Şehir şehir dolaşıyor, en sağlıklı ve uzun yaşayan kişileri buluyor. 103 yaşındaki dedeler, 95 yaşındaki ninelerden uzun yaşamın sırlarını öğrenip TRT Haber kanalında her hafta salı günü yayınlanan Reçetesiz Hayat programında bunları izleyicilerle paylaşıyor. Sağlıklı ve doğal yaşam üzerine çalışan Dr. Yasemin Bradley, Anadolu’nun şifa kaynağı bitki ve besinleri tüketerek yıllara meydan okuyan ve kaliteli yaşam sürenlerin hikayelerini ekrana getirirken asırlık çınarlarla yeri geliyor bisiklete biniyor, yeri geliyor koşuyor.
Uzun zamandır sağlıklı yaşlananlarla ilgili bir program yapma fikrinin aklında olduğunu belirten Bradley, Reçetesiz Hayat’ın yapımcı-yönetmeni böyle bir teklifte bulununca büyük heyecan duymuş: “Birbirimizi hiç tanımadığımız halde aynı konuyu yapmayı düşünmüştük. Ben yıllardır sürekli yurtdışında obezite ve kanserle ilgili konferanslara katılıyorum. İngiltere’de Şişmanlık Çalışma Birliği üyesiyim. Dünyada obezite ve kanser konusunda çok önemli çalışmalar oluyor. Öğrendiklerimi kendi halkımla paylaşmak istiyorum, onları aktarabileceğim platformlar yaratmaya uğraşıyorum. Televizyonda program yapmak da bunun bir yoluydu. Dolayısıyla çekimlere hemen başladık. Hedefimiz Anadolu’nun her yerini dolaşmak.”
ONUN SIRRI BİSİKLETE BİNMEK
Bradley programında uzun ve sağlıklı yaşayan pek çok insanla konuşuyor, onların hikayelerini dinliyor. Anadolu’da farklı öyküleri olan insanlarla karşılaştığını belirten Bradley, her defasında bir kez daha şaşırdığını anlatıyor: “Dağ köylerinde 90 yaşında insanlar atmaca gibi görüyor. Bu nasıl oluyor, şaşkınım! Biz doktorların ‘Arcus senilis’ dediği, gözün renkli kısmının etrafında yaşla birlikte beyaz-gri bir halka oluşur. Bu yaşlılık halkası bile seçilmiyor gözlerinde. Ben 10 yaşımdan beri ‘dört göz’ diye anılan çocuklardan olduğum için en çok imrendiğim buydu. Beni daha çok şaşırtan ise 103 yaşına gelip beni rampa yukarı bisikletiyle taşıyan Bolulu Ali Dede oldu. Daha fazla yük olmayayım diye bisikletinden indim ama arkamdan bağırıyordu: ‘Kız, haydi gel gezelim!’ Gülmekten yerlere yattım. Şimdiye kadar konuk ettiğimiz en yaşlı isimdi. Hayatı boyunca bisikletinden vazgeçmemiş. 10 yıldır üç tekerlekli bisiklete biniyor. İnce, sağlıklı, güleç, teni gençti. Bence onun sırrı bisikleti...”
AZ YEMEK, AZ STRES, BOL HAREKET
Yasemin Bradley, programa konuk olan asırlık çınarların uzun ve sağlıklı yaşamlarının ortak bir sırrı olduğunu söylüyor: “Az yiyip çok yürüyorlar. Bir de tabii bu insanlar köylerde aşırı endüstrileşmeden uzak, stressiz bir hayat sürüyor. Uzun yaşamın sırrı doğayla iç içe yaşamak gibi görünüyor. Ancak her doğada bulunan da uzun yaşamıyor. Sadece şansınızI artırıyorsunuz. Örneğin; Gelibolu’nun Bayır köyünde iki arkadaşla konuştum. İkisi de 95 yaşında, çocukluk arkadaşı. Biri dimdik ayakta, koşuyor, 75 yaşında gibi. Diğeri bastonsuz yürüyemiyor, kulağı hiç işitmiyor, durgun, daha yaşlı görünümde... Sağlıklı olan bana ‘Bu hiç çalışmadı, hep oturdu’ dedi. Bedenen çalışmak insanları dinç tutuyor. Bunlara tanık olduktan sonra ben de bantta yürümekle kalmıyorum, artık kendi evimi kendim temizliyorum. Uzun yaşayan insanlar arasında gençliğinde günde 20 km yürüyenler, gün boyunca tarlada çalışmış olanlar, bisiklete binenler var. Bir de hayata gülerek, huzurla bakıyorlar. Elbette genetik de etkili ama şart değil. Dolayısıyla uzun yaşamak için mümkün olduğunca sağlıklı beslenin, çok hareket edin, stresten uzak durun, düzenli kontrolden geçin. Bir de bol sebze, özellikle koyu yeşil yapraklı olanlar- ıspanak, pazı, maydanoz, roka gibi-ölçülü meyve ve kırmızı et, yoğurt, bal, zeytinyağı, balık tüketin.”
GENÇ OLDUĞUNU GÖSTERMEK İÇİN YAKALAMACA OYNADIK
YAŞLI delikanlılarla iletişim kurmakta hiç zorlanmamış Dr. Yasemin Bradley. Onlarla her zaman arasının iyi olduğunu söyleyen Bradley, çekimlerde zaman zaman ilginç anlar yaşadıklarını anlatıyor: “Gelibolu-Bayır köyündeki Karanfil Dede’nin genç olduğunu göstermek için beni kovalaması çok keyifliydi. Gerçekten de yakaladı beni! Kocaeli Ketenceler köyünde 100’üne yaklaşmış nine beni bilek güreşinde mat etti. Anadolu insanı çok renkli, kıvrak zekalı, esprili... Eşim İngiliz bir işadamı olduğu için hayatımın yarısı yurtdışında sofistike ortamlarda, salon insanı olarak geçiyor. Anadolu’da kendi insanlarımla olmak beni müthiş mutlu etti. Programı güle oynaya çekiyoruz.”