Yalçın AKDOĞAN

yalcinakdogan@stargazete.com

Trump'la Putin'in farkı ne?

- Yalçın AKDOĞAN tüm yazıları

Bugün dünya çapında liderlik sergileyen, küresel bazda gündem belirleyen, birçok konuda inisiyatif alabilen birkaç siyasetçi olduğu söylenebilir. ABD Başkanı Trump ve Rus Devlet Başkanı Putin öne çıkan liderler.

Trump ABD başkanı olduğu için ülkesinin gücünden dolayı doğrudan küresel etkiye sahip lider konumunda.

Putin ise iki kutuplu dünyanın çözülmesiyle güç kaybettiği düşünülen bir ülkenin başında ama etkili bir lider.

Birisi kendi liderlik performansını artırmak durumunda, diğeri ülkesinin küresel etkisini…

Biraz basite indirgeyerek bu iki liderin farklılıklarını şöyle sıralayabiliriz:

Trump açık açık ve doğrudan zarar vermekle tehdit ediyor, Putin örtülü ve dolaylı şekilde zarar veriyor.

Trump söylediklerinin çoğunu yapmıyor, Putin söylemediklerinin çoğunu yapıyor.

Trump kötü gibi görünürken iyi olmaktan çekinmiyor, Putin iyi gibi görünürken kötü algılanmayı umursamıyor.

Trump sevgisini de nefretini de olduğu gibi yansıtıyor, Putin sevgisini de nefretini de hissettirmiyor.

Trump günü birlik, anlık, sabahtan akşama pozisyon değiştiriyor, Putin uzun vadeli plan-programından asla sapmıyor.

Trump kolay ikna ediliyor zor adım atıyor, Putin zor ikna ediliyor kolay adım atıyor.

Trump neredeyse her saat başı bir mesaj atıyor, Putin’in ağzından cımbızla laf alınıyor.

Trump Amerikan medyasına savaş açmış gibi görünüyor, Putin Rus medyasına karşı zafer kazanmış gibi duruyor.

Trump aktif şekilde PYD’nin hamisi gibi davranıyor, Putin PYD/PKK’nın ipi kendi elindeymiş gibi uzaktan izliyor.

Trump Hafter’in ipi kendi elindeymiş gibi uzaktan izliyor, Putin aktif şekilde Hafter’in hamisi gibi davranıyor.

Trump gelecek seçimleri kurtarmaya, Putin gelecek yönetimi dizayn etmeye çalışıyor.

Trump Amerikan yönetiminde, Putin dünya yönetiminde kendisine yer açmaya, başat bir oyuncu haline gelmeye çalışıyor.

Trump iş dünyasından gelip derin devleti dizginlemeye, Putin derin devletten gelip iş dünyasını kontrol etmeye çalışıyor.

Trump da Putin de bir konuya kızıp başka konularda tepki vermeyi, bir alandaki mücadeleyi başka alanlara taşımayı, dostlukla menfaati ayrıştırmayı çok iyi biliyorlar.

Putin’in şansı bir bütün olarak Rusya arkasında duruyormuş gibi bir görüntünün olması. Rus devleti, siyaseti, ekonomisi, medyası, sivil toplumu bir bütün olarak Putin’in iradesini destekliyor gibi algılanıyor.

Oysa Trump çok parçalı bir yapının belli kesimlerce desteklenen bir lideri gibi. Siyasetçilerden devlet kurumlarına, lobilerden medyaya kadar hangi kesimin Trump’ın politikasına destek verdiği belli değil. Bu yüzden Putin bütün gücünü dışarıya vermiş görünürken, Trump hem dışarıyla hem içeriyle uğraşmak durumundaymış gibi görünüyor.