Son dakika... Bakan Gül: Yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı'nı hazırlıyoruz

Bakan Gül ve Çavuşoğlu, İnsan Hakları Eylem Planı'nın Uygulanmasını ve Raporlanmasını Destekleme Projesi'nin açılış toplantısında konuştu. Bakan Gül, "Hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi için yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı'nı hazırlıyoruz. " dedi. Çavuşoğlu ise, "Başta parlamenter kanat olmak üzere Avrupa Konseyi'nin siyasi saiklerden uzak, tarafsız ve yapıcı bir tutumda olmasını bekliyoruz." şeklinde konuştu.

9 Aralık 2019 Pazartesi 07:00
Güncel Haberleri

AA



Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İnsan Hakları Eylem Planı'nın Uygulanmasını ve Raporlanmasını Destekleme Projesi'nin açılış toplantısında konuştu. 

Bakan Gül konuşmasında, Mevlana'nın 1948'de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinden yedi asır önce "Bütün insanlar kardeştir/Ne kul vardır, ne köle" diye seslendiğini söyledi.

Mevlana düşüncesindeki bu bütüncül insan hakları anlayışının, insan onuru, insanın yaratılışta gaye varlık oluşu, kainatta birlik ve eşitlik ilkelerine dayandığını dile getiren Gül, demokrasilerde iyi işleyen bir yargı sisteminin varlığının tartışılmaz bir ihtiyaç olduğunu, bunun aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmanın da vazgeçilmez gereği olduğunu kaydetti.

Gül, demokrasinin insan hakları ekseninde güçlendirilmesi ve yargı sisteminin daha iyi işlemesinin sağlanmasının sadece güncel ihtiyaçların değil, kültür ve medeniyet kodlarının da bir gereği olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin, dinamik toplumsal yapısıyla sürekli değişmekte ve her alanda gelişmekte olduğunu vurguladı.

Kamu kurumlarının da bu gelişmelere uygun bir yenilik ivmesini yakalaması için reform politikalarını hayata geçirerek toplumsal dinamiklere uygun yapısal dönüşümleri gerçekleştirmesinin şart olduğunu ifade eden Gül, "Amacımız toplumsal taleplerin karşılanması, vatandaşlarımızın etkili ve daha kaliteli adalet hizmetini makul sürede alabilmesini sağlamaktır. Bunu sağlamak için ülke olarak vakit kaybına tahammülümüz yoktur." diye konuştu.

- "İyi işleyen bir yargı sistemini oluşturmayı millete borç biliyoruz"

Gül, Yargı Reformu Stratejiyle başlayan reform sürecini, iç ve dış paydaşların katkılarıyla yürüteceklerini belirterek, uygulamada ve mevzuatta karşılaşılan sorunları çözmeye devam edeceklerini, insanların ihtiyaçlarına cevap veren, toplumun geleceğine ışık tutan bir hukuk düzenini ve daha iyi işleyen bir yargı sistemini oluşturmayı millete karşı borç bildiklerini kaydetti.

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin bu bakış açısıyla hazırlandığına işaret eden Gül, belgenin 2019-2023 yıllarını kapsadığını ve bu dönemin yol haritasını oluşturduğunu, bu süreçte vizyonu da "Güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi" olarak belirlediklerini anlattı.

Gül, belgenin aynı zamanda Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin de bir parçası olduğunu vurgulayarak, ancak bu süreç ne yönde evrilirse evrilsin reform adımlarıyla ülkenin hak ettiği yargı sistemini, daha iyi bir yargısal işleyişi oluşturmakta kararlı olduklarını söyledi.

Belgeyi oluştururken barolarla gazeteci ve aydınlarla sivil toplum kuruluşlarıyla uluslararası kuruluşlarla temasa geçip herkesin görüşünü alarak bir Türkiye belgesi haline gelmesini sağladıklarını dile getiren Gül, Yargı Reformu Stratejisi belgesinde hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması ve geliştirilmesi amacıyla yeni bir insan hakları eylem planının hazırlanmasının da öngörüldüğünü anlattı.

Gül, hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesinin bütün ülkeler için önde gelen bir ihtiyaç olduğunu belirterek, "Demokrasi ancak bu şekilde gelişecek, bireysel ve toplumsal güven ancak bu şekilde sağlanacaktır. Hak ve hürriyetler alanında şimdiye kadar sağladığımız kazanımları korumak ve bu alanı daha da geliştirmek istiyoruz. Geçtiğimiz süreçte başta Anayasa ve temel yasalarda olmak üzere çok önemli değişiklikler yapılmıştır." şeklinde konuştu.

Bu kapsamda yapılan Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının getirilmesi, askeri mahkemelerin kaldırılması ve sivil-askeri yargı ayrımına son verilmesi gibi değişikliklere değinen Gül, şöyle devam etti:

"Elbette bu mevzuat değişikliklerine yenilerini de eklemek zorundayız. Kuşkusuz, hukukun üstünlüğü ilkesi ve ifade özgürlüğünü de içeren temel hak ve özgürlükler demokrasinin özünü oluşturmaktadır. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak, insan onurunu koruyan, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistemin tesisi ve muhafazası temel görevimizdir. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi demokratik sistemlerin temelini oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini kabulünden bu yana insan hakları anlayışı sürekli değişmiş, hak ve özgürlüklerin içerdiği değerler gelişerek bunlara yenileri eklenmiştir."

- AİHM'e başvurular azaldı

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye'nin Avrupa Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarla yakın bir işbirliği içerisinde çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.

Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkanının tanınmasının insan hakları açısından tarihi bir adım olduğunu dile getiren Gül, böylece vatandaşların olası mağduriyetlerinin önüne geçildiğini, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan başvuruların önemli ölçüde azaldığını kaydetti.

Gül, Anayasa Mahkemesi ve AİHM nezdindeki süreçlerin büyük önem taşıdığını belirterek, "Bir yandan bu süreçlerin daha iyi yürütülmesine yönelik kapasiteyi güçlendirirken diğer yandan ihlal sebeplerine ilişkin kalıcı çözümler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz." dedi.

Bu kapsamda müstakil birim olarak kurulan İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı'nın kapasitesinin artırıldığını, İnsan Hakları Tazminat Komisyonu'nun da yetki alanının genişletildiğini vurgulayan Gül, böylece vatandaşın iç hukukta hak arama yollarının daha da genişletildiğini, AİHM nezdindeki davalarda da önemli ölçüde azalma sağlandığını anlattı.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, şöyle konuştu:

"Hak ve özgürlüklerin daha geliştirilmesi için Yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıyoruz. Bu kapsamda yapacağımız düzenlemeler demokrasimizin daha da güçlendirilmesine hizmet edecektir. Temel hak ve özgürlükler alanında yeni adımlar atılacaktır. İlk Eylem Planı 2014'te hazırlanmıştı. Bu planda sadece AİHM nezdindeki ihlal alanlarını çözmeye yönelik faaliyetler öngörülmüştü. Yeni Eylem Planında ise AİHM kararlarının yanı sıra diğer uluslararası belgeleri de titizlikle inceleyerek insan hakları alandaki yeni gelişmeleri de dikkate almaktayız. Bu eylem planını da katılımcı bir anlayışla sürdüreceğiz. Sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, bütün paydaşlar yanında Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi gibi dış muhataplarımızın da görüş ve önerilerini alacağız. Böylece bu reform belgesinin de 82 milyonun eylem planı olmasını hedefliyoruz."

Özellikle yargı bağımsızlığı başta olmak üzere her türlü konuda, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve korunması çerçevesinde bir yol haritası oluşturulacağına işaret eden Gül, tüm bakanlıkların ve hükümetin bu alanda bir yol haritası ve hükümet planı olacağını kaydetti.

- "Terörle mücadele bir insan hakkı mücadelesi"

Abdulhamit Gül, bugün açılışı yapılan "İnsan Hakları Eylem Planının Uygulanması ve Raporlanmasının Desteklenmesi" projesi kapsamında, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma ve ifade özgürlüğü alanlarında ihtiyaç analizleri yapılmasını öngördüklerini anlattı.

Birinci paketin kanunlaştırıldığını anımsatan Gül, bu paketle insan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla reform niteliğinde değişiklikler yapıldığını, adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğüne ilişkin pek çok yenilik bulunduğunu hatırlattı.

Gül, hangi düzenleme getirilirse getirilsin iyi kanunun iyi uygulamayla hayat bulacağını ve reformlara katkı sağlayacağını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Terörle mücadelenin de bir insan hakkı mücadelesi olduğunu hatırlatmak isterim. Türkiye FETÖ, PKK, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele ederken insan hakları temelinde bu mücadelesini yapmaktadır. Suçluların iadesine yönelik, Türk yargı mercilerinin iade taleplerine de uluslararası sözleşmeler çerçevesinde destek verilmesi, taleplerin yerine getirilmesi Türkiye'nin uluslararası belgelerden kaynaklanan bir hakkıdır, talebidir. Bunun da terörle ortak mücadele anlamında çok önemli olduğunu düşünüyorum."

"AVRUPA KONSEYİ'NİN TARAFSIZ VE YAPICI BİR TUTUMDA OLMASINI BEKLİYORUZ"
 
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu törene katılmaktan ve bu vesileyle Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric'i Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu dile getirdi.
 
Buric'in ziyaretinin, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nden bir gün önceye denk gelmesinin de ayrıca anlamlı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bu etkinlik dolayısıyla Adalet Bakanlığı'na ve bakanlık çalışanlarına teşekkür etti.
 
Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi'nin kuruluşundan bu yana geçen 70 yıl zarfında demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü temel değerler olarak kabul eden köklü bir örgüt haline geldiğini, özellikle Soğuk Savaş'ın bitmesi ve blokların dağılmasından sonra Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Buric'in ülkesi de dahil olmak üzere birçok orta ve doğu Avrupa ülkesinin bugün AB üyesi olması yolunda da Avrupa Konseyi'nin önemli bir rolü ve katkısı olduğunu ifade etti.
 
Türkiye'nin de kurucu üyesi olduğu bu örgütten önemli kazanımlar elde ettiğini aktaran Çavuşoğlu, ilişkilerin karşılıklı yarara dayalı şekilde her geçen gün daha da güçlendiğini, zor zamanlarda birlikte çalışma kültürünü edindiklerini, her iki tarafın da bundan faydalandığını belirtti.
 
Başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, Türkiye'nin örgütün oluşturduğu ortak hukuk sisteminin bir parçası haline geldiğini anlatan Çavuşoğlu, "Bugün Türkiye, 121 sözleşmeye taraftır. Diğer sözleşmelere da taraf olmak için çalışmaları sürdürüyoruz. Aynı zamanda Avrupa Konseyi'nin değişen dünya koşullarına uyum ve yeni sınamalara etkin karşılık verme çalışmalarına da çok ciddi katkılar sağladık." dedi.
"Avrupa Konseyi'nin tarafsız ve yapıcı bir tutumda olmasını bekliyoruz"
 
Çavuşoğlu, yüce Türk milletinin en yüksek standartları hak ettiği anlayışından hareketle demokrasiyi sağlamlaştırmak için yoğun çaba gösterdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
 
"Temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi her zaman öncelikli hedeflerimiz arasında yer aldı. Bu irademizi özellikle 2000'li yılların başından bu yana devrim niteliğindeki somut adımlarla ortaya koyduk. Son 20 yılda Avrupa Konseyi standartları ve Avrupa Birliği Müktesebatı ile uyumlu 2 binden fazla yasa çıkardık. Tüm bunları terör illetine, düzensiz göçün getirdiği ağır yüklere ve hain darbe girişimine rağmen yaptık. Avrupa Konseyi üyeliğimiz bu süreçte bize önemli bir zemin sundu. Avrupa Konseyi'nden aldığımız desteği bundan sonra da görmeyi arzu ediyoruz.
 
Yapıcı eleştirilere her zaman açık olduğumuzu söylerken samimiyiz. Başta parlamenter kanat olmak üzere Avrupa Konseyi'nin de siyasi saiklerden uzak, tarafsız ve yapıcı bir tutumda olmasını bekliyoruz. Aynı zamanda Avrupa Konseyi'nin yükselen popülizm, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı gibi ortak değerlerimizi sarsmaya başlayan güncel sorunlara etkin karşılık verme yönündeki çabaları da yoğunlaştırmasını bekliyoruz. Bugün, ideolojilerin, aşırıcılığın, ortak değerlerimizi ve kurumumuzu kökten sarsmaya başladığını üzülerek görüyoruz. Sayın Genel Sekreter'e bu konularda yapacağı tüm çalışmalara her türlü desteği vereceğimizi bir kere daha vurgulamak isterim."
 
"Türkiye, Avrupa Konseyini daha güçlü kılmak için katkılarını sürdürecektir"
 
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Avrupa Konseyi değerleri ve standartları ile aday ülke olduğu Avrupa Birliği Müktesebatı'nın reform çalışmalarında her zaman yol gösterici olduğunu söyledi.
 
Bakan Çavuşoğlu, Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) kapsamında ve Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi arasındaki yatay destek programı kapsamında finanse edilen ve bugün açılışı yapılan projenin çok yönlü iş birliğinin son örneklerinden biri olduğunu söyledi.
 
İnsan Hakları Eylem Planı'nın hazırlık aşamasında da Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin katkılarını aldıklarını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, bu iki farklı örgütün, özellikle üye olmayan bölgelerde ve komşu bölgelerde iş birliğinin çok daha faydalı olduğunu düşündüklerini belirtti.
 
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Avrupa Konseyi'ni daha güçlü kılmak, bina ettiği ortak değerleri koruyup ileri seviyelere taşımak için katkılarını sürdüreceğini sözlerine ekledi.