Çin tarihten ibret almalı

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu / Gaziantep Üniversitesi
24.09.2021

Demir atlarla havadan gelen kovboy, gururunun kurbanı oldu ve Afgan kobrasının mağarasına girdi. Böylece karanlıktaki avcı, av oldu. Wuhan üzerinden 76 kilometre ile komşu, 100 milyar dolar keş parası elinde ve Kuşak-Yol Projesi'ne Kabil-Peşaver-Türkistan'ı eklemeye hazırlanan Çin, umarım tarihten ibret alır.


Çin tarihten ibret almalı

Afganistan'ın son iki asırdaki esas felaketinin sebebi, Rusya ve İngiltere'dir. 1800'lerden itibaren karadan denize açılmaya çalışan Rusya ve denizden, dünya ana karasına hükmetmeye çalışan İngiltere'nin çatışma noktası Afganistan olmuş ve tilki-ayı kavgasına Great Game yani "Büyük Oyun" denilmiştir. Bu kavganın da esas sebebi Afganistan'ın stratejik konumudur.

Siyaset sosyolojisinin acımasız uygulayıcısı hiç şüphesiz, 3İ'ler yani İran, İsrail ve İngiltere'dir. İran dili ve esnekliğiyle, İsrail kaba tıfıllığı ve dayı parasıyla bunu başarırken, İngiltere arkeoloji, turist kadın/altın eksenli istihbaratı ve saha çalışmalarıyla başarmıştır. Bugün dünyanın sosyolojik fay hatlarının esas mimarı ve bunun da ilk uygulama alanı olan, Osmanlıdan Ortadoğu, Ortadoğu'dan da Arap Baharı üzerinden BOP çıkaran, Sykes-Picot'nun ilk versiyonu Afganistan'ı ikiye bölen Durand Hattı (1893), yani Pakistan-Afganistan arasındaki kanlı Peştunistan'dır. İngiltere'nin Hindistan'ı işgalinden sonra yıkılan Türk-İslam devleti Babürler, esasen Afganlılarla yapılan savaşlarda zayıfladılar. Afgan Dürri Dürran'ı yani inciler incisi Ahmet Şah, Delhi'yi defalarca talan etmişti. Ancak demirden gemi, top ve tüfeklerle gelen İngilizlere karşı, mertlik bozulmuştu. İngilizler kısa sürede Hindistan'da çift sürüyordu.

Afyon ve coğrafya

Kutsal inekleri Müslümanların tepesine çıkaran İngilizlere karşı Müslümanlar, Diyobend ve Aligarh medreselerini kurarak ilk Taliban hareketini başlattılar. Avrupa'nın yükseldiği dönemde Rusların Deli Petro'su ve Japonların Meiji reformu başarılı olurken; Osmanlı'nın Avrupa esaslı Nizam-ı Cedit kurumları kısmen başarılı olmuş, Hindistan ve Çin tamamen çökmüştü. Konular bugünküyle aynıydı: Afyon ve coğrafya.

Pakistan'ın kuruluşuyla sonuçlanan ilk Taliban hareketinden sonra, Rusların işgali altında parçalanan ve Pakistan'daki akrabalarına sığınan Afganlar, burada ikinci Taliban hareketini kurdu. Esasen bugün Doğu-Güneydoğu'da dahi yaşayan ve halk tarafından ihtiyaçları karşılanan, geleneksel medreselerde yetişen öğrenciler olan II. Taliban Hareketi Ruslardan sonra çıkan iç savaşa karşı durdu ve kısa sürede Pakistan'ın desteğiyle Afganistan'ı ele geçirdi (1994-2001). Afyon'u yasaklayan, NASA üssünü gezdirmelerine rağmen ABD'nin UNOCAL petrol firmasına ihale ve misafirleri Usame Ladin'i vermeyen Molla Ömer liderliğindeki II. Taliban Hareketi, 11 Eylül olayları kumpasıyla, resmen yıkılmışsa da geçici olarak şehirlerden kırsala kışlalardan evlerine çekilmişti. Kırsala ve topluma daima hâkim olan Taliban'ın III. versiyonu, medreseler, dağlar ve Guantanamo'da Amerika'nın rahle-i tedrisinden geçtikten sonra, 15 Ağustos 2021 tarihinde tek mermi atmadan Kabil'deki başkanlık sarayına çıplak ayaklarıyla kurulmuştur.

Kurduğu hükümetle ve verdiği mesajlarla, II. Taliban döneminden daha uzman görülen III. Taliban'ın önüne, tarihte Afganistan'a kimseye nasip olmayan kırmızı halı serilmiştir.

Aşağıdaki nedenlerden dolayı normal şartlar altında, Afganistan'ın gelecek on yıllarda altın çağını yaşayacağını düşünüyorum:

1. İngiltere ve ABD'nin ibretlik akıbetinden sonra Rusya ve Çin dâhil kimsenin bir daha Afganistan'ı işgal etmeye cesaret edememesi,

2. Afganistan'ın insanlık için terör, göç ve uyuşturucu merkezi olmasını kimsenin istememesi,

3. Yuvası dağılmış Afganistan'a kimin babalık yaptığı önemli değil, önemli olan o ailenin başında birinin bulunmasının herkesin işine gelmesi,

4. Orta Asya enerji kaynakları ve Afgan dağlarındaki madenlere küreselciler ve Çin'in ihtiyaç duyması,

5. Asya'nın gözcü noktası olan Afganistan'daki güvenli yol için Taliban'a ihtiyaç duyulması,

Wahan üzerinden 76 kilometre ile komşu, 100 milyar dolar keş parası elinde ve Kuşak-Yol Projesi'ne, Kabil-Peşaver-Türkistan'ı eklemeye hazırlanan Çin, umarım tarihten ibret alır. Demir atlarla havadan gelen kovboy, gururunun kurbanı olmuş ve Afgan kobrasının mağarasına girmişti. Böylece karanlıktaki avcı, av olmuştu: 20 yılda 2 trilyon dolar ve binlerce ölüyle, bir gece arkasına bakmadan, geldiği gibi havadan kaçmıştı. Zamanı dakikalarla ölçen ve zaman sorunu olmayan, yirmi yıl sonra bile intikam aldığında acele ettim diyen Peştunvaliler kazanmıştı.

11 Eylül'den bir yıl önce...

Eylül 2000'de, neo- muhafazakâr düşünce kuruluşu Yeni Amerikan Çağı Projesi (PNAC)'nın hazırladığı belgeye göre bugün ABD yönetiminin en kilit noktalarında bulunanlar, 11 Eylül saldırılarından bir yıl önce dünyaya hâkim olma planları yapıyordu. Bugün artık küresel bir 'Pax-Americana' yaratma tasarısının, Dick Cheney (Başkan Yardımcısı), Donald Rumsfeld (Savunma Bakanı), Paul Wolfowitz (Savunma Bakan Yardımcısı), Jeb Bush (Başkan Bush'un küçük kardeşi) ve Lewis Libby'nin (Cheney'in başyardımcısı) kaleminden çıktığı bilinmektedir. Bu belge aynı zamanda 11 Eylül saldırılarını, ABD'deki neo-muhafazakârların küresel hâkimiyet arzusu için müthiş elverişli bir kalkış noktası olarak kullanıldığını da göstermektedir. BOP bu kapsamda hazırlanmıştır. 1997-2003 yılları arasında İngiltere Başbakan Tony Blair'in kabinesinde Çevre Bakanlığı'nı yürüten ve Irak savaşına karşı çıktığı için istifa eden Michel Meachar, 4 Eylül 2003'te yaptığı konuşmada şöyle demektedir:

"İsrail Ortadoğu, İngiltere ve ABD bir dünya hâkimiyeti için bu mücadeleyi yapmaktadır. ABD ve Britanya'da hidrokarbon enerji kaynakları giderek tükeniyor. 2010 yılına gelindiğinde Müslüman dünya küresel petrol üretiminin yüzde 60'ını kontrol eder hale gelecek; petrol ihraç kapasitesinin ise yüzde 95'ine sahip olacaktır. Bugün ülke içi enerji ihtiyacının yüzde 57'sini karşılayabilen ABD için bu oran 2010'da yüzde 39'a düşecek. Britanya'nın ise 2005'te 'korkunç' bir doğalgaz açığıyla yüzleşebileceği biliniyor. Britanya hükümeti, kısa süre içinde elektriğin yüzde 70'inin doğalgazdan üretileceğini ve bu gazın yüzde 90'ının ithal edileceğini açıkça söylüyor."[Radikal, 04.09.2003]

Bu noktada, Irak'ın, petrol kaynaklarının yanı sıra, 110 trilyon metreküp civarında doğalgaz kaynağına sahip olduğuna da dikkat çekmek lazımdır. Amerikan ulusal çıkarlar komisyonu, Temmuz 2000'de sunduğu raporda, dünyanın en umut vadeden yeni enerji kaynağının Hazar bölgesinde bulunduğunu ve bunun Suudi Arabistan'a bağımlılığı ortadan kaldıracağını vurguluyordu. Bunun için ABD destekli Bakü'den Ceyhan'a Hazar kaynaklarını taşıyacak bir boru hattı inşa edilmesi için kollar sıvandı. Bir diğer hatta (OAPBHP) Afganistan ve Pakistan üzerinden doğuya yönelecek ve Hindistan sınırında sona erecektir. Kısaca Doğu ve Batı'nın enerji kontrolü ABD'nin tekeline girecektir. Yani 11 Eylül saldırılarının gerekçesi olarak gösterilen nedenler, Saddam'ın kıyamet topu gibi tamamen yalandır. Tek gerçek petrol, stratejik bölgelerin işgali ve İsrail'in güvenliğinin sağlanmasıdır. Aslında yeni dünya düzeni, gerçekten yeni bir düzen değildir. CFR'nin (Central Foreign Relations) kurucularından ve en etkin üyelerinden C.P. Morgan, 11 Şubat 1950'de Amerikan sen-atosunun önünde yaptığı konuşmada diyor ki: "Bir dünya hükümeti ister istemez kurulacaktır, tek sorun bu sonuca güzellikle mi yoksa zorla mı ulaşacağımız sorunudur." ABD'de şahinler grubunun karanlıklar prensi ve Soğuk Savaş döneminin ünlü stratejistlerinden Richard Perle ise şöyle diyor:

Taliban amatör kalır...

"Hiçbir aşama yok. Bu, topyekün bir savaş. Önce Afganistan'a ardından Irak'ın icabına bakacağız ve daha sonra durum nasıl görünüyorsa şöyle bir değerlendireceğiz. Bu kesinlikle gidilmesi gereken bir yol. Eğer dünyaya yönelik vizyonumuzun devam etmesini sağlar, tamamen kucaklarsak ve akıllı diplomasi yöntemlerini kullanmaya kalkışmaz ve sadece topyekûn bir savaşa girişirsek çocuklarımız bugünden itibaren hakkımızda görkemli şarkılara söylemeye başlayacaklar" Perle bu ifadelerle bugün ilk iki aşamayı geçtiğimiz maceranın başlangıç safhasının çerçevesini çizmiştir.

2021 Haziran ayında ölen Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in Pentagon'a yönelik 'Düşünülemeyeni düşünün' talimatı Amerikalı olmayanların, dünyanın tek süper gücünün yönetiminin, Taliban'ın yaptıklarını amatör işi gösterecek derecede (DEAŞ, PYD, Irak'taki işkence fotoğrafları ve görüntüleri ne kadar profesyonelce çalıştıklarını göstermektedir) insan katliamı vadeden fanatik bir zihniyetin eline geçtiğini düşünmelerine sebebiyet verir. 11 Eylül saldırılarından sonra ABD daha önce tüm dünyayı kapsamına aldığı 1802 tarihli Monreo doktrininin kalan kısmını tamamen yırtarak saldırgan ve irrendist bir politika takip etmeye başlamıştır. Seçilen hedeflere dikkat edildiğinde akla Ame-rika jeopolitiğinde bir boşluk olarak bulunan merkezi Asya kıtası güçlerine karşı, Avrasya'yı bilfiil işgal etmek olduğu rahatlıkla görülecektir. Ancak ABD, buraların tamamında yenildi ve yıkılıyor.

@Hseyhanlioglu