19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

150 yıldır deprem nöbetinde

Her deprem sonrası gözümüzü diktiğimiz Kandilli Rasathanesi bu yıl 150. yaşını kutluyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile 20 Nisan’da başlayan etkinlikler dizisinde deprem ve afetler konusunda vatandaşları bilinçlendiren kurum, yaralama ve cinayet gibi asayiş olaylarında da bilirkişi olarak hizmet veriyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ11 Ağustos 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
150 yıldır deprem nöbetinde

Deprem, hayatımızın gerçeği. Engellenemeyen bir doğa olayı. 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 19 yıl geçti. Depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken yüzlerce vatandaş da yaralandı. Deprem deyince akla ilk Kandilli Rasathanesi geliyor. Doğru verileri bize ulaştıran Kandilli Rasathanesi bu sene 150. kuruluş yıl dönümünü kutluyor. 17 Ağustos Haftası sebebiyle çeşitli etkinlikler düzenleyen kurum halkı deprem konusunda bilinçlendiriyor. Araştırma, uygulama ve eğitimi bir arada bünyesinde bulunduran Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü depremin yanı sıra bir çok doğa olayı hakkında çalışmalar yürütürken deprem mühendisliği, jeodezi, jeofizik anabilim dalları altında yüksek lisans ve doktora eğitimi veriyor. Biz de hem Rasathane’nin 150 yıllık hikâyesini hem de yaklaşan 17 Ağustos depreminin yıl dönümü sebebiyle deprem ile alakalı yapılan çalışmaları ve enstitünün bilinmeyen araştırmalarını Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ile konuştuk.

RASATHANE-İ AMİRE’DEN ENSTİTÜ’YE

Rasathane-i Amire adıyla 1868 yılında Pera’da faaliyet göstermeye başlayan kurum, ilk zamanlarda meteoroloji üzerine çalışmalar yürütüyordu. 1894 yılındaki büyük İstanbul depreminin ardından Sultan II. Abdülhamid’in talimatı ile iki sismometre cihazı alındı.1895 yılında ilk deprem gözlemlerinin başladığını belirten Enstitü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, kurumun tarihini şöyle anlatıyor: Türk bilim insanları sismolojinin öncüleri arasında yer alır. 1910 yılında Astronom Fatin Gökmen Rasathane-i Amire’nin müdürlüğüne atandı. Daha sonra Rasathane İcadiye Tepesi’ne taşıdı. 1911’de astronomik gözlemlere, meteoroloji faktörlerinin sistematik bir biçimde ölçüm ve kaydına başlandı, kronometre ve saat ayarları yapıldı. 26 Aralık 1925’te kameri aybaşları ve dini günlerin saptanması görevi Rasathane’ye verildi. 1927’de manyetik rasatlara başlandı. 1935 yılında bir dürbün alındı. Daha sonra modern sismoloji istasyonları kuruldu. 1936 yılında da adı Kandilli Rasathanesi olarak değişti ve 1983 yılından itibaren Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlandı. arak Enstitü oldu. 

NÜKLEER DENEMELERİ İZLİYORUZ

Deprem ile ilgili çalışmaların yanı sıra farklı alanlarda da hizmet verdiklerini dile getiren Özener, “Astronomi laboratuarında güneş rasatı yapıyoruz. Güneş üzerindeki patlamaları tespit ediyoruz. Jeomanyetizma laboratuarında jeomanyetik gözlemler yapıyoruz. Meteoroloji laboratuarlarında ise meteorolojik parametre gözlemleri yapılıyor” şeklinde konuşuyor. 

Rasathane’de bir de Afete Hazırlık Eğitim Birimi bulunduğunu belirten Prof. Özener, “Bu birime ait deprem parkımız var. Bu parkta ilk ve orta okul öğrencileri ve öğretmenleri ile ev kadınlarına afet bilincini yayma konusunda eğitim veriliyor” diyor ve ekliyor: Ankara’da yer alan Enstitümüze bağlı Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezimiz var. Merkezi Viyana’da bulunan Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Anlaşması Örgütü bünyesinde Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı nezdinde biz temsil ediyoruz. Dünya üzerinde herhangi bir yerde nükleer bir deneme olsa bunu raporluyoruz. 

STATİK BİR ÜLKEDE YAŞAMIYORUZ

Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nin tüm Türkiye’ye tahsis ettiği 240’ın üzerinden istasyon  olduğunu ve buralarda 7 gün 24 saat gözlem yapıldığını söyleyen Özener, elde edilen verilerin online olarak herkese açık olduğunu vurguluyor. Statik bir ülkede yaşamadığımızı hatırlatan ve Kuzey Anadolu fayının etkisi ile Anadolu plakasının her yıl 2.5 cm batıya doğru hareket ettiğinin altını çizen Özener, “Bu hareket, enerji biriktiriyor. Bu enerji de deprem ile ortaya çıkıyor. Araştırmalarımızla şu bölgede bir deprem olacak ve büyüklüğü bu kadar olacak diyoruz ama ne zaman olacağı bilgisini veremiyoruz. Depremin zamanını veren kişilere itibar edilmemeli” diyor. 

NEDEN HEP MARMARA DEPREMİ KONUŞULUYOR?

Japon bilim insanları ile birlikte yürütülen ve Nisan ayında tamamlanan proje kapsamında Marmara ile ilgili önemli bulgular  elde ettiklerini belirten Özener şunları aktarıyor: Marmara’nın içinden geçen fayın aslında tek parça olmadığını, üç farklı fay parçası bulunduğu ve her bir parçanın farklı özellikte olduğunu tespit ettik. Elde etiğimiz sonuçlarla fayın parçalı bir yapıda kırılabileceğini öngörüyoruz. Bundan dolayı birden fazla deprem olabilir ve bu depremlerin büyüklüğü 7.2 ve üzerindeolabilir.  Ancak herkes Marmara depremi beklerken aslında ülkenin başka bir yerinde de deprem olabileceğini söyleyen Özener, “Türkiye’de başka potansiyel deprem bölgeleri var. Özellikle insanların dikkatinin Marmara’da olmasının en temel sebebi ise sanayi bölgelerinin burada yoğun olması ve 17-18 milyon insanın yaşıyor olması. Marmara  önemli bir yer. Türkiye’nin kalbi. Burada yaşanacak ve büyük kayıplara neden olacak depremin ülke genelinde etkisi daha fazla olacaktır.” şeklinde konuşuyor.

DAVALARDA BİLİRKİŞİ GÖREVİNDE BULUNUYORUZ

Kandilli Rasathanesi’nin ilginç görevlerinden biri de yaralamalı ve cinayet davalarında bilirkişi olarak yer almak. Astronomi laboratuarında adli astronomi çalışmaları yürüttüklerini belirten Özener, “Mahkemeden gelen talep üzerine Güneş ve Ay’ın doğuş batış bilgilerini, Ay’ın safhasını ve aydınlatmasını vererek cinayet, hırsızlık, trafik kazası gibi olaylarda rapor hazırlanıyor.  Bu bilgilere göre alınan cezalar farklılaşıyor.” diyor. 

AMAÇ DEPREM KONUSUNDA FARKINDALIK OLUŞTURMAK

Kandilli Rasathanesi’nin 150. yıl etkinlikleri, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile 20 Nisan’da başladı. Bir yıl sürecek etkinliklerde belediyeler aracılığıyla halka ulaşarak; Deprem ile ilgili bildiklerimiz ve bilmediklerimiz, afete karşı hazırlık, tsunami ve iklim değişikliği adı altında dersler veriliyor. Gelecek hafta 13 ve 16 Ağustos tarihleri arasında deprem bilgilendirme sunumları ve Rasathane turları yapılacak. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, “Türkiye’de Deprem Afeti ve Korunma Yolları” konulu bilgilendirme sunumları gerçekleştirecek. Deprem tehlikesi ve riski konusunda farkındalık oluşturmak üzere düzenlenen etkinliğe katılmak isteyenler [email protected] adresine e-posta göndererek kayıt olabilirler. 

ERKEN UYARI İÇİN BİR KAÇ SANİYEMİZ VAR  
 
İlk deprem dalgası geldikten sonra ikinci artçı dalganın geleceğinin uyarısını yapmak için sadece 5 ve 7 saniye arasında vakitlerinin olduğunu söyleyen Özener, “İlk depremin olduğunu tespit ettiğimiz anda arkadan gelecek yavaş ama yıkıcı olan depremin ne zaman geleceğini tahmin edebiliyoruz. Erken uyarı deprem sonrası felaketlerin azalması için önemli” şeklinde konuşuyor.