19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Acımasız ebeveynler acımasız çocuklar yetiştirir

İlk ve orta öğretim çağında çocuğu olan ebeveynlerin maruz kaldığı sorunların başında akran zorbalığı geliyor. Son dönemlerde pek çok okulda öğrenciler arasında çetelerin oluştuğu, çocukların birbirleri üzerine hâkimiyet kurmak için psikolojik baskı uyguladığı yolundaki şikayetler de artış gösterdi. Akran zorbalığının çocuğun mizacından çok ebeveynlik stilinden de kaynaklandığına dikkat çeken Klinik Psikolog Fazilet Seyitoğlu, “Çocuklarda 20 Psikolojik Problem ve Çözümü” adlı kitabında bu konuya ilişkin önemli bilgiler veriyor. Arizona Üniversitesi’nden Prof. Julie A. Patock-Peckham’ın “Eğer bir zorba yetiştirmek istemiyorsanız, kendi çocuğunuza zorbalık yapmayın” sözüne dikkat çeken Seyitoğlu’na akran zorbalığının nedenleri ve çözüm yollarını sorduk.

GÜLCAN TEZCAN 3 Kasım 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Acımasız ebeveynler acımasız çocuklar yetiştirir

Akran zorbalığı nedir? Ülkemizde ne oranda yaşanıyor? 

Çocuk ve ergenlerin yaşıtlarından fiziksel, duygusal, cinsel olarak maruz kaldıkları rahatsız edici her türlü kötü davranışa akran zorbalığı diyebiliriz. Bu durumu fiziksel şiddet uygulama, korkutma, tehdit etme, isim-lakap takma, alay etme, dalga geçme, aşağılama, cinsel söz ve eylemler olarak da başlıklandırabiliriz. Çocuklar arasındaki saldırganlık bizlere çok basit görünebilir, bir çocuk diğerinin canını yakabilir. Fakat zamanla bu saldırganlık karmaşıklaşıyor ve akran zorbalığı dediğimiz hale bürünüyor. Zorbalık yapan tek bir çocuk olabileceği gibi, bir grup da olabilir. Grup olduğunda çocuk daha zor anlar yaşar ve ruhsal olarak daha fazla etkilenir. Zorbalar ve kurbanlar ile ilgili en önemli çalışma İsveç’te yürütülmüş; bu çalışma ilkokul çocuklarının yüzde 9 gibi yüksek bir oranının düzenli olarak kurban, yüzde 7’sinin de zorba olarak adlandırıldığını gösteriyor. Diğer ülkelerde yürütülen çalışmalar da bu oranları doğruluyor. 

Bu sorun hangi yaş grubunu daha çok etkiliyor? 

Türkiye’de bildiğim kadarı ile geniş bir çalışma yok ve henüz çok fazla gündemde değil, fakat klinikte yüksek oranda akran istismarı-zorbalığı görüyoruz.

Araştırmalar akran zorbalığının daha çok ortaokul ve lise yıllarında çocuklarımızı etkilediğini gösteriyor. Yani 10 ile 17 yaş arası diyebiliriz.  

Çocuklar bu kadar acımasız olmayı nereden öğreniyor?

Acımasız ebeveynler acımasız çocuklar yetiştirir ve acımasız çocukların kurbanlarını. Son zamanlardaki çeşitli araştırmalar, katı ebeveynlik stilleri ile çocukların hem bir zorba olma hem de zorbalığa uğrama olasılığı arasındaki ilişkiyi onaylıyor. Bazı araştırmalar ayrıca daha şaşırtıcı bir ilişkiyi de gösteriyor; serbest ya da ihmalkâr ebeveynlik de zorbalar yetişmesine yol açabiliyor.

Böyle bir araştırmada Washington ve Arizona devlet üniversitelerindeki araştırmacılar, 419 üniversite öğrencisi üzerinde geriye dönük bir araştırma yürüttü ve ebeveynsel otoriterliğin −ebeveynlerin sıcak ve ilgili olduğu ama çocuklarının güvenliği hatırına kurallar koyduğu− çocukların zorbalığa uğrama riskini düşürdüğünü buldu. Diğer yandan, yakında yayınlanan Madde Kullanımı ve Kötüye Kullanımı’nın (Substance Useand Misuse) sonuçlarına göre, serbest ve otoriter (katı-sert) ebeveynlik stillerinin ikisi de, diğer çocuklara zorbalık yapma ile pozitif yönden ilişkiliydi. Her iki yaklaşım da kurallara ve diğerlerinin haklarına saygı eksikliği ile sonuçlanabilir. Zorbalıktaki ebeveyn etkisi üzerine olan çoğu araştırma, ebeveynlerin özünde çocuklarının zorbalık davranışına model oldukları sert, cezalandırıcı ebeveynlik stillerine odaklanmıştır. 

Bir çocuk akranına neden böyle bir kötülük yapar?

Bence ruhsal bir sıkıntısının olduğunu gösteriyor. İspatlamak istediği şey zorba olmanın popüler olmak, itibarını artırmak ve saygı görmek için iyi bir yol olduğunu düşünmesi olabilir. 

Ailenin ve okulun yaklaşımı nasıl olmalı?

Aşırı sert ve aşırı serbest ebeveynler zorbalar yetiştiriyor. Ilımlı ve destekleyici tarzda bir ebeveynliği tercih etmeli aileler. En iyi ebeveynlik taktiği muhtemelen disiplin tutum spektrumunun ortasına denk geliyor. Gerçekten de araştırmalar gösteriyor ki, zorbalığa maruz kalma ve bir zorba haline gelmeye karşı koruyucu bir faktör, sıcak, çocuklarına duyarlı ve (kontrol edici ya da aşırı derecede serbest olmak yerine) uygun seviyede otonomiyi de cesaretlendirme anlamına gelen kolaylaştırıcı ebeveynlere sahip olmaktır! 

Okullarda görülen zorbalık bu çocukların kendi özellikleri, içinde büyüdükleri aile ortamı ve bu olayların yaşandığı sosyal ortamın bir sonucu olarak düşünülmesi gereken karmaşık bir olaydır. Çocuğa aile ve okul güven vermeli ve onun yanında olduğunu hissettirmelidirler. Arkadaşları tarafından kötü davranıldığını söyleyen her çocuk çok ciddiye alınmalıdır. Kendisine inanılmadığını düşünen çocuk içine kapanır ve zorbalığa daha çok maruz kalır. Okuldan, öğrencilerden bilgi alınmalı, aileler okulla görüşmeye gitmeli ve zorba davranışın durdurulması için önlem alınmalıdır. Çocuk okulunu değiştirmek istiyorsa akran zorbalığı muhakkak incelenmelidir. Eğer zorbalık okulda grup halinde yapılıyorsa bu grup mutlaka dağıtılmalı, gerekirse çocukların okulları değiştirilmelidir. Akran zorbalığı gözden kaçırılabilen bir durumdur. Bu yüzden aileler çocuğun dediklerini önemsemelidir. 

Bu sorunla baş etmek için tedaviye ihtiyaç var mıdır?

Hem zorba hem de kurban için ruhsal tedaviye gerek vardır. Çocuk gelişimi bilimi en az saldırgan çocuklara müdahale etmek kadar, kurban rolünü benimseyen çocukların da davranışlarını değiştirmeyi amaçlar. Akran zorbalığına maruz kalan her çocuk bundan ruhsal olarak etkilenir. Etkinin derecesi çocuğun ruhsal özellikleri, maruz kalınan süre, zorbalığın çeşidi ve şiddetiyle belirlenir. Hassas, naif, kaygılı, depresif çocuklar daha çok etkilenirler.  Buna maruz kalan çocuklarda uyum bozuklukları, kaygı bozuklukları, depresyon, öğrenme dikkat sorunları, akademik başarısızlıklar, okul fobisi gelişebilir. 

Zorbalık yapan çocuğun kesinlikle bir ruhsal sorunu vardır. Genelde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, dürtü kontrol bozukluğu, karşıt gelme ve davranış bozukluğu tespit edilir. Bunlara empati yoksunluğu eşlik eder. Terapilerde empati duygusu üzerine çalışmak gerekir. Kurban çocuk için de terapide kendini koruma, sosyal iletişim becerileri ve özgüven üzerine muhakkak çalışılmalıdır. Tedavi sürecinde zorba ve kurban çocuğun aile dinamikleri ve ebeveynlik tutumları üzerine de çalışılmalı ve ailelerdeki risk faktörleri uzman tarafından ele alınmalıdır. 

Tedavi sürecinde aile çocuğa nasıl destek olmalı?

Aile çocuğu ciddiye almalı ve onun yanında olduğunu hissettirmelidir. Çocuğun öğretmeni ve okulu ile işbirliği yapmak gerekir. Zorba davranışın durdurulması için önlem alınmalıdır. Kurban çocuk kendini suçlu hissedebilir ve ailesinin kendini suçlayacağından da korkabilir. Zorbalığı durdurmak, çocuğu sevgi ve güven ile desteklemek, güç kazanması için sabırla klinik desteğe devam etmek gerekir. Ruh sağlığının tekrar yerine gelmesi için kurban çocuk ile ailenin daha çok ve kaliteli zaman geçirmesi önemlidir. Bu süreçte ders başarısı çok önemsenmemelidir. 

"Son zamanlarda yapılan araştırmalar, katı ebeveynlik stilleri ile çocukların hem bir zorba olma hem de zorbalığa uğrama olasılığı arasındaki ilişkiyi doğruluyor."

SEVGİ GÖRMEYEN ÇOCUK ZORBALIĞA MEYYAL OLUR

Araştırmalar ve klinik gözlemlerimiz zorba davranışlarının gelişiminde önemli dört etkenden bahsediyor:

- Anne babanın 0-3 yaş döneminde çocuğu ile duygusal bağ kuramaması, ihmalkar olması ve sıcaklık göstermemesi,

- Anne babanın çocuğun 0-7 yaş döneminde saldırgan davranışlara belirgin ve belli bir sınır çizememesi, çocuğun öfke krizlerini iyi yönetememesi,

- Anne babanın fiziksel cezalara başvurması, yani çocuğunu dövmesi, hakkını şiddet ile arayıp sorunlarını şiddet ile çözmeye çalışarak çocuğuna olumsuz model olması,

- Çocuğun zor ve tepkisel bir mizaca sahip olması.

Çocuklar büyürken saldırgan davranışlarında bazı roller benimserler. Zorba (fail), kurban, zorbanın yardımcısı, kışkırtıcı seyirci, tarafsız seyirci, kurbanın koruyucusu vs. Çocukların saldırgan davranışlarda benimsediği rolleri kişilik özelliklerinin belirlediğini söylüyor araştırmalar. Örneğin utangaç çocuklar genelde tarafsız seyirci olurlar, duygusal dengesizlikler yaşayan çocuklar ise daha çok kışkırtıcı seyirci ya da failin, zorbanın yardımcısı olurlar. Her çocuk akran zorbalığına maruz kalabilir fakat kaygılı, pasif, hassas olmak, özgüven eksikliği, asosyal olmak daha çok kurban olan çocukların ortak özelliklerindendir. Erkek çocuklarda kurbanlar, genellikle akranlarından daha ufak tefek ve güçsüz olurlar. Kız ve erkek kurbanlar girişken değillerdir, kendilerine güvenmezler. Kurban haline gelmenin sonuçları; yalnızlık, okuldan kaçmak, özsaygı eksikliği ve depresyondur. Zorbalar kurbanlarının acıları, üzüntüleri ile empati kuramazlar. Kendilerini suçlu hissetmezler, utanmazlar ve genelde dürtüsel olurlar.