25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Ayinesi eseridir sanatçının

Geleneksel Türk Sanatları’nın akademili temsilcileri Güncel Bellek Sergisi’nde bir araya geldi. “Sanat, temelinde kişinin kendi özüne serüvenidir ve sanatçının eseri onun aynasıdır.” diyor serginin sanat danışmanı Dr. Şehnaz Biçer Özcan. “Sanatçı, tarihini, kültürünü ve sanatını bilmek zorundadır.” sözleriyle kimlik vurgusu yapan Özcan, “Bellek, sergimizin geleneğe bir göndermesidir. Dolayısıyla ‘Güncel’ olan ‘Bellek’le şekillenerek yeni bir söz söyleniyor.” şeklinde konuşuyor.

EYLÜL KARA17 Kasım 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Ayinesi eseridir sanatçının

Pendik Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi’nde dün kapılarını açan Güncel Bellek sergisi, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü mezunlarının eserlerine ev sahipliği yapıyor. 35 yılını tamamlayan Geleneksel Türk Sanatları Bölümü mezunları, geçmişten günümüze yansıyan teknik ve estetik birikimleri ile kendi zevk ve görüşüne göre yeni tasarımlarını sergiliyor. Küratörlüğünü Hakan Dağlı’nın yaptığı serginin sanat danışmanlığını Dr. Öğr. Üyesi Şehnaz Biçer Özcan üstleniyor. “Güncel Bellek isimli sergimizdeki amacımız, geleneğe ait düşünce ve üretim biçimlerinin yanında güncel arayışlarla sanata dair bir söz söylemektir.” diyen Hakan Dağlı sergi ile alakalı şunları aktarıyor: Profesyonel ve genç sanatçıların eserleri aynı platformda sergileniyor. Sergiye, 50 sanatçı birer eser ile dahil oldu. Farklı dönemlerde geleneksel sanat eğitimi alan sanatçıların özgün ve disiplinlerarası bir çalışmayla günümüz sanatının arayışı içinde oluşturdukları eserler, 30 Kasım’a kadar ücretsiz olarak görülebilecek. 

SANAT KİŞİNİN KENDİ ÖZÜNE SERÜVENİDİR

“Sanat temelinde kişinin kendi özüne serüvenidir ve eseri sanatçının aynasıdır.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Şehnaz Biçer Özcan, Güncel Bellek sergisinin aslında geleneğe bir gönderme olduğunu söylüyor. Özcan, “Kendi kimliğine yine kendi öz kültürel değerleriyle ulaşan sanatçı, tarihini, kültürünü ve sanatını bilmek zorundadır. O yüzden “Bellek” yani “kültürel hafıza” sergimizin geleneğe bir göndermesidir. Güncellik ise; günümüzü temsil ederken belleğimizdeki kültürel veriler bugünün inşasının temellerini oluşturur. Dolayısıyla Güncel olan Bellek’le şekillenir ve bugünün ilavesiyle yeni bir söz söylenir.” şeklinde konuşuyor. Sergide eserleri yer alan Ersan Perçem ise “Sanatçı yaşadığı dönemin tanığıdır, kendi dünya görüşünün ve inancının, var oluşunun yansımalarını anlatır. Geleneksel sanatları icra eden sanatçıların, sanatsal alanlarda yaşanan gelişmelerden yararlanıp gelenekten beslenerek yeni açılımlar gerçekleştirmeleri gerekir.” diyor.

FIRÇAM GÜNÜN SORUNLARINA DOKUNABİLİR Mİ? 

Eserinizde kadına yönelik bir mesaj mı var? 

Eserde, Geleneksel sanata ait birikimi yeni bir anlayışla ele alarak bir yorum getirdim. Asıl meselesi kadın olan çalışmanın benim için daha da can alıcı kısmı Geleneksel sanatlar ile oluşturduğum temelimin günümüz ile ilişkisini kurmak oldu. Ben kimim ve tuttuğum fırça bugünün sorunlarına dokunabiliyor mu? Beni bu işi yapmaya iten sebep kadına karşı bakışa bir eleştiri getirmekti. Eserime bakan izleyici tüm karanlık detaylarda bu çocuğun dış dünyasını izliyor. Merkezdeki figür doğduktan sonra yaşamın zorlu şartlarıyla sertçe karşılaşan bir kadına dönüşüyor. İç içe kesişen tüm karamsar renkler, kendini saran kanatlarıyla kadının mücadelesini vurguluyor. Gözündeki bandı ise değerlendirebilmesi adına seyirciye bırakıyorum.

Bugünün sanat anlayışını nasıl yakalıyorsunuz? 

Geleneksel Türk Sanatları benim en rahat ettiğim, hakimiyetimin yüksek olduğu dünyam. Bir filmde bir karede bizim sanatlara ait detaylar görmek heyecan verirken tasarım bienalini gezerken bir bölümde geleneksel motiflere yer verilmiş olmasını görmek beni direkt işe dahil edebiliyor. Tüm bunlar benim geleneğimi günüme bağlamamda önemli rol oynuyor. 

SANATÇI YAŞADIĞI DÖNEMİN TANIĞIDIR

Zahriye çalışmanızın hazırlık sürecinden ve içeriğinden bahseder misiniz?

Klasik teknikler kullanarak daire formunda hazırlanan “Zahriye” isimli çalışma, el yazması eserlerde ilk tezhipli sayfalar olarak yapıldı. 1/16’ya bölünerek bitkisel motifler ile hazırlanan tasarım, altın ve lacivert dengesi gözetilerek uygulandı. Klasik zahriye tasarımından farklı olarak tasarımın göbek kısmına üstübeç mürekkebi ile sülüs besmele ve etrafındaki altın paftalar içerisine ise 16 adet nesih Esma-i Hüsna yazısı yazıldı. Eseri, el yazması eserlerin temellük zahriye sayfalarından yola çıkarak hazırladım. 

Sizce bugün Geleneksel Sanatlara ilgi nasıl?

20 yıl evvel Geleneksel Sanatların tanıtılması ve uygulaması oldukça azdı. Bugün ise her türlü görsel, işitsel yayın ve sergiler, özel atölyeler, kamu kurumları ve güzel sanatlar fakülteleri, sanat eğitim sistemi ile öğrenci bulunuyor. Hatta Geleneksel Türk Sanatları meslek liseleri bile açılmaya başlandı. Bugünün geleneksel çalışmalarını tarihten gelen yansımalar olarak görüyorum. Sanatçı yaşadığı dönemin tanığıdır, kendi dünya görüşünün ve inancının, var oluşunun yansımalarını anlatır. Geleneksel sanatları icra eden sanatçıların, sanatsal alanlarda yaşanan gelişmelerden yararlanıp gelenekten beslenerek yeni açılımlar gerçekleştirmeleri gerekir.