniversitelerinin bir kısmı gerçekten vakıf üniversitesi. Bir kısmı da yasa gereği özel üniversite kurmak mümkün olmadığı için mecburen vakıf üniversitesi formatında örgütlenmiş ama yasal düzenleme müsait olsa özel üniversiteye dönüşmesi gereken kurumlar. Dolayısıyla 15 yıldır bununla uğraşılıyor fakat bir türlü uzlaşı içerisinde nihai sonuca ulaşamadık. Bu işin tabiatından da kaynaklanıyor biraz. Biraz da 15 yıllık hikayenin her zaman süt liman cereyan etmemesinden kaynaklanıyor.''

Nabi Avcı, 2003'te Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Yükseköğretim Kanunu'nu düzenlemek amacıyla kendisinin de içinde olduğu bir grup bürokratın görevlendirildiğini anlatarak, düzenleme talimatının üniversitelerin görüşleri doğrultusunda güncellenmesi yönünde olduğunu söyledi.

Üniversitelerarası Kurul üzerinden çalışmaları yürütmeye başladıklarını fakat ilerleyemediklerini ifade eden Avcı, toplantılarda alınan kararların bir sonrakinde tekrar tartışmaya açıldığını gördüklerini aktardı.

- ''Merkeziyetçi olmayan çerçeve bir yasaya ihtiyacımız var"

Türkiye'nin o günlerden bu günlere geldiğini ve vesayetçi yaklaşımlardan arındığını belirten Avcı, yeni bir üniversite düzeni kurmak için Yükseköğretim Kurulu'nda çalışmalar başladığını hatırlattı.

AK Parti Eskişehir Milletvekili Avcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Eski Yükseköğretim Kanunu kadar merkeziyetçi olmayan bir çerçeve yasaya ihtiyacımız var. Bu çerçeve yasa öylesine geniş ve esnek yapılanmalı ki her üniversite bu çerçeve içerisinde kendi özel misyonunu gerçekleştirebileceği yapılanmalara gidebilmeli. Herkesin illa belli bir yapıya göre örgütlenmesi, tanımlanması yerine genel ilkeleri belirleyelim. Genel ilkeler doğrultusunda her üniversite devlet, özel ya da vakıf. Bizim yeni tasarımızın özel üniversiteye imkan veren bir boyutu vardı. Hala o kanaatteyim, özel üniversite olmalı. Özel üniversite olması gereken bazı vakıf üniversiteleri var. Özel üniversite olduğu takdirde belki çok daha farklı işlevleri de üstelenebilecek olan vakıf üniversitelerinin de önünü açmak gerekiyor diye düşünüyorum. Dolayısıyla böyle bir esnek yapıyla bir çerçeve yasayla üniversitelerimizin önünü açmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün yapılmakta olan çalışmalar da bu doğrultuda ama aynı zamanda bu anayasa değişikliği. Özellikle bundan 3 sene önce hazırlanmış olan Yükseköğretim Kanunu Taslağı'nın içinde birkaç madde vardı ki, muhalefetin bunlara yanaşmaması nedeniyle kadük kaldı. Yanaşılmayan konulardan biri de özel üniversitelerdi. Önümüzdeki yasama döneminde üniversite yöneticilerini, hocaları ve öğrencileri rahatlatacak bir ortak çözümde buluşacağımızı ümit ediyorum.''

Yükseköğretimde tıp hariç dört yıl eğitim verildiğini fakat bilginin yenilenme hızının dört yılı kaldırmadığını ifade eden Avcı, yeni yasada buna imkan verecek bir düzenleme gerektiğini belirtti.

- ''Anadilinizi çok iyi bilin, doğru ve güzel konuşup yazın"

Nabi Avcı, günümüzde gençlerin mesleğe başladıkları alanda kalmadıklarını farklı alanlara yöneldiklerini, hayata atıldıkları meslekle emekli olmadıklarını anlatarak, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:

"Teknoloji bu alandaki dönüşümü hızlandırdı. Hukukçu, hekim, mühendis de olsanız size daha sonra isteseniz de istemeseniz de kulvar değiştirmek zorunda kaldığınızda işinize yarayacak birer altın bileziğe ihtiyacınız var. Eskiler bunu meslek için kullanırdı, ben genel beceriler için söylüyorum. Bunların en başında anadilinizi çok iyi bilmek, doğru ve güzel konuşup yazmak geliyor. Hangi meslekte olursanız olun, oradan hangi alana kayacak olursanız olun, sizden beklenecek ilk özellik Türkçeyi ne kadar doğru konuştuğunuz. Buna bağlı olarak da bir ya da iki yabancı dili ne kadar bildiğiniz. Yabancı dil denilince hemen aklımıza İngilizce geliyor. İngilizceyi fazla dert etmiyorum çünkü onu zaten öğreneceksiniz. Bugün artık İngilizce öğrenmek günlük hayatın rutini içerisinde. Okullarda yabancı dil eğitimine çocuklara gramer öğretmekle başlıyoruz. Bakanlıktayken arkadaşlara söylediğim şuydu; Kapalıçarşı yöntemiyle çalışalım. Yani önceliği konuşmaya verelim. Anadilimizi gramerle öğrenmiyoruz. Türkçe zor bir dildir. Biz bu kadar karmaşık bir dili konuşabiliyorsak, İngilizceyi çok kolay öğrenebilmemiz lazım. Öğretmemek için elimizden geleni yapmışız. Yeni müfredatta çocuklar daha çabuk konuşmaya ve günlük hayata dönük öğrenmeye başladılar.''

Avcı, konuşmasının sonunda öğrencilere kitap önerilerinde bulundu.

- ''Değer üreten ve paylaşan bir üniversite olmak istiyoruz"

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu da gençlerin özne ve varlıklarının nedeni olduğunu ifade ederek, "Değer üreten ve ürettiği değeri paylaşan bir üniversite olmak istiyoruz." dedi.

Bir üniversitenin, yeniliklerin ve üretimin merkezi olduğunu vurgulayan Hacısalihoğlu, şunları kaydetti:

"Bunun iki öznesi vardır. Hoca ve öğrenci. Önemli olan bu iki öznenin paylaşımı, alışverişidir. O alışverişin niteliği ve kalibresi son derece kıymetlidir. Çok da önemli bir sorumluluk yükler size. Üniversite öğrencisi buraya kendisi isteyerek gelir. Talep edendir, sorgulayandır. Soru sormak büyük bir iştir. Hocalarımız alanlarının son derece kıymetli hocaları. Dolayısıyla onlardan alabileceğinizin maksimum düzeyini alın. Sorularla da terletin. Üniversitemizin dinamik yapısını ayakta tutmaya çalışıyoruz. Her öğrencimizin içinde saklı olan bir cevheri vardır. Hocalarımız sabırlı olun. Enerjinizi maksimize edin, o cevheri açığa çıkarın. Ona yol gösterici ve o cevherin işlenmesine ortak olun. Bunu sabırla yapacağınıza eminim.''

Törenin sonunda YYÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu ve Rektör Hacısalihoğlu, NAbi Avcı'ya plaket verdi.