Yakup KÖSE

ykose@star.com.tr

Taarruz stratejisine saldırı

- Yakup KÖSE tüm yazıları

Irak'ın kuzeyinde teröre karşı konuşlanan askerlerimize yönelik saldırıda 9 şehit verdik. 4 askerimiz de gazi oldu.

Bu saldırıyı ve bundan önceki saldırıları kim yaptı?

Cevabını herkesin bildiği ama malum cevabı pek de yüksek sesle seslendirmediği bir soru?

"Saldırıyı terör örgütü PKK yaptı" demek mevzunun üzerini örtmek demektir.

PKK'ya silahı hangi ülke veriyorsa...

Özel Kuvvet askerlerini gönderip PKK'lı teröristleri eğitiyorsa saldırıyı o ülke yapmıştır.

Bilmece çözmeye gerek yok.

Askerlerimizi şehit eden saldırılardan ABD sorumludur!

"Efendim ABD PKK'ya silah vermiyor, YPG'ye veriyor." diyenler çıkacaktır. Biliyorsunuz PKK'da üç harfliler bitmez: YPG, PYD, SDG... Kendilerini saklamak için alfabedeki tüm harflerle kombin yapıyorlar.

"Efendim ABD PKK'ya silah vermiyor, YPG'ye veriyor." diyerek küçük beyinleriyle bizleri kandıracaklarını sananlara bakın bu aklı kim veriyor. 2018 tarihli Anadolu Ajansı'nın haberini beraber okuyalım: "ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, geçen yıl ABD'nin önemli düşünce kuruluşlarından Aspen Enstitüsünün Colorado eyaletinde gerçekleştirilen yıllık güvenlik toplantısında terör örgütü PKK/PYD ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu.

PKK/PYD ile yakın çalıştığını anlatan Thomas, şunları söylemişti:

"Onlar kendilerine resmi olarak YPG diyorlardı ki Türkler, bunun PKK ile aynı olduğunu söylüyor ve 'Benim terörist bir düşmanımla muhatap oluyorsunuz, bunu müttefik olarak nasıl yapabilirsiniz?' diyordu. Biz de bunun üzerine onlara isimlerini değiştirmeleri gerektiğini söyledik. Mesela, YPG dışında kendinizi nasıl adlandırmak istersiniz? Bir gün sonra adlarının 'Suriye Demokratik Güçleri' olduğunu ilan ettiler.

Adlarının ortasına 'demokratik' ifadesini koymalarının zekice bir hamle olduğunu düşündüm. Bu, onlara bir miktar itibar sağladı."

ABD'nin, adına kadar karıştığı bir terör örgütünün eylemlerine karışmaması, yönlendirmemesi düşünülemez.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Yeni Türkiye, savaş stratejisini taarruz ruhu üzerine kurdu. Düşmanın gelmesini beklemek yerine düşman neredeyse orada olmak ve düşmanı yerinde imha etmek stratejisi.

Mezkûr strateji başarılı da oldu ve ülkemizde terör olayları neredeyse sıfır düzeyine indi. Ayrıca doğu ve güneydoğu sınırlarımız üzerine hülyalara dalanları da hülyalarından uyandırdı.

Türk ordusu bölgede alan hâkimiyetini arttırırsa, terör devleti İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayali ne olacak?

İşte bu sebepten saldırıyorlar. Görülüyor ki bir süre daha PKK'yı önümüze sürecekler ama ABD/İsrail'le şimdiye kadar örtülü olan çatışma nihayetinde birebir çatışmaya dönüşecektir.

9 şehidin ardından Başkan Erdoğan liderliğinde yapılan güvenlik toplantısı sonrası yapılan yazılı açıklamadaki şu 3 madde Türkiye'nin her şeyin farkında ve her şeye hazır olduğunun işareti:

"1- Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasına yönelik tehditleri kaynağında engelleme ve imha etme stratejisi çerçevesinde terör örgütü PKK/YPG/KCK ve destekçileriyle mücadelesini azim ve kararlılıkla sürdürmekte olduğunu açık ve net bir biçimde ifade ediyoruz.

2- Meşru müdafaa hakkımız ve ikili anlaşmalar çerçevesinde, nerede bir terör tehdidi, kampı, sığınağı, oluşumu veya kümelenmesi varsa arkasında kim olduğuna bakmadan, kalıcı olarak imha etmek temel önceliğimizdir.

3- Türkiye Yüzyılı hedefimizin önünü kesmek için kurulan tuzaklara maşalık yapanları da onların iplerini ellerinde tutanları da hüsrana uğratmakta kararlıyız."

Karşımızda, sapkın inançları için dünyayı yakmaktan imtina etmeyecek bir güruh var. 100 gündür Gazze'de yaptıkları ortada. İnsanlığı bu sapkın güruhtan kurtarmak belki de bizlere nasip olacak.