Tüm Yazarlar
Mazhar Bağlı Yazıları
Terörün arkasındaki açık el: ABD'li güvenlik şirketleri
Mazhar Bağlı
Bölücü Terör örgütü PKK'nın 15 Ağustos 1985 tarihinde Siirt'in Eruh ilçesinde gerçekleştirdiği, sivil ve askerlerin şehit olduğu ilk saldırıdan bu yana tam kırk yıl geçmiş. Son bir ay içinde de yirmiden fazla askerimiz şehit oldu. Bu kanlı örgüt iç infazlar da dahil olmak üzere şimdiye kadar 50 binden fazla cinayet işledi.
Yaklaşan yerel seçimlerde ana strateji ne olacak?
Mazhar Bağlı
İstanbul için seçimi kazanmanın yolu önce mevcut başkanın kartondan bir kale olduğunu göstermek, seçim işlerini çok iyi organize etmek, kendi teşkilatını motive etmek, seçim koordinasyon merkezini çalıştırmak ve farklı sosyolojik gruplarla sahici temaslar kurmaktan geçer.
Taşları bağlamışlar kuduz köpekleri salmışlar
Mazhar Bağlı
Bugün dünyada insanlık adına büyük bir kriz yaşanmaktadır. Bu krizden kurtulmanın tek bir yolu vardır o da adil olmaktır. Adalet, gök kubbenin direğidir. O direk yok olursa gökyüzü çöker yeryüzü yok olur. Bu yaşananlar adalet ile ilgili bütün umutlarımı her gün yerle bir ediyor ve insanlığın her gün kendi sonuna doğru hızla koştuğunu görüp boğazım düğümleniyor.
Önce refîk sonra tarîk
Mazhar Bağlı
Dostluğu somutlaştıranlar bize o kavramın gerçek anlamını fısıldamış olurlar. Adil olanlar bize “El Adl”ın O'nun güzel bir esması olduğunu hatırlatırlar. Kendisinden emin olduğumuz insanlar bize Muhammed-ül Emin'in kim olduğunu anlatmış olurlar.
Hem solcu hem faşist, hem antiemperyalist hem oryantalist
Mazhar Bağlı
Kendi ideolojilerine o kadar güveniyorlar ki bir başka düşüncenin toplumda itibar görmesine bir türlü inanamıyorlar. Hem faşist hem solcu, hem millici hem Batı hayranı, hem antiemperyalist hem oryantalist, hem kendisinden razı hem de içinde bulunduğu coğrafyadan ve kültürden nefret eden bu ruh hali 1830'lardan beri var ve her geçen gün daha da ağırlaşan bir travmaya neden oluyor.
Barbie ve feminizmin varoluş sorunu
Mazhar Bağlı
Kendi varlığımızı anlamsız kılma savaşının zafere ulaşması için ilk düşürülmesi hedeflenen kale kadınların “analık” özellikleridir. Margaret Mead de Barbie de bu özelliği buharlaştırmanın derdindeler. Onları durdurmanın en etkili yolu ise o paradigmayı yapı sökümüne uğratmaktır.
Macron hükümeti yıkılsa ne yazar?
Mazhar Bağlı
Fransa yangın yerine dönse bile hepimizi bir düzene mahkum eden -Byung-Chul Han'ın dediği gibi- “Demokrasi için üretilen şeffaflık bir neo-liberalizm aygıtı” olarak işlev görmeye devam edecektir. Fransa'da kan gövdeyi götürse de Batı düşüncesinin temelini oluşturan, insanı, sahip olduğu iman, ahlak ve erdem üzerinden değil, ten rengi üzerinden tasnif etme vahşiliği bitmeyecek.
Arazi kavgalarının gerçek sebepleri
Mazhar Bağlı
Bundan yaklaşık elli sene önce dönemin “Halkçı” başbakanı Ecevit, “toprak sürenin su kullananın” sloganı ile iktidar olunca sahip olduğu romantik ideolojisini bölge halkı üzerinde denedi. Bugün gördüğümüz arazi anlaşmazlıklarının yüzde doksanı o meşhur ‘köyden kalkınma ve aydınlanma ideali'nin doğurduğu kabuslardır.
Milli iradenin kurucu iradeye dönüşmesi
Mazhar Bağlı
Bugün AK Parti siyaseten çok büyük bir başarı elde etmiştir. Bunu kurumsal bir yapıya dönüştürmezse eğer, her seçim bir öncekinden çok daha zor olacaktır. Parti, bundan sonraki seçimde belediye başkanı namzetlerini muhakkak kendi becerisi ile bir başarı hikayesi yazanlardan belirlemelidir.
‘Nankör halk!'
Mazhar Bağlı
Yeni kurulan cumhuriyetin uluslararası tanınırlığı için el mahkum çok partili seçime gidilince iktidarı kaybeden Milli Şef İsmet İnönü'ye seçim sonuçları bildirildiğinde yumruğunu sıkarak "Nankör halk" dediği rivayet edilir. O günden bugüne değişen tek şey bugünkülerin daha seçim bitmeden halka hakaret etmeye başlamalarıdır.
Kritik dönem sendromu
Mazhar Bağlı
Rakiplerimizle olan mücadeleyi ilk askeri alanda kaybettik ve esasında onları geçtiğimize bizi ikna edecek olan alan da bu alandaki başarımız olacak. Bundan dolayı da ülkedeki savunma sanayiindeki gelişmeleri sağlayanlar birer halk kahramanı olarak görülüyor.
Ulusalcı solun din ile imtihanı
Mazhar Bağlı
Bizdeki sol, sosyolojik bir soruna işaret etmek ve buna çözüm üretmek için değil halkı aşağılamak için vardır. Halkın inandığı ve hayatının merkezine oturttuğu değerlere karşı gayri nizami bir harp yürütmektedirler. Onlara göre halkın bu yobazlıktan, feodal ilişkilerden ve bağnazlıktan kurtarılması gerekir ve bunun için de "gericilikle" mücadele için her yol mübahtır, her araç meşrudur.
Beyaz Toros'un kara plakası
Mazhar Bağlı
Siyasi şiddetin, faili meçhul cinayetlerin, hukuksuzluğun, kumpasların, işkencenin ve dahi bölücülüğün sembolü olan "Beyaz Toros" ve "Yeşil" kod adlı bir katilin görsellerinin internet ortamında alenen ve kurumsal kimliği belli olan bir siteden satışının yapılabiliyor olmasını PKK bombaları kadar tehlikelidir.
Siper-i Zelzele dini bir vecibe
Mazhar Bağlı
Musul Maarif Müdürü Resul Mesti Efendi, II. Abdülhamid zamanında, Siper-i Zelzele adlı bir risale kaleme almıştır. O kitapta Resul Mesti, depreme dayanıklı evlerin nasıl yapılacağını en ince detaylarına kadar anlatmadan önce bu konuyu düşünmenin ve bir yol bulmanın dini bir vecibe olduğunu anlatır.
Depremin metafiziği
Mazhar Bağlı
Bilime tapan din kindarlarına "Leibniz, Descartes, Marx, Newton, Voltaire, Adorno gibi Batılı düşünürler hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorsanız gözlerinin içi gülecektir. Ama bu düşünürlerin tamamının deprem konusunda Gazali'nin çok gerisinde bir metafizik teoriye sahip olduklarını bilmezler.
Kitap yakmak öz mü gürleştirir?
Mazhar Bağlı
Kitap yakmak, bireyin "öz"ünü gürleştiren bir eylem değildir. Aksine kadim hikmeti yok etmektir. Evrensel olan kadim hikmettir, kutsal olandır. Binlerce yıldan beri var olan hikmete küfredilmesini hoşgörüyle karşılamanın bir erdem olduğu söylenebilir mi?
‘Yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat!'
Mazhar Bağlı
Millete hürriyet vaad edenler, yıktıkları Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine bir korku imparatorluğu kurdu. Seçimleri kaybedeceklerini anladıkları anda, 1912 yılında baskın bir seçim tertipleyip sandık başlarında hazır oy pusulaları dağıtan İttihatçılar, buna itiraz edenleri de herkesin gözü önünde darp etti.
Cumhuriyeti kim demokratikleştirdi?
Mazhar Bağlı
Cumhuriyetin tamamlayıcı özelliği olan "demokratikleşmeyi" kimler sağladı? Kim bu sistemin tesis edilmesi için bedel ödedi? Halkın iradesi ne zaman ve nasıl sisteme dahil oldu?
Kültür asıl bizim işimiz
Mazhar Bağlı
Özellikle 1923-1950 arası Türkiye'de Siyaset ve Toplum konulu kitap çalışmasını yaparken gördüm ki; Türk Devlet Aklı bu alanın çok kritik bir sosyalizasyon ajanı olduğunun farkında ve bu etki faktörlerini negatif meşruiyet sahibi bir gruba teslim etmek istemez ve etmemiş de.
Türkiye nasıl büyüyebilir?
Mazhar Bağlı
Geçtiğimiz günlerde İran, Erbil'i bombaladı ve onlarca sivil insanı hunharca katletti. PKK kendi taraftarlarına bu saldırıyı, İran-Erbil ortak harekatı olarak anlattı ve tüm bir kitleyi de buna inandırdı. Bu bozguncu mekanizma sizi de ürkütmüyor mu? İran, PKK terör örgütü ile yürüttüğü işbirliği kapsamında oradaki Kürtleri terörize etmenin peşinde. ABD Suriye'de PKK'ya özerklik koparma arifesinde. Irak Kürdistanı PKK'nın tehdidi altında gergin günler yaşıyor. Türkiye'de HDP seçimin kilit partisi haline getirildi. Bütün bunlar tesadüf olabilir mi?
Adalet ile vicdanın ayrışması: Epistemolojik faşizmin ayak izleri
Mazhar Bağlı
Esasında insanın aklında ve gönlünde var olan adalet ve vicdanın asıl bağlamı hukuki değildir. Teolojik ve metafiziktir. Bundan dolayı da kategorik olarak bir kesimi aşağılamak suretiyle büyük bir cürüm işleyen kişinin işlediği suçtan ziyade ona verilen orantısız ceza daha çok bahse konu edilmektedir. Çünkü vicdan ile adalet çelişmektedir.
Avrupa korkularını yenebilecek mi?
Mazhar Bağlı
Bugün dünyada Avrupa'yı merkezi bir aktör haline getiren esas gücü sınır belirleme yetkinliğidir. Hem fiziki sınırları belirleyebiliyor hem de din ve düşüncenin. Ortaçağda korkuları yöneten esas güç Kilise idi. Ama modern zamanlarda bu güç soyut bir paradigmaya dönüştü. Batı dünyasında Ortaçağ, korku temelli bir dönemdir. Çünkü Batılılar bu dönemde inanılmaz büyük belirsizliklerin varlığına inanırlardı. Bu korkulardan kurtulmanın biricik yolu ise güçlü bir düzen kurmak ve bilimin rehberliğinde evrenin tüm sırlarını çözecek bir yol haritası belirlemekti. Bugün yendiklerini düşündükleri tüm korkularını bitiren asıl çabanın bilimsel bilgi olduğuna inanırlar.
Hayatı ibadet gibi yaşamak
Mazhar Bağlı
Samimiydi, dosttu, mütevazıydı, kendinden emindi, engin hoşgörülüydü, bilgiliydi, dertliydi; haza bir Müslümandı. Bize de hayatı Müslümanca yaşamayı önerdi. Bir ibadet gibi yaşamayı. "Müceddid" olarak tanımlanan alimler ve bilginler dahi "asrın idrakine İslam'ı sunmaya" ve "İslam'ı pozitif bilimlerin tabii bir tezahürü" gibi göstermeye çalışırken o aksini söylüyordu; ona göre "Müslüman zamanın gözüyle İslam'a bakmaz aksine İslam'ın gözüyle zamana ve dünyaya bakar."
Kendi toplumuna yabancı dünyaya kör
Mazhar Bağlı
Batı'dan Doğu'ya görece daha hızlı transfer olan sol ideoloji belki de en çok dine ve dindarlara karşı bir öfkeyi büyüttü. Oysa ideolojik arka planında karşı olması gereken asıl sınıf sermayedarlardı ama öyle olmadı. Bugün Batı'nın yaşamını olmasa bile zihin dünyasını şekillendiren iki kutsal metinden söz edilebilir: İncil ve Komünist Manifesto.
Olgusal dünyadan metaverse aleme: Dijital sosyoloji
Mazhar Bağlı
İnsana ait olan fıtrat dijital bir sistemin eli ile yeniden inşa ediliyor. Söz gelimi merhamet, adalet, ahlak, hoşgörü ve inanç gibi konular bile teknik birer başlığa dönüşüyorlar. Oysa bunlar tamamen duygulara yönelik alanlardır ve tamamen bireysel içeriklere sahiptirler. Aydınlanma ve modernleşme sosyal bilim alanında yeni bir paradigmanın doğmasına neden oldu. O paradigma henüz rüştünü ispat etmeden yeni bir olgusal durum ile karşılaşmaktadır.
Ölümcül dilemma
Mazhar Bağlı
Hz. Adem ile Havva cennette kendilerine yasaklanan meyveyi yediklerinde kendilerinin/birbirlerinin farkına vardıklarında ilk hissettikleri duygular pişmanlık ve utanmadır. Pişmanlık vicdan/hukuk ile alakalı, utanma ise değer/etik ile ilişkilidir. Bu iki alan insanın varoluşsal önkoşullarıdır. Evrensel değerlerin ayakta kalmadığı bir toplumun içinde yetişen bireyin de ahlaki değerleri olmayacaktır. İnsanın evrensel değerlere olan bağlılığı kaybolunca suç ile arasındaki mesafe kısalır.
Doğunun kanatları ile uçmak
Mazhar Bağlı
Kültür ve Turizm Bakan yardımcısı Ahmet Misbah Demircan'ın riyasetinde yürütülen "Doğunun Kanatları" adlı program, kamunun, ülkedeki tüm sosyolojik grupların sahip oldukları kültürel mirası sahiplenmesinin açık bir örneği.
Kozmos ile sohbet vakti
Mazhar Bağlı
Bütün alemin bir parçası olmaktan kopan insanın yaşama gayesi değişir, coşkusu kaybolur. Her Ramazan bizi tekrar o atmosfere dahil eder ve ölmek üzere olan yaşama coşkusu yeniden canlanır. İnsanı evrenle kurduğu ya da kuracağı iletişim atmosferinden uzaklaştıran en büyük faktör dünyevileşmektir: Dini ibadetlerin ritüel olarak devam etmesi ama manevi içeriğinin buharlaşmasıdır.
Geçmiş ile geleceğin köprüsü
Mazhar Bağlı
Roma İmparatorluğu, egemenliği altındaki tüm coğrafyalara hukuku taşımak için muazzam yollar yaptı ve o yolların hepsi de vatandaşlık hukuku üzerinden tekrar Roma'ya çıktılar. Roma'nın yaptığı bu yolların en anıtsal durakları köprülerdir. Orduların bu coğrafyadan İslam'ı tamamen silmek için katılmış olduğu bütün harplerin anasıydı Çanakkale. Harbi kazanmak için bütün imkanlarıyla saldırdılar fakat müminlerin yüreğindeki imana çarpıp geri döndüler. Buradaki ulvi tarihsel mirası “jeopolitik strateji” gibi modern bir kavrama kurban etmekten kurtaracak olan bir yol açıldı şimdi. O yol, bu köprü sayesinde şehitliklerden geçip yüreğimize uzanacak.
Tüm ideallerin üstündeki ‘yaşamın' savaşı
Mazhar Bağlı
Bu savaş, büyük çelişkilerin yaşanmasına, yüzyıllık maskelerin akmasına, gizli planların ifşa edilmesine, bütün bir insanlığın inandığı değerlerin kontrolsüz bir güç sahibi tarafından bir gecede rafa kaldırılabilmesine giden yolun başlangıcı gibi duruyor. Çünkü en son dünya savaşı da burada bitmişti. Hesabı görülmemiş bir davanın kavgasının kaldığı yerden devam etmesi ihtimali bile insanları ürkütmektedir. İnsanlık, savaş tanrısı Ares gibi kafataslarından yaptığı piramidin son kafatasının kendisinin kafatası olduğunu düşünmekten kendisini geri duramıyor ve bu durum yeteri kadar uykuları kaçırmaya yetiyor zaten sanırım.
Siyaset yolunda Diyarbakır
Mazhar Bağlı
Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretini, ahdin yenilenmesi ve kardeşliği zedeleyen söylemin sonlandırılması çerçevelerinde okumak gerekir. "Adı kanla tarihe yazılmış olan Diyarbekir Cezaevinin" bıraktığı izleri silmeyi müjdelemesi "Sizinle ahdimizi tazelemeye geldim" demesi bununla ilgilidir. Erdoğan, Kürt meselesinin ana gövdesini oluşturan temel konuları çözdü, bölgesel farklılıkları tamamen ortadan kaldırdı. Kamu hizmetlerini her yurttaşa adil bir şekilde sundu. Kişi başına düşen milli geliri dört katına çıkardı. Kürtlerin tarihinde bir ilki gerçekleştirdi; onları asla aldatmadı. Ama ne yazık ki yetiştirdiği güller bugün, bölgede emanet ettiği aktörler tarafından yeteri kadar korunmuyor.
Bâzâ bâzâ sıvaré boze ey Hızır! *
Mazhar Bağlı
Ayrılığın, hasretin, aşk çilesinin, aşkı bir kurşun gibi göğsünde taşımanın, fedakarlığın, dünya malına temah etmemenin, metafiziğin, Hızır Nebi'nin, İsm-i Azam duasının, periler padişahının ne olduğunu, dinlediğim Tahir ile Zühre hikayesinden öğrendim desem abartmış olmam.
Coğrafya kini
Mazhar Bağlı
Kişilerin özelini ve ruh halini onlardan çok daha iyi biliyormuş tavrında olan bazı psikologların durumuna düşmek istemem ama "Katarlılara sınavsız tıp" yalanı üzerine bu kadar büyük bir aşkla atlamalarının asıl nedeni, özelde Arap kavmine, genelde Müslüman coğrafyaya karşı duydukları öfke ve kindir. Düşmana karşı verilen kurtuluş savaşını sözümona kutsayan kişilerin, o savaşta bizimle omuz omuza mücadele etmek için düğüne gider gibi ölüme koşarak Basra'dan gelen ve şehit olanların torunlarından nefret ediyor olması ve ülkeyi işgal eden "ecnebiye" karşı da özel bir muhabbet duyuyor olması nasıl bir ruh halidir sahiden? Bunu hangi disiplinin bize sunduğu yöntem ve araştırma teknikleri ile analiz edebiliriz?
Kuşakların alfabesi
Mazhar Bağlı
Toplumun zihinsel kategorilerle inşa edilmesi, istatistiki verilere dökülmesi, esasında onunla ilgili hem çok derin bir paradoksu doğurur hem de bize geniş bir okuma imkanı sunar. İstatistik, hem bir okuma aracı hem de güçlü bir manipülasyon aracına dönüşebilir. "Zaman bendedir ve mekan bana emanettir" diyerek büyüyen bir neslin zamandan kopuk olduğu iddiası ancak bir dedikodudur.
Çağdaş Deccal'in ayak izleri: Modernus
Mazhar Bağlı
Geçmişte ve gelecekteki her bir inanç sisteminin, her bir felsefi düşüncenin ve değerler sisteminin doğruluk ve geçerlilik kriteri modern teoridir artık. Kim modernizmi ne kadar onaylarsa o oranda kabul görmektedir. Bu hastalıklı bir ruh hali değil mi? Dahası zalimce bir derebeyliğe işaret etmiyor mu? Avrupa'daki ırk temelli sınıflandırma aynı zamanda düşünsel teknik beceri tasnifini de beraberinde getirdi. Toplumlar, rasyonellik durumlarına göre, mantıksal düşünce biçimlerine göre, teknik imkanlarına göre, dine karşı tutumlarına göre tasnif edilmeye başlandı. Bu sınıflandırmanın doğal sonucu ise gelişmiş ve azgelişmiş ayrımı oldu.
Memento mori! Ölümü hatırla!
Mazhar Bağlı
Antik dönemde komutanlar, büyük zaferler kazandıkları muharebelerden dönerken, gururla şehre girdikleri esnada kendilerini kaybetmesinler diye onlara ölümlü oldukları, kendilerini tanrılaştırmamaları "Memento mori", "Respice post te! Hominem te esse memento" ("Ölümü hatırla", "Arkana dön bak, sadece insan olduğunu unutma") sözleriyle hatırlatılırdı. Alman sosyolog K. Mannheim'e göre bireylerin toplumsal belirlenmişlikten ve tek bakışlı bir perspektiften kurtulmasının en basit yolu, güvenilir bilgiler üreten bilginleri veya entelektüelleri takip etmesidir. Peki aydın ve entelektüelleri kim kişisel belirlenmişliklerden ve kaprislerinden kurtaracak? Onlara fani olduklarını kim hatırlatacak?
Takke düştü kel göründü
Mazhar Bağlı
Türkiye her zaman, haklı olarak uluslararası kamuoyundan bu örgütün canice işlediği eylemlerine tepki göstermesini beklediğini ifade etmektedir. Türkiye'nin bu çağrısı PKK'nın "canilik kabiliyetine" hayran olanları ifşa etmeye matuftur. Zira PKK, "bebek katili" olacak kadar canileşebildiğini kanıtlayınca uluslararası partnerlerini çoğaltmıştır.
Kadına şiddeti bitirecek sihirli formül nedir?
Mazhar Bağlı
CHP iktidar alternatifi mi?
Mazhar Bağlı
CHP'nin söylemlerini, yönetim kadrosunu ve politikalarını akademik bir gözle irdelediğimizde; “Asıl gaye iktidara alternatif olmak mı yoksa toplumu dinamik kılan o gizli güce operasyon yapmak mı?” sorusu hep karşımıza çıkmaktadır. CHP'nin idealindeki dönem 1950 öncesidir. Peki niçin? Çünkü CHP, çok partili hayata geçişi bir “sapma” olarak görmektedir. Çok partili hayatı bir sapma olarak gören bir siyasi parti sahiden iktidar için mi vardır?
Türkiye'de bir daha darbe olur mu?
Mazhar Bağlı
31 Mart'ta isyan etmeyi aklından bile geçirmeyenleri isyancılar olarak gösterebilenlerin her an yeni bir darbe planlamayacaklarından kimse emin olmasın. Ama kiminle ve hangi enstrümanla yapılacağını tahmin etmek kolay değildir. 80 öncesi sol ideoloji görece daha güçlü bir şekilde emperyalizme karşı duruyordu ve onun için de darbe solculara yapıldı. 80 sonrasında ise İslamcılar emperyalizme karşı güçlü bir karşı duruş sergiliyorlardı ve 80 sonrası tüm darbeler de muhafazakarları hedef aldı.
PKK bedenen öldü ama ruhen hala yaşıyor
Mazhar Bağlı
Devletimizin büyük bir fedakârlıkla yürüttüğü mücadelenin sonucunda PKK bedenen öldü. PKK'yı ruhen de öldürmenin yolu ise onun Kürtlerin gönlüne giden yollarını kapatmaktan geçer. Örgütü ideolojik, diplomatik, siyasi ve ahlaki olarak çukura gömmediğimiz sürece ölüm fermanını imzalamış olmayız. “Barzani, Kürt kadınlarına tecavüz eden DEAŞ'ı koruyan Türkiye ile işbirliği içindedir” dedi... Beş altı kelimelik bir cümlede aynı anda dört yalan, beş kara propaganda ve yüzyıllık nankörlüğü yerleştirenin kim olduğunu adamın bana söylemesine gerek yok. Ben bu dili biliyorum. Bu yalanları çok dinlemişim.
Acem ile Acem olmanın alemi yok
Mazhar Bağlı
Azerbaycan'ın ahlaki üstünlüğü de elinde bulundurarak yürüttüğü mücadeleyi büyük bir zaferle taçlandırması bölgedeki tüm dengeleri alt üst etti. İran, kendi iç sosyolojik dengelerine bakmaksızın Rusya'nın da Ermenistan'ın yanında yer alacağını varsayarak pozisyon aldı ve o da aynen Ermenistan gibi kaybetti. Azerbaycan'ın elde ettiği zaferin oluşturacağı atmosfer, İran'ın içindeki Azerileri de etkileyebilir ve etkileyecek de. İran'ın gelişmelerde saf dışı bırakılması halk nazarında onun pasif ve güçsüz durumda olduğu şeklinde de yorumlanmaktadır. İran'ın buna tedbir alma refleksi ile ortaya koyduğu çaba, işlerini daha da zorlaştıracaktır.
Sosyalist militandan faşiste Uğur seni buraya alalım
Mazhar Bağlı
Bir iktidar tarzı olarak faşizmi dünyada ilk yerleştiren Mussolini siyasi hayatına sosyalist bir militan olarak başlamıştı. Daha sonra faşist oldu. Mussolini'ye göre kişiler kendileri için ahlaki, siyasi ve kültürel tercihlerde bulunamazlar, devlet onlar için bütün bu tercihleri belirler. Masterchef'teki Uğur da insanların kendileri için bir tercihte bulunmalarına tahammül etmiyor. ‘Öteki'ne karşı tahammülsüzlüğün varacağı nihai hedefin kanlı bir iç çatışma olacağı gerçeğini unutmamak lazım. Bu konuda toplumun kahir ekseriyeti son derece sağduyuludur ve bugüne kadar ülkenin birlikteliğine karşı yürütülen her operasyon o duvara çarpıp yok olmuştur.
Mesele zenci olmak değil, zenci kalabilmektir
Mazhar Bağlı
Ahmet Kekeç, ne bıraktı ve ne götürdü azık olarak yanında? Bir Müslüman olarak şahitlik edeceklerim var benim. Mütmain ve cömert bir yürekle işlediği amelleri doldurdu bohçasına. Samimiyetle inşa ettiği kardeşlik halesi bıraktı geride. Dostluk bıraktı ve sağlam bir duruşu, zenci kalabilmeyi götürdü yanında.
Tarikatların yolundaki 'devlet' durağı
Mazhar Bağlı
Toplumsal yapının temel taşları olan dini değerleri yaygınlaştırmak isteyen vakıflar ve toplumun vicdanını eğiten tarikatlar devlet ile son derece sahih bir ilişki içinde olmalıdır. Zira bu ilişkiden doğan sonuçlar sadece bahse konu olan kişi, vakıf veya dergah ile sınırlı kalmamaktadır.
İnsanın değişebilme kabiliyetine ne oldu?
Mazhar Bağlı
İnsan, kendisinin yapması gereken her şeyi, ama her şeyi ya bir teknolojiye ya bir kamu kurumuna ya da bir başka mekanizmaya ihale etmiş durumda. Bir başkası ibadet etsin ama sevabını ben alayım, çocuğu ben yapayım ama bir başkası onu eğitsin, acılar var olsun ama beni bulmasın, hüzün dağlara yağsın ama ben o dağların çiçeklerini seveyim psikolojisi içinde herkes.
Vaiz vaazını belirler
Mazhar Bağlı
Elimizdeki bütün metinlerin doğruluk kriteri günümüzün egemen paradigmasıdır artık. Dinleri de kültürleri de yaşam biçimlerini de kendisine uydurmaya zorlayan bu “iktidar” her ne kadar özgürlükten bahsetse de bu asla doğru değildir. Onların sınırlarını çizdiği alanda kalarak özgürlükten bahsedebilirsiniz.
İnsanlığa en büyük felaketi yaşatacak asıl konu nedir?
Mazhar Bağlı
Artık toplum tarihinde yeni bir dönem başladı. Ama ne var ki bu sadece çarpıcı bir isimlendirmeye konu olacaktır, “post korona” kavramı literatüre girecektir. Beşeri ideolojilerin bizi davet ettiği yerin bir çıkmaz sokak olduğu görüldü. Peki insanlığa en büyük felaketi yaşatacak asıl konu nedir?
Modern insan en büyük iddiasıyla imtihanda
Mazhar Bağlı
Mitolojiye, doğmalara ve metafizikî öğretilere nesnel akılla karşı koyan aydınlanmacı zihniyet, her şeyi kapsayan bilginin sahibi olduğunu varsayarak dünyayı dizayn etti. Korona Virüs'ün tesiri ile oluşan toplumsal psikoloji, bu kusursuz olma iddiasındaki paradigmanın eksik kalan tarafını gün yüzüne çıkardı. Modern tıp bugün, insana sağlık sunmayı aşan çok daha büyük bir imkana dönüştü. İnsanı tanrılaştırdı. Ve modern insan şu an sahip olduğu en büyük iddiası ile imtihan ediliyor.
FETÖ’nün köklerini bu mahallede aramayın
Mazhar Bağlı
PKK ne kadar Kürtlerle ilgili ise FETÖ de o kadar muhafazakarlarla/Müslümanlarla ilgilidir. Bu çetenin köklerini kimse bu mahallede aramasın. Başka bir dünyanın yetişmesidir. Zaten böyle olduğu için de bu millet, bunun bir habis ur olduğunu gördüğü anda gereğini yaptı. Onları kim toplumun içine dahil ediyorsa siyasi “ayak” olan Truva atı da odur.
Suriyeli misafirler, göçün kutsiyeti ve millet olmak
Mazhar Bağlı
Göç, insanoğlunun var olma hikâyesinin bir başka dildeki adıdır. İlk atamız olan Hz. Âdem’in bu dünyaya gelişi, yerleşmesi ve bıraktığı mirası, sadece göç metaforu üzerinden okumak dahi mümkündür.